Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dünyada Garip Olmak (1 Kullanıcı)

Duaa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Tem 2006
Mesajlar
151
Tepki puanı
0
Puanları
0

Abdullah ibni ömer derki:
Allah ın Resulu bir gün omuzumdan tutup şöyle dedi
^Dünyada bir garip gibi ol,Yahutta bir yolcu gibi ol ve birde kendini kabir
ehlinden say^
Allah Resulunun bu tatlı ikazından sonra Abdullah ibni Ömer Hayatı boyunca
şöyle diyiyordu
Akşama Ulaştığın zaman sabaha çıkacağını umma.Sabaha çıktığın zamanda Akşama
ulaşacağını sanma.Hayatından istifade edip ölümüne hazırlık yap birde
sağlığından istifade edip hastalığına hazırlık yap.Allah Resulunun ikazından
sonra Ömer çevresindeki her keze aynı nasihatlerde bulunurdu.

Allah Resulu ibni Ömere ne demişti
Kun fiddunya ke enneke garibun ^Dünyada bir garip gibi ol^
Garibin anlamını tekrar sünnete bakarak öğrenmeye çalışalım.
Allah Resulu tekrar başka bir hadisinde şöyle der:
“İslâm garip olarak başladı.Pek yakında,başladığı gibi garipleşeçek.Ne mutlu
gariplere!”
Hadisin şerhine baktığımız zaman Garip Allhın,Resulunun ve onun Eshabının
yolunu takip eden bunlardan başkasını asla dinlemeyen,Bunların hatrına
mukabil tüm dünya kendisine verilse yada dünya yakılsa yıkılsa bile
halinde,tavrında,davranışlarında en küçük bir değişiklik olmayan
kişidir.İşte Garip budur.
Garibin dünya ile ilgisi,alakası yoktur.Düşünün ki;
Memleketinizden çok uzaklara gittiniz,Bir anda gözünüzü bir açtınız ki
Çindesiniz.Hiç tanımadığınız bilmediğiniz bir ülke.Tanıdık bir simaya
rastalamanız adeta milyarda bir.Şöyle geniş bir caddede yürüyorsunuz.Yolda
yürüyenler,arkadanızdan,önünüzden geçenler,sağınızda solunuzda
yürüyenler,parklarda oturanlar,caddede alışveriş yapanlar,ağlayanlar
gülenler yığın yığın insanlar sizi hiç ilgilendirir mi?Vitrindeki mallar
hele hele cebinizde paranızda yoksa sizi hiç mi hiç ilgilendirmez.O zaman
anlayacaksınız garibin anlamını.
Demek ki dünyada öyle garip olacağım ki tıpkı Çindeki gibi.Bir yabancı
gibi,dünya benim olmayacak.Babamız
anamız,eşimiz,çocuklarımız,evimiz,arabamız,dükkanımız,akvaryumdaki
balığımız,kafesteki bülbülümüz,saksıdaki çiçeğimiz bizi kendine bağlayıp bin
çengel atıp gariplikten çıkarmayacak!Yani Allah biziim için dünyada ne
taktir ne kadarıyla ittifa etmemizi istemişse ettiyse o kadar olmalı.Onun
dışında bir bağımlılığımız olmamalı dünyaya.Eğer onun ötesinde dünyaya
kendimizi kaptırırsak onun ötesinde dünyaya bağımlılığımız olursa o zaman
gariplikten dünya bizi çıkarı verir Allah korusun.
Sahabeden Rumeyse isimli bir kadın vardı(Rabbim ondan Razı olsun)Rumeysa
anamız bir gün çocuğunu kaybeder.Akşam eve dönen kocası geceyi üzgün
geçirmesin diye çocuğunun vefatını kocasından gizler.Eşi Ebu Talha ile
uyurlar.Hatta zevciyet muamelesi bile olur aralarında.Sabahleyin kocası
abdest alıp sabah namazı için evden çıkarken kapıda Rumeysa kocasına derki;

Ebu Talha söylermisin bana Komşumuz bize emanet bir şey verse sonrada onu
geri istemeye gelse ne dersin?Ebu Talha derki Rumeyse elbette emaneti
sahibine veririz.Rumeysa derki Allahta bize bir emanet,bir çocuk vermişti ya
işte onu bizden geri aldı inna Lillah ve inna ileyhi raciun der.

İşte dünyaya bağlılık bu kadar olmalı ama yakınlarımızdan biri ölünce
feryadı çığlığı basıyoruz neden?Çünkü planlarımız,düşüncelerimiz hep uzunca
yaşama ve yaşatma üzereydide ondan.Elbetteki eğer hiç ölmeyecekmiş gibi veya
bir yakınımızı yitirmeyecekmiş gibi kendimizi uzunca yaşamaya programlarsak
sonuç feryad ve figan olur.

Bir gün Hz Ömer Allah Resulunun evine gider.Allahın Resulu bir hasılın
üzerinde yatmaktadır.Allah Resulunun Evinin içine bir göz atan Ömerin içi
burkulur.Bir tarafta bir ibrik ve leğen diğer tarafta basit bir sedir ve
çivide asılı yarım sa kadar arpa unu.Resulullahın dünya malı adına evinde
bunlardan başkada bir şeyi yoktu.Dünya kendisine teveccüh ettiği tüm
güzelliklerini ona arzettiği halde Allah Resulunun dünyadan nasibi bu
kadardı.

Hz Ömer Resulullahın mübarek yüzünde hasılın kıpkırmızı izini görünce içi
burkulur ve Allah Resulu Muhammed a.s gözleri yaşlı bir şekilde şöyle der;
Ey Allah Resulu İranın kisraları,bizansın kayzerleri şöyle şöyle bir hayatın
içindeyken senin başının altına bir yastık bile bulamadık uzanman için bir
minder bile bulamadık diye teessürlerini ısar edince Kaninatın Seyyidi
bunlara cevaben şöyle dedi.
Üzülme Ey Ömer bir yolcu yoluna devam edip giderken dinlenmek için uğradığı
ağacın altını ne kadar imar eder?bende dünyayı o kadar imar ederim.Fazlası
lüzumsuzluktur diyiyordu Allah Resulu.İşte Allah Resulu dünyaya bu kadar
bağlıydı.Onun gözünde dünyanın önemi ehemmiyeti bu kadardı.



imzazh81ue2.gif
 

maharaja

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2009
Mesajlar
82
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Ölmeden önce ölmek denilen olay da bu olmalıdır herhâlde.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt