Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Düşünce Ve Hayalimizden geçenlerden Sorumlumuyuz? (1 Kullanıcı)

#fani_dünya#

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Kas 2008
Mesajlar
419
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
35
Hayalden geçen kötü şeylerden dolayı günah işlemiş olmayız. Ancak isteyerek düşünülen bu düşünceler hem hayal nimetini yanlış yerde kullanmamıza hem de başka yanlışlara düşmemize neden olabilir düşüncesiyle dikkatli olmak gerektiğini düşünüyoruz. En azından zaman ve hayal israfı vardır.

Bunları isteyerek yapmak bizi başka kötülüklere yönlendirebilir ya da ruh halimize zarar verebilir. Ayrıca bilerek ve isteyerek kötü düşüncelerle hayalimizi doldurmak, hayal nimetini yanlış yerde kullanmak anlamına gelecektir.

Elimizde olmadan aklımıza ve hayalimize gelen görüntülerden sorumlu değiliz. Sorumluluk ancak iradî fiiller içindir. Yani insan kendi isteğiyle, kendi iradesiyle bir iş yaptığında o işin getireceği sorumluluğu da yüklenmiş olur. Ancak, akla gelen kötü şeylerde kişinin iradesi söz konusu değildir. Yani, siz kendi iradenizle kötü şeyler düşünmeye karar vermiş ve bunu icra etmiş değilsiniz. Dolayısıyla bu konuda bir sorumluluk da taşımazsınız. Bunları şeytanın bir vesvesesi bilip üzerinde fazla durmamak gerekir.

Zira şeytan kalbin yanında bulunan ve “lümme-i şeytaniye” adı verilen bir yerden, insanın kalbine kötü şeyler söyleyebiliyor. Bu söylenen söz ve düşüncelerin kalbin malı olmadığına delil, kalbin ondan telaş göstermesidir. Mesela; bir insan kirli bir dürbünden gökyüzünün güzelliğini seyretse, bu dürbünün kiri ne seyredene nede seyredilene bulaşır. Öyleyse bu gibi söz ve düşünceler de şeytanın fiili olduğundan, bize hiçbir zarar vermez. Asıl zarar, onunla lüzumsuz uğraşıp def etmeye çalışmak veya zararlı olduğunu zannedip korkuya kapılmaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
33,120
Tepki puanı
8,195
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
...Selamünaleykum...

...Selamünaleykum...

Risale-i Nurlar'dan Alıntı:
...........
İşte şu sırra binaen, tasavvur-u küfür, küfür değil; tahayyül-ü şetm, şetm değil.
Hususan ihtiyarsız olsa ve farazî bir tahattur olsa, bütün bütün zararsızdır. Hem ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaatin mezhebinde bir şeyin şer'an çirkinliği, pisliği, nehy-i İlâhî sebebiyledir.
Madem ki ihtiyarsız ve rızasız bir tahattur-u farazîdir, bir tedâi-yi hayalîdir; nehiy ona taallûk etmez.
O dahi ne kadar çirkin ve pis bir şeyin sureti dahi olsa, çirkin ve pis olmaz.

*******

Nasıl ki aynada yılanın sureti ısırmaz ve ateşin misali yandırmaz ve murdarın aksi telvis etmez.
Öyle de, hayal veya fikir aynasında küfriyâtın ve şirkin akisleri ve dalâletin gölgeleri ve şetimli çirkin sözlerin hayalleri itikadı bozmaz, imanı tağyir etmez, hürmetli edebi kırmaz.
Çünkü meşhur kaidedir ki, "Tahayyül-ü şetim şetim olmadığı gibi, tahayyül-ü küfür dahi küfür değil ve tasavvur-u dalâlet de dalâlet değil."

İmandaki şek meselesi ise, imkân-ı zâtîden gelen ihtimaller, o yakîne münâfi değil ve o yakîni bozmaz.
İlm-i usul-i dinde kavâid-i mukarreredendir ki,
Meselâ, Barla Denizi su olarak yerinde bulunduğuna yakînimiz var.
Halbuki, zâtında mümkündür ki, o deniz, bu dakikada batmış olsun.
Ve batması mümkinattandır.
Bu imkân-ı zâtî, madem bir emâreden neş'et etmiyor; zihnî bir imkân olamaz ki, şek olsun.

*******

Hem de o gibi vesveselerin, ne hakaik-i İlâhiyeye ve ne de senin kalbine bir mazarratı yoktur.
Evet, pis bir menzilin deliklerinden semânın güneş ve yıldızlarına, cennetin gül ve çiçeklerine bakılırsa, o deliklerdeki pislik ne bakana ve ne de bakılana bulaşmaz.
Ve fena bir tesir etmez

O çirkin sözler senin kalbinin sözleri değil.
Çünkü senin kalbin ondan müteessir ve müteessiftir.
Belki kalbe yakın olan lümme-i şeytaniden geliyor.
Mesela, sen namazda, Kabe karşısında, huzur-u İlahide ayatı tefekkürde olduğun bir halde, şu tedai-yi efkar seni tutup en uzak malayaniyat-ı rezileye sevk eder.
Mesela, aynanın içindeki yılanın timsali ısırmaz.
Ateşin misali yakmaz.
Ve necasetin görünmesi aynayı telvis etmez(pislemez).
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt