Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

DUA Şeklinde Üç Beddua (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:

Bir insana, uzun ömürlü olması, sağlıklı olması ve zengin olması için dua etmek, buna beddu olarak yetişir. Bunun için, ömrün de, sağlığın da, zenginliğin de, ilminde kısaca her şeyin hayırlısını istemelidir.

Firavn, beşyüz yıl yaşayıp bir kere bile başı ağrımadığı için ilahlık davasında bulundu.

Belam bin Baura, “İsmi azam” “Onun gibiler kööpek gibidir” diye dillerde kaldı.

Salebe, sahabe arasında çok zahid idi. Çok ibadet ederdi. Camiden çıkmazdı. Bu da mala tamah edip bir kerre sözünde durmadığı emridilen zekatı vermediği için, sahabilik şerefine kavuşamadı, imansız gitti. Peygamber efendimize onun için dua etmemesi emir olundu. ALLAHü teâlâ, nice kimseleri malları, kibirleri, günahları ile böyle cezalandırdı.

Karun,
Musa aleyhisselamın akrabası idi. Musa “aleyhisselam” buna hayır dua edip ve kimya ilmi öğretip, o kadar zengin olmuştu ki, yalnız hazinelerinin anahtarlarını kırk katır taşırdı. Mala tamah edip birkaç kuruş zekat vermediği için, bütün malı ile birlikte, yer altına sokuldu.

İşte bu zenginliği ile meşhur,
“Karun gibi”
deyimi ile anılan Karûn’un helak olması şöyle olmuştu: Mûsâ aleyhisselâma her zaman sıkıntı veriyordu. Mûsâ aleyhisselâm ise, O'nu idare ediyor onunla açık mücadeleye girmiyordu. Zekât verilmesi emri gelince, hazret-i Mûsâ gidip cenâb-ı Hakkın emrini Karun'a bildirdi. Karun, malının belli bir miktarını fakirlere vermeye önce kabûl etti.

Daha sonra bu sözünden vazgeçti. Zekât vermek zor geldi. Cimrilik edip bu kadarcık zekâtı çok gördü. Zekât vermemek için, İsrailoğullarını topladı ve onları tahrik etmek için dedi ki:

- Mûsâ servetimizi elimizden almak ister, verelim mi, ne dersiniz?

- Sen büyüğümüz ve liderimizsin. Sen nasıl uygun görürsen onu yaparız.

- Öncelikle bunu aramızdan uzaklaştırmamız lâzımdır.

- Bunu nasıl yapacağız?

- Ben bir plân hazırladım, bunu tatbik ettiğimizde utancından kendisi aramızdan ayrılıp gidecek. Böylece bundan kurtulmuş olacağız. Sonra âdi plânını şöyle açıkladı:

- Falanca fahişe kadına haber verin gelsin! Ona büyük bir para verelim, o da Mûsâ'nın kendisi ile beraber olduğunu, zina ettiğini söylesin. Böyle yaparsak İsrailoğulları O'ndan uzaklaşır. Böylece kandıracak kimse bulamaz.

Sonra o fahişe kadını getirdiler ve O'na iki kese altın verdiler. Hatta, Karûn kadına,

- Bu teklifimi kabûl edersen, seni, hanımlarımın arasına alırım, rahat bir ömür sürersin, dedi.

Bir bayram günü hazret-i Mûsâ ümmetine nasihat verirken bir ara:

- Hırsızlık yapmak, zina etmek yasaktır. Bunları yapanlar cezalandırılacaktır, dedi.

Bu esnâda Karûn, tam zamanı deyip ayağa kalkıp sordu:

- Peki bunlar senin için de geçerli mi?

- Evet, benim için de geçerlidir.

- İsrailoğulları, senin falanca fahişe ile beraber olduğunu söylüyorlar. Peki buna ne dersin?

- Ben ALLAHın Resûlüyüm. Onun emirlerini size tebliğ etmekle görevliyim. Ben size yasak ettiğim şeyi kendim nasıl yaparım?

Bunun üzerine, o fahişe kadını çağırıp getirdiler. Hazret-i Mûsâ, kadına sordu:

- Tevrat'ı indiren ALLAHın hakkı için doğru söyle, bu işin aslı nedir?

- Hayır yalan söylüyorlar. Sana iftira etmem için Kârûn, bana iki kese altın verdi.

Bunun üzerine hazret-i Mûsâ secdeye kapanıp: "Yâ Rabbî, Kârun'un cezasını ver!" diye duâ etti. ALLAHü teâlâ da O'na vahiy göndererek buyurdu ki:

- Yer senin emrindedir ne dersen yapar!

Bundan sonra hazret-i Mûsâ, İsrailoğullarına dönüp dedi ki:

- O'nun tarafını tutanlar O'nun tarafına geçsin. Bana tabi olanlar da benim tarafıma geçsin! İki kişi hariç herkes O'nun tarafına geçti. Sonra hazret-i Mûsâ:

- Ey yer! Onları yut! buyurdu.

Kârun ve taraftarları yere batıp yok oldular.

Karûn yere batırıldıktan sonra, İsrailoğulları kendi aralarında dedikodu yaparak:

- Mûsâ aleyhisselâm, Karûn'un sarayına, hazinelerine ve servetine sahip olmak için, O'na bedduâ etti, dediler.

Hazret-i Mûsâ, ALLAHü teâlâya duâ ederek, Karun'un servetinin de yere batırılmasını istedi. Yer yarılıp Kârun'un servetini ve sarayını da yuttu. Kur'ân-ı kerîmde, Kasas sûresinde de, bu husustan:
"Biz O'nu ve sarayını yere geçiriverdik." şeklinde bahsedilmektedir.
 

koskun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
1,030
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Niğde
selamun aleyküm , hafize hanım ...

ellerinize sağlık çok güzeldi ... hayırlı cumalar ...
 

valentulus betül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ara 2007
Mesajlar
10
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
herkes size hafize anne diye hitap ediyor.acaba kaç yaşındasınız hafize hanım size saygıda kusur etmek istemem.islama faydalı olan herkes bnm için cennet sultanıdır .a.e.o.yzılarınız çok güzel
 

kaderim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ocak 2007
Mesajlar
64
Tepki puanı
0
Puanları
0
çok Güzelmiş Cimrilikten Allaha Siğinirim
 

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
herkes size hafize anne diye hitap ediyor.acaba kaç yaşındasınız hafize hanım size saygıda kusur etmek istemem.islama faydalı olan herkes bnm için cennet sultanıdır .a.e.o.yzılarınız çok güzel

HİÇ SAKINCASI YOK 53 YAŞINDAYIM 4 EVLADIM 5 TORUNUM VAR YAŞ PROBLEMİM HİÇ YOKTUR SORUN ETMEM AMA ARTIK YAŞIM BÜYÜMESİN :K:H
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt