Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ebced Hesabı (1 Kullanıcı)

0.7.9.7.0

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2009
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Kullanıldığı yerler kısaca şöyle sıralanabilir:

Günlük ihtiyaçlarda:
Özel notlar ve ticarî ilişkilerde kullanılmıştır.
Meselâ: 100 akçe alacağı olan birisi alacaklı olduğu kişiye bir kağıt üzerinde bir
kaf harfı yazıp gönderince hem alacağını istemiş, hem de konuyu aracıdan
saklamış oluyordu.
İsim sembolü olarak:
İki veya daha fazla kelimenin sayı değerlerinin
aynı olmasından istifadeyle birini söylemekle diğeri kastedilmiş kabul
edilerek halk arasında kullanılagelmiştir.
Meselâ: “Muhammed” kelimesi 92′dir. “Aman’ kelimesi de 92′dir.
“Mevlevî” kelimesi de 92′ ettiğinden bu kavramlar arasında bir alaka
kurulmuştur.
En meşhurlarından biri şudur:
Aman lafzı senin ism-i şerîfinle müsavidir
Anınçin aşıkın zikri amandır ya Resulullah
Keza bu konuda ilim = amel = sa’y kelimelerinin sayı değeri 140′dır.
Hem sayı değeri itibariyle hem de anlamca aralarında bir irtibat vardır.
Hilâl, lâle ve ALLAH lafzı da sayı değeri bakımından 66 etmektedir.
Bu husustan dolayı kültürümüzde hilâl ve lâleye daha özel bir yer verilmiştir
Çocuğa isim verilirken:
Doğum tarihinin bir kelime veya bir, iki
isimle belirlenmesidir. Hangi isimler çocuğun doğduğu seneyi ebced
hesabıyla verirse, o isimlerden biri çocuğa verilmiştir. Meselâ: H. 1311′de
doğan çocuğa “Mahmud Bahtiyar”, “Süleyman Hurşid”, “Yusuf Mazhari’, “Ömer
Rıza” ve “Recep Servet” gibi isimlerden biri verilebilir. Çünkü bunların her
biri 1311 etmektedir.
Kitap ve Makalelerde:
Eskiden kitapların önsöz, giriş, takdim sayfaları ile numa-
ra almayan sayfalar hep ebced alfabesine göre numaralandırılmıştır.
Kitapların ay ve sene kayıtları, yazı bölümleri ve madde başlıkları hep ebced düzenine
göre tanzim edilmiştir.
Resmi devlet kayıtlarında:
Devlet arşivlerinde yer alan birçok resmî
belgeler, tutanaklar, fezleke ve mazbatalar, tarihler başta olmak üzere
vak’anüvis kayıtları, vakıf kayıtları ile sayım ve envanter hesapları
hep bu hesaba göre tanzim edilmiştir.
İlimlerde:
Fizik, matematik, geometri ve astronomide sıkça kullanılmıştır.
“Sa’fas” kelimesinin harfleri kullanılmıştır. Astronomide buyük rakamlar
“ğayn” harfinin birkaç tekrarı ile de sağlanabilmiştir. Ebced hesabı,
musikide de kullanılmıştır.
Buna göre sesler ve perdeleri ebced alfabe düzeninden istifade edilerek
oluşturulan bir “ebced notası” ile belirlenmiştir. Bu hesabın en çok
kullanıldığı yerlerden biri hiç şüphesiı mimarlık tır. Özellikle Mimar Sinan,
eserlerinde, boyutların modüler düzeninde çok sık kullanılmıştır. Temel lslâmî
kavramlardan oluşan bu hususa birkaç misal verelim:
Süleymaniye’de zeminden kubbe üzengi seviyesi 45, kubbe alemi 66 arşın
yüksekliktedir. Ebced’e göre “Âdem’ 45, “ALLAH” lafzı da 66 etmektedir.
Yine Selimiye’de de kubbeyi taşıyan 8 ayağın merkezlerinden geçen dairenin
çapı 45 arşındır. Kubbe kenarı zeminden 45, minare alemi buradan itibaren
66 arşındır. Süleymaniye ve Selimiye’nin görünen silüetleri 92 arşındır ki,
bu da “Muhammed” kelimesinin karşılığıdır.
Cifr ve Vefk ilimlerinde :
Ebced hesabı ayrıca cifr, vefk gibi ilimlerde, astrolojide, define aramada da
kullanılmıştır.
Tasavvuf ve Din ilimlerinde :
Ebced hesabının tasavvuf ve din ilimlerinde kullanıldığına şahit olmaktayız.
Özellikle “Kelime-i Tevhid” veya “Esmâ-i Hüsn”a”dan bir ismin kaç aded zikr edi-
leceği ebced tablosuna göre tayin edilir. Kur’an tefsirlerinde ve hatta Kadir gece-
sinin tayininde de ebcedin kullanıldığını bilmekteyiz.
Tarih düşürmede :
Ebced hesabının en fazla en fazla kullanıldığı yer hiç şüphesiz tarih düşürmedir.
Bunun için o olayın tarihini verecek ustalıklı bir kelime veya mısra söylenir ki,
hesaplandığında o olayın tarihi ortaya çıkar. lşte “tarih düşürme sanatı” adı veri-
len bu sanat divan edebiyatı boyunca kullanılmış ve bütün kültür varlıklarımızın
kitabelerinde yer almıştır.
Eski ve gelecek olayların tarihlerini bulmada:
Özellikle Kuran-ı Kerim ve hadislerden yapılan çalışmalarla geçmiş ve gelecek
olaylara ait tahminler yapılmıştır. İstanbulun Fethinin “beldetun tayyibetun…”
cümlesinden çıkartılması gibi. Bediüzzaman said-i Nursi’nin Sikke-i Tasdik-i Ğaybi
adlı eserinde bununla ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır.
Kaynak: İsmail Yakıt, Türk-lslam Kültüründe Ebced Hesab ve Tarih Düşürme,
ötüken Ist. 1992.

KURAN’DA EBCED HESABI
Arapça alfabedeki her harfin sayısal bir değeri vardır. Yani Arapçada her harf bir rakama tekabül eder. Bundan istifade edilerek çeşitli hesaplamalar yapılır. İşte yapılan bu hesaba “ebced hesabı” ya da “hisab-ı cümel” denir. 115
Kuran’da ebced, alfabe düzeninin her bir harfinin bir rakama tekabül etmesi özelliğinden faydalanan Müslümanlar, bunu çeşitli sahalarda kullanmışlardır. Cifr ilmi de bu yöntemlerden birisidir.
Cifr; İstikbalde muhtemel olacak işlerden haber veren ilmin adıdır. Buna göre sembolik şekiller ve harflerin ebced sayı karşılıkları üzerinde yapılan yorumlar, bu sahayla meşgul olan kimselerin başvurdukları yollardan biridir. Ebced ile cifr yöntemleri arasındaki en önemli fark: Ebced gerçekleşmiş olanın, cifr ise gerçekleşmesi muhtemel olanın ilmidir. 116
Bu hesap yöntemi, çok eski tarihlere kadar uzanan ve daha henüz Kuran indirilmeden önce kullanımı çok yaygın olan bir yazım şeklidir. Arap tarihinde geçen tüm olaylar, harflere rakam değeri verilerek yazılır ve böylece her olayın tarihi de kayda geçilmiş olurdu. Bu tarihler, her kullanılan harfin özel rakam değerlerinin toplanmasıyla elde ediliyordu.
İşte söz konusu bu ebced yöntemiyle, Kuran’da geçen bazı ayetler incelendiğinde, bu ayetlerin anlamlarına uygun olarak birtakım tarihlere denk geldiğini görürüz. Ve bu ayetlerde bahsedilen olayların, ebced hesaplarıyla elde edilen tarihlerde gerçekleştiğini gördüğümüzde ise, söz konusu ayetlerde olaya ilişkin gizli bir işaret bulunduğunu anlarız. (Doğrusunu en iyi ALLAH bilir.)
1969 Yılında Ay’a Çıkılmasına Kuran’da İşaret Edilmektedir
Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve Ay yarıldı. (Kamer Suresi, 1)
“Şakka” kelimesi Arapçada “ikiye yarılma, ayrılma” manasından başka “çizilme, kabartma, toprağı sürme, toprağın kazılması” gibi manalarda da kullanılmaktadır:
Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık, sonra yeri yardıkça yardık; böylece onda taneler bitirdik, üzümle, yoncalar, zeytinler, hurmalar, boyları birbiriyle yarışan ve içiçe girmiş ağaçlı bahçeler. Meyveler ve otlaklıklar. (Abese Suresi, 25-31)
Görüldüğü gibi bu ayette “şakka” kelimesi “ikiye yarılma, ayrılma” manasında değil, “toprağın yarılıp, çeşitli ekinlerin bitmesi” manasında kullanılmıştır. “Şakka” kelimesi bu şekilde değerlendirildiğinde (Kamer Suresi, 1. ayetinde geçen) “Ay’ın yarılması” anlamı yanında, aynı zamanda 1969 yılında Ay’a çıkma olayında Ay toprağı üzerinde yapılan faaliyetler de anlaşılır. (En doğrusunu ALLAH bilir.) Nitekim bu konuda çok önemli bir işaret daha vardır. Kamer Suresi’nde geçen bu ayetin bazı kelimelerinin ebcedi bizlere 1969 rakamını vermektedir. Bu hesaplama yönteminde vurgulanması gereken önemli bir nokta da, yapılan hesaplamalarda çok büyük ya da çok ilgisiz sayıların çıkma olasılığıdır. İlgili sayının elde edilme ihtimali son derece zayıf olmasına rağmen, böylesine net bir rakamın hesaplanması oldukça dikkat çekicidir.
… Saat yakınlaştı ve Ay yarıldı…
HİCRİ: 1390 MİLADİ: 1969
1969′da Amerikalı astronotlar Ay üzerinde incelemeler yapmış, Ay’ın toprağı çeşitli aletlerle kazılmış, yarılmış ve örnek alınarak Dünya’ya getirilmiştir.
 

AY-YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
2,370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
evet bende baktım ama pek anlayamadım yapabilen arkadaş varsaaa ilgilenmesini isterizizz selam ve dua ile.... (AYÇA)
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
NASIL BAKILIR

Eğer doğum tarihini bildiğinizden eminseniz mesele yok. Ama bilmiyorsanız yada takip ettiğiniz burç sizi tarif etmiyorsa ne yapacaksınız?

Kişinin yıldızını bulmak için Ebced hesabı da denilen bir yöntem uygulanır. Her yıldız aynı zamanda bir burca tekabül eder. Bu şekilde kişinin talihi ve hastalıkları vs. hakkında bilgi sahibi olunur.

Ebced hesabı 3 çeşit olmakla beraber ben sizlere Ebced-i Sagir dediğimiz küçük Ebced hesabını açıklayacağım. Aslında malumunuz Ebced hesabı Arapça dır. Türkçe ye uyarlayabildiğim kadarıyla buraya yazıyorum umarım sizlere faydalı olur.

Nasıl bakılacağına gelince kişinin ana ismi ile kendi ismi aşağıdaki tabloya bakarak toplanır ve 12 ye bölünür.


A=1 E=5 I=10 M=4 R=8 Ü=7 B=2 F=8 İ=10 N=2 S=0 V=6 C=3 G=8 J=3 O=7 Ş=0 Y=10 Ç=3 Ğ=4 K=4 Ö=7 T=4 Z=7 D=4 H=8 L=6 P=2 U=7
Baki kaç kalırsa o numaralı burca bakılır.
1 Kalırsa KOÇ
2 Kalırsa BOĞA
3 Kalırsa İKİZLER
4 Kalırsa YENGEÇ
5 Kalırsa ASLAN
6 Kalırsa BAŞAK
7 Kalırsa TERAZİ
8 Kalırsa AKREP
9 Kalırsa YAY
10 Kalırsa OĞLAK
11 Kalırsa KOVA
12 Kalırsa BALIK
BENDE Bİ BUNU BİLİYORUM KARDEŞİM İSTEDİĞİN BUMUYDU?
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
bu hesap ne işe yarıyor ılk defa duyuyurom..
 

ecthelion

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2008
Mesajlar
531
Tepki puanı
0
Puanları
0
tam olarak ne işe yarıyor ben doğum tarihini saatine kadar biliyorum burdan da aynı sonuç çıkacakmı die tarif ettiğiniz şekilde hesapladım ama aynı çıkmadı zaten ??
 

_şimal_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2008
Mesajlar
3,231
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
merak ettım sımdı..
nedir bu ebced hesabı...
bilgisi olan aydınlatabilir mi?
 

0.7.9.7.0

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2009
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
NASIL BAKILIR

Eğer doğum tarihini bildiğinizden eminseniz mesele yok. Ama bilmiyorsanız yada takip ettiğiniz burç sizi tarif etmiyorsa ne yapacaksınız?

Kişinin yıldızını bulmak için Ebced hesabı da denilen bir yöntem uygulanır. Her yıldız aynı zamanda bir burca tekabül eder. Bu şekilde kişinin talihi ve hastalıkları vs. hakkında bilgi sahibi olunur.

Ebced hesabı 3 çeşit olmakla beraber ben sizlere Ebced-i Sagir dediğimiz küçük Ebced hesabını açıklayacağım. Aslında malumunuz Ebced hesabı Arapça dır. Türkçe ye uyarlayabildiğim kadarıyla buraya yazıyorum umarım sizlere faydalı olur.

Nasıl bakılacağına gelince kişinin ana ismi ile kendi ismi aşağıdaki tabloya bakarak toplanır ve 12 ye bölünür.


A=1 E=5 I=10 M=4 R=8 Ü=7 B=2 F=8 İ=10 N=2 S=0 V=6 C=3 G=8 J=3 O=7 Ş=0 Y=10 Ç=3 Ğ=4 K=4 Ö=7 T=4 Z=7 D=4 H=8 L=6 P=2 U=7
Baki kaç kalırsa o numaralı burca bakılır.
1 Kalırsa KOÇ
2 Kalırsa BOĞA
3 Kalırsa İKİZLER
4 Kalırsa YENGEÇ
5 Kalırsa ASLAN
6 Kalırsa BAŞAK
7 Kalırsa TERAZİ
8 Kalırsa AKREP
9 Kalırsa YAY
10 Kalırsa OĞLAK
11 Kalırsa KOVA
12 Kalırsa BALIK
BENDE Bİ BUNU BİLİYORUM KARDEŞİM İSTEDİĞİN BUMUYDU?

Allah razı olsun Kardeşim.Bunu Biliyorum digerleri lazım bana.Yani şu ismin harfinin sayı degerlerinden(Arapça karşılıgında!) Çıkan anlam ve geçmiş ve gelecek kırıntılarındaki olayların örgüsünü merak ettim.

Biliyorsun bir çok isimin sayısal degerleri var ve bunların arasında olay örgüleri var.

Bir çok tarihi buluyoruz aynı zamanda ebced bir şifreleme olarakta kullanılmış.Çok eski bir ilim.
Tüm emeklerin için Allah razı olsun kardeşim.Ancak bu degildi.
 

gulen76

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 May 2008
Mesajlar
360
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
48
aaaaaa kendi burcumla aynı çıktı:)))
 

0.7.9.7.0

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2009
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
merak ettım sımdı..
nedir bu ebced hesabı...
bilgisi olan aydınlatabilir mi?

Merak eden kardeşlerim için bilgi paylaşayım.Kusura bakmayın 50 mesaj sınırımı doldurmam gerekti bu bilgiyi paylaşmak için.

iŞTE EBCED HESABI HAKKINDA ÇOK GÜZEL BİR BİLGİ_DİKKATLE OKUYUN



EBCED
-İsmail Yakıt
“Ebced” kelimesi, Arap alfabesindeki harflerin kolay ezberlenebilmesi için,
harflerin birleştirilmesiyle meydana gelen 8 anlamsız kelimenin ilkidir.
Ebced, ilk kelimenin adı olduğu gibi, aynı zamanda diğer kelimelerin tümünün de
adıdır.
Yani ebced, eski alfabeye verilen addır. “Abcad, ebicad, ebiced ve abucad” da
denmesine rağmen tutunmuş şekli ebced dir. 8 anlamsız kelime soldan sağa doğ-
ru şöyle sıralanır: Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Sa’fas, Karaşet, Sehaz ve Za-
zağ. Son kelime “Zazığlen” veya “Zazağlen” şeklinde de okunmuştur.
Ebced’in menşei hakkında çok şeyler söylenmiştir. Bunların pek çoğu rivayetler-
den oluşmaktadır. Alfabeyi oluşturan 8 kelimenin ilk 6’sının Medyen ülkesinin
krallarının adları olduğu; 6 şeytanın adı olduğu; haftanın günlerinin her birinin
adı olduğu; ilâhî Isimlerin baş harfleri olduğu; Hz. Adem (A.S.)’in cennetten
kovuluşunun evreleri olduğu; İlâhî emirleri ve yasakları verdiği; Pers hükümdarı
Sâbûr’un çocuklarının adları olduğu vs. gibi birbirinden farklı rivayet ve yorum-
lara konuyla ilgili kaynaklarda sıkça rastlanmaktadır. Bunun yanısıra ebcedi dinî
motiflerle açıklayan kaynaklar da vardır.
Ebced Hesabı
Ebced’in en büyük özelliği “Ebced hesabı” adı verilen bir işlemde
kullanılmasıdır. Buna göre, ebced ifadesindeki her harfin bir sayı
değeri vardır ve bu değerlerden istifadeyle bir çok konuda pek çok
işlemler yapılmıştır. İşte bunların her birine bu hesabın adı verilir. Ebced
alfabe düzeninin harfleri 1′den 9′a, 10′dan 90′a, 100′den 1000′e doğru
numaralandırılır. Bunu şu şekilde de gösterebiliriz:

Ayrıca bu alfabede gözükmeyen “pe” harfi “be ” gibi, “çe” harfi de
“cim” gibi kabul edilerek onların sayı değerlerini alır.
Eskilerin “hisâb el-cümel” dedikleri, ebced hesabının 4 çeşidi vardır:
“Büyük”, “en büyük”, “küçük” ve “en küçük” ebced hesabı. Yukarıdaki
tablo, eskiden büyük ebced (cümel-i kebîr) olarak ele alınmış, ama
bugün küçük ebced (cümelsağir) olarak değerlendirilmektedir.
Kultanıldıgı Yerler Ebced alfabe düzeninde her bir harfin bir rakama
tekâbül etmesi keyfiyeti, Türk-İslâm kültüründe, hemen hemen her sahaya
yayılan bir kullanımı ortaya koymuştur. Rakamla ifâde edilecek şeyler
yazıyla, yazıyla ifâde edilecek şeyler de rakamla sembolize edilir
olmuştur.
Kullanıldığı yerler kısaca şöyle sıralanabilir:

Günlük ihtiyaçlarda:
Özel notlar ve ticarî ilişkilerde kullanılmıştır.
Meselâ: 100 akçe alacağı olan birisi alacaklı olduğu kişiye bir kağıt üzerinde bir
kaf harfı yazıp gönderince hem alacağını istemiş, hem de konuyu aracıdan
saklamış oluyordu.
İsim sembolü olarak:
İki veya daha fazla kelimenin sayı değerlerinin
aynı olmasından istifadeyle birini söylemekle diğeri kastedilmiş kabul
edilerek halk arasında kullanılagelmiştir.
Meselâ: “Muhammed” kelimesi 92′dir. “Aman’ kelimesi de 92′dir.
“Mevlevî” kelimesi de 92′ ettiğinden bu kavramlar arasında bir alaka
kurulmuştur.
En meşhurlarından biri şudur:
Aman lafzı senin ism-i şerîfinle müsavidir
Anınçin aşıkın zikri amandır ya Resulullah
Keza bu konuda ilim = amel = sa’y kelimelerinin sayı değeri 140′dır.
Hem sayı değeri itibariyle hem de anlamca aralarında bir irtibat vardır.
Hilâl, lâle ve Allah lafzı da sayı değeri bakımından 66 etmektedir.
Bu husustan dolayı kültürümüzde hilâl ve lâleye daha özel bir yer verilmiştir
Çocuğa isim verilirken:
Doğum tarihinin bir kelime veya bir, iki
isimle belirlenmesidir. Hangi isimler çocuğun doğduğu seneyi ebced
hesabıyla verirse, o isimlerden biri çocuğa verilmiştir. Meselâ: H. 1311′de
doğan çocuğa “Mahmud Bahtiyar”, “Süleyman Hurşid”, “Yusuf Mazhari’, “Ömer
Rıza” ve “Recep Servet” gibi isimlerden biri verilebilir. Çünkü bunların her
biri 1311 etmektedir.
Kitap ve Makalelerde:
Eskiden kitapların önsöz, giriş, takdim sayfaları ile numa-
ra almayan sayfalar hep ebced alfabesine göre numaralandırılmıştır.
Kitapların ay ve sene kayıtları, yazı bölümleri ve madde başlıkları hep ebced düzenine
göre tanzim edilmiştir.
Resmi devlet kayıtlarında:
Devlet arşivlerinde yer alan birçok resmî
belgeler, tutanaklar, fezleke ve mazbatalar, tarihler başta olmak üzere
vak’anüvis kayıtları, vakıf kayıtları ile sayım ve envanter hesapları
hep bu hesaba göre tanzim edilmiştir.
İlimlerde:
Fizik, matematik, geometri ve astronomide sıkça kullanılmıştır.
“Sa’fas” kelimesinin harfleri kullanılmıştır. Astronomide buyük rakamlar
“ğayn” harfinin birkaç tekrarı ile de sağlanabilmiştir. Ebced hesabı,
musikide de kullanılmıştır.
Buna göre sesler ve perdeleri ebced alfabe düzeninden istifade edilerek
oluşturulan bir “ebced notası” ile belirlenmiştir. Bu hesabın en çok
kullanıldığı yerlerden biri hiç şüphesiı mimarlık tır. Özellikle Mimar Sinan,
eserlerinde, boyutların modüler düzeninde çok sık kullanılmıştır. Temel lslâmî
kavramlardan oluşan bu hususa birkaç misal verelim:
Süleymaniye’de zeminden kubbe üzengi seviyesi 45, kubbe alemi 66 arşın
yüksekliktedir. Ebced’e göre “Âdem’ 45, “Allah” lafzı da 66 etmektedir.
Yine Selimiye’de de kubbeyi taşıyan 8 ayağın merkezlerinden geçen dairenin
çapı 45 arşındır. Kubbe kenarı zeminden 45, minare alemi buradan itibaren
66 arşındır. Süleymaniye ve Selimiye’nin görünen silüetleri 92 arşındır ki,
bu da “Muhammed” kelimesinin karşılığıdır.
Cifr ve Vefk ilimlerinde :
Ebced hesabı ayrıca cifr, vefk gibi ilimlerde, astrolojide, define aramada da
kullanılmıştır.
Tasavvuf ve Din ilimlerinde :
Ebced hesabının tasavvuf ve din ilimlerinde kullanıldığına şahit olmaktayız.
Özellikle “Kelime-i Tevhid” veya “Esmâ-i Hüsn”a”dan bir ismin kaç aded zikr edi-
leceği ebced tablosuna göre tayin edilir. Kur’an tefsirlerinde ve hatta Kadir gece-
sinin tayininde de ebcedin kullanıldığını bilmekteyiz.
Tarih düşürmede :
Ebced hesabının en fazla en fazla kullanıldığı yer hiç şüphesiz tarih düşürmedir.
Bunun için o olayın tarihini verecek ustalıklı bir kelime veya mısra söylenir ki,
hesaplandığında o olayın tarihi ortaya çıkar. lşte “tarih düşürme sanatı” adı veri-
len bu sanat divan edebiyatı boyunca kullanılmış ve bütün kültür varlıklarımızın
kitabelerinde yer almıştır.
Eski ve gelecek olayların tarihlerini bulmada:
Özellikle Kuran-ı Kerim ve hadislerden yapılan çalışmalarla geçmiş ve gelecek
olaylara ait tahminler yapılmıştır. İstanbulun Fethinin “beldetun tayyibetun…”
cümlesinden çıkartılması gibi. Bediüzzaman said-i Nursi’nin Sikke-i Tasdik-i Ğaybi
adlı eserinde bununla ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır.
Kaynak: İsmail Yakıt, Türk-lslam Kültüründe Ebced Hesab ve Tarih Düşürme,
ötüken Ist. 1992.

KURAN’DA EBCED HESABI
Arapça alfabedeki her harfin sayısal bir değeri vardır. Yani Arapçada her harf bir rakama tekabül eder. Bundan istifade edilerek çeşitli hesaplamalar yapılır. İşte yapılan bu hesaba “ebced hesabı” ya da “hisab-ı cümel” denir. 115
Kuran’da ebced, alfabe düzeninin her bir harfinin bir rakama tekabül etmesi özelliğinden faydalanan Müslümanlar, bunu çeşitli sahalarda kullanmışlardır. Cifr ilmi de bu yöntemlerden birisidir.
arapatablocopy.jpg
Cifr; İstikbalde muhtemel olacak işlerden haber veren ilmin adıdır. Buna göre sembolik şekiller ve harflerin ebced sayı karşılıkları üzerinde yapılan yorumlar, bu sahayla meşgul olan kimselerin başvurdukları yollardan biridir. Ebced ile cifr yöntemleri arasındaki en önemli fark: Ebced gerçekleşmiş olanın, cifr ise gerçekleşmesi muhtemel olanın ilmidir. 116
Bu hesap yöntemi, çok eski tarihlere kadar uzanan ve daha henüz Kuran indirilmeden önce kullanımı çok yaygın olan bir yazım şeklidir. Arap tarihinde geçen tüm olaylar, harflere rakam değeri verilerek yazılır ve böylece her olayın tarihi de kayda geçilmiş olurdu. Bu tarihler, her kullanılan harfin özel rakam değerlerinin toplanmasıyla elde ediliyordu.
İşte söz konusu bu ebced yöntemiyle, Kuran’da geçen bazı ayetler incelendiğinde, bu ayetlerin anlamlarına uygun olarak birtakım tarihlere denk geldiğini görürüz. Ve bu ayetlerde bahsedilen olayların, ebced hesaplarıyla elde edilen tarihlerde gerçekleştiğini gördüğümüzde ise, söz konusu ayetlerde olaya ilişkin gizli bir işaret bulunduğunu anlarız. (Doğrusunu en iyi Allah bilir.)
baklava1.jpg
1969 Yılında Ay’a Çıkılmasına Kuran’da İşaret Edilmektedir
ab1.jpg
Saat (kıyamet vakti) yakınlaştı ve Ay yarıldı. (Kamer Suresi, 1)
“Şakka” kelimesi Arapçada “ikiye yarılma, ayrılma” manasından başka “çizilme, kabartma, toprağı sürme, toprağın kazılması” gibi manalarda da kullanılmaktadır:
222.jpg
Uzaya.jpg
Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık, sonra yeri yardıkça yardık; böylece onda taneler bitirdik, üzümle, yoncalar, zeytinler, hurmalar, boyları birbiriyle yarışan ve içiçe girmiş ağaçlı bahçeler. Meyveler ve otlaklıklar. (Abese Suresi, 25-31)
Görüldüğü gibi bu ayette “şakka” kelimesi “ikiye yarılma, ayrılma” manasında değil, “toprağın yarılıp, çeşitli ekinlerin bitmesi” manasında kullanılmıştır. “Şakka” kelimesi bu şekilde değerlendirildiğinde (Kamer Suresi, 1. ayetinde geçen) “Ay’ın yarılması” anlamı yanında, aynı zamanda 1969 yılında Ay’a çıkma olayında Ay toprağı üzerinde yapılan faaliyetler de anlaşılır. (En doğrusunu Allah bilir.) Nitekim bu konuda çok önemli bir işaret daha vardır. Kamer Suresi’nde geçen bu ayetin bazı kelimelerinin ebcedi bizlere 1969 rakamını vermektedir. Bu hesaplama yönteminde vurgulanması gereken önemli bir nokta da, yapılan hesaplamalarda çok büyük ya da çok ilgisiz sayıların çıkma olasılığıdır. İlgili sayının elde edilme ihtimali son derece zayıf olmasına rağmen, böylesine net bir rakamın hesaplanması oldukça dikkat çekicidir.
11ads.jpg
… Saat yakınlaştı ve Ay yarıldı…
HİCRİ: 1390 MİLADİ: 1969
1969′da Amerikalı astronotlar Ay üzerinde incelemeler yapmış, Ay’ın toprağı çeşitli aletlerle kazılmış, yarılmış ve örnek alınarak Dünya’ya getirilmiştir.
ebcdtablo1.jpg

 

0.7.9.7.0

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2009
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
tam olarak ne işe yarıyor ben doğum tarihini saatine kadar biliyorum burdan da aynı sonuç çıkacakmı die tarif ettiğiniz şekilde hesapladım ama aynı çıkmadı zaten ??
Bir Yanlışlık yapmışsındır Kardeşim.Bu ilim çok eski bir ilimdir.Zaten saatine kadar biliyorsun ebced hesabına bu konuda ihtiyacın yok.Zaten bir konuda uygulanmıyor.Çok çeşitli türü var.Büyügü-küçügü vs var.Şifreleme olarakta kullanıyor bir kısım bilgiler paylaştım yukarda.İlk önce sayısal degerlleri çok iyi bilmek lazım.Arapçayıda öle bazı harflerin karşılıgı arapçada yok o yüzden onun yerine başkaları kullanılıyor.Yani işin ehli olmak lazım hata yapıla bilir.Çok geniş bir ilim.

Doğrusunu Allah bilir.Allahın izin verdigi müddetçe anlıyabiliriz.


Ebced hesabını Çogunlukla kullan bir kişiye örnek:

Ömer Çelakıl

En Yaygın kullanan Devletlerden biri;
OSMANLI
 

0.7.9.7.0

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2009
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Ebced düzeni "Arap alfabesinin ilk tertibi; harflerin taşıdığı sayı değerlerine dayanan hesap sistemi" (1) şeklinde tarif edilmektdir. Bu sistemin, İbrânîce ve Ârâmîce'nin de etkisiyle Nabatîce'den Arapçaya geçmiş bulunduğu ve Hz. Peygamber (a.s.m) devrinde de olduğu gibi kullanıldığı bilinmektedir. (2)

Ebced sisteminde yer alan harfler ve sayı değerlerini gösteren tablo :

ebced.gif


Ebced Hesabının Kaynağı

Ebced hesabının menşei hakkında farklı rivâyetler vardır. İslâm öncesinde 22 harften meydana gelen ve "Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Se'fas, Kareşet" kelimelerinin sayısı olan altı rakamı gözönünde bulundurularak, Medyen hükümdarlarından altı kişinin adı, İlâhî isimlerin altı anahtarı, hafta günlerinin adı v.s. gibi kesin bilgiyi ifade etmeyen değişik rivayetler sözkonusu edilmiştir.(3) Tâhirü'l-Mevlevî'ye göre, Arap ebcedinin İbranî ve Arâmî alfabesinden alındığına şüphe yoktur.(4) Arap edebiyatının ünlü isimlerinden Müberred ve Sîrâfî gibi âlimlere göre de Arap ebcedi, yabancı menşe'lidir.(5)

Keşfu'z-Zünûn'da, cifir ve ebced ilminin, konunun uzmanları olan mânevî ilimlerde derinleşen simalar için bir çok esrarın anahtarı hükmünde bulunduğu ve Hz. Ali tarikiyle özellikle Ehl-i Beyte tevârüs eden bir ilim olduğu belirtilmiştir. Bu ilmin eski peygamberlerin kitaplarında da yer aldığına dair rivâyetlere işaret eden Çelebi, "Bu ilme, ancak âhirzamanda gelecek olan Hz. Mehdî, hakkıyle vâkıf olur" diyen bazı âlimlerin görüşlerine de yer vermiştir.(6)

Bazı müsteşrikler tarafından tertip edilen ve Mısır'da tercüme edilerek neşredilen "Dairetü'l-Mearifi'l-İslâmiyye"de belirtildiğine göre, harflerin, rakamlara delâlet etmek üzere kullanılma geleneği, İbrânî ve Arâmîlerde de vardı. Hemze'den, kaf'a kadar olan harflerin, birden yüze, son dokuz harf de 200'den 1000'e kadar rakamlara delalet ediyordu.(7)

Kur’an’da Ebced hesabının varlığını kabul eden Ebu’l-Aliye gibi alimlerin görüşlerine yer veren Kadı Beydâvî, onların dayandıkları Ebcedle ilgili meşhur hadisi kabul etmektedir. Ancak Hz.peygamber (a.s.m)’in onlara karşı gösterdiği davranışın, onların söylediklerini kabul ettiği anlamına gelmeyeceğini, aksine onlara karşı gösterdiği tebessümü, onların cehaletine karşı bir tepki olabileceğini vurgulamaktadır. Bununla beraber, Kur’an’da Ebced hesabının varlığını kabul edenlerin, kabul gerekçelerini şöyle özetlemiştir: “Her ne kadar ebced hesabı, yabancı kaynaklı olsa da, Araplar dahil insanlar arasında, o kadar meşhur bir yere sahip olmuştur ki, âdetâ, yabancı kökenli olan mişkât, siccîl, Kıstas kelimeleri gibi artık arapçalaşmıştır. Onun için onun göstereceği delâletler, diğer arapça ifadeler gibi makbuldur.”(8)

İbn Aşûr gibi bazı âlimlerin bildirdiğine göre, ebced hesabı, kadim zamandan beri kullanılagelen bir sistemdir. Hz. Davud (a.s)'un kitabındaki bazı neşideler bu hesabın simgelerini taşıyor. Yine Romalıların bu sistemle rakamlar kullandıkları bilinmektedir. Bu sistemin Araplara, Romalılar veyahut Yahûdiler tarafından geçtiği tahmin edilmektedir.(9) İbn Aşûr, mukattaat harfleri ve ebcedle ilgili rivâyet edilen hadîsi anlatırken "Hz. Peygamber (a.s.m)'in onlara karşı diğer bazı harfleri zikretmesi O'nun bu harfleri gerçekten ümmetin ömrü için birer işaret kabul ettiği anlamına gelmez" şeklinde bir değerlendirme yapmıştır. Ancak kendisi, hadîsin sıhhati konusunda bir şey söylemediği gibi, ebced hesabını inkâr ettiğini gösteren bir ifadesi de sözkonusu değildir. (10)

Hâkim'in Müstedrek adlı hadis kitabının tahkikli neşrini gerçekleştiren Yusuf Abdurrahman Maraşlı, söz konusu kitap için hazırladığı fihristin mukaddemesinde "ebced" konusuna da değinmiştir. O'na göre, İslâm öncesi dönemlerde Yahudî ve Hristiyanlar tarafından kullanılan ebced sistemi, İslâm'ın zuhûrundan itibaren yaklaşık bir asır kadar eserlerin tertibinde kullanılmış daha sonra terkedilmiştir. Fakat, "ebced hesabı", bir matemetik sistem olarak, tarih boyunca kullanılmaya devam etmiştir.(11) Daha önce 22 harfden oluşmuş bu sisteme müslümanların işi ele almaları ile, "peltek se, hı, zel, dad, zı, ğayın " harfleri ilave edilmiş ve sayı 28'e ulaştırılmıştır.(12)
Muhammed Hamidullah'ın görüşü de şu merkezdedir: Ayın 28 menzili gibi, arap alfabesi de 28 tanedir. Bunlar her biri belli bir sayıyı göstermek suretiyle 1'den 1000'e kadar rakkamları ifade eder. Sûre başlarında bulunan hece harfleri ise 14 tane olup yüksek mânâlar ifade etmektedir.(13)

Güzel bir tevafuktur ki, Ebced sisteminin asıl adı olan “Ebû câd” kelimesinin matematik değeri, 17’dir. İslamın ortaya çıktığı sırada, Mekke’de yazı bilenlerin sayısı da 17’dir.(14)

Annemarie Schımmel'in bildirdiğine göre, müselles (üç haneli kare) diye bilinen, bütün yatay ve düşey satırlarda olduğu gibi, çapraz hatlarda da rakamlarının toplamı 15'i veren bir maharetli karenin İslâmî gelenekte çok yaygın bir yeri vardır. Bu karenin, diğer adıyla Vefk'ın bu değeri, semâvî kimliğinden kaynaklanmaktadır. Bu (sihirli/maharetli) karede yer alan harfler, "B-Tı-D-keskin Z- H-C-V- elif-noktasız Hı” harfleridir. Vefkte bazen kendileri, bazen de ebced değerleri yazılan bu dokuz adet ebced harfinin, ilk defa Hz. Adem (a.s)'e vahiy olarak geldiğine dair yaygın bir kanaat vardır.(15) Karede yer aldıkları şekilde; sözkonusu dokuz harfin yukarıdaki sıraya göre, üçer üçer ebced değerleri şöyledir: 2+9+4=15, 7+5+3=15, 6+1+8=15.

Söz konusu meharetli kare, İmam Gazzalî tarafından da kabul görmüş, “bir tılsım olarak tesiri tecrübe ile sabit olduğu” ifade edilmiştir.(16) Öyle ki, zamanla, Gazzalî’nin karesi (müsellesü’l-Gazalî) şeklinde ün yapmıştır. Aslında bu etkin fonksiyona sahip karenin harfleri, Hz. Ali tarafından da, sırlı olarak kabul gördüğünü gösteren ifadeleri vardır. Esrarlı olduğu bilinen Celcelûtiye kasidesinde, Hz. Ali “Bi sırrı buduhin echezatın /betadin zehecin bi vahi’l-vehâ..”diyerek, bu sırlı harfleri, diğer bir kaç harfle beraber, münacatta kullanmıştır.(17)

Celcelutiye Kasidesi Ebced Hesabına Göre Yazılmıştır:

Hazreti Ali Radıyallahü Anh'ın en meşhur Kaside-i Celcelutiyesi, baştan nihâyete kadar bir nevi hesab-ı ebcedi ve cifir ile te'lif edilmiş ve öyle de matbaalarda basılmıştır.(18)

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî'nin kaleme aldığı meşhur Mecmuatu'l-Ahzab adlı eserde Celcelutiye kasidesine de yer verilmiştir. "Bede’tu bi bismillah" cümlesiyle başlayan kasidenin son beyti, kaside sahibi Hz. Ali'nin ismini gösteren ve "Bunlar, yaratıklar insanlar için bir araya getiriliş ilimlerin sırları olup, Hz. Muhammed (a.s.m)'in amcasının oğlu Ali'nin makalesidir" anlamına gelen:

"Mekalu Aliyyin ve’bnu ammi Muhammedin ve sirru ulûmin lil-halaiki cümmiat" beytiyle sona ermiştir. Bediüzzaman'ın da işaret ettiği gibi, kaside baştan sona kadar ebced hesabını gösterir şekilde basılmıştır.(19)

Bu İşin Ehli Olan Alimlere Göre, Ebced Hesabı, Esrarın Anahtarıdır

Cafer-i Sadık (r.a.) ve Muhiddin-i Arabî (r.a.) gibi esrâr-ı gaybiye ile uğraşan zatlar ve esrar-ı huruf ilmine çalışanlar, Bediüzzaman Said Nursi (r.a) gibi alimler bu hesab-ı ebcediyi gaybî bir düstur ve bir anahtar kabul etmişlerdir.(20)

Konuyla ilgili birkaç misâl daha vermekte fayda vardır:
a. Hz. Ali ve Şura Suresi Yorumu:

İzz b. Abdusselam'ın bildirdiğine göre: Hz. Ali, Şura Suresinin başında yer alan "Hâ-Mim-Ayın-Sin-Kaf" şifreli harflerden, Muaviye ile kendisi arasında vuku bulan hadiseleri çıkarmıştır.(21)

b. İbn Kemal ve Enbiya Sûresi Yorumu:

"Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır, diye yazmıştık."(22) mealindeki âyetten İbn Kemal, Sultan Selim'in Mısır'ın Osmanlı ülkesine ilhak tarihini çıkarmıştır. Âyette Tevrat yerinde kullanılan "ez-Zikr" kelimesi, ebced hesabı ile konunun düğümünü çözen anahtar kelimedir. Âyette "ez-Zikr'den sonra" tabiri kullanılmıştır. Bu kelimenin ebced değeri (okunmayan lâm hariç) 921'dir. Mısır'ın fetih tarihi ise, hicrî 922'dir. Demek ki âyet işârî mânâsıyla hicrî 921'den sonra fethin gerçekleşeceğini ifade etmiştir.(23)

Eskiden Beri, Yüksek Edipler, Ebced Hesabını Kullanmışlardır

“Yüksek edibler bu hesabı, edebî bir kanun-u letâfet kabul edip, eski zamandan beri onu istimal etmişler. Hatta letâfetin hatırı için iradî ve sun'î ve taklidî olmamak lazım gelirken, sun'î ve kasdî bir sûrette o gaybî anahtarların taklidini yapıyorlar."(24)

Bu konuda yüzlerce misâl verilebilir. Ancak biz burada nümune olarak bir-iki misâl vermekle yetineceğiz:
Kırım Balıkova Kalesi civarındaki bir camiin kitabesinde:"Hakk muradın hemîşe ide atâ; "Kabbelallahu hayrekum" tarih ola." şeklinde bir ifadeyle "Allah hayrınızı kabul buyursun" anlamındaki son cümle ile mâbedin 1068'de yapıldığı gösterilmiştir.(25)

Mihriman Sultan'ın vefatına, "Hâdise-i mevt" terimi ile tarih düşürülmüştür. Bu tabirin ebced değeri 965 olup, onun vefat tarihidir.(26)

Ebced harflerinin aritmetik değerlerine göre kullanımları edebiyat sahasında olduğu gibi, fizik, kimya gibi fen bilimleri sahasında da kullanılmıştır. Büyük memurların tayin ve terfî tarihlerinde, doğum ve ölüm tarihlerini belirlemede yaygın bir şekilde kullanılmıştır.(27)

EBCEDLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR:

Ebced Hesabı ve Hurufîlik Meselesi:

Bazı kimseler, Ebced hesabı gibi Esrar-ı hurufla ilgili işarî tefsir yorumları ile, hurufîlik safasatasını birbirine karıştırmıştır. Bazıları da, bir tefsir metudunun kabul edilebilmesi için, onun Hz. Peygamber (a.s.m) tarafından kullanılmış olması gereğinin varsayımından hareketle, bu tür işârî tefsir metotlarına, bu çeşit yorumlara katılmama taraftarıdır. Onun için bu konuyu, soru-cevap şeklindeki bir diyalogla açığa kavuşturmakta fayda vardır:

Soru : Ebced hesabının, hurufçuluk (hürûfîlik) ile bir irtibatı yok mudur?

Cevap: İslâm inancını ortadan kaldırmak için ortaya çıkan, bâtıl bâtınîliğin bir kolu olan tarihdeki Hurûfîlik ekolunun kurucusu sayılan, Fazlullah adındaki şahsın doğum tarihi, hicrî 740'dır. Halbuki İslâm literatüründe "Esrâru ilmi'l-hurûf" olarak geçen ve harflerin sırlarına dair yapılan ilmî çalışmalar çok önceden vardı. Misâl olarak harflerin esrarı konusunda meşhur olmuş Muhyiddin İbn Arabî'nin ölüm tarihi hicrî 638'dir.(28) Hatta ondan daha önce bu konuda oldukça fazla şöhret bulmuş İbn Berrecan'ın ölüm tarihi, hicrî 536'dır.(29)

Soru: Ebced hesabını kullananlar, hicrî tarih yanında, miladî tarihe göre de tespitler yapmaktadır. Miladî tarihi kullanmak doğru olabilir mi?

Cevap: Kur’an’da bu metodun kullanıldığını kabul edenler için hicrî veya miladî tarihlerin kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur.

Evvela, Allah için bu iki tarih arasında bir ayrılık-gayrılık düşünülemez. Çünkü bu tarihlerin her ikisi de O'nun birer elçisine nispetle ortaya çıkmıştır. Tabir yerindeyse Allah, her harhangi bir tarihi esas alıp ona taraf olmaz, ikisi arasında fark gözetmez.

İkinci olarak, Kur’an’ın maksadı, hicrî veya miladî tarihini ispat edip tespit etmek değildir. Bilakis, onun maksadı, insanlar arasında şöhret bulmuş bir hesap tablosunu/bir tarihi, esas alarak, herhangi bir olayı ona göre tespit etmek ve bunu insanların dikkatine sunarak, kendi semavî kimliğini ortaya koymaktır. Bu hüküm şayet varsa meşhur iki tarihin dışında kalan ve kullanılan diğer tarihler için de geçerlidir. Yeterki Kur’an’ın amacına hizmet etsin.

Üçüncü olarak, Ebced hesabı, bir ifadede yer alan cümlelerin hesabıdır. Bunun tefsirlerdeki orijinal Arapça ismi “hisabu’l-cümel”dir. Buna göre, barındırdığı harflerin sayı değerleri bakımından çok farklı rakamlara ulaşan cümlelerin işaret ettiği olayların yakınlık ve uzaklığına göre, farklı tarihlerin kullanılması, bu durumun tabiî bir sonucudur.

Mesela; Kur'an'da Hz. Peygamber (a.s.m)'e hitaben "Eğer seni vefat ettirirsek.." mealindeki “ev neteveffeyenneke” cümlesinin matematik değeri 632’dir. Bu cümlenin tekrar edildiği üç surenin tertip ‘numaraları ise 63’tür. Burada ayetin manasına gaybî işaretler de dahil edilerek, Kur’an’ın semavî kimliğine dikkat çekilmiştir. Bu tarihlerden ilkini miladî, ikincisini hicrî tarihe göre (Efendimizin ölüm tarihini ve ömrünü) hesaplamak zorunluluğu vardır. Çünkü, bu işaretlerin belirlenmesinde, hesap cetveli ile işarete konu olan olaylar arasındaki tevafukların, uygunlukların büyük rolü vardır. Çünkü tevafukların kendisi de gaybî işaretlerin bir anahtarıdır, bir emaresidir.

Soru: Hz. Peygamber (a.s.m)'in cifir, ebced hesabı ve tevafuk gibi şeylerden hüküm çıkardığı varid olmadığına göre, böyle bir metodu kullanmak caiz midir? Ve bu sünnete aykırı değil midir?

Cevap: Kur'an'ın, had ve hesaba gelmez mânaları, işaretleri, tefsirleri söz konusudur. Halbuki bunların hepsinin, Hz. Peygamber (a.s.m) tarafından ifade edildiğini kimse gösteremez. Şüphesiz bu hakikatler, yine de o kudsî kaynağın malıdır. İlm-i huruf değil; bilâkis, çok zâhir ( Bâtinîliğin zıddı) ve bir aritmetik tablo içerisinde yer alan ebced hesabı ve gözle görünen tevafukları Kur'an'daki bazı işaret ve nüktelerinin anlaşılması için bir vesîle yapılması işaretlerinden istifade edilmesi, elbette Hz. Pegamber (a.s.m)'in sünnetine aykırılığı sözkonusu olamaz.(30) Milyonlarca tefsirdeki milyonlarca farklı yorumların varlığı, bu gerçeğin açık bir delilidir.

Âlimlerin bu konuda dedikleri şudur: Eğer bir tevafuk, değişik yönlerden bir hadiseye baksa, ona uygun düşse, makam ve manaya münasip olsa, böyle bir tevafuk işaret derecesine çıkar. Böyle durumlarda "Bu tevafukla şu ayet, şu hâdiseye işaret ediyor" denilebilir.(31)

Örneğin: hazırlanmış bir sofranın üzerinde, söz gelişi, 10 çatal, 10 kaşık, 10 tabak gördüğümüzde, bu sofraya 10 kişinin oturacağını yüzde yüze yakın, kesin bilgi ifade eden bir tahmin yürütürüz. Çünkü, kesin bilgi edinme yollarının başında gelen husus vahiy kaynağının dışında gözle görülen husustur. Gözün gördüğü bir gerçeğin arka planını görme yeteneğine sahip olan mekanizma ise akıldır. Yerine göre, akıl gözünün gördüğü bir hakikat, normal gözün gördüğünden daha sağlam, daha doğru olabilir.
Semavî kimliği belli olan Kur’an sofrasında serilen ve akla hitabeden tevafuklar, söz konusu misalden çok daha açıktır. Ve buraya davet edilen hikmet misafirlerini, birer ilâhî işaret olarak kabul etmek gerekir.

Yine, bir ifadenin içerisinde yer alan kelimelerin diziliş şekilleri ve harfleri, o ifadenin anlamına ne kadar yakın olsa, ne kadar münasebet ipçikleriyle bir örgü kurabilse, o ifadenin ulvileşmesine o ölçüde katkı sağlar. Bu husus, Belağat ilminin önemli bir kaidesidir.(32) İşte, Kur'an'ın kelime ve harflerinde değişik şekilde görünen tevafuklar, doğru olarak gösterilebildiği ölçüde, birer belağat ve birer edebî sanatı ifade ettikleri gibi, aynı zamanda gaybî haberler veren birer işaret lambaları görevini görürler.(33)

Kur'an-ı Kerim'in pek çok açıdan mucizevî yönleri olduğu gibi, kelimelerinde, cümlelerinde ve nazmında da birçok harikalar vardır. Madem ki, Kur'an'ın ayet ve kelimelerinin gösterdiği hakikatlerde mucize izleri vardır, elbette o ayet ve kelimeleri teşkil eden harflerinde de onun mucizevî işaretleri olacaktır.
 

0.7.9.7.0

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2009
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
devamı


Bazı Tevafuk Tabloları ve Kelimelerin Aritmetik Değerleri

Allah'ın, sonsuz ilmiyle her şeyi nasıl kuşattığını ve her şeyi nasıl bir, bir saydığını gösteren tevafuk tablolarının ve kelimelerin aritmetik değerlerinin, Kur'an nezdindeki değerini anlamak için Kur'an'ın kendisine bakmak yeterlidir.

Konu İle İlgili Bazı Misâller:

1. “Allahumme Malike’l-mülk” (Ali İmran, 3/26) İfadesi:

a. Bu ayette söz konusu olan “Allah” ve “Malik” isimlerinin buraya kadar ki tekrar sayısı: 319’dur.(34)
b. Bu ifadenin ebced değeri de 319’dur.
c. Bu ifadenin yer aldığı ayet, Kur’an’ın 319. ayetidir.
Bu ayet-i celile, tevafuk lisanıyla diyor ki: Mülkün maliki olan Allah, Kur’an’ın da sahibidir. Bütün mülkünü tek tek sayıp bildiği gibi, Kur’an’ın her tarafını da tek tek sayıp biliyor. Bu ise, Kur’an’ın O’ndan geldiğini gösterir.

2. Allah’ın “ Şehid” ismi:

a. Her şeyi görüp bilen anlamındaki Allah’ın bu isminin matematik değeri 319’dur.
b. Bu ismin, merfu (ötreli) şekliyle 9. tekrarını yaptığı ve Kur’an’ın genelinde en son geçtiği Buruc Suresinin 9. ayeti, Kur’an’ın sondan 319. ayetidir.
Bu tevafuk şöyle diyor: İyi bilesiniz ki, Şehid kelimesini böyle harika bir tarzda yerine koyan Allah, her şeye şahittir.

3. “Hum bâliğûh”:

a. “Biz, ulaşacakları bir müddete kadar onlardan azabı kaldırınca, hemen sözlerinden dönüverdiler” (Araf, 7/135) ayetinde yer alan ve “onların ulaşacakları” anlamına gelen “hum bâliğûh” cümlesinin ebced değeri, 1089’dur.
b. Bütün Kur’an’da yalnız bir defa kullanılan bu cümlenin geçtiği ayet, Kur’an’ın 1089. ayetidir.
Sanki bu tevafuk diyor ki: İyi bilinsin ki, siz Kur’an’ı okurken, nasıl bu ayete ulaştınız, onlar da aynen söz verdiğimiz sürelerine ulaştılar; sonra cezaya çarpıldılar. Demek, zulüm söz konusu değildir.

4. “Gaybı bilen Allah”:

a. “Onlar bilmiyorlar mı ki, Allah onların gizli tuttuklarını da, fısıltılarını da bilir. Ve şüphesiz Allah, gaybları (gizlilikleri) çok iyi bilendir” mealindeki ayetin son cümlesinin asıl metni “ve ennellahe allamu’l-ğuyûb”dur. Bu cümlenin matematik değeri, 1313’tür.
b. Bu cümlenin bulunduğu ayet (Tevbe, 9/78), Kur’an’ın 1313. ayetidir.
c. Cümlenin ebced değeri ile ayetin genel sırası, 13 sayısını gösterdiği gibi, ayetin suredeki numarası da 78 olup 6x13’tür.
d. Ayet numarasının gösterdiği 78 rakamı, hem “aded”, hem de “Hakim” kelimesinin matematik değeridir. Bu ise, burada hikmetli bir sayısal tablonun gösterildiğine işarettir.
Bu tevafuk, ayette yer alan “ve ennellahe allamu’l-ğuyûb” cümlesinin dediği gibi, Allah’ın bütün sırları /gizlilikleri bilen, sonsuz bir ilim sahibi olduğunu, Kur’an’ın ise, bu sonsuz ilim sahibinin kitabı olduğunu göstermektedir.

Risaleti Tasdik Eden Bazı Tevafuklar

1. “İnneke le mine'l-mürselîn” :

Bilindiği gibi, Hz. Muhammed (a.s.m) 611 tarihinde peygamber olarak gönderilmiştir. Bunu ilan eden: "Şüphesiz Sen gönderilmiş peygamberlerdensin" mealindeki ayet, Kur'an'da iki yerde zikredilmiştir (Bakara,2/252; Yasin, 36/3).

Ayetin asıl metni:“İnneke le mine'l-mürselîn” cümlenin harf sayısı (okunmayan vasıl hemzesi hariç) 13’tür. 13 harften meydana gelen bu cümlenin ebced değeri ise, 13'ün 47 katı olan 611’dir. Ayetin matematik değeri, anlamını teyid etmekte ve O'nun –miladî olarak- peygamber olduğu tarihi vermektedir.

Şayet okunmayan vasıl elifi de sayılsa, bu cümlenin ebced değeri, 612 olup 36x17’dir. Manidâr bir tevafuktur ki bütün Kur’an’da, Hz. Peygamber (a.s.m)’e hitap eden "Şüphesiz Sen gönderilmiş peygamberlerdensin" mealindeki ayet, yalnız söz konusu iki yerde geçmiştir. “gönderilmiş peygamberler” tabiri, bu iki ayet arasında, ebced değerlerine uygun olarak 17 defa tekrarlanmıştır.

2. “ABESE” Kelimesi:

Abese suresinin ilk iki ayetinin mealleri şöyledir: "A'mânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve arkasını döndü"
İşte bu üslupta bir harikalık vardır. Çünkü cümlede kullanılan "Abese" fiili malum olmasına rağmen faili zikr edilmemiştir. Bu üslup alışageldiğimiz ifade tarzlarının dışındadır.

Ancak Kur'an-ı Hakim burada mucize bir belgeyi göstermiştir. Şöyle ki; açıktan zikredilmeyen cümlenin faili, bizzat "Abese/Yüzünü ekşitti" fiilinin ebced değerinin içerisindedir. Evet bu kelimenin ebced değeri 132 olup "Muhammed" isminin karşılığıdır. Yine kendisinden yüz çevrilmiş kişinin de ismi verilmemiş ancak, onu da, "el-A'ma" kelimesinin ebced değerinde şifrelemiştir. Evet bu kelimenin ebced değeri 143 tür. Söz konusu kimsenin ismi "Abdullah"ın ebced değeri de 143 tür.

Bu bağlamda görülen bu tevafukları kör tesadüf rüzgârlarına havale etmek doğru değildir.

3. "Eğer seni vefat ettirirsek..”:

Kur'an'da Hz. Peygamber (a.s.m)'e hitaben "Eğer seni vefat ettirirsek.." cümlesi üç defa zikredilmiştir. Bunlardan ilki Yunus suresinin 46. ayetinde geçmiştir.

Ayetin meali "Eğer onları tehdit ettiğimiz (azabın) bir kısmını sana (dünyada iken) gösterirsek (ne a'lâ); yok (onu göstermeden) eğer seni vefat ettirirsek nihayet onların dönüşü de bizedir. (O zaman onlara neler olacağını göreceksin.) Sonra Allah onların yapmakta olduklarına da şahittir."

Ayette azabın bir kısmının Hz. Peygamber (a.s.m)'e gösterilebileceği hususu vurgulanmıştır.

Mekke'de inen bu surede belirtilen azabın bir kısmı Bedir savaşında gerçekleşmiş ve Hz. Peygamber (a.s.m)'e gösterilmiştir.

Ayette ifade edilen Hz. Peygamber (a.s.m)'in vefat haberi de çok harika bir tarzda ihbar-ı gaybi nevinden söz konusu yapılmıştır. Şöyle ki: "Eğer seni vefat ettirirsek" cümlesi, Kur’an’da üç defa geçmektedir. Bu cümle açıkça, Hz. Peygamber (a.s.m)’in vefatından söz etmektedir. Geçtiği üç sure ve ayet numaraları da, Hz. Peygamber (a.s.m)'in ömrü olan, 63'ü gösteriyor. Ayet ve Sure numaraları şöyledir: Yunus 10 /46, Ra'd 13/40 ve Ğafir 40/77. Buna göre, ayet numaralarının toplamı: 163’tür. Sure numaralarının toplamı ise, 63’ tür.

"Eğer seni vefat ettirirsek" cümlesinin harf sayısı, 9’dur. 63 sayısı ise, 9'un 7 katıdır.

Vefatı haber veren bu cümlenin -harfleriyle beraber- ebced değeri, 632’dir. Bu da Hz. Peygamber (a.s.m)'in, miladi vefat tarihidir. İşte tevafuk penceresinden gaybî haberlerin aşikar bir görüntüsü!

1. bk.. İslâm Ansiklopedisi, X/68.
2. Bk.. a.g.e., a.g.y.
3. bk. İbnu’n-Nedim, el-Fihrist, 6; Tâhiru'l-Mevlevî, Edebiyat Lügatı, 38; Cerrahoğlu, İsmail, Tefsir Usulü, 18; Yakıt, İsmail, Türk- İslâm Kültüründe Ebced Hesabı ve Târih Düşürme, 23-29.
4. bk. Tâhirü'l-Mevlevî, a.g.y.
5. bk. a.g.y.
6. bk. Kâtib Çelebi, Keşfuz-Zünûn, I/592.
7. Bk. a.g.e., a.g.y.
8. bk.el- Beydâvî, I/37.
9. bk. bn Âşûr, Muhammed Tahir el-Cezairî, et-Tahrir ve’t-Tenvîr, I/208.
10. bk. İbn Âşûr, I/208.
11. bk. Maraşli, Yusuf Abdurrahman, Fihrisu Ahâdîsi'l-Müstedrek, 19.
12. bk. a.g.e., a.g.y.
13. bk. Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, 147
14. Bk. Cerrahoğlu, İsmail, Tefsir Usulü, 20.
15. krş. A. Schımmel, Sayıların Esrarı (trc.Temelli, Mehmed ), 39.
16. Gazzalî, Muhammed b. Muhammed, el-Munkızu mine’d-delâl, 46, şekiliçin bk. s. 50.
17. Bk. Gümüşhanevî, Ahmed Ziyaeddin, Mecmuatu’l-Ahzâb (Şâzelî), 515.
18. Bk. Nursi, Sikke-i Tasdik, a.g.y.
19. bk. Gümüşhânevî, Ahmed Ziyaeddin, Mecmûatu'l-Ahzâb (Şâzelî kısmı), 499-531.
20. Bk. Nursi, Sikke-i Tasdik, a.g.y.
21. bk.es-Suyutî, el-İtkan, II/14.; el-Âlûsî, I/102.
22. Enbiya, 21/105.
23. krş. Âlusî, I/8; Badıllı, Abdulkadir, Risale-i Nur'un Kudsi Kaynakları, 956.
24. Nursi, Sikke-i Tasdik, 96.
25. bkz. Yakıt , 172.
26. bkz. Yakıt, 149.
27. Geniş bilgi için Yakıt İsmail'in eserine bakılabilir. Ayrıca değişik misaller için Badıllı'nın R. Nur’'un Kudsî Kaynakları adlı eserinin cifir ve ebced bölümüne de bakılabilir.
28. İbn Arabî'nin, harflerin esrarı ile ilgili görüşleri için bk. İbn Arabî, I/51-91.
29. bk. ed-Dâvûdî, Şemsuddin Muhammed b. Ali, Tabakâtu'l-Müfessirin, I/306.
30. bk. Nursi, Müdâfaalar, 128.
31. bk. a.g.e, a.g.y.
32. bk. Nursi, Muhakemat,s.93
33. Krş. Nursi, Zülfikar,(Osmanlıca) s.548-549,
34. Bu ayete kadar Allah ismi, 306, aynı kök harflerinden gelen İlâh kelimesi, 11, Malik kelimesi bir defa geçmiştir. Buna göre burada “Allahumme” kelimesi 319. sıradadır.
Yrd. Doç. Dr. Niyazi Beki
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
bre kardeş bukadar bilgin var madem bize ne soruyon biliyonuzmu diye
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
boş iş bunlar...

çoluk çocuk oyuncağı..

kur'an dan geleceğe dair haber isteyen zümer suresini okusun.. kıyamet suresini okusun.. bizim mutlak geleceğimiz budur... bunun dışında kalan şu yılda deprem olacak, şu yılda sel olacak bunları bilsen ne olur bilmesen ne olur.. ..??

ALLAH c.c. kur'an ı "alın bununla amel edin" diye gönderdi.. "alın bunun şifresini çözün" demedi ki..
bizi "namazı kılın, zekatı verin" ilgilendirir
bu ayetlerin harf sayısını çarpın, bölün, çıkarın toplayın, bunu bizden isteyen yok..
 

TRHACKER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
2,454
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
boş iş bunlar...

çoluk çocuk oyuncağı..

Kur'an dan geleceğe dair haber isteyen zümer suresini okusun.. Kıyamet suresini okusun.. Bizim mutlak geleceğimiz budur... Bunun dışında kalan şu yılda deprem olacak, şu yılda sel olacak bunları bilsen ne olur bilmesen ne olur.. ..??

Allah c.c. Kur'an ı "alın bununla amel edin" diye gönderdi.. "alın bunun şifresini çözün" demedi ki..
Bizi "namazı kılın, zekatı verin" ilgilendirir
bu ayetlerin harf sayısını çarpın, bölün, çıkarın toplayın, bunu bizden isteyen yok..

kardeşim belki haklı olabilirsin ama "kardeşinin kalbini kıran kabe yi 70 defa yıkmış gibi olur" hadisi şerif-inide biliyorsundur umarım
burdaki kimse çoluk çocuk değil kardeşim birazda kırıcı olmadan konuşursan seviniriz kardeşimiz birşey sormuş ve ona cevaplar gelmiş eğer ki muhabbet seni bağlamıyorsa girmezsin yada girmişsende yorum (kırıcı)yazmazsın olur biter selametle
 

0.7.9.7.0

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2009
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
boş iş bunlar...

çoluk çocuk oyuncağı..

kur'an dan geleceğe dair haber isteyen zümer suresini okusun.. kıyamet suresini okusun.. bizim mutlak geleceğimiz budur... bunun dışında kalan şu yılda deprem olacak, şu yılda sel olacak bunları bilsen ne olur bilmesen ne olur.. ..??

ALLAH c.c. kur'an ı "alın bununla amel edin" diye gönderdi.. "alın bunun şifresini çözün" demedi ki..
bizi "namazı kılın, zekatı verin" ilgilendirir
bu ayetlerin harf sayısını çarpın, bölün, çıkarın toplayın, bunu bizden isteyen yok..

Çoluk çocuk oyuncagımı?Yap bir ebced hesabıda göreyim o zaman Kardeşim:)

Hayır bunu bilen biri söliyebilir.Okadar biliyorsan çıkar bakayım herangi bir ebced hesabı!

Şimdi Bu çocuga bir cevap verirsen çok sevinirim kardeşim.Kardeşimsin;

1-Ebced hesabını o kadar yazdım çizdim neden İslamın ilk emirlerinden olan ''OKU''Kuralını yerine getirmeyipte şöle bir okumadın konuları?Konu nerelerden nerelere gelmiş bir gözle!Bilmedigin konu yada başını okuyup muhabbete girdigin konu,Hadi onuda geçtim bilmedigin bir ilme!Hiç kafa patlatmadan!Biliyormuş gibi aşıgaya görmek çok kötü.Hatta tehlikeli.Dünya böleleri yüzünden zulümden kurtulmuyor.HERKES TÜM İŞİ'TEMBELLİGİNDEN!!dolayı Allaha Atıyor.Unutmayalım insanı,insan yapan(hayvanlardan ayıran)zekasıdır.İşte Allah bazı yerlerde onlarında çalışmasını ister.Öle olsa idi_>coğrafyaya,Tıbba,Matematigi,Alan hesaplaması(Yani ablıyacagın mal bölüşmesi,eşya hesaplamasıda olabilir)vsvs.Hava durumu.vs gibi bunca şeye ne hacet vardı.:)ALLAH ÖL DEDİMİ ÖLÜRÜZ.YAĞMUR YA DEDİMİ YAĞAR!Hiç birine gerek yok.Bu bakış açısından bu çıkar


Peki neden böle söledim 1 şıkta neden böle konuştum bunu ikide açıklıyayım!

2-İslamda!sadece namaz! mı var!Kuran sonsuzlugun gizli anahtarını taşır kendi başına,
İçinde uzay bilimi,matematik,felsefe,tıp,vs düzünelerce şey var.Misal ilk demokrasi örngei ve ilk kadına hak veren kitaptır.O derece yani herşey onda var ama o hiç bir şeyde yoktur kendinden başka:)


Namaz senin Allaha borcundur.Arkadaş sen kılarsan Allaha kılarsın!

Borçla cennete varamazsın.Çünkü,Ona borcunu ödediginde,yani para usülü gibi anlatayım,borcu verdiginde ona bir katkın olmaz.Hala nötürdur onda etkin.Çünkü zaten o sana verdigini senden geri aldı.

İlim.Bilim.Ahlak.Komşu hakkı.Ana Hakkı vs gibi binlerce nedenlerle artık puan kazanırsın nötur hale getirdigin zaman(Matematiksel Anlatım)


O yüzden Allah niyete bakar.Namaz kılmaya kalsaydı çoğu kişi Cennete giderdi.

Unutma Allah insanlıga bir iyilikle cenntine alır.Bir kul hakkıyla İstersen secdeden kalkma!Kişi hala hakkını helal etmiyorsa.O hakkı ödersin.Hak görücü devreye girer!


Yani benim anlattıgım şey ilim.Kuran dev bir kitaptır.Senin bahsettigin oruç namaz.Senin vazifendir.O Allah ile kul arasında.


3-Ben bu kadar biliyorumda neden soruyorum''Çünkü arapça bilmiyorum ve karıştırıyorum.Bilen biri varmı dedim canım kardeşim.sONRA BAZI kARDEŞLERİMİZ SORUNCA BENDE BİLGİLERİMİ PAYLAŞTIM.Çünkü ilk defa duyanlar vardı.Ve tonlarca şey yazdım.!



4-ebced hesabından depremimi çıkardın.Yani gaybı:) kusura bakma kardeşim ŞOKTAYIM.Misal bir örnek bir ayette evrenden bahseder.O ayetini kelime sayıları ve Suresiyle bir işlem yapılır(bildigim kadari ile) ve Güneşe olan uzaklık,aya olan uzaklık vs bulunur.Buna ebced hesaplarıyla varılır genellikle.Deprem vs gibi şeyler yada kimin ölecegi gibi konular gayptır.Yani saklı mühürlü konulardır.Ebced dikkat edilmeyen.İnsanların bilmesine açık konularla ugraşır.Önce gaybı ögren sonra ebced hesabına bir bak oku!Ama Allah aşkına oku!


5-Konudaki girişi degiştirdim.İlk defa okuyanlar var diye!İlk mesajımı konuyu anlatan mesajla degiştirdim .Şimdiki elimdeki kaynaklarla olayı dilim döndügünce sağlam sitelerden anlatmaya çalışıyorum.

6-Din!Allah!Kitap diyen insanlar bu arada neden bu kadar şeye kapalı(hemde anlamadan)Neden böle her görüşü red ered Anlamadan ve Neden çok saldırganlar Anlamadım.Ama harbi Anlamadanda ölecem.Sorsan Kuranı kerim mucuize derler.Sen bir Hiristiyana(Şimdiki zamandaki hiristiyana) Kuranı Anlatırken namazdan mı bahsedecen.Oda karşı atak olarak sana Günah çıkarmayı söler kendi dilinde:)Ben Bahsederken Gögün 7 kat yerin 7 kat oluşundan ve bunun gibi tonlarca şeylerden bahsediyorum.Ve içinde herşeyin oldugunu sölüyorum.Allah herşeyi bilir.Bu kitap kolaylaştırıcıdır.
Kan pıhtısından bahsediyorum.Kuranda geçen rahimde çocugun yaşam buldugu anlamının çıktıgı yerleri kastediyorum ve bunu bilimde koşulsuz dogruluyor.Sıkıysa dogrulamasın.Allahın sözü.Ama insana iştah ve durmadan okuma hırsı veriyor böle konular.



7-Allaha Emanet ol.
 

0.7.9.7.0

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2009
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
kardeşim belki haklı olabilirsin ama "kardeşinin kalbini kıran kabe yi 70 defa yıkmış gibi olur" hadisi şerif-inide biliyorsundur umarım
burdaki kimse çoluk çocuk değil kardeşim birazda kırıcı olmadan konuşursan seviniriz kardeşimiz birşey sormuş ve ona cevaplar gelmiş eğer ki muhabbet seni bağlamıyorsa girmezsin yada girmişsende yorum (kırıcı)yazmazsın olur biter selametle
Allah Razı Olsun KARDEŞİM.KALBİN VE RUHUNUN HER ZAMAN BÜYÜK KALMASI DİLEGİYLE
 

-TUANA-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2009
Mesajlar
86
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
ben ebced hesabını ayrıntılı şekilde öğrenmek istiyorum yardımcı olurmusunuz
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt