Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dua Ve Kader Ayetleri (1 Kullanıcı)

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
DUA VE KADER

"Kibirlerinden dolayı kendilerine yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince onlara "Aşağılık maymunlar olun" dedik." (Araf, 166)
"Ne zaman ki bizi kızdırdılar; onlardan öc aldık, hepsini boğduk" (Zuhruf, 55)
"Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'tan bir ceza olarak ellerini kesin" (Mâide, 38)
"Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, tâate devam eden erkekler ve tâate devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, Allah'a saygılı erkekler ve Allah'a saygılı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve Allah'ı çok zikreden kadınlar; (işte) Allah bunlar için bağış ve büyük bir mükâfat hazırlanmıştır." (Ahzab, 35)


"Ey inananlar. Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar" (Enfâl, 29)
"Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar ve zekâtı verirlerse, dinde sizin kardeşlerinizdirler." (Tevbe, 11)
"Şayet asıl yolda gitselerdi onlara bol su verirdik (=rızıklarını bollaştırırdık.)" (Cin, 16)


"Onu sana indirdik ki âyetlerini düşünsünler ve akl-ı selim sahipleri öğüt alsınlar" (Sâd, 29)
"Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şahit olasınız, peygamber de size şahit olsun" (Bakara, 143)
Bazen bunu illet bildiren "Key" edatıyla zikreder:
"... Ta ki (=ganimetler), içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın" (Haşr, 7)
Bazen sebebiyet bildiren Bâ edatıyla zikreder:
"Bu sizin ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır" (=AI-i İmran, 182)
"Kazandıklarınızdan ötürü" "Bu onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmelerinden ... dolayı idi" (Âl-i İmran, 112)
Allah (c.c.) bazen açık veya gizli bir "mef 'ûl lieclih" (sebep bildiren mef'ûl) ile zikreder:
"Eğer iki erkek yoksa razı olduğunuz şahitlerden bir erkek, iki kadın şahitlik etsin. Ta ki kadınlardan biri unuttuğunuzda diğeri ona hatırlatsın" (Bakara, 282)
"Kıyamet günü "biz bundan gafildik" deme meniz için" (Araf, 172).
"Sizin 'Kitab yalnız bizden önce iki topluluğa indirildi' dememeniz için" (En'am, 156)
Son iki ayette, "en teqûlü =demeniz" den önceki gizli "kerahet" "mef'ûlün lieclihi"dir.
Bazen bunu sebebiyet bildiren "fe" edatıyla zikreder:
"Onu (Salih'i) yalanladılar, deveyi kestiler. Rableri de günahları yüzünden azabı başlarına geçirdi, orayı dümdüz etti." (Şems, 14).
"Rabblerinin elçisine karşı geldiler. O da onları şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı!" (Hakka, 10)
"Onları (=Musa ile Harun'u) yalanladılar da helak edilenlerden oldular" (Mu'minûn, 48)
Bazen, vurgu edatı olan, ama makama göre sebep de bildiren "inne" yle zikreder:
"Hakikaten onlar hayırlarda yarışırlardı" (Enbiyâ, 90)
"Ve ayetlerimizi yalanlayan kavimden öcünü almıştık. Hakikaten onlar kötü bir kavim olmuşlardı, biz de onların hepsini boğduk." (Enbiya, 77)
Yüce Allah bazen bunu, öncesini sonrasıyla irtibatlandıran "levlâ: şayet olmasaydı" edatıyla zikreder:
"Eğer tesbih edenlerden olmasaydı, insanların yeniden diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı" (Sâffât, 143, 144)
Bazen de şart edatı "lev" ile zikreder:
"Şayet onlar nasihat edildikleri şeyi yapsalardı kendileri için daha hayırlı olurdu." (Nisa, 66)

Özetle, Kur'an, başından sonuna cezanın (=sonucun) hayır ve şer üzerine, ilâhî kanunların ve şer'î hükümlerin sebepler üzerine bina edilmesi, hatta dünya ve ahiret hükümlerinin kısaca insanın leh ve aleyhine olanlar her şeyin sebeplere ve amellere bina edilip onlarla ilintilendirilmesi hususunda açıktır.
Bu meselede hakkıyle düşünen ve anlayan kimse çok istifade eder; cehaleti, acziyeti, ihmalkârlığı ve fırsatları zayi ederek, kadere yaslanmaz; böylece tevekkülünü acziyet acziyetini tevekkül yapmaz. Aksine meseleyi iyice anlayan kişi kaderi kaderle geri çevirir, kaderi kaderle defeder, kadere kaderle karşı koyar. Hatta insan ancak bununla yaşayabilir; zira açlık, susuzluk, üşümek, her türlü korkular ve sakınılan şey kaderdendir. Halk bu "kaderi kaderle def etmek" ten gafildirler.
Böyledir... Allah'ın anlamaya muvaffak kıldığı ve doğru yolu gösterdiği kimse uhrevî cezalarla ilgili kaderini tevbe, iman ve salih amelleri içeren kaderiyle defeder. Kaderin ölçüsü budur; dünyada korkutucu şeyler de bunların zıtları da birdir. Çünkü dünya ve ahiretin Rabbı birdir. O'nun (c.c.) hikmeti de birdir; bir biriyle çelişmez, biri diğerini iptal etmez.
Bu, değerini bilen ve ona hakkıyla riayet eden kişi için en şerefli meselelerdendir. Ancak Allah'tan yardım dileriz.
Fakat, kişinin mutluluk ve kurtuluşunun onunla tamamlanacağı iki husus var.
Birincisi: Kişi hayır ve şerrin sebeplerini ve yollarını detaylıca bilir. Dünyada gözlemlediği, kendinde ve başkalarında tecrübe ettiği, eski ve yeni milletler hakkında duyduğu şeylerden ötürü kendisinde bir basiret oluşur.
Bu hususta en faydalı çalışma, Kur'an'ı tefekkür etmektir. Zira o bu hususu en mükemmel şekilde sunmaya kefildir. Hayır ve şerrin tüm vesile ve yolları onda ayrıntılı ve açıklamalı şekilde mevcuttur.
Sonra Sünnet gelir. Bu da ikinci vahiydir. İhtimamını onlarda yoğunlaştıran kişi onlarla yetinir, başkasına gerek duymaz. Bunlar hayır, şer ve bunların yollarını onları gözünle görüyormuşçasına sana gösterir.
Bundan sonra kişi, milletlerin tarihini ve Allah'ın (c.c.), itaatkârlar ile âsîler hakkındaki sünnetini, onlara neler yaptığını düşündüğünde bu malûmatın Kur'an ve Sünnette öğrendiklerinle örtüşdüğünü görür.
Tarihte, Allah'ın haber verdiği ve vaad ettiği şeyleri görürsün. Âfâkta (=dış alemde) gördüğün ilâhî âyetler ve mucizeler sana Kur'an'ın ve Rasûl'ün hak olduğunu, Allah'ın vaadini mutlaka yerine getirdiğini gösterir.
Şu halde tarih Allah ve Rasûl'ünün bize öğrettiği hayır ve şerrin genel-küllî yollarının ayrıntılarının teker teker açıklanmasıdır. Bu yüzden tarih önemlidir.
 

s.s.s

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2008
Mesajlar
2,871
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
s.a ALLAH RAZI OLSUN.
 

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
kader Imtihanlarin Toplu Halde Bulunduğu Bir Ansiklopedi Sanki....

Seçimleri Yapanlarin Bu Yaptiklari Seçimleri Kadere Yüklememeli .....

Nerde Neyi Seçtiğine Dikkat Etmeli...

Hangi Sinavda Hangi şikki Işretledim Acaba Demeli...

Allaha (c.c.) Emanet Olun
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt