Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

DÜNYA İMTİHAN DÜNYASIDIR (Telâfi sınavı mı?) (1 Kullanıcı)

susuzyaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Kas 2007
Mesajlar
140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
DÜNYA İMTİHAN DÜNYASIDIR (Telâfi sınavı mı?)
O,Rahman ve Rahimdir, yani esirgeyen ve bağışlayandır. O alemlerin Rabbidir. Onun için hiçbir zorluk yoktur. O en büyüktür, O en güçlüdür, ilminin ve kereminin sonu yoktur. Ol demesiyle istediği her şey bir anda olur; olma demesiyle istemediği her şey anında yok olur. Onun için zaman ve mekân yoktur. Kâinatta ne varsa hepsi Ona düşman olsa bir şey yapamazlar. Kâinatın bütün zenginlik ve güzellikleri insanlara verilse hazinesinden bir şey eksilmez. O, ganidir vermesini sever; affedicidir, affetmesini sever. Allah’ın diğer özellikleri, Onun doksan dokuz ismi şerifinde (Esma-ül hüsnasında belirtilmiştir)
“O, meleklerine ben yeryüzünde bir halife (insan) yaratacağım” demişti, melekler de “bizler hamt ile seni tespih ve takdis edip dururken, yer yüzünde fesat çıkarıcı, orada kan dökücü birini mi yaratacaksın” dediler, Allah da onlara: “sizin bilmediğinizi her halde ben bilirim” diye kararının yerinde olduğunu belirterek; siz benim size bildirdiğim kadarını bilirsiniz diyerek, insanın yaratılışındaki sırrı ancak kendisinin bildiğini belirtmiştir. (Kuran-ı Kerim Bakara suresi ayet 30)
Melekler insan yaratılmadan önce onun yeryüzünde kan dökücü ve fesat çıkarıcı olduğunu nereden biliyorlardı. Bu insan aklının eremediği, gerçeğini sadece yaratanın bildiği bir sırdır.
O, zalimi ve mazlumu, fakiri ve zengini, güzeli ve çirkini, îmanlıyı ve îmansızı, çalışkanı ve tembeli, gafili ve takva sahibini, bencili ve fedakârı; hasılı, zerrece hayrı ve zerrece şerri öyle bir katsayıya tâbi tutacak ki, dünya ve âhiret hayatında bazı insanlarca var gibi görülen bütün haksızlıklar yok olup gidecek ve her şey dengelenecek, kimsenin itiraz edeceği hiç bir şey kalmayacaktır.
Amel defterleri sol taraftan kendilerine verilenlere “Defterindekileri oku” denildiğinde, o günahkâr kullar bu defteri okumaktan çekinirler “Yaşantımızda ne var ne yoksa hiç eksiksiz hepsi buraya yazılmış, okumaya utanıyoruz” derler. Onlara: “bu fiilleri yaparken utanmadınız da şimdi okurken mi utanıyorsunuz” denir.
Âhiret hayatında ölüm olayı yoktur, mahlûkatın kendi aralarında ve insanlarla olan hesapları görüldükten sonra toprak olunuz (Küntü türaba) emri ilâhisini görenler layık oldukları azap karşısında “keşke biz de toprak olsaydık derler ve kendilerine bir şans daha verilmesini dilerler. “Ne olur bizi bir daha dünyaya döndürün, bir fırsat, daha verin, o zaman nasıl güzel bir kul olacağız” derler. Onlara, biz size dünyada yol göstermedik mi, kitap ve uyarıcı (peygamber) göndermedik mi? denilir ve onlara bir fırsat daha verilse sözlerinde durmayacakları, gene aynı şeyleri yapacakları vurgulanır
Böyle bir olay sözkonusu değil ama, Yaratan için yaratılmışlara, sanki bütünlemeye kalmış bir öğrenci gibi, telâfi sınavına tâbi tutulmak kaydı ile bir fırsat daha vermek hiç külfet olmaz, çünkü O her şeye kadirdir. Ama uğrayacakları azap karşısında “Bize bir fırsat daha verin diye yakarışlarını bir görseydin” diye bahsedilen o acıklı sahne Kuran-ı Kerimde apaçık vurgulanmaktadır.

Buraya kadar olan bölüm Allah kelâmından alınmış bölümlerdir. Bundan sonraki kısımda, yukarıdaki bilgiler doğrultusunda, özümde var olan duygular ışığında kendi düşünce ve yorumumdur. Hakkında ayet ve hadis olan konularda mantık yürütmek ve yorum yapmak insanı günaha götürür.
İnsanoğlu kendi yaptığı en küçükten en büyüğüne kadar; bir alet, bir makine, bir ilâç, bir otomobil, bir uçak v.s. ye çapına göre küçücük bir sahifeden başlayarak, sayfalarca hatta ciltlere varan bir kullana kılavuzunu (talimatını) mutlaka eklemektedir. İşte en küçük bir aletten en büyük bir makineye kadar hepsine kullanma talimatı konuluyorsa ve buna kesin ihtiyaç varsa; yaratan da Halifesini (insanı) yaratıp yeryüzüne gönderdiğinde o nu başıboş ve sorumsuz bırakmamış, ona da bir kılavuz vermiştir. İşte bu kılavuz, insanlığın var oluşundan bu yana ona gönderilen peygamberler ve o peygamberlerin getirdikleri ilâhi kitaplardır.
Bu peygamberler ve getirdikleri ilâhi kitapların cümlesi hak ve gerçektir. Tamamına mutlaka inanıyoruz, ama çağlara ve nesillere göre değerlenen, zamanla insanlar tarafından istismara uğrayan ve bozulan kuralların yerine yenileri gelerek devam etmiş ve en son Hz. Muhammed (a.s.) ve Kur’an-ı kerimde son bulmuş, Hz. Muhammed (a.s)’ın son peygamber; Kur’an-ı Kerimin son kutsal kitap olduğu, bundan sonra peygamber ve kitap gelmeyeceği, o kuralların kıyamete kadar bozulmayacağı ve değişmeyeceği, O ilâhi kitap Kur’an-ı Kerimin koruyucusunun bizzat Allah-u taalâ olduğu Kur’an-ı Kerim’in kendisinde yerini bulmaktadır.
Faraziye ile olmaz ama, bir defa kendimizi uğrayacağımız azabı görüp de – ne olur, bize bir fırsat daha verilsin – diye yakaran insanların yerine koyalım, istediğimiz fırsatın bize verildiğini, o fırsatın işte bu hayat olduğunu düşünelim, Koca Yunus’un ifadesiyle, yarın eyvah demeden bugün Allah demeye ve Onun yolunda olmaya gayret edelim.
Son ilâhi kitap, kitabımız Kur’an-ı Kerim-in mealini okurken, kendimce önemli gördüğüm bölümlerin altını çizmeye başladım, o kadar satırın altını çizdim ki anlatamam. Sonra altını çizmediğim satırların değerini bir başka okuyuşumda gördüm ve –Allah Allah, ben buranın altını neden çizmedim diye kendi kendime hayıflandım. Netice olarak şunu anladım ki o mucize kitapta altı çizilmeyecek satır yok. Bu gün anlamadığımızı yarın, bu yıl anlamadığımızı gelecek yıl, bu asır anlayamadığımızı öbür asırda anlıyoruz.
Miracı mucize olduğu kadar, Refik-i Ala’sına kavuşmuşken oradan bizler için dönüşü de ayrı bir mucize olan efendimiz Hz. M .Mustafa (a.s.)’ın çok büyük değer taşıyan, hala pek çok gayrimüslimin pekala görüp de görmezden geldiği VEDA HUTBESİ’nde ümmetine, insanlığa: “Size iki şeyi emanet bırakıyorum, onlara sımsıkı sarılırsanız yolunuzu şaşırmaz asla delâlete düşmezsiniz, o iki şeyden biri Kur’an-ı Kerim, diğeri benim sünnetimdir” diye iki ana kaynak göstermektedir. Bu kaynaklarda hiçbir hata ve çelişki, zorluk ve sakınca yoktur. Uygulandığında insanın gönlünü ferahlatan, ufkunu açan, insana moral vakar ve itibar kazandıran değerlerdir.

İnsan bu değerlere sahip çıktıkça mutlaka maddi ve manevi pek çok kazancı olur. Bu dünyanın bir sonu mutlaka varsa, öbür âlemimiz de bu dünyada kazanılacaksak (ki o muhakkak) Resulullahın bize bıraktığı yukarıda zikredilen o iki emanete mutlaka sahip çıkmalıyız. Ne kadar dünya, ne kadar ahiret istiyoruz, bunun ölçüsü insanın kendisine bırakılmıştır. Peygamber efendimizin: “HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ DÜNYA İÇİN, YARIN ÖLECEKMİŞ GİBİ AHİRET İÇİN” özdeyişiyle sanki insan muhayyer kılınmıştır.
Dinimizin normal gereklerini yerine getirmeyi, kendisine normal bir ömür ile sağlıklı bir beden verilen insanı, içinde yirmi dört koltuk bulunan bir otobüse benzetirsek: Birisi bize: ben sana yirmi dört kişilik son model bir otobüs vereceğim, o otobüs sana çalışacak; buna karşılık yirmi dört koltuktan sadece bir koltuktan alınan ücreti bana vereceksin, gerisi senin olacak, dese, bunu kabul etmemek mümkün mü?
İşte bize imtihan için, bir diğer deyişle telâfi sınavı için verilen bir ömür bu otobüse, yirmi dört koltuk da günün yirmi dört saatine benzer. Normal olarak temiz ve dürüst yaşantımızın yanı sıra; bize, bizim menfaatimiz için yerine getirmemiz istenilen beş vakit namaz için ayıracağımız ortalama zaman günde yaklaşık bir saat kadardır. (Ki, bizim namaz ve orucumuza Allah’ın ihtiyacı yoktur, düşünürsek onlara bizim ihtiyacımız vardır. Bu nedenle önemine binaen namaz kitabımız Kur’an-ı Kerim de üç yüz atmış yerde geçmektedir.) İşte o bir saat de yirmi dört koltuktan birine, bize tahsis edilen yirmi dört saatlik bir günün yirmi üç saatini kendi isteğimiz doğrultusunda değerlendirirken en az bir saatini ibadete ayırmak, tabir caiz ise barajı aşmak için inşallah yeterli olacaktır.
Baraj aşıldıktan sonra ibadetteki zevke varan insan, günde ibadete ayırdığı en az bir saatlik zamanı dilediği ölçüde artırarak, namazdan gayri hayırlara da yönelerek “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi âhiret için” tavsiyesinde kendi iradesi ile istediği mevkii seçme noktasına gelir.
 

huzunlu_gurbet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Mar 2007
Mesajlar
1,098
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
belçika
kardesim emegine saglik hepsini okuyadim ama vaktini ayirip yazmissin selametle...
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm kardeşim. Emeğinize sağlık..Rabbimiz c.c razı olsun..Gayemizi hatırlatan, aydınlatıcı bir paylaşım..Rabbimiz c.c, imtihanını en güzel şekilde verenlerden, hayırlı mükafat yazdıklarından eylesin bizleri inşallah..Selam ve dua ile.
 

susuzyaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Kas 2007
Mesajlar
140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hepinizden Allah razı olsun bana bu güzel şeyleri paylaşmama emek verdiğiniz için
 

islam_güneşi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
366
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
çok güzel bir paylaşım.keyifle okudum.hem içerik olarak çok dolu.hem de yazım olarak çok okunaklı ve anlaşılır.düşünceyi anlatmak kadar yazmayı bilmek de önemlidir.çok başarılıydınız.devamını dilerim kardeşim.Allah a emanet olunuz.
 

susuzyaz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Kas 2007
Mesajlar
140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
İnşallah elimden geldiğince yazmaya çalışacağım. Burada bişeyler paylaştıkça mutlu oluyorum. Okuyup bana değer verdiğiniz için Allah razı olsun.
 

mehmet_84

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Kas 2007
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
ne demeliyim ki Allah razı olsun senden...
 

sevgi dinc

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Şub 2007
Mesajlar
529
Tepki puanı
0
Puanları
0
allah razı olsun güzel paylaşımın için ellerine saglık
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt