feylosof851
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 22 Tem 2008
- Mesajlar
- 16
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 53
EFENDİMİZİN CÖMERTLİĞİ VE BİZİM 4 DUVAR 4 TEKER MESELESİ
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ahlaki hasletlerine yer veren riva¬yetlerde onun cömertliği ön planda gelir. Bu konuya değinen Kadı îyaz Allah Resulü (s.a.v.)'in cûd, kerem, seha ve semahatine dair hayli hadis nakletmfştir. Ona göre Hz. Peygamber (s.a.v.)'in cûd hasleti: cimriliğin zıddı olan cömertliktir. Kerem :cömertliğin bir görüntüsü olarak ,çok faydalı ve kıymetli nesneleri başka birine verebilme hasletidir. Sehâ ise kolayca verebilmektir. Semahate gelince: bu haslet, kişinin başkası üzerindeki hakkını kullanmak¬tan gönül rızasıyla vazgeçmesidir."
Bu açıklamalarından anlaşıldığına göre Hz. Pey¬gamber (s.a.v.)'in cömertlik hasleti son derece geneldir. Öteki deyişiyle Allah Resûlü'nde cömertlik hasleti açıklanan teferrua¬tıyla vardır. Nitekim îbn Abbas, Hz. Peygamber (s.a.v.)'i insanla¬rın en cömerdi olarak nitelemiştir.
Allah Resulü (s.a.v.)'in çok yönlü cömetliğinin Arap topluluk¬ları arasında ne derece tesirli olduğunu gösteren bir olay nakledi¬lir. Enes b. Malik'in rivayet ettiği bu olay şöyledir: Bedevi'nin biri Hz. Peygamber (s.a.vjden bir şeyler ister. O bir sürü olacak kadar çok koyun verir. Adam, ömrü boyunca görmediği bu derece bol ihsanla kabilesine döner. Onlara hitap ederek "Ey kav¬mim der; durmayın, siz de müslüman olun. Allah'a yemin ederim ki Muhammed çok kıymetli şeyler veriyor. Fakirlikten asla kork¬muyor."
Yine Enes'in ifade ettiğine göre Allah Resulü (s.a.v.), kendisin¬den istenen bir şey için asla "olmaz" dememiştir. Onun çok yönlü cömertliğinin peygamberlik görevini başarıya ulaştırmada kuş¬kusuz önemli tesirleri olmuştur.
Diğer taraftan yine Enes'in bir hadisi rivayet ettikten sonra şu açıklamayı yapmıştır: "Kimi zaman öyle olurdu ki, bir kimse dün¬yalık isteğiyle müslüman olurdu. Ancak İslâm'a girince de artık müslümanlık ona dünyadan da dünya üzerindekilerden de daha sevimli gelirdi." Enes'in bu ifadesine bakılırsa Hz. Peygamber (s.a.v.)'in cömertlik hasleti bazı insanlar için adeta İslâm Dini ne aralanan kapı olmaktadır. Allah Resûlü'nün en başta gelen göre¬vi de aslında o kapıyı aralamak değil midir?
Bu duruma göre göre Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, huzuruna çıkıp kendi¬sinden birşeyler isteyenleri asla boş çevirmemesi, gözünde mal sevgisi olmayıp en kıymetli şeyleri dahi verebilmesi, bir de başka¬ları üzerindeki haklarından kendi isteğiyle vazgeçmesi gibi has¬letlerden oluşan cömertliği üstün liderlik vasıfları olarak toplum fertleri üzerinde derin tesirler vücuda getirmiştir. Onun bu has¬letlerinin kendisine karşı olumsuz tavırları önemli ölçüde yumu¬şattığına kuşku yoktur.
Bizler yeni nesil insanlığı olarak artık mutluluğu malda ve eşyada arayan nesiller olmadık mı?Efendimiz (sav) bütün malını ve servetini hem insanlığın gönlünü kazanmak için kullandı ,hem de mala ve servete değer vermediğini de ayrıca şu mübarek sözleriye ifade buyurdu "Dünya ve içindekilerinin değeri ,benim için bir sineğin kanadı kadar değildir"
Hayatımızı dört duvar (ev ) ve dört teker (araba ) için mahvetmiyor muyuz ?Bütün bir ömrümüzü bu taşlar ve içi hava dolu dört lastik için heba etmiyor muyuz ? Gençliğimizin en güzel günlerini bunlar için harcamıyor muyuz ?
Sözlerimi yine efendimizin bize ışık tutacak şu muhteşem sözleri ile bitiriyorum.
Yattığı hasırın efendimizin üzerinde derin izler bırakmış olduğunu gören ve bunun üzerine "ya resulellah sizin için bir yatak tedarik etsek diyen Hz .Ömer'e şöyle der;
"Bırak ya Ömer dünya başkalarının olsun ,bize Ahiret yeter" HİKMET KAÇMAZ
06.10.2008
Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ahlaki hasletlerine yer veren riva¬yetlerde onun cömertliği ön planda gelir. Bu konuya değinen Kadı îyaz Allah Resulü (s.a.v.)'in cûd, kerem, seha ve semahatine dair hayli hadis nakletmfştir. Ona göre Hz. Peygamber (s.a.v.)'in cûd hasleti: cimriliğin zıddı olan cömertliktir. Kerem :cömertliğin bir görüntüsü olarak ,çok faydalı ve kıymetli nesneleri başka birine verebilme hasletidir. Sehâ ise kolayca verebilmektir. Semahate gelince: bu haslet, kişinin başkası üzerindeki hakkını kullanmak¬tan gönül rızasıyla vazgeçmesidir."
Bu açıklamalarından anlaşıldığına göre Hz. Pey¬gamber (s.a.v.)'in cömertlik hasleti son derece geneldir. Öteki deyişiyle Allah Resûlü'nde cömertlik hasleti açıklanan teferrua¬tıyla vardır. Nitekim îbn Abbas, Hz. Peygamber (s.a.v.)'i insanla¬rın en cömerdi olarak nitelemiştir.
Allah Resulü (s.a.v.)'in çok yönlü cömetliğinin Arap topluluk¬ları arasında ne derece tesirli olduğunu gösteren bir olay nakledi¬lir. Enes b. Malik'in rivayet ettiği bu olay şöyledir: Bedevi'nin biri Hz. Peygamber (s.a.vjden bir şeyler ister. O bir sürü olacak kadar çok koyun verir. Adam, ömrü boyunca görmediği bu derece bol ihsanla kabilesine döner. Onlara hitap ederek "Ey kav¬mim der; durmayın, siz de müslüman olun. Allah'a yemin ederim ki Muhammed çok kıymetli şeyler veriyor. Fakirlikten asla kork¬muyor."
Yine Enes'in ifade ettiğine göre Allah Resulü (s.a.v.), kendisin¬den istenen bir şey için asla "olmaz" dememiştir. Onun çok yönlü cömertliğinin peygamberlik görevini başarıya ulaştırmada kuş¬kusuz önemli tesirleri olmuştur.
Diğer taraftan yine Enes'in bir hadisi rivayet ettikten sonra şu açıklamayı yapmıştır: "Kimi zaman öyle olurdu ki, bir kimse dün¬yalık isteğiyle müslüman olurdu. Ancak İslâm'a girince de artık müslümanlık ona dünyadan da dünya üzerindekilerden de daha sevimli gelirdi." Enes'in bu ifadesine bakılırsa Hz. Peygamber (s.a.v.)'in cömertlik hasleti bazı insanlar için adeta İslâm Dini ne aralanan kapı olmaktadır. Allah Resûlü'nün en başta gelen göre¬vi de aslında o kapıyı aralamak değil midir?
Bu duruma göre göre Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, huzuruna çıkıp kendi¬sinden birşeyler isteyenleri asla boş çevirmemesi, gözünde mal sevgisi olmayıp en kıymetli şeyleri dahi verebilmesi, bir de başka¬ları üzerindeki haklarından kendi isteğiyle vazgeçmesi gibi has¬letlerden oluşan cömertliği üstün liderlik vasıfları olarak toplum fertleri üzerinde derin tesirler vücuda getirmiştir. Onun bu has¬letlerinin kendisine karşı olumsuz tavırları önemli ölçüde yumu¬şattığına kuşku yoktur.
Bizler yeni nesil insanlığı olarak artık mutluluğu malda ve eşyada arayan nesiller olmadık mı?Efendimiz (sav) bütün malını ve servetini hem insanlığın gönlünü kazanmak için kullandı ,hem de mala ve servete değer vermediğini de ayrıca şu mübarek sözleriye ifade buyurdu "Dünya ve içindekilerinin değeri ,benim için bir sineğin kanadı kadar değildir"
Hayatımızı dört duvar (ev ) ve dört teker (araba ) için mahvetmiyor muyuz ?Bütün bir ömrümüzü bu taşlar ve içi hava dolu dört lastik için heba etmiyor muyuz ? Gençliğimizin en güzel günlerini bunlar için harcamıyor muyuz ?
Sözlerimi yine efendimizin bize ışık tutacak şu muhteşem sözleri ile bitiriyorum.
Yattığı hasırın efendimizin üzerinde derin izler bırakmış olduğunu gören ve bunun üzerine "ya resulellah sizin için bir yatak tedarik etsek diyen Hz .Ömer'e şöyle der;
"Bırak ya Ömer dünya başkalarının olsun ,bize Ahiret yeter" HİKMET KAÇMAZ
06.10.2008