Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

‘Dünya İşleri’ ve Laiklik Klişeleri (1 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN




Türkiye’de onyıllardır çiğnenen bir sakız vardır: Laikliğin “din ve dünya işlerinin ayrılması” olduğu söylenir. En son Rahşan Ecevit de Milliyet’ten Fikret Bila’ya verdiği röportajda bu klişeyi tekrarlamış.
Oysa bu son derece yanlış bir laftır. Gerçekte laiklik, din ve devletin ayrılmasıdır. Anayasa’nın 24. maddesi de zaten laikliğin “devletin düzeninin dine dayandırılmaması” olduğunu belirtir.





Peki “devletin düzeni”nden başka “dünya işi” yok mu?
Elbette var!.. Bu ülke üzerinde devletten ayrı olarak “toplum” ve onu oluşturan “bireyler” var. Bunlar isterlerse “dünya işlerini” elbette dine dayandırabilirler. Dindar bir Müslüman, aile hayatından iş yerine kadar her yerde dini kural ve ilkelere titizlikle uyabilir. Türkiye’nin ceza yasalarına aykırı düşecek bir dini uygulama (örneğin “çok eşle evlilik”) elbette kabul edilemez, ama bunun ötesinde her türlü dindarlık tezahürü demokratik bir haktır.






Oysa toplumdaki dindarlık tezahürleri, Türkiye’deki malum çevrelerin “laiklik elden gidiyor” diye habire yaygara koparmalarının en büyük sebebi.
Alın size bir örnek. Milliyet’in spor sayfasında yazan bir yorumcu, gazetesi tarafından manşete taşınan yorumunda şöyle diyor:
“Bir gün bu ülkenin başına (daha) büyük dertler açılırsa, kardeş kardeşe düşmanca davranırsa, rejim sallanır halk yerde yuvarlanırsa, bilin ki, Hakan Şükür’ün bunda çok emeği olacaktır.”





Peki sebep neymiş?.. Hakan Şükür, Fenerbahçe-Galatasaray maçı için “Kutlu Doğum Haftası’na layık bir derbi olsun” demiş. “Peygamberimizin hoşgörüsü”ne atıfta bulunmuş. Yani dindar bir futbolcu olan Hakan Şükür, parçası olduğu bir spor olayına dair kendi ahlaki ve teolojik değerlerine göre bir yorum getirmiş. İster beğenin, ister beğenmeyin. Ama bunun laik rejimle, onun “sallanması”yla hiç bir ilgisi yoktur. Bunun aykırı düştüğü tek şey, Türk seçkinlerinin epey bir bölümünün beynine kazınmış olan “din fobisi”dir.






Tabi bu “din fobisi”ni açıkça ifade etmek pek şık durmuyor. Onun yerine “kutsal din duygularının dünya işlerine karıştırılmaması gerektiği” yönünde vaazlar dinliyoruz. Yani bu zevata göre din o kadar kutsal ki, hiç bir yerde sözünün açılmaması, adının bile asla geçmemesi gerekiyor, öyle mi? İnanmak için epey saf olmak lazım.





Aynı seçkinler bize yüz yıldır “muasır medeniyet” vaazı da veriyorlar, ama onlarınki gibi bir din fobisine Batı’da pek rastlanmıyor. Hatırlar mısınız, ünlü “Rocky Balboa” ringe çıktığında köşesinde dua eder, üstüne bir de haç çıkarırdı. Böyle şeyler karşısında “dincilik yapılıyor” diye küplere binmek ecnebi diyarlarda kimsenin aklına gelmiyor. Çünkü laik devlet, Batı’da, “toplumun dindarsızlaştırılması”na yönelik bir otoriter bir proje değil, dindar olanın da olmayanın da özgürce yaşamasını ve kendini ifade etmesini hedefleyen demokratik bir ilke.






Ama zaten bizimkiler Batı’yı da doğru dürüst tanımıyorlar. Rahşan Ecevit Fikret Bila’ya “grupların inançlarını her yerde istedikleri gibi yaşama istekleri batıda mezhep savaşlarına sebep olmuş ve yüzlerce yıl kan ve gözyaşı akmıştır” diye bir inci döktürüyor. Gerçekte mezhep savaşlarının sebebi, tek bir mezhebin herkese dayatılması çabasıdır. İşin çözümü ise tam da “grupların inançlarını her yerde istedikleri gibi yaşama istekleri”nin tatmininde bulunmuş, dini ve felsefi çoğulculuk kabul edilerek bunun zemini sağlanmıştır.





Dünyadan işte böyle bihaber yaşayan “ilericiler”imizin tüm dindarları “gerici”likle suçlaması ise şaka gibi. Ne gariptir ki bu dindarlar siyasete girince AB sürecini hızlandırıyor, iş kurunca “Anadolu kaplanı”, futbol oynayınca da gol kralı olabiliyorlar. Ama bunların hiç önemi yok. Mühim olan dinden olabildiğince uzak durmak ve bir de Onur Öymen’in buyurduğu gibi “baloda dans etmeyi bilmek”.
O anlı-şanlı “çağdaşlık” projemizin geldiği nokta, işte böyle trajikomik bir şey...

 

_-yolcu-_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ağu 2008
Mesajlar
155
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
laiklik elden gidiyor” diye habire yaygara koparmalarının en büyük sebebi.

ceplerine giren bu milletin inançları ve değerleriyle oynanayarak kazandıkları haram paraların azalması.Bu memlekette vergi rekortmeni de aynı zamanda vergi kaçırma rekortmenide aynı adam ve nedense bu ülkede laiklik çığırtkanlığını en çok yapan gene aynı adamın medyası

Tabi bu “din fobisi”ni açıkça ifade etmek pek şık durmuyor

çünkü onların ki din fobisi değil islam fobisi.Günümüzde Rusya 'da bile devlet başkanı göreve gelirken incile el basıyor.(bir zamanlar komünizmin kalesi olan rusyada).Bir papa ülkemize geldiğinde hiç bir misafire göstermediğimiz kadar ilgi gösteriyoruz.Bu ülkenin yeni genel kurmay başkanın ağlama duvarındaki resimlerini gördüğümüzde --nolmuş yani-- diyoruz.Çünkü onların islamla alakası olmadığı için tehlke teşkil etmiyor.

Allah hepimize bilinçli,geçmişi unutmayan neyin ne kimin ne olduğunu bilen dünyada ve memleketimizde dönen dolaplardan haberdar olan müslüman olmayı nasip etsin...
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
laiklik elden gidiyor” diye habire yaygara koparmalarının en büyük sebebi.

ceplerine giren bu milletin inançları ve değerleriyle oynanayarak kazandıkları haram paraların azalması.Bu memlekette vergi rekortmeni de aynı zamanda vergi kaçırma rekortmenide aynı adam ve nedense bu ülkede laiklik çığırtkanlığını en çok yapan gene aynı adamın medyası

Tabi bu “din fobisi”ni açıkça ifade etmek pek şık durmuyor

çünkü onların ki din fobisi değil islam fobisi.Günümüzde Rusya 'da bile devlet başkanı göreve gelirken incile el basıyor.(bir zamanlar komünizmin kalesi olan rusyada).Bir papa ülkemize geldiğinde hiç bir misafire göstermediğimiz kadar ilgi gösteriyoruz.Bu ülkenin yeni genel kurmay başkanın ağlama duvarındaki resimlerini gördüğümüzde --nolmuş yani-- diyoruz.Çünkü onların islamla alakası olmadığı için tehlke teşkil etmiyor.

Allah hepimize bilinçli,geçmişi unutmayan neyin ne kimin ne olduğunu bilen dünyada ve memleketimizde dönen dolaplardan haberdar olan müslüman olmayı nasip etsin...




Selamün Aleyküm
Amin Ecmain İnşaallah
Selam ve dua ile
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
B)''ANLATAMADIK KİMSEYE ; BİZE EYYÜBUN SABRI DÜŞTÜ ''B)
msn20ifadeleri2016xm9.gif


Allah'a Emanet Olunuz
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
"Balık karnında hesap kendimle alışveriş,
Gözümde aralanan o hayalin peçesi,
Suskunlukta kayboluş, eriyiş ve tükeniş,
Uçsuz bucaksız sayfa ruhumun dilekçesi!"
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt