Ferîdüddin Attâr "rahmetullahi aleyh" hazretleri İlahiname isimli eserinde anlatır:
Bir gün Şiblî hazretlerine "rahmetullahi aleyh" bir grup insan geldi. Şiblî onlara: "Sizler kimsiniz, niçin geldiniz?" diye sordu. Gelenler: "Biz dostuz. Senin dostluğundan başka bir şey bilmeyiz. Sohbetinde bulunmak istiyoruz" dediler. Şiblî, dostlardan bu sözü duyunca derhal onlara yağmur gibi taş, topaç yağdırmaya başladı. Dostları, taş attığını görünce kendilerine isabet eder diye korkup yanından kaçtılar.
Şiblî dedi ki:
"Ey hepsi de yalancı insanlar! Bana dostluktan bahsettiniz ama siz, dostun en ufak cefasına dayanamadınız. Dostun cefası, safadır"
Ey oğul! Dostun yaralamasından kim kaçar? Ondan gelen, taş değildir, merhamettir. Ondan gelen her yarayı canla başla kabul et! O, canı bile yaralasa hoştur. Bir zerrecik onu sevsen ondan gelen yarayı yüzlerce can verir de satın alırsın. Ondan gelen yara, bedavadır sanırsın. Oysaki binlerce yıllık ibadet, o yaranın bedelidir. Eğer sana sen bize yaramazsın derlerse işte o zaman efendiliğe yararsın.
Bir gün Şiblî hazretlerine "rahmetullahi aleyh" bir grup insan geldi. Şiblî onlara: "Sizler kimsiniz, niçin geldiniz?" diye sordu. Gelenler: "Biz dostuz. Senin dostluğundan başka bir şey bilmeyiz. Sohbetinde bulunmak istiyoruz" dediler. Şiblî, dostlardan bu sözü duyunca derhal onlara yağmur gibi taş, topaç yağdırmaya başladı. Dostları, taş attığını görünce kendilerine isabet eder diye korkup yanından kaçtılar.
Şiblî dedi ki:
"Ey hepsi de yalancı insanlar! Bana dostluktan bahsettiniz ama siz, dostun en ufak cefasına dayanamadınız. Dostun cefası, safadır"
Ey oğul! Dostun yaralamasından kim kaçar? Ondan gelen, taş değildir, merhamettir. Ondan gelen her yarayı canla başla kabul et! O, canı bile yaralasa hoştur. Bir zerrecik onu sevsen ondan gelen yarayı yüzlerce can verir de satın alırsın. Ondan gelen yara, bedavadır sanırsın. Oysaki binlerce yıllık ibadet, o yaranın bedelidir. Eğer sana sen bize yaramazsın derlerse işte o zaman efendiliğe yararsın.