mustafa11
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 18 Ocak 2007
- Mesajlar
- 3,063
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 62
- Konum
- istanbul-maltepe
- Web Sitesi
- www.mobilyaonarim.com
Ahmed Mekkî Efendinin kabri üç yıl kadar sonra çevre yolu yapılması sebebiyle Ankara, Bağlum'a babalarının yanına nakledildi. Bu üç sene içinde cesedi aynen duruyordu. Kefeninin de kabre konduğu gündeki gibi bozulmamış olduğu görüldü.
EĞER FÂİZİ BIRAKMAZSAN
Ahmed Mekkî Efendinin çok sevdiği bir kereste tüccârı vardı. Bir gün maddî bakımdan sıkışınca fâize girdi. Mekkî Efendi ona fâizden hayır gelmeyeceğini söylediyse de devâm etti. Zenginleştikçe fâize bulaşması da artıyordu. Bir müddet sonra Ahmed Mekkî Efendi o tüccârı tanıyan birini görerek; "Eğer fâizi bırakmazsa dükkanı yanacak." diye haber gönderdi. Fakat haberci başka yerlere uğradığından iki gün gecikti. Oraya vardığında o kişinin kereste dükkanının yandığı haberini aldı. "Ben geç kalmasaydım, belki bu olmazdı." diyerek çok üzüldü.
Sık sık şu beyti tekrarlardı:
"Mâla mülke olma mağrûr, deme var mı ben gibi?
Bir muhâlif yel eser, savrulur harman gibi."
EĞER FÂİZİ BIRAKMAZSAN
Ahmed Mekkî Efendinin çok sevdiği bir kereste tüccârı vardı. Bir gün maddî bakımdan sıkışınca fâize girdi. Mekkî Efendi ona fâizden hayır gelmeyeceğini söylediyse de devâm etti. Zenginleştikçe fâize bulaşması da artıyordu. Bir müddet sonra Ahmed Mekkî Efendi o tüccârı tanıyan birini görerek; "Eğer fâizi bırakmazsa dükkanı yanacak." diye haber gönderdi. Fakat haberci başka yerlere uğradığından iki gün gecikti. Oraya vardığında o kişinin kereste dükkanının yandığı haberini aldı. "Ben geç kalmasaydım, belki bu olmazdı." diyerek çok üzüldü.
Sık sık şu beyti tekrarlardı:
"Mâla mülke olma mağrûr, deme var mı ben gibi?
Bir muhâlif yel eser, savrulur harman gibi."