islamafakı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 29 Eki 2008
- Mesajlar
- 50
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
İnsanoğlunun yeryüzüne geliş gayesinin,Yaratan’ına kulluk olduğunu iman eden her fert yakinen bilmektedir.
Dünyanın bir imtihan diyarı ve gelip geçici bir zaman dilimi olduğu açıkça ifade edilerek bu konuda bütün insanlar uyarılmıştır.
’ın kuluna olan merhametinden dolayıdır ki,
peygamberleri aracılığıyle indirdiği bütün kitaplarda bu dünyanın bir imtihan alanı olduğu defalarca hatırlatılmış,
sadece bir olan İlaha kulluk edilmesi gerektiği açıkça beyan edilmiştir.
Bütün bu ifadelerde hiçbir anlaşılmazlık olmaksızın herkesin anlayabileceği bir dil kullanılarak,mazerete mahal bırakılmamıştır.
Her günün ve her anın,her davranışın zerre miktarı da olsa karşılığının olacağını belirten açık ifadeler
hayata çeki düzen verilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Kulluğun bütün hayatın safhalarını kuşatması gerektiğini anlatan sarih ifadeler,bir bölümünü kabul edip birazını da
arkaya atılmasının kabul edilmeyeceğini de belirtir.
Bunun ötesinde,dinin tamamının kuşatması altına alınan beşer,bazen müjdelenerek bazen de korkutularak,
bazen nasihatle bazen de tavsiyeyle,
emir edilene uyması konusunda sürekli kontrol altında tutulmaktadır.Kulluğun baştan kabulüyle belli bir
mecburiyeti yüklenen insan gerekirse
İbrahim(as) gibi hakkı bulması gerektiği örneği verilmiş,bu konuda belli bir gayret göstermesi istenmiştir.
Her hareketinin ve davranışının sürekli takip altında olduğu kendisine bildirilmiş,
hatta kalplerinde gizlenenin bile bilindiği kati ifadelerle beyan edilmiştir.
Korku ve ümit arası bir hayatın tercih nedenleri çok mantıklı olarak tavsiye edilmiş ezelden gelen ebede yolculukta
felahın kapısı gösterilmiştir.Yaratılışında kendinden önce
başka varlıklara tavsiye edilen emanetin kendince kabul edilmesinin aynı zamanda vebalini de üstlendiğini bildirerek ciddi bir yükün altında olduğu hatırlatılır.Yaratana sığınan ve dayananların asla mahzun olmayacağı,üzülmeyeceği,
korkmayacağı,sonucunun tahmin edilemez ecirler getireceği müjdesi verilerek bu konuda gayretlendirilmektedir.
’ın vadinin hak olduğu ve şeytanın kandırmasına adlanılmaması gerektiği şefkatli bir dille izah edilmiştir.
Öyle bir günün azameti anlatılarak kimsenin kimse için bir fayda sağlayamayacağı,
fidye ödeyemeyeceği,birbirinden kaçacağı gün bütün açıklığıyle beyinlere sokulmuştur.
Düşünen topluluklar için bütün ayetler açıklanarak verilmiş,dünya hayatının bir su gibi çerçöp gibi olduğunun izahı yapılmıştır.
Dünya hayatının bir oyun ve oyalanma olduğu izah edilip,
gerçek yurdun ebedi mekanın ahret olduğu karşı konulamaz bir şekilde güzellikle açıklaması yapılmıştır.
Dünya hayatının yeşillikler gibi olarak yeşerdiği sonrada kuruyuverdiği insanların anlayabileceği bir lisanla
kalplerinde yer etmesi sağlanmaktadır.
Bütün bunlara rağmen çarçabuk geçen dünya hayatının ahrete tercih edildiği de söylenmektedir insana.
Öyle bir gün gelecektir ki,insanlar o gün çok ağlayacak perişan olacak ve bazılarının kitabı sol tarafından verilecektir.
Bu sol tarafından kitabını alanların ise durumu içler acısı bir hal alacak
ve ölümün her şeyi bitirmediğini bu gün bütün hesapların görüldüğünü anlayacaklardır.
Böyle yaşayanların dünyada tüm istekleri yerine getirilmiş olarak ölecekleri ve ahrette hüsrana uğrayacakları anlatılmıştır.
İnsanı Allaha yaklaştıranın ne malları neden çocukları olduğu,
sadece sorgusuz bir imanın ve Salih amellerin olduğu,
mal ve çocukların dünyaya ait birer süs,Salih amellerin ise katında daha hayırlı olduğu belirtilmiştir.
Zamanın bir su gibi aktığı dünyada her şeyin yalan olduğu,gerçek olanınsa ahret yurdu olduğu şefkatli bir dille beyan edilmiştir.
Ne mutlu ki.Rabbe emrettiği gibi kul olanlara.Ne mutlu ki,dünyaya aldanmayanlar,
ne mutlu ki,ömrünü en güzel geçirenlere.Gerçek kurtuluşun Yaratanın katında olduğuna iman edenlere.
Gün gelecek ömür bitecek,hayat sönecek,
bir avuç toprak olacaksa insan,toprağı küstürmeden yaşamak en erdemli olandır.
Dünya bir sahne oyuncular figüran,senaryo belli,yönetmen ilahi nizamın sahibi.
Muhalif olmadan kabul etmekse kurtuluş sebebi.
Yakup DÖĞER.
Dünyanın bir imtihan diyarı ve gelip geçici bir zaman dilimi olduğu açıkça ifade edilerek bu konuda bütün insanlar uyarılmıştır.
’ın kuluna olan merhametinden dolayıdır ki,
peygamberleri aracılığıyle indirdiği bütün kitaplarda bu dünyanın bir imtihan alanı olduğu defalarca hatırlatılmış,
sadece bir olan İlaha kulluk edilmesi gerektiği açıkça beyan edilmiştir.
Bütün bu ifadelerde hiçbir anlaşılmazlık olmaksızın herkesin anlayabileceği bir dil kullanılarak,mazerete mahal bırakılmamıştır.
Her günün ve her anın,her davranışın zerre miktarı da olsa karşılığının olacağını belirten açık ifadeler
hayata çeki düzen verilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Kulluğun bütün hayatın safhalarını kuşatması gerektiğini anlatan sarih ifadeler,bir bölümünü kabul edip birazını da
arkaya atılmasının kabul edilmeyeceğini de belirtir.
Bunun ötesinde,dinin tamamının kuşatması altına alınan beşer,bazen müjdelenerek bazen de korkutularak,
bazen nasihatle bazen de tavsiyeyle,
emir edilene uyması konusunda sürekli kontrol altında tutulmaktadır.Kulluğun baştan kabulüyle belli bir
mecburiyeti yüklenen insan gerekirse
İbrahim(as) gibi hakkı bulması gerektiği örneği verilmiş,bu konuda belli bir gayret göstermesi istenmiştir.
Her hareketinin ve davranışının sürekli takip altında olduğu kendisine bildirilmiş,
hatta kalplerinde gizlenenin bile bilindiği kati ifadelerle beyan edilmiştir.
Korku ve ümit arası bir hayatın tercih nedenleri çok mantıklı olarak tavsiye edilmiş ezelden gelen ebede yolculukta
felahın kapısı gösterilmiştir.Yaratılışında kendinden önce
başka varlıklara tavsiye edilen emanetin kendince kabul edilmesinin aynı zamanda vebalini de üstlendiğini bildirerek ciddi bir yükün altında olduğu hatırlatılır.Yaratana sığınan ve dayananların asla mahzun olmayacağı,üzülmeyeceği,
korkmayacağı,sonucunun tahmin edilemez ecirler getireceği müjdesi verilerek bu konuda gayretlendirilmektedir.
’ın vadinin hak olduğu ve şeytanın kandırmasına adlanılmaması gerektiği şefkatli bir dille izah edilmiştir.
Öyle bir günün azameti anlatılarak kimsenin kimse için bir fayda sağlayamayacağı,
fidye ödeyemeyeceği,birbirinden kaçacağı gün bütün açıklığıyle beyinlere sokulmuştur.
Düşünen topluluklar için bütün ayetler açıklanarak verilmiş,dünya hayatının bir su gibi çerçöp gibi olduğunun izahı yapılmıştır.
Dünya hayatının bir oyun ve oyalanma olduğu izah edilip,
gerçek yurdun ebedi mekanın ahret olduğu karşı konulamaz bir şekilde güzellikle açıklaması yapılmıştır.
Dünya hayatının yeşillikler gibi olarak yeşerdiği sonrada kuruyuverdiği insanların anlayabileceği bir lisanla
kalplerinde yer etmesi sağlanmaktadır.
Bütün bunlara rağmen çarçabuk geçen dünya hayatının ahrete tercih edildiği de söylenmektedir insana.
Öyle bir gün gelecektir ki,insanlar o gün çok ağlayacak perişan olacak ve bazılarının kitabı sol tarafından verilecektir.
Bu sol tarafından kitabını alanların ise durumu içler acısı bir hal alacak
ve ölümün her şeyi bitirmediğini bu gün bütün hesapların görüldüğünü anlayacaklardır.
Böyle yaşayanların dünyada tüm istekleri yerine getirilmiş olarak ölecekleri ve ahrette hüsrana uğrayacakları anlatılmıştır.
İnsanı Allaha yaklaştıranın ne malları neden çocukları olduğu,
sadece sorgusuz bir imanın ve Salih amellerin olduğu,
mal ve çocukların dünyaya ait birer süs,Salih amellerin ise katında daha hayırlı olduğu belirtilmiştir.
Zamanın bir su gibi aktığı dünyada her şeyin yalan olduğu,gerçek olanınsa ahret yurdu olduğu şefkatli bir dille beyan edilmiştir.
Ne mutlu ki.Rabbe emrettiği gibi kul olanlara.Ne mutlu ki,dünyaya aldanmayanlar,
ne mutlu ki,ömrünü en güzel geçirenlere.Gerçek kurtuluşun Yaratanın katında olduğuna iman edenlere.
Gün gelecek ömür bitecek,hayat sönecek,
bir avuç toprak olacaksa insan,toprağı küstürmeden yaşamak en erdemli olandır.
Dünya bir sahne oyuncular figüran,senaryo belli,yönetmen ilahi nizamın sahibi.
Muhalif olmadan kabul etmekse kurtuluş sebebi.
Yakup DÖĞER.