Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dualarin anasi,analarin duasi... (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
İnsan hakkıyla çalışıp, helâlinden kazanmalı. Çalışmak da bir ibadet oluyor işte o zaman. Yaptığı iyiliklerin sevabını, kabrine yaşarken göndermeli. Âyet de bunu öğütlüyor: “İnsana kendi eliyle kazandığından başkası yoktur.”
“Işığını önden gönder yavrum, kabirde önden giden ışık daha fazla aydınlatır” diyen bir annenin evlâdına yaptığı öğüdü hatırlıyorum. Bizim satıcılar öğütlü, duâlı insanlar. Anne duâsını, duâların anasını alıp da yola çıkmışlar. Yakından tanıyorum bazılarını. Boş değiller, arkaları sağlam. Duâlılar, yalnız değiller.
Duâlar, özellikle de ana duâsı koruyucu meleğidir insanın. Buna gönülden inananlardanım. Hem de ziyadesiyle. Anamın duâları, her müşkülümde Hızır gibi yetişir imdadıma...

“Anamın duâları üzerimde olmasa
Yıkılır sırtımı verdiğim duvar
Kopar, elime gelir tutunduğum dal
Kapımı çalmaz bahar”
Yavuz Bülent Bakiler de bu şiiriyle, duygularıma tercüman olanlardan.

Necip Fazıl Kısakürek’de, duâyı ve anayı el üstünde tutanlardan;
“Anne girdin düşüme.
Yorganın olsun duâm
Mezarında üşüme.”
Anne, annem. Annelerimiz, ah. Gözümü açıp da gördüğümüz ilk sîma. Acaba ne kadar hatırlayabiliyoruz o melek yüzü. Bizi kollarına aldığı o ânı. Ne sevinmişti kim bilir? O ölümlerden dönerken, biz hayata yürüyorduk. Rabbinin lütfettiği bir yüce emaneti bizi, evlâdını “yavrum” deyip bağrına bastığı o ana, kim bilir kaç melek şahit olmuştur? Bu ânın fotoğrafını görmek isterdim. Bu mu’cizeyi sadece ikimiz yaşamıştık.

Kim bilir, ne muhteşem bir gündü o? Anneler unutmaz. 9 ay 10 gün karnında taşıdığı yavruyu unutur mu hiç? Analar, kanını canına kattıklarının hayatına, yaşarken de duâlarını katar gönderirler. Mırıl mırıl duâlar ederler. Esirgemezler. Şefkat kahramanıdır onlar. Hayat pınarıdır analar. Duâsız bir ana düşünemiyorum. Anaların dilleri duâlıdır, duyarlıdır.
Olmuyor, onlarsız olmuyor. Hiçbir şey olmuyor. Duâları, hayatımız kadar kıymetli. Hayatımız da duâlarımız kadar. Anasız, duâsız olmuyor. Duâların anası, anaların duâsıdır. Peygamber Efendimiz’e (a.s.m.) biri gelerek, kime iyilik edeyim dediğinde, Peygamberimiz üç defa, “Annene, annene, annene” dördüncüde “babana” buyurmuştur.
Yine bir başka sözlerinde de: “Kelime-i Şehadet ve anne babanın yaptığı duâ hariç, her şey ile Allah Teâlâ arasında bir perde vardır,” buyururlar.
...
Saadet asrından ibretli bir başka olay. Sahabeden Alkama isminde bir zat son nefesini vermek üzeredir. Fakat bir türlü dilini döndürüp de Kelime-i Şehadeti getiremez.
Korku ve heyecan içinde Hz. Peygambere koşan ailesi olanı biteni anlatır.
Durumu ciddî bulan Hz. Peygamber, Alkama’nın annesini çağırtır. Sorar:
“Oğluna darılmışlığın var mı, seni kırmış mıydı?” der. Yaşlı kadıncağız, önce söylemek istemese de sonunda itiraf eder:
“Bir defasında, hanımının yüzünden beni kırmış, haksız yere beni incitmişti. Hâlâ gönlümde o sert sözlerinin kırıklığı vardır.”
Bunun üzerine kadını merhamete getirmeyi düşünen Hz. Peygamber (a.s.m.):
“Öyle ise odun toplatacağım, oğlunu burada yakacağım. Çünkü ben burada yakmasam, Allahü Teâlâ âhirette Cehennemde yakacak. Ama sen hakkını helâl edersen, yanmaktan kurtulur, Allah da affeder” buyurur.
Oğlunun yanmasından korkan kadıncağız, hemen orada hakkını helâl edince, Efendimiz (a.s.m.) emreder:
“Gidin Alkama’ya bakın, dili çözülmüş mü, Kelime-i Şehadeti getirebiliyor mu?”
Gidip bakarlar, Alkama’nın Kelime-i Şehadeti getirdiğini duyarlar.
Alkama’nın cenaze namazında bulunan Efendimiz (a.s.m.) oradaki gençleri şöyle ikaz eder: “Ana babaya itaatsızlık, onların gönlünü kırıp bedduâsını almak, ahiretten önce dünyada karşılığı gelen bir büyük günahtır. İşte Alkama’nın hâli buna güzel bir ibrettir. Sizi büyütüp besleyen, ana babanızın gönlünü kırmayın, kalbini yaralamayın. Sonra aynı âkıbete uğrar, Kelime-i Şehadetten mahrum ölürsünüz.”
...
Ne güzel demiş şair:
“Ana başta taç imiş
Her derde ilâç imiş
Bir evlât pir olsa da
Anaya muhtaç imiş.”
Anaya duyulan ihtiyaç, az ve öz bu kadar anlatılabilir.
Anacığım, duy sesimi. Anacığım, duâlarına muhtacım. Esirgeme benden ve bizden duâlarını. Su gibi akan, bir nefes gibi dilinden kayıp giden duâlarınla yaşıyorum. Rabbim, duâlarının bereketiyle işlerimi kolaylaştırıyor, sıkıntılarımı gideriyor…
“Allah gülen yüzünü hiç soldurmasın...
Kuşlar gibi gidin, kuşlar gibi gelin.
Sadece dünyalık yaşamayın, sakın ahireti unutmayın.
İyi insan, her yerde iyidir yavrum. Allah, iyi-lerden ayırmasın.
Aman Kur’ân’ını mutlaka oku. Sakın namazını bırakma. Bak işlerin nasıl güzelle-şecek.
Allah ferahlık versin. Kimseden fayda yok, Allah’a emanet ol.
Ben sizi koruyamam, Allah (cc) korusun.
Sen beni nasıl arıyorsan, seni de böyle arasınlar inşallah.
Elâleme fırsat vermeyin, bir mesele varsa kendi aranızda halledin arkadaşlarınızla. Fitnesiz, fesatsız halledin işlerinizi.
Kuşlar gibi uçayazın. Kuşlar gibi geleyazın.

Bir cebinizden altın, bir cebinizden gümüş aksın.
Yarın Hakk’ın huzuruna çıkacağız, Kur’ân yoldaşın olsun.
Kur’ân’ı oku ki, her iki dünyada da faydası olsun.
Ne olur, hiç olmazsa günde bir sayfa oku. Gücenme sakın sözümden. İyilik olsun diye söylüyorum...” demeyi de ihmal etmezdin. Ve ardından da; “Cenâb-ı Hak, Hazret-i Peygamber Efendimiz’e (asm) ve Fâtıma anamıza komşu etsin. Mevlâm, hayırlar versin. Evvel Allah, kapı gibi arkanızdayım,” derdin. Duâlarını yazmaya kalksam, sayfalar almaz. Bitmez ki senin o güzel duâların. Hayatın duâ olmuş. Duâ da hayatın. Bize ne güzel bir ders veriyorsun. Başımız dara düştüğünde, duâlarına sığındık hep. Yanılmadık, aldanmadık. Duâların, derdimize deva oldu. Ruhumuzun kanayan binbir yarasına, her duân bir şifa oldu. Anaları ve duâları yarattığı için Rabbime hamdolsun.
Rabbimizin şefkati analarda tecellî eder ya; bundan olsa gerek analar çocuklarını hiç büyütemezler; çocukları hep çocuktur onların gözünde. Hoş bir nükte duymuştum, şöyle idi: Birisi doksanlık annesine bir gül gibi bakıyor, onu hiç incitmemeye, Kur’ân’da ifade edildiği gibi “Öf bile demeyin!” ilâhî emrine uymaya çalışıyor, hizmetinde bulunuyormuş. Bir gün annesini ziyarete gitmiş. Annesi de onu dizine yatırmış, eliyle saçını, sakalını tarıyor, yanağından öpüyor ve onu bir bebek gibi seviyormuş. Adam dayanamamış, mahcup bir edayla: “Ana benim saçım, sakalım ağardı, dedeyim artık, torunlarım var, utanıyorum” deyince, annesi suratına bir şefkat tokadı indirmiş ve “Sen ne de çabuk büyüyüverdin” demiş.
Rabbim, elimizin altında nice hazineler var da bilemiyoruz kıymetini. Bilenlerden eyle, affeyle, bağışla bizi. Analarımızın duâlarını, üzerimizden eksik eyleme Rabbim. Analarımıza hayırlar lütfeyle. Hastalık, yalnızlık ne varsa, onlardan uzak eyle. Onlar gönül tâcımız, her işte duâcımız. Madem rahmetini annelerde tecellî ettirdin Rabbim, öyle ise onların duâlarını da müstecap eyle. Bizim için ettikleri hayır duâlarını da kabul eyle. Anneciğini özleyen, yüzünü bile görmeyen, başını göğsüne dayayıp bir kerecik olsun o sinelerde yatıp uyuyamayan nice şefkatli yetimler, öksüzler var Allah’ım. Onlara anne acısını hissettirme. Sen ki Rahmansın, bütün mahlûkatta tecellî eden rahmetlerin toplamı, Senin sonsuz rahmetinin yanında bir damla bile değildir.
Anaları yâr eyleyen, duâlarını var eyleyen Allahım, bizleri hiçbir vakit dar eyleme. Bîkarar eyleme. Sevgili Habibi’nin annesi Hz. Âmine Hatun hürmetine, büyük anamız Hz. Hatice, Hz. Âişe hürmetine, Hz. Fâtıma hürmetine bizim annelerimizi affeyle. Annelerimizin yüzü suyu hürmetine bizleri de affeyle. Onların hakkımızdaki hayır duâlarını lütfen kabul eyle.
Havva’lar, Fâtıma’lar, Emire’ler, Behiye’ler, Nuriye’ler, Kerime’ler, Emine’ler, Rahime’ler, Âişe’ler, Fethiye’ler, Naciye’ler, Lütfiye’ler, Raife’ler, Mümine’ler, Müzeyyen’ler, sayısız nice nur anneler, nice isimler var. Mahallemizin, sokağımızın konu komşularımızın, yakınlarımızın, şehrimizin ve ülke-mizin insanlarının tek tek isimlerini de katı-yoruz bu duâlara. Bütün inananların sevgili anne ve babalarının isimlerini de. Rabbim sonsuz rahmet, afiyet ve bereketler ihsan eylesin hepiciğine inşallah. Allahım; dünyanın her yerindeki yaşamış ve yaşamakta olan, Hz. Peygamberimizin (a.s.m.) bütün ümmetinin hepsine tek tek ve özel rahmet eyle. Kabir azabından ve cehennem ateşinden hepimizi muhafaza eyle. Âmin...
… Sevgili annelerini unutmayan evlâtlara da duâlarımla beraber armağan olsun… ...
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
selamünaleyküm hepinize hayırlı akşamlar
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
dua9.jpg
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt