Dünya üzerinde gerçekleşen ve insanın da şahit olduğu hiçbir olay, amaçsız ve boşuna değildir. Allah (cc) her şeyi bir hikmet üzere yaratır. Karşılaşılan her olay insanın tabi olduğu imtihanın bir parçasıdır ve o, olaylar karşısında verdiği tepkilerden dolayı sorumlu tutulacaktır. Kişi, imtihanı boyunca daima Allah (cc)’ın rızasını seçip seçmediği, Kuran ahlakına uygun davranıp davranmadığı konusuyla denenmektedir. Ve bu imtihan, yaşamı boyunca kesintisiz olarak devam eder.
Allah (cc), insanın karşısına çıkardığı özel olarak yaratılmış çeşitli durumlarla, onun samimiyetini ve imanını dener. Yüce Allah (cc), verdiği nimetlerle o kişinin şükredici olup olmadığını sınar. Allah (cc), bazen de o insana sıkıntı verir ve onun tevekküllü ve sadakatli davranıp davranmayacağını ortaya çıkarmak ister. Allah (cc), bir ayetinde şöyle buyurur:
"Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz". (Enbiya Suresi, 35)
İnsanın, işittiği ve gördüğü her şey, yaşamı boyunca süren imtihanın birer parçasıdır. İnsanın karşılaştığı her olayda önünde iki seçenek vardır: Ya Kuran ahlakına ya da kendi nefsinin tutku ve isteklerine göre hareket edecektir. Kuran ahlakına göre davranmayı seçen kişi, Allah (cc)’ın rızasına göre hareket eden kişidir ki, bunun karşılığında Allah (cc), dünyada onun vicdanını rahat tutar, ahirette ise ona en büyük nimet olan cenneti ve hoşnutluğunu vadeder. Kendi nefsi ve isteklerine göre hareket eden kişi ise, imtihanın gereğini yerine getirmemiştir. Dolayısıyla, ahireti kazanmak için dünyada kendisine verilmiş fırsatları değerlendiremez, sürekli dünyevi beklentilerin sıkıntısı içinde yaşar ve ahirette de en büyük nimetten uzaklaştırılır.
Bir mümin için önemli olan, yaşadığı süre boyunca imtihanın devam etmekte olduğunu unutmamaktır. Bu yüzden mümin, daima imtihan edildiğini ve her olayın özel bir hikmet üzere yaratıldığını sürekli hatırlamak için dua etmeli, daima ahirete yönelik bir dikkat ve şuur açıklığı içinde olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, cennet nimetini hak edebilmek için "iman ettik" demek yeterli değildir. Cenab-ı Allah’ın her insanın kaderinde belirlediği imtihanın gereklerini yerine getirmek ve sürekli Allah (cc) ile beraber olduğumuzu hiçbir zaman unutmamak gerekmektedir. Allah (cc), ayetlerinde bu gerçeği şöyle hatırlatmaktadır:
İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir. (Ankebut Suresi, 2-3)
Allah (cc), insanın karşısına çıkardığı özel olarak yaratılmış çeşitli durumlarla, onun samimiyetini ve imanını dener. Yüce Allah (cc), verdiği nimetlerle o kişinin şükredici olup olmadığını sınar. Allah (cc), bazen de o insana sıkıntı verir ve onun tevekküllü ve sadakatli davranıp davranmayacağını ortaya çıkarmak ister. Allah (cc), bir ayetinde şöyle buyurur:
"Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz". (Enbiya Suresi, 35)
İnsanın, işittiği ve gördüğü her şey, yaşamı boyunca süren imtihanın birer parçasıdır. İnsanın karşılaştığı her olayda önünde iki seçenek vardır: Ya Kuran ahlakına ya da kendi nefsinin tutku ve isteklerine göre hareket edecektir. Kuran ahlakına göre davranmayı seçen kişi, Allah (cc)’ın rızasına göre hareket eden kişidir ki, bunun karşılığında Allah (cc), dünyada onun vicdanını rahat tutar, ahirette ise ona en büyük nimet olan cenneti ve hoşnutluğunu vadeder. Kendi nefsi ve isteklerine göre hareket eden kişi ise, imtihanın gereğini yerine getirmemiştir. Dolayısıyla, ahireti kazanmak için dünyada kendisine verilmiş fırsatları değerlendiremez, sürekli dünyevi beklentilerin sıkıntısı içinde yaşar ve ahirette de en büyük nimetten uzaklaştırılır.
Bir mümin için önemli olan, yaşadığı süre boyunca imtihanın devam etmekte olduğunu unutmamaktır. Bu yüzden mümin, daima imtihan edildiğini ve her olayın özel bir hikmet üzere yaratıldığını sürekli hatırlamak için dua etmeli, daima ahirete yönelik bir dikkat ve şuur açıklığı içinde olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, cennet nimetini hak edebilmek için "iman ettik" demek yeterli değildir. Cenab-ı Allah’ın her insanın kaderinde belirlediği imtihanın gereklerini yerine getirmek ve sürekli Allah (cc) ile beraber olduğumuzu hiçbir zaman unutmamak gerekmektedir. Allah (cc), ayetlerinde bu gerçeği şöyle hatırlatmaktadır:
İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir. (Ankebut Suresi, 2-3)