Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse... (1 Kullanıcı)

fiderya

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Nis 2008
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

beceriksiz adımlarla yürüyen bir kıza rastlarsanız. sanki düşecekmiş gibi, sanki ayakları birbirine dolaşacakmış, bir yere takılacakmış gibi. merdiven kollarını sıkı sıkıya tutuyorsa. aceleyle yürüyorsa mesela. kalkacak son vapura, son trene yetişecekmiş gibi hızlı atıyorsa adımlarını. yere toprağı incitecekmiş gibi basıyorsa, yer çatlayacakmış gibi ürkek atıyorsa adımlarını. şaşkınsa bir masaldan şehre düşmüş gibi.

eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

utangaç bir kız yüzüyle karşılaşırsanız, başını yerden kaldırmıyorsa. gözlerine hüzün düşmüşse. karanlık değmişse bakışlarına. gece gökyüzünü seyretmekten ayışığının izi kalmışsa yüzünde. gözlerinden yıldızlar dökülüyorsa mesela. nereye baktığı anlaşılmıyorsa. her şey gözlerinde kayboluyorsa. kirpiklerine yakamozlar takılmışsa. gözleri denize bakan bir balıkçının gözleri gibiyse.

eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

genç gürültülerin arasında sessiz bir kıza rastlarsanız, kalabalığın ortasında bir sükut gibi yürüyorsa. tam konuşacakken dudakları titriyorsa, saklaması gereken bir sırrı taşıyormuş gibi. bir ortaçağ bilgesinin susuşu gibiyse sessizliği. henüz evrenin yaratılmadığı zamanlardan kalma bir sükutsa mesela. bir hint hikayesinin tanrısal suskunluğunu taşıyorsa.

eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

saçlarını taramayı becerememiş bir kızla karşılaşırsanız. konuşurken saçlarını savurmuyorsa. sıkı sıkıya tokalarla yapıştırmamışsa saçlarını. uyumsuz kıyafetler varsa üzerinde. yakıştıramamışsa giydiklerini. güzelliğinden utanıyorsa mesela. yaz sıcağında boğazlı bir kazak giymişse. bir pardesü giyip yün bir başlık takmışsa kafasına. ya da modası geçmiş bir şapka takıyorsa. ellerini sürekli başına götürüyorsa, saçlarını tıkıştırıyorsa şapkasından içeri. ürkekse, bir başınaysa...

bilin ki o kız başörtülü bir kızdır.

bilin ki, bir kez daha daha kaybetmişizdir..."

Tarık Tufan
 

semos

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Kas 2006
Mesajlar
303
Tepki puanı
0
Puanları
0
Çok sağol kardeşim insanın gözleri nasıl dolmasın şimdi :( Rabbim bizi bu denli sıkıntıya,üzüntüye boğan insanları ıslah etsin inşallah. Bizimde özgürce okumaya hakkımız yok mu :( selametle kal inşallah
 

egitim44

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2008
Mesajlar
209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
çilen çeken kovulan horlanan neden bu ülkenin gerçek sahipleri soruyorum size?
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

beceriksiz adımlarla yürüyen bir kıza rastlarsanız. sanki düşecekmiş gibi, sanki ayakları birbirine dolaşacakmış, bir yere takılacakmış gibi. merdiven kollarını sıkı sıkıya tutuyorsa. aceleyle yürüyorsa mesela. kalkacak son vapura, son trene yetişecekmiş gibi hızlı atıyorsa adımlarını. yere toprağı incitecekmiş gibi basıyorsa, yer çatlayacakmış gibi ürkek atıyorsa adımlarını. şaşkınsa bir masaldan şehre düşmüş gibi.

eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

utangaç bir kız yüzüyle karşılaşırsanız, başını yerden kaldırmıyorsa. gözlerine hüzün düşmüşse. karanlık değmişse bakışlarına. gece gökyüzünü seyretmekten ayışığının izi kalmışsa yüzünde. gözlerinden yıldızlar dökülüyorsa mesela. nereye baktığı anlaşılmıyorsa. her şey gözlerinde kayboluyorsa. kirpiklerine yakamozlar takılmışsa. gözleri denize bakan bir balıkçının gözleri gibiyse.

eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

genç gürültülerin arasında sessiz bir kıza rastlarsanız, kalabalığın ortasında bir sükut gibi yürüyorsa. tam konuşacakken dudakları titriyorsa, saklaması gereken bir sırrı taşıyormuş gibi. bir ortaçağ bilgesinin susuşu gibiyse sessizliği. henüz evrenin yaratılmadığı zamanlardan kalma bir sükutsa mesela. bir hint hikayesinin tanrısal suskunluğunu taşıyorsa.

eğer bir gün yolunuz bir üniversiteye düşerse...

saçlarını taramayı becerememiş bir kızla karşılaşırsanız. konuşurken saçlarını savurmuyorsa. sıkı sıkıya tokalarla yapıştırmamışsa saçlarını. uyumsuz kıyafetler varsa üzerinde. yakıştıramamışsa giydiklerini. güzelliğinden utanıyorsa mesela. yaz sıcağında boğazlı bir kazak giymişse. bir pardesü giyip yün bir başlık takmışsa kafasına. ya da modası geçmiş bir şapka takıyorsa. ellerini sürekli başına götürüyorsa, saçlarını tıkıştırıyorsa şapkasından içeri. ürkekse, bir başınaysa...

bilin ki o kız başörtülü bir kızdır.

bilin ki, bir kez daha daha kaybetmişizdir..."

Tarık Tufan

cok dogru yazılmıs..emeğine sağlık...
keske böyleolmasa keske herkes ıstedıgı gıbı özgürce hareket edebılse....
Rabbım herkesı ıslah etsin...
 

GEVHER

Yönetici
Katılım
9 Eyl 2008
Mesajlar
3,971
Tepki puanı
2,515
Puanları
163
ülkemizde kanayan bir yara ayrımcılık ve çifte standart uygulaması.. birilerinin aralarında çekişmeye dönen bu olayda ne yazık ki olan gençlerimize ve ülkemizin geleceğine oluyor..

daha bu sabah bir gazetede okuduğum bir yazıyı sizlerle paylaşmak isterim .bu konuda neler yapılaması gerektiğini çok güzel anlatmış..kanunların, hükümetlerin yetersiz kaldığı durumlarda halkın sabırla ve yılmadan göstereceği çabayla aslında çok yol katedileceğini..
herkes payına düşeni dersi alsın inşallah..İnançların herkes için özgürce yaşanabileceği bir ülke dileğiyle..


Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin başörtülü arkadaşlarına sahip çıkmak, onları üniversite kapısından sokmak için uyguladıkları yöntem bu meselenin çözümü için verilmiş bir işaret olarak çok değerli.
Ne diyor öğrencilerden biri: "Kapıda bir araya geliyoruz, birikiyoruz, sonra hurra, hep beraber içeri" Bugün böyle yapıyorlar, yarın bu yol engellenirse başka bir şey yaparlar, ne yapıp edip bir yolunu bulur, başörtülü arkadaşlarını kapının gerisinde boynu bükük bırakıp okullarına girmeyi içlerine yediremezler.

Hep bir yolunu buldular. Çünkü bu okulun öğrencisiyle, öğretim üyesiyle birlikte oluşturduğu böyle bir geleneği var; bu üniversitenin başı açık öğretmenleri ve öğrencileri, sadece şimdi değil, yıllardan beri, başı örtülü öğrencilere yapılmak istenen ayrımcılığı hazmedemedi.

Her dönemde farkı yollar bularak, bazen açıktan, bazen üstü kapalı bir şekilde, bazen meydan okuyarak, bazen "takiye" yaparak, yasakçılığın bu üniversiteye sızmasına izin vermedi. Yasakçılığın en koyu zamanlarında bile Boğaziçi Üniversitesi, üniversiteye yakışan özgür atmosferini korumayı başardı.

Başörtüsü sorununda siyasetin sorun çözmede tamamen aciz kaldığı, hukukun ise çözmek bir yana meseleyi iyice arap saçına çevirdiği bir noktadayız. Ve görünen o ki, bu süreç uzun süre devam edecek. Siyaset daha epey bir süre, eli böğründe çekilen acıları seyredecek; sorunu çözmek üzere devreye giremeyecek. İşte bu koşullar, Boğaziçi Üniversitesi'nin ortaya koyduğu örneği daha da değerli kılıyor.

Siyasetin ve hukukun tıkandığı bu noktada "sorun çözücü" olarak devreye girme görevi toplumundur. Bu sorunu çözerse toplum çözecek. Siyaseti de, hukuku da toplum itekleyecek.

Topyekun değil, yer yer, bir anda değil yavaş yavaş, tek yöntemle değil, geliştireceği bin bir türlü yöntemle, sabırla, ama pes etmeden, yasağı hiçbir zaman içine sindirmeden ve mutlaka başörtülüsüyle başörtüsüz bir araya gelerek çözecek. Eğer bir yasak bir toplumun dokusuna uymuyorsa, o yasağı o toplumda uygulamaya hiçbir otoritenin gücü yetmez. Toplum mutlaka o yasağı delmenin, etrafından dolanıp etkisiz hale getirmenin, kağıt üstünde bırakmanın bir yolunu bulur.

Yapılan bütün araştırmalar Türkiye halkının ezici çoğunluğunun üniversitelerdeki başörtüsü yasağına karşı olduğunu ortaya koyuyor. Toplumun genelini bir yana bırakalım, üniversite gençliği on yıllardır birbirinin saçına başına bakmadan, birbirine en ufak bir baskı yapmadan, dostça, arkadaşça ve barış içinde bir arada yaşayıp gidişiyle bu ayrımcılığa karşı olduğunu gösteriyor.

O zaman mesele, başı açıkların onlar için üzülmekle yetinmeyip, onlarla birlikte bir şeyler yapmayı düşünmeye başlaması; bu yasağı tasvip etmediğini her fırsatta ve bin bir türlü yaratıcı biçimde ortaya koymasıdır. Bu elbette bir bilinç sıçraması gerektirir. Diğer üniversiteler de Boğaziçi Üniversitesi gibi, yasaksızlığın bir bütün olduğunu daha iyi kavradıkça; şu ya da bu yasağa karşı çıkmak yerine, yasaksızlığı savunma noktasına ulaştıkça yasakçıların işi zorlaşacaktır. Çabuk iyimserliği kapılmak istemiyorum.

En nihayetinde "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" özdeyişiyle büyütülen çocuklar bunlar. Ama yine de; yıllardır üniversite kapılarında yaşanan türban trajedilerine birinci elden tanık olmak, türban yasağının acımasızlığını gözleriyle görmek, sınavda kopya aldığı kopya verdiği can ciğer arkadaşının yaka paça sınıftan çıkarılışı izlemek onları büyüklerden daha çabuk olgunlaştırmış ve çifte standardın utancını daha derinden hissetmelerine yol açmış olabilir.

Henüz Türkiye'nin başka yerlerinde "başı açık" büyüklerin ya da "başı açık" örgütlerin başörtülüler için bir şeyler yaptıklarını pek görmediğimize göre, Boğaziçili gençlerin büyüklere verdiği bu dersi başka nasıl izah edebiliriz?


GÜLAY GÖKTÜRK
 

#fani_dünya#

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Kas 2008
Mesajlar
419
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
yani afedersiniz ama başörtülü kızlarımızın üniversitelerde ne haltlar yediklerini bilmesek inanacaz bu konuya.(tamam istisnalar vardır)lakin üniversite ortamı çok berbat ve oraya girdiği gibi çıkanlarda çok nadir oluyor bu zamanda çok dindar kız giripte ordan kötü olarak çıkmıştır..

herşey ünversite okumak değildir nice diplomalı merkeplerle dolu her taraf güvenipte eşeğini teslim edemeyeceğin adamlardada tonla diploma bulursun.!
önemli olan insan olmak namusuyla onuruyla yaşamaktır.

sanki türkiyedeki üniversiteler çokmu iyi eğtim veriyorlar üniversite ortamında günahkar olacagınıza evde kitaplar okuyup kendinizi geliştirmeniz bin kat daha iyidir ve emin olun ki kitap okuyarak öyle gelişirsiniz ki üniversite bitirmiş biri yanınızda halt yer.

yani meselenin özünde şunu demek istiyorum fani dünya hayatı için ne bacılarımızun üniveriste okumalarını tavsiye ediyorum nede boş yere kendilerini günaha sokmalarına gönlüm razı olmuyor..
 

ebruodabas

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Eki 2008
Mesajlar
31
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
güzel bi paylaşımdı tşk. BACIMIN ÖRTÜSÜ BATMAKTA REZİLİN GÖZÜNE ...

ACIRIM TÜKÜRÜĞE ,ANDOLSUN TÜKÜRSEM YÜZÜNE..

MEDENİ OLMAK EĞER AÇMAKSA BEDENİ

DESENİZE HAYVANLAR İNSANLARDAN DAHA MEDENİ..!


( M.AKİF ERSOY )
 

acem_kizi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
891
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
Azerbaycan
Bizim ülkede çok şükür böyle sorun yok..ama Türkiye için çok zor..:(
 

mervenur16

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ara 2008
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Kendi ülkemizde bu kadar zor durumda olmak içler acısı bir durum.:gulegule​
 

leylacan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2008
Mesajlar
22
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
bende üniversiteye yeni başladım ve başörtülüyüm.başımı açmıyorum peruk takıyorum.ama çok zorlanıyorum henüz alışamadım.biz genç kızlara dua edin buraya kadar gelmişsekte siz mümin kardeşlerimin dualarıyla ayaktayız.paylaşımınız için çok teşekkürler allah razı olsun.
 

incinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
575
Tepki puanı
0
Puanları
0
bende üniversiteye yeni başladım ve başörtülüyüm.başımı açmıyorum peruk takıyorum.ama çok zorlanıyorum henüz alışamadım.biz genç kızlara dua edin buraya kadar gelmişsekte siz mümin kardeşlerimin dualarıyla ayaktayız.paylaşımınız için çok teşekkürler allah razı olsun.

ama bzde bir kitap vardı.orda peygamberimiz peruktakana lanet etmiş yazıyor.
 

incinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
575
Tepki puanı
0
Puanları
0
yani okul müdürü nedersek onu yapıyoruz bize ceza verir diye.ama Allah emir ediyor kimse korkmuyor.okula almazlarsa bizde gitmeyiz ünüversiteyee.hafız oluruz hem daha güzel.peruk takmakta günah ben anlamıyorum bazı ablaları.
 

uyan_ey_gozlerim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Mar 2008
Mesajlar
54
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
başörtülü çalışan ve okuyan kardeşlerimizin haklarını korumak için ellerinden ne geliyorsa yapmaları lazım.sistemin zorbalığı peruk takmayı gerektiriyorsa peruk taksınlar,başka çözüm yolları varsa onları denesinler.dinimizde kısasa kısas vardır.düşmanı onun silahıyla vuracaksın.inanan kardeşlerimiz okumasın o zaman kim okusun.!meydanı boş mu bırakalım...!hepmi müslümanlar ezilecek....
 

uyan_ey_gozlerim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Mar 2008
Mesajlar
54
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
yani afedersiniz ama başörtülü kızlarımızın üniversitelerde ne haltlar yediklerini bilmesek inanacaz bu konuya.(tamam istisnalar vardır)lakin üniversite ortamı çok berbat ve oraya girdiği gibi çıkanlarda çok nadir oluyor bu zamanda çok dindar kız giripte ordan kötü olarak çıkmıştır..

herşey ünversite okumak değildir nice diplomalı merkeplerle dolu her taraf güvenipte eşeğini teslim edemeyeceğin adamlardada tonla diploma bulursun.!
önemli olan insan olmak namusuyla onuruyla yaşamaktır.

sanki türkiyedeki üniversiteler çokmu iyi eğtim veriyorlar üniversite ortamında günahkar olacagınıza evde kitaplar okuyup kendinizi geliştirmeniz bin kat daha iyidir ve emin olun ki kitap okuyarak öyle gelişirsiniz ki üniversite bitirmiş biri yanınızda halt yer.

yani meselenin özünde şunu demek istiyorum fani dünya hayatı için ne bacılarımızun üniveriste okumalarını tavsiye ediyorum nede boş yere kendilerini günaha sokmalarına gönlüm razı olmuyor..

hiç hoş bir yaklaşım ve düşünce değil...nasıl düşünürsen öyle görürsün....ya düşüncelerini değiştir yada bulunduğun ortamda bir sorun var...
 

muberra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2006
Mesajlar
527
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
İSTANBUL
Herkes birbirinin düşüncesine saygı duymalı. Benim düşüncem şu ki, Allah'ın kanunları insanlar istiyor diye bozulmaz,başörtüsü sınavı da bir imtihan. Üniversiyeye gidemezsiniz belki ama Alllah başka kapılar açar diye düşünmek gerekir. Bende sonradan kapandım ama şu an başımı açıp da üniversiteye gitmeye cesaret edemem. Üstelik okulda öğretmenlik yapma şansım var daha önce yapığım için,ama bundan bile vazgeçtim başörtüsü sorunu yüzünden.
DÜNYALIKLARINDAN VAZGEÇENLER AHİRETİ KAZANACAKLAR İNŞAALLAH.
Bu dünyanın önemsiz olduğu anlamına gelmiyor elbet. Şüphesiz ahiret dünya ile kazanılacaktır. Ama biz taviz vererek değil. Öyle olsaydı peygamberimiz efendimiz (s.a.v)"bir elime güneşi bir elime ayı verseniz ben davamadan vazgeçmem" dermiydi, o güzel insan hiç taviz verdimi din adına? Bunu bi düşünelim. Selametle... Allah o bayan kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun,hayırlı bi çıkış yolu göstersin . AMİN.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt