Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Düşünmek (1 Kullanıcı)

garipkalp

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2007
Mesajlar
629
Tepki puanı
1
Puanları
0
Düşünen sahip olduğu nimetin farkına varır

İsa aleyhisselam bir ağacın altında dua eden birini gördü. Dikkatlice baktığında adamın ayakları yürümeyen bir kötürüm olduğunu anladı. İki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise baras hastalığı olduğu anlaşılıyordu. Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmış gibi dua ediyordu:
– Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!.. Hazret-i İsa kötürüm adama yaklaştı:

– Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sıhhatli görünmüyor? Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?

Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen kötürüm adam dedi ki:

– Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple Onu tanıyorum. Öyle de bir dil vermiş ki, o dille de ona şükrediyorum. Halbuki, dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde Onu tanıma sevinci, dilinde de Ona şükretme mutluluğu yoktur. Ama gel gör ki, ayakları topal, gözleri kör, bedeninde hastalıklar bulunan bu kötürüm adama Rabbim, bu sevgiyi ihsan eylemiş, bu nimetin farkına varma tefekkürünü nasip eylemiş. İşte bunu düşününce kendimi tutamıyor da:

– Nice zenginlere vermediği nimeti bana veren Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun! Diye teşekkürden kendimi alamıyorum.

Kafa gözü kapalı da olsa kalp gözü açık olan bu adama yaklaşan İsa aleyhisselam:

– Ver şu elini öyle ise! diyerek elinden tutar, eğilerek görmeyen gözlerinden öper.

Peygamberin dudaklarının değdiği gözler anında açılır. Karşısındakinin İsa aleyhisselam olduğunu görünce heyecanlanan adam:

– Sen şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mucizelerin sahibi Peygamber değil misin? der. İsa Peygamber:

– Belli olmuyor mu? deyince:


– Gözlerimden belli oluyor da ayaklarımdan henüz belli değil, der. Tebessüm eden Hz. İsa:

– Sen hele bir ayağa kalkmayı dene! Deyince, silkinen kötürüm adam dimdik ayağa kalkar.

Ayakları üzerine dikilebildiğini anlayınca söylediği ilk sözü şu olur:

– Ey Allahın Nebisi, sendeki bu mucizeler de O’ndan değil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O’na şükredeyim, diyerek hemen yere iner, başını secdeye koyar ve der ki:

– Rabbim! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak da lütfettin. Artık bilemiyorum nasıl şükretmem gerekiyor bu eşsiz nimetler karşısında?

Bu sırada çevreden toplanan halk, gösterdiği bu mucizelerden dolayı İsa aleyhisselamın elini öpmek isterler. Ama Allahın Nebisi işaret eder:

– Benim değil secdedeki şu kötürüm adamın elini öpün!..

Derler ki:

– Onu secdeye indiren nimetlere biz baştan beri sahibiz. Ama hiç birimiz onun duyduğu gibi bir mutluluk duymadık.

– Öyle ise, der, tefekkür edin, siz de düşünün.

Sözünü şöyle bağlar Allahın Nebi’si:

– Düşünen sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise kendisini mahrumiyette sanır!
 

MONA_ROZA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2008
Mesajlar
58
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allah razı olsun.. bizler gerçekten şükretmekten aciziz..
selam ve dua ile kal kardeşim emeğine sağlık..aeo
 

Mutlu Kul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Şub 2007
Mesajlar
1,006
Tepki puanı
0
Puanları
0
Düşünen sahip olduğu nimetin farkına varır

İsa aleyhisselam bir ağacın altında dua eden birini gördü. Dikkatlice baktığında adamın ayakları yürümeyen bir kötürüm olduğunu anladı. İki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise baras hastalığı olduğu anlaşılıyordu. Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmış gibi dua ediyordu:
– Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun!.. Hazret-i İsa kötürüm adama yaklaştı:

– Ayağın yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sıhhatli görünmüyor? Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?

Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen kötürüm adam dedi ki:

– Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple Onu tanıyorum. Öyle de bir dil vermiş ki, o dille de ona şükrediyorum. Halbuki, dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde Onu tanıma sevinci, dilinde de Ona şükretme mutluluğu yoktur. Ama gel gör ki, ayakları topal, gözleri kör, bedeninde hastalıklar bulunan bu kötürüm adama Rabbim, bu sevgiyi ihsan eylemiş, bu nimetin farkına varma tefekkürünü nasip eylemiş. İşte bunu düşününce kendimi tutamıyor da:

– Nice zenginlere vermediği nimeti bana veren Rabbim! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun! Diye teşekkürden kendimi alamıyorum.

Kafa gözü kapalı da olsa kalp gözü açık olan bu adama yaklaşan İsa aleyhisselam:

– Ver şu elini öyle ise! diyerek elinden tutar, eğilerek görmeyen gözlerinden öper.

Peygamberin dudaklarının değdiği gözler anında açılır. Karşısındakinin İsa aleyhisselam olduğunu görünce heyecanlanan adam:

– Sen şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mucizelerin sahibi Peygamber değil misin? der. İsa Peygamber:

– Belli olmuyor mu? deyince:


– Gözlerimden belli oluyor da ayaklarımdan henüz belli değil, der. Tebessüm eden Hz. İsa:

– Sen hele bir ayağa kalkmayı dene! Deyince, silkinen kötürüm adam dimdik ayağa kalkar.

Ayakları üzerine dikilebildiğini anlayınca söylediği ilk sözü şu olur:

– Ey Allahın Nebisi, sendeki bu mucizeler de O’ndan değil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O’na şükredeyim, diyerek hemen yere iner, başını secdeye koyar ve der ki:

– Rabbim! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak da lütfettin. Artık bilemiyorum nasıl şükretmem gerekiyor bu eşsiz nimetler karşısında?

Bu sırada çevreden toplanan halk, gösterdiği bu mucizelerden dolayı İsa aleyhisselamın elini öpmek isterler. Ama Allahın Nebisi işaret eder:

– Benim değil secdedeki şu kötürüm adamın elini öpün!..

Derler ki:

– Onu secdeye indiren nimetlere biz baştan beri sahibiz. Ama hiç birimiz onun duyduğu gibi bir mutluluk duymadık.

– Öyle ise, der, tefekkür edin, siz de düşünün.

Sözünü şöyle bağlar Allahın Nebi’si:

– Düşünen sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise kendisini mahrumiyette sanır!

allah razı olsun çok güzeldi...
 

sefilkull

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
29
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
gerçekten rabbimin verdiği nimetleri karşısında kadar aciziz ki bırak şükretmeyi insanoğlu bazen isyan bile ediyor.rabbim isyankar kullarından etmesin bizi. emeğine sağlık selamete...
 

canom

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Eyl 2008
Mesajlar
163
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
allah razı olsun güzel bi paylaşımdı.gercekten biz şükretmeyi bazen unutuyoruz aslında şükredip allaha el acmak ve bol bol dua etmek hem ruhumuzu hem yüreğimizi ferahlatır.bol bol şükür edelim ve dua edelim arkadaşlar.allah hepinizin duasını kabul etsin inşallah.amin.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt