Aile içinde veya toplum içinde olsun davranış biçimimiz aslında düşünce de üretilen ürünün dışa yansımasıdır.
Bir insan nasıl düşünüyorsa odur.
Bitki; nasıl ki tohumdan çıkıyor ve çıktığı tohumun özelliklerini sergiliyorsa, insanın sergilediği davranış biçimi de düşüncede ne olduğunun anlatımıdır. Düşünme olmadan eylem olmaz, fiiliyata geçilmez, önce tasarım yapılır sonrada icraat başlar. Yapılan eylemin sonucu, düşüncenin açtığı çiçekten olan meyvedir, acı veya tatlı olması seçilen tohumun yapısından kaynaklanmaktadır.
Yaşamımızda ki sorunların kaynağı kendimiz değimliyiz, düşünce de üretim; Allah’ın men ettiği yönde ise karşılığı da mutlaka sevginin olmadığı, riyanın hüküm sürdüğü, menfaatin; vericiliği yok kıldığı yaşam olacaktır.
Düşüncede arınmışlık; sevgi kavramının gerçek anlamda uygulanması ile mümkündür.
Sevgi Hakk’tır… Sevgi Allah’tır… Kulun sevgi ile buluşması, Allah’ın cemal sıfatlarının kendinde tecelli etmesi yani sahih bilgiler doğrultusun da amel-i Salih sahibi olması ile mümkün olmaktadır. Sahih bilgilerin tek kaynağı da Kur’an-ı Kerimdir.
İnsan tesadüfen yaratılmamıştır. Düşünce dünyasında hür iradeye sahip olması nedeni ile o dünyanın sahibi kendisidir, orada yarattığı her düşünce Allah (c.c.) tarafından kabul görülüp amel defterine aynen yazılmaktadır. Kaf suresi 16. ayeti hatırlarsak “Andolsun, insani biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” Düşünce dünyasında üretilen ürün’e, Hakk rıza göstermiş ise insanı insan yapan bir karaktere sahip olunur, rıza yok ise düşüncenin yanlış kullanımı sonucu insan aşağıların aşağısına çekilir.
İnsan karakterini kendisi belirliyor, karakter; bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özelliktir.
İnsan karakterinin şeklini veren düşünce yapısı; insanın toplum içinde ki yerini belirleyen faktörlerin başında gelmektedir. Günümüzde birey topluma, ilk önce kılığı kıyafeti ile kabul edilir fakat düşünce ve karakter yapısı ile uğurlanır.
İnsan düşüncenin efendisidir.
İnsan karakterin mimarıdır.
Allah kulunu kendine bir halife olarak yaratması, düşüncede ve çevresine sergilediği karakteri ile O’nun kulu olduğunu ispat etmek durumundadır.
“Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdınla seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insani mi halife kılıyorsun? Dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.”
Allah kuluna güvenmiş, nizamını da ona göre kurmuş, verdiği hür iradeye müdahale etmeyerek kulunun kendi gayreti ve çabası ile kendini yaratan Allah’ı bulacağını bilmektedir. Bu bilgi ve beceriyi kullanması için kuluna akıl emanet etmiş, emaneti O’nun yolunda kullanmak cahilliği ve zalimliği terk etmekten geçiyor.
“Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.”
Allah cümlemizi cemal sıfatları ile amel etmeyi düşüncede arınmış, karakterde; kâmil insan mertebesine ulaşmayı her kula nasip eylesin! ÂMİN
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN!
ALINTIDIR
Bir insan nasıl düşünüyorsa odur.
Bitki; nasıl ki tohumdan çıkıyor ve çıktığı tohumun özelliklerini sergiliyorsa, insanın sergilediği davranış biçimi de düşüncede ne olduğunun anlatımıdır. Düşünme olmadan eylem olmaz, fiiliyata geçilmez, önce tasarım yapılır sonrada icraat başlar. Yapılan eylemin sonucu, düşüncenin açtığı çiçekten olan meyvedir, acı veya tatlı olması seçilen tohumun yapısından kaynaklanmaktadır.
Yaşamımızda ki sorunların kaynağı kendimiz değimliyiz, düşünce de üretim; Allah’ın men ettiği yönde ise karşılığı da mutlaka sevginin olmadığı, riyanın hüküm sürdüğü, menfaatin; vericiliği yok kıldığı yaşam olacaktır.
Düşüncede arınmışlık; sevgi kavramının gerçek anlamda uygulanması ile mümkündür.
Sevgi Hakk’tır… Sevgi Allah’tır… Kulun sevgi ile buluşması, Allah’ın cemal sıfatlarının kendinde tecelli etmesi yani sahih bilgiler doğrultusun da amel-i Salih sahibi olması ile mümkün olmaktadır. Sahih bilgilerin tek kaynağı da Kur’an-ı Kerimdir.
İnsan tesadüfen yaratılmamıştır. Düşünce dünyasında hür iradeye sahip olması nedeni ile o dünyanın sahibi kendisidir, orada yarattığı her düşünce Allah (c.c.) tarafından kabul görülüp amel defterine aynen yazılmaktadır. Kaf suresi 16. ayeti hatırlarsak “Andolsun, insani biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” Düşünce dünyasında üretilen ürün’e, Hakk rıza göstermiş ise insanı insan yapan bir karaktere sahip olunur, rıza yok ise düşüncenin yanlış kullanımı sonucu insan aşağıların aşağısına çekilir.
İnsan karakterini kendisi belirliyor, karakter; bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özelliktir.
İnsan karakterinin şeklini veren düşünce yapısı; insanın toplum içinde ki yerini belirleyen faktörlerin başında gelmektedir. Günümüzde birey topluma, ilk önce kılığı kıyafeti ile kabul edilir fakat düşünce ve karakter yapısı ile uğurlanır.
İnsan düşüncenin efendisidir.
İnsan karakterin mimarıdır.
Allah kulunu kendine bir halife olarak yaratması, düşüncede ve çevresine sergilediği karakteri ile O’nun kulu olduğunu ispat etmek durumundadır.
“Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdınla seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insani mi halife kılıyorsun? Dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.”
Allah kuluna güvenmiş, nizamını da ona göre kurmuş, verdiği hür iradeye müdahale etmeyerek kulunun kendi gayreti ve çabası ile kendini yaratan Allah’ı bulacağını bilmektedir. Bu bilgi ve beceriyi kullanması için kuluna akıl emanet etmiş, emaneti O’nun yolunda kullanmak cahilliği ve zalimliği terk etmekten geçiyor.
“Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.”
Allah cümlemizi cemal sıfatları ile amel etmeyi düşüncede arınmış, karakterde; kâmil insan mertebesine ulaşmayı her kula nasip eylesin! ÂMİN
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN!
ALINTIDIR