Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Efendimiz (s.a.v.) Mahserin Üc Yerindedir! (1 Kullanıcı)

Nazar57

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2008
Mesajlar
1,308
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Efendimiz (s.a.v.) Mahserin Üc Yerindedir!

"ALLAH`in Rasulunden kiyamet günü sefaat isteyen bir sahabiye olumlu cevap veren Efendimize bu sahabi:

"Sizi nerede arayip bulayim?Ya Rasulullah"deyince Efendimiz:

"Beni ilk aradigin zaman sirat üzerinde ara!"dedi."Size oradada rastlayamazsam?"deyince

"Mizan`in yaninda beni ara!" buyurdular."Oradada size rastlayamazsam?"deyince,

"Öyleyse beni Havzin yaninda ara!Zira ben bu üc mevkinin disina cikmam"buyurdular..

Tirmizi,Kiyamet,10,(2435)

..
 

Aysee

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
555
Tepki puanı
0
Puanları
0
Efendimiz (s.a.v.) Mahserin Üc Yerindedir!

"ALLAH`in Rasulunden kiyamet günü sefaat isteyen bir sahabiye olumlu cevap veren Efendimize bu sahabi:

"Sizi nerede arayip bulayim?Ya Rasulullah"deyince Efendimiz:

"Beni ilk aradigin zaman sirat üzerinde ara!"dedi."Size oradada rastlayamazsam?"deyince

"Mizan`in yaninda beni ara!" buyurdular."Oradada size rastlayamazsam?"deyince,

"Öyleyse beni Havzin yaninda ara!Zira ben bu üc mevkinin disina cikmam"buyurdular..

Tirmizi,Kiyamet,10,(2435)



Allah razı olsun..
 

elifffff

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2008
Mesajlar
1,217
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
36
Allahım razı olsun...
Rabbim gül resüle (sav) her daim yakın eylesin, aşkıyla aşk katsın şu canımıza inşallah..

Selam ve en kalbi muhabbetimle,
rabbime emanetsiniz
 

şekerleme

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Haz 2009
Mesajlar
490
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
www.harikasozler.net_-_Altndan_Irmaklar_elaleler_Geen_Cennet_Kkleri.jpg


HAVZ-I KEVSER

Âhiret yurdunda bulunan ve Yüce Allah tarafından Peygamber efendimize verilmiş olan ırmak ve havuzun adı.
"Doğrusu biz sana Kevser'i verdik" (el-Kevser108/1) anlamındaki âyeti kerimede Peygamber efendimiz'e Kevser'in verilmiş olduğu bildirilmekle birlikte Kur'ân-ı Kerîm'de gerek Kevser'in ne olduğu ve gerekse Havz hakkında başka bir bilgi yoktur. Bu konudaki bilgilerimiz otuz kadar Sahabî'den çeşitli yollarla gelen ve tümü de muteber hâdis kitaplârında yer alan 50 dolayındaki hadis-i şerif'e dayanmaktadır. Hadislerden bir bölümünde Havz bir bölümünde de Kevser hakkmda bilgiler vardır. Her ikisi hakkındaki ortak noktalar havz ve ırmaktaki suyun tad koku ve rengi ile ilgili olarak verilen bilgilerdir. Diğer özellikler farklı bir biçimde sayılmıştır.
Nitekim Havz adından anlaşılacağı üzere bir havuz; Kevser ise bir Cennet ırmağıdır. Havz'ın genişliği hakkında bilgiler bulunmaktadır. Birçok kez verilen bu bilgiler sırasında orada bulunanların anlayışlarına göre Havz'ın genişliği bir aylık yol veya şu şehirden bu şehire şeklinde tanımlanarak büyüklüğü hakkında fikir verilmek istenmiştir. Havuzun kenarlarının ve açılarının eşit olduğu da gelen bilgiler arasında bulunmaktadır. Kevser Irmağı'nın ise vâdisi hakkında bilgiler vardır. Buna göre vâdi yeryüzü ırmaklarının yataklarında olduğu gibi derin bir çukur biçiminde olmayıp düz satıhtadır. Akış yüzeyin düz olmasına karşın çevreye dağılmadan kendi mecrasında sürüp gitmektedir. Vâdinin tabanı elmas yakut ve inci gibi değerli taşlarla kaplıdır ve bu oluşum içindeki toprak misk gibi kokmaktadır. Irmağın iki yanı da altın ve yakutla çevrili olup sahilinde boydan boya içi boşaltılarak kubbeler biçimine sokulmuş inciden yapılar vardır.
Havz'ın suyundan bir yudum bile olsa içenler ebediyen susamayacaklar ve yüzleri de asla kararmayacaktır; içmeyenler ise susuzluktan kurtulamayacaklardır. Havz'ın suyunun kardan daha serin olduğu oraya ilk varanın Peygamberimiz Efendimiz'in olacağı ilk içenlerin fakir olup zengin bir kadınla evlenmek yahut idarecilere baş eğmek yoluyla zenginleşmenin yollarını aramayan yüzü gözü toprak içinde pejmürde kılıkla Allah yolunda cihad eden İslâm'a hizmette bulunan dünya nimetlerini tadamadan şehitlik şerefine ulaşan muhacirler ve sonraki mü'minler olacağı da rivayet edilen bilgiler arasında bulunmaktadır.
Havuz ucu Cennete dek varan altın ve gümüş iki oluktan beslenmektedir. Havuzu besleyen Cennet Irmaklarından bir ırmak olup bu da Peygamber Efendimiz'e verilmiş bulunan Kevser Irmağı'dır. Ebu Davud'ta zikredilen "Kevser nedir bilir misiniz? O Cennet'te bana vadedilmiş ırmaktır. Onun üzerinde çok hayır vardır. Onun üzerinde bir de bir Havuz vardır. Kıyamet günü ümmetim oraya uğrayacaktır" (Ebû Dâvûd Sünne 26). anlamındaki hadis de bu yoruma elverici manasıyla Havuz ve Kevser'i bir arada Havz-ı Kevser olarak anmadaki gerekçeye açıklık getirmektedir. Nitekim Aliyyü'l-Kârî (Fıkh-ı Ekber Şerhi çev. Y. V. Yavuz s. 240 da) " Hazret-i Peygamber'in nehri Cennet'te; havzı ise kıyametin koptuğu yerdedir" diyerek bu duruma açıklık getirmiştir. Havzın Sırat'tan önce mi sonra mı olduğu konusu tartışmalı olmakla birlikte Kurtubî biri Sırat'tan önce diğeri Sırat'tan sonra iki Havuz olduğunu ifade etmiştir. Kıyamet yerindeki bu Havuz'lardan lâyık olmayanlar kovulacaklardır. Her peygamberin birer havuzu olduğu son peygamber'in havuzunun çevresinin daha kalabalık olacağı ve bu Havuz üzerinde minberinin de yer aldığı yine rivâyet edilen bilgilerdendir. Kevser ise yalnızca bizim peygamberimize verilmiş olan bir ırmaktır.
Gerek Havuz ve gerekse Kevser Irmağı'nın (burada artık Havz-ı Kevser diye ortak adı kullanabiliriz) ortak yanlarına gelince suyun rengi kardan sütten ve güneşten daha beyazdır. Kokusu ise miskten daha hoştur. Tadı baldan daha tatlıdır. İçecek olanların kullanması için orada sayıları gökteki yıldızların sayısından daha çok olan altın ve gümüşten yapılma cennet kapıları vardır.
Kevser ve Havz hakkında verilen bu bilgiler "tevâtür" derecesinde olduğu için bunlara imanın farz olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte özellikle Kevser Sûresi'nin tefsiri sırasında aşın mezhepler ve felsefi açıklama yönüne gidenler gerek Havı gerekse Kevser konusunda kimi bâtınî veya aklî yorumlar yapmaktan da uzak durmamışlardır.
"Kevser" kelimesinin ifade ettiği geniş manadan yola çıkarak muteber âlimler de bu kavrama "Cennet Irmağı" ile birlikte daha başkaca anlamlar da vermişlerdir. Bu tutumda Kevser Suresinin iniş sebebi. de rol oynamıştır. Gerçekten de Sure Peygamber Efendimiz'e oğlu Kasım'ın ölümünden sonra "ebter/nesli kesik" diyen müşriklerin bu sözleri üzerine alınandan daha fazlasının verildiğini belirtmek ve "ebter" olmadığını vurgulamak üzere gönderilmiştir. Gerek kelimenin anlamındaki genişlik ve gerekse nüzul sebebi dolayısıyla tefsirlerde Kevser kelimesi aynı zamanda "çok büyük bir hayır taşkın hayırlar" anlamı çerçevesinde de ele alınmış ve "bu büyük hayr Kur'ân-ı Kerîm'dir yahut İslâm dini'dir veya ümmetin çokluğudur ya da neslinin kesilmeyip daha arttığı artacağı her yana yayılacağı gerçeğidir" yolunda yorumlarda bulunulmuştur. Kısacası Kevser Cennet'teki ırmakla birlikte daha birçok iyi güzel ve hayırlı olan olguyla anlatılmış ve bunların tümünün yüce Allah tarafından resûlüne verildiği üzerinde durulmuştur.
Zübeyr YETİK
 

şekerleme

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Haz 2009
Mesajlar
490
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ebu zerr radıyallahu anh anlatıyor: “Ey ALLAH Lafzı‘ın Resûlü dedim, Kevser havzının kapları nedir?” Şu cevabı lütfettiler:

“Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun, onun kapları açık ve karanlık bir gecede gökteki yıldızlardan daha çoktur. Cennetin kaplarından kim içerse artık ömrünün sonuna kadar hiç susamaz. Havzın cennetten çıkan iki oluğu gürül gürül akar. Genişliği uzunluğuna denktir. Bu da Ammân’dan Eyle’ye olan mesafe kadardır. Suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır.”

Müslim, Fezail 36, (2300); Tirmizi, Kıyamet 16, (2447).

Semüre İbnu Cündeb radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Her peygamberin bir havzı vardır. Ümmeti oraya su almaya gelir. Peygamberlerin her biri, hangisinnin suya geleni çok diye övünürler. Su almaya gelen ümmeti en çok olan peygamberin ben olacağımı ümid ediyorum.”

Tirmizi, Kıyamet 15, (2445).

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a “Kevser nedir?” diye sorulmuştu.

“Cennette bir nehirdir. ALLAH Lafzı onu bana verdi. O, sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Onda (nehirde) bir kuş vardır, boynu deve boynuna benzer!” buyurdular. Hz. Ömer atılarak: “Öyleyse o müreffehtir!” dedi. Aleyhissalatu vesselam da:

“Onu yiyen, ondan da müreffehtir!” buyurdular.”

Tirmizi, Kıyamet 15, (2445).

Hz. Cündüb radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Ben havza ilk geleniniz olacağım!”

Buhari, Rikak 53; Müslim, Fezail 25, (2289).

İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Ben Havzın başına sizden önce geleceğim. Bana sizden bazı kimseler yükseltilip (gösterilecek). O kadar ki, eğilsem onları tutarım. Ama hemen geri çekilecekler.

“Ey Rabbim! Bunlar benim ashabım!” derim. Ama bana:

“Senden sonra bunların ne bid’alar yaptıklarını sen bilmezsin!” denilir. Ben de:

“Dini benden sonra değiştirenler rahmetten uzak olsun, rahmetten uzak olsun!” derim.”

Buhari, Rikak 53, Fiten 1; Müslim, Fezail 32, (2297).

Müslim’in diğer bir rivayetinde Ebu Hureyre’den şöyle rivayet edilmiştir: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Ümmetim Havz’ın başında yanıma gelecek. Ben, tıpkı devesinden başkasının devesini kovan bir kimse gibi, havzımdan (bazı) insanları kovarım!” Yanımdakiler:

“Ey ALLAH Lafzı‘ın Resûlü! Bizi tanıyacak mısınız?” dediler.

“Evet buyurdu. Sizin, başkasından olmayan bir alâmetiniz olacak. Sizler yanıma alın ve abdest uzuvlarında, abdestin eseri olan bir nurla geleceksiniz. Ancak sizden bir grup benden engellenecek, onlar bana ulaşamayacaklar. Ben: “Ey Rabbim onlar benim Ashabım, onlar benim Ashabım!” diyeceğim. Ama bir melek bana cevap verip:

“Senden sonra onlar ne bid’alar ortaya çıkardılar biliyor musun?” diyecek.”

Müslim, Taharet 37, (247).

Bir diğer rivayette şöyle buyrulmuştur: “Havuzum Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha geniştir. Onun rengi kardan daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Onun maşrabaları yıldızlardan daha çoktur.”

Yezid İbnu Erkâm radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

“Siz (ashabım), Havzın başında yanıma gelenlerin yüzbin cüzünden sadece bir cüzünü teşkil edeceksiniz!” Yezid’e: O gün siz ne kadardınız?” diye soruldu da. “Yediyüz veya sekizyüz kadardık!” diye cevap verdi.”

Ebu Davud, Sünnet 26, (4746).

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “(Bir gün), ey ALLAH Lafzı‘ın Resûlü! Kıyamet günü bana şefaat edin!” dedim.

“İnşallah yapacağım!” buyurdular. Ben tekrar:

“Sizi nerede arayıp bulayım?” dedim.

“Beni ilk aradığın zaman Sırat üzerinde ara!” buyurdular.

“Size (orada) rastlayamazsam?” dedim.

“Mizan’ın yanında beni ara!” buyurdular.

“Orada da size rastlayamazsam?” dedim.

“Öyleyse beni Havz’ın yanında ara! Zira ben üç mevkinin dışına çıkmam!” buyurdular.”

Tirmizi, Kıyamet 10, (2435).

Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Ateşi hatırlayıp ağladım, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:

“Niye ağlıyorsun?” diye sordu.

“Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, Kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?” dedim.

“Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar; Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek, öğreninceye kadar: Sağına mı soluna mı; yoksa arkasına mı? Sırat’ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca; bunu geçinceye kadar.”

Ebu Davud, Sünen 28, (4755).

Ebu Sa’î’di’I-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Benim bir havuzum var. Genişliği Ka’be’den Beytu’l-Makdis’e kadar uzanır. Suyu süt misali bembeyaz. Yıldızlar adedince susakları var. Şurası muhakkak ki, Kıyamet günü ben, peygamberler arasında ümmeti sayıca en çok olan kimseyim.”
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt