H
hado77
selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü
dua etmek ve kaderin değişmezliği. kader ilim olarak değerlendirilse de yaşamın açıklaması olarak duanın hayatımızdaki yeri kadar anlam taşır. değiştirilebilir. levh-i mahfuz ilmi hükmünü er geç icra eder ama muhatabı haletten halete sokarda o acı sonuçlarını göstermez.
kader tebdil etmez değişmez. ama muallakta olan ALLAH(cc) tarafından bilinen yönüyle kulun önüne değişik bir surette çıkar. nefsin süslenip amel olarak gösterdiği şey nihayetinde onu kuratarır gibi gözükse de haktan uzaklaşmışlık o kişinin yakasına yapışabilir. önce kendi nefsini kurtar der. sonra başka nefisler. veya böyle değil hep bir olun. ne yaparsan eksik kaldığını düşündüğün içinden çıkamadığın bir hal olursa, artık kaderin değil cehennemi bir azabın etkisi zuhur eder. dua bu yüzden önemli, güç sahibi gücünü gösterir korkutur ilahi itabı anlatır, ama kaderi tebdil edemez. bu ne demek adam uçsa kaçsa, bir gözüküp bir gözükmese ancak ALLAH(cc) kitabına imanı ölçütünde dinlenir ve dua edenlerin duasının özü olan imana davet icabet bulur. dua öz itibariyle kardeşini imanda sabit kılmak olunca kader ilim itibari ile diğer kullar ile kol kola girer ve sana yardım eder, hidayet yolunu açmak için. gerek dünyevi gerekse uhrevi sıkıntılar ve dua kaderi tebdil eder. muhakkak kötü sonları iyi yolara çevirebilir. hidayet ALLAH(cc) dilemesidir, demek, o hüzün dolu yolda ilerlerken kendine çelme takmak demek, kendini kurtaracak kimseye inanmamak bu yolun yolcusunda yoktur. dua özü itibariyle hayrın talebi en hayırlı olanın rızanın talebi olmak bakımından ALLAH(cc) kesin emri gelene kadar her zaman yapılabilir. her kul namaz kılma ölçütünde ayrı merhalede yaşar ve duaları o merhalelerdeki bekçiler tarafından mektup kontrolü gibi kontrol edilerek diğer tarafa geçer. namazsız kul manen ALLAH(cc) hapishanesinde tutuklu kalır. diğer kula duası o azim kapının bekçileri tarafından kritiğe tutulur. namazsızlık haline devam etmemesi için o dualar hemen kabul edilmez. kul zaten hapiste olduğundan çokça dua da ettirilmez. böylece ALLAH(cc) karşı müfteri durumuna getirilmez, genelde duası kabul edilmeyeceğinden dolayı. bu yüzden dua eden kişi eğer namaz kılıyorsa duasını kabulünü müşahade eder, ancak bir şartla duasını takipp etmeli ve onun kabulü için şartları sağlamalıdır. RAHMAN(cc) katında en makbul dua kula namazı emretmek ve bunun takibini yapmaktır. kul böylece duanın bir amel olduğunu da görür.en kıymetli olan dua bile çalışma gerektirir. namaz kılmayı eğer aksattırmazsa kul diğer duaları da kabul edilecektir, inşaallah. ama kişinin bir önce o manevi hapishaneden kurtulması gerekir. onun manevi hazzı zaten o kişiye RAHMAN(cc) tarafından edilmiş en hayırlı dua olur. ve hapiste başına gelebilecek o manevi ve bazen de maddi yıkımlardan kurtulur. asıl terhis hali budur. artık ruh ve fikir temizlenmiş ve duacı olmuştur. artık kader özgür bir ruh için yeniden yazılır. o kişinin duası rızayı talep etmeye ve dünyevi taleplerden sıyrılmaya başlar ve naz makamına gider. kul artık dua olarak eskiden şunu bunu derken, kulum benden razı olana kadar ona ne isterse vereceğim diyen rabbisine kul, kendi dışında kalan dünyanın hayrını talep etmeye ve bu yolda çalışmaya başlayarak kendi duasını peşinden gidicisi olur. rıza-i ilahi son adama kalana kadar hakkı ALLAH(cc) ten talep etmek, bunu da kurtar bunu da diyerek, dünyayı cennete çevirmeye çalışmaktır. peygamber(AS) lar bu makamın en üstü şefaat makamında bulunmakla bu merhaleleri aşmış ve artık dua olarak diğer kulların hayrını talepten başka bir şey istemez olmuşlardır. kader yazılan duayla değil ama amelle tebdil eder. aynı yazıyı bir de aşıkken okutur. o ateş yakmaz da kişi ALLAH(cc) nuruyla tekrar halkolur. imanın neşvesi o can alıcıların cana uzattıkları eli gizler. dua olur o kişi bütün ahvaliyle ve değer görür. ALLAH(cc) kabul edilen dua sahiplerinden eylesin, bizlerden razı olsun.
dua etmek ve kaderin değişmezliği. kader ilim olarak değerlendirilse de yaşamın açıklaması olarak duanın hayatımızdaki yeri kadar anlam taşır. değiştirilebilir. levh-i mahfuz ilmi hükmünü er geç icra eder ama muhatabı haletten halete sokarda o acı sonuçlarını göstermez.
kader tebdil etmez değişmez. ama muallakta olan ALLAH(cc) tarafından bilinen yönüyle kulun önüne değişik bir surette çıkar. nefsin süslenip amel olarak gösterdiği şey nihayetinde onu kuratarır gibi gözükse de haktan uzaklaşmışlık o kişinin yakasına yapışabilir. önce kendi nefsini kurtar der. sonra başka nefisler. veya böyle değil hep bir olun. ne yaparsan eksik kaldığını düşündüğün içinden çıkamadığın bir hal olursa, artık kaderin değil cehennemi bir azabın etkisi zuhur eder. dua bu yüzden önemli, güç sahibi gücünü gösterir korkutur ilahi itabı anlatır, ama kaderi tebdil edemez. bu ne demek adam uçsa kaçsa, bir gözüküp bir gözükmese ancak ALLAH(cc) kitabına imanı ölçütünde dinlenir ve dua edenlerin duasının özü olan imana davet icabet bulur. dua öz itibariyle kardeşini imanda sabit kılmak olunca kader ilim itibari ile diğer kullar ile kol kola girer ve sana yardım eder, hidayet yolunu açmak için. gerek dünyevi gerekse uhrevi sıkıntılar ve dua kaderi tebdil eder. muhakkak kötü sonları iyi yolara çevirebilir. hidayet ALLAH(cc) dilemesidir, demek, o hüzün dolu yolda ilerlerken kendine çelme takmak demek, kendini kurtaracak kimseye inanmamak bu yolun yolcusunda yoktur. dua özü itibariyle hayrın talebi en hayırlı olanın rızanın talebi olmak bakımından ALLAH(cc) kesin emri gelene kadar her zaman yapılabilir. her kul namaz kılma ölçütünde ayrı merhalede yaşar ve duaları o merhalelerdeki bekçiler tarafından mektup kontrolü gibi kontrol edilerek diğer tarafa geçer. namazsız kul manen ALLAH(cc) hapishanesinde tutuklu kalır. diğer kula duası o azim kapının bekçileri tarafından kritiğe tutulur. namazsızlık haline devam etmemesi için o dualar hemen kabul edilmez. kul zaten hapiste olduğundan çokça dua da ettirilmez. böylece ALLAH(cc) karşı müfteri durumuna getirilmez, genelde duası kabul edilmeyeceğinden dolayı. bu yüzden dua eden kişi eğer namaz kılıyorsa duasını kabulünü müşahade eder, ancak bir şartla duasını takipp etmeli ve onun kabulü için şartları sağlamalıdır. RAHMAN(cc) katında en makbul dua kula namazı emretmek ve bunun takibini yapmaktır. kul böylece duanın bir amel olduğunu da görür.en kıymetli olan dua bile çalışma gerektirir. namaz kılmayı eğer aksattırmazsa kul diğer duaları da kabul edilecektir, inşaallah. ama kişinin bir önce o manevi hapishaneden kurtulması gerekir. onun manevi hazzı zaten o kişiye RAHMAN(cc) tarafından edilmiş en hayırlı dua olur. ve hapiste başına gelebilecek o manevi ve bazen de maddi yıkımlardan kurtulur. asıl terhis hali budur. artık ruh ve fikir temizlenmiş ve duacı olmuştur. artık kader özgür bir ruh için yeniden yazılır. o kişinin duası rızayı talep etmeye ve dünyevi taleplerden sıyrılmaya başlar ve naz makamına gider. kul artık dua olarak eskiden şunu bunu derken, kulum benden razı olana kadar ona ne isterse vereceğim diyen rabbisine kul, kendi dışında kalan dünyanın hayrını talep etmeye ve bu yolda çalışmaya başlayarak kendi duasını peşinden gidicisi olur. rıza-i ilahi son adama kalana kadar hakkı ALLAH(cc) ten talep etmek, bunu da kurtar bunu da diyerek, dünyayı cennete çevirmeye çalışmaktır. peygamber(AS) lar bu makamın en üstü şefaat makamında bulunmakla bu merhaleleri aşmış ve artık dua olarak diğer kulların hayrını talepten başka bir şey istemez olmuşlardır. kader yazılan duayla değil ama amelle tebdil eder. aynı yazıyı bir de aşıkken okutur. o ateş yakmaz da kişi ALLAH(cc) nuruyla tekrar halkolur. imanın neşvesi o can alıcıların cana uzattıkları eli gizler. dua olur o kişi bütün ahvaliyle ve değer görür. ALLAH(cc) kabul edilen dua sahiplerinden eylesin, bizlerden razı olsun.