enise karadeniz
Kayıtlı Kullanıcı
Asrı saadette Efendimiz mescidinde hutbeleri orada bulunan belli bir hurma ağacı gövdesine dayanarak verirdi. Cemaat kalabalıklaşınca yani Müslümanların adedi artınca marangozlar Efendimiz'e cemaati komple görebileceği cemaatin da onu görebileceği bir minber yapmayı düşündüler. ve yaptılar. Bir müddet sonra bu hurma ağacı gövdesi aynen ızdıraplı bir deve yavrusunun çıkardığı ses gibi ses çıkarmaya başladı. Bu sesi sahabelerden bir çoğu duyuyordu. Efendimiz bir defasında minberden inerek elini onun üzerine koydu. Ve onunla konuştu. Ona neden ağladığını sordu. Oda kendisinden ayrıldığı için ağladığını söyledi.
Bu olay, Risale-i Nur Külliyat'ında şöyle açıklanır :
Evet Mescid-i Şerifte hurma ağacından olan kuru direk, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hutbe okurken ona dayanıyordu. Sonra minber-i şerîf yapıldığı vakit, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm minbere çıkıp hutbeye başladı. Okurken, direk deve gibi enin edip ağladı; bütün cemaat işitti. Tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm yanına geldi, elini üstüne koydu. Onunla konuştu, teselli verdi; sonra durdu. Şu mu'cize-i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm pek çok tarîklerle, tevatür derecesinde nakledilmiştir.
Bu olay, Risale-i Nur Külliyat'ında şöyle açıklanır :
Evet Mescid-i Şerifte hurma ağacından olan kuru direk, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hutbe okurken ona dayanıyordu. Sonra minber-i şerîf yapıldığı vakit, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm minbere çıkıp hutbeye başladı. Okurken, direk deve gibi enin edip ağladı; bütün cemaat işitti. Tâ Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm yanına geldi, elini üstüne koydu. Onunla konuştu, teselli verdi; sonra durdu. Şu mu'cize-i Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm pek çok tarîklerle, tevatür derecesinde nakledilmiştir.