"Sehl bin İbrahim şöyle anlatıyor:
İbrahim bin Edhem'le dost idik. Bir keresinde ağır bir hastalığa tutulmuştum. Bunun üzerine İbrahim bin Edhem, elindeki bütün her şeyi benim sıhhatim için harcadı. Sonra iyileşmeye başladım. Bir ara kendisinden canımın çektiği yiyecek bir şeyler istedim. Elinde bir şeyi kalmadığından merkebini satıp arzumu yerine getirdi. Sıhhate kavuştuğumda bir yere gitmek için merkep lâzım oldu ve:
"- Ey İbrahim, merkep nerede?" diye sordum.
İbrahim bin Edhem:
"- Sattık." dedi.
Sıhhatim yol yürümeye müsait olmadığı için:
"- Peki ama şimdi ben neye bineceğim?" dedim.
O arifler sultânı:
"- Sırtıma bineceksin, kardeşim!" dedi ve beni üç konak mesafesi boyunca
sırtında taşıdı.
KISSADAN HİSSE:
İzzet ve ikramla dolu, güzel ve iyi günlerde herkes dosttur. Ancak asıl
dostluklar zor günlerde ortaya çıkar ve değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Bu
bakımdan velayet sırrı, nice kötülüklerle dolu şu dünyâ günlerinde Allah'a,
Rasulüne ve sâlih müminlere dost olmak ve onlarla dost kalabilmektedir.
Diğer taraftan bilhassa ihtiyaç içindeki mümin kardeşe yapılan feragat ve
fedâkârlık, Cenâb-ı Hakk'ın rahmetini celbeder. Çünkü Cenâb-ı Hak kullarına
karşı sonsuz bir rahmet ve merhamet sahibidir ve Hazret-i Peygamber
-sallâllâhu aleyhi ve sellem-'i de âlemlere rahmet olarak göndermiştir.
Hadîs-i şerîfte buyurulur:
"Şefkat ve merhamet ehline Rahman olan Allah da merhamet eder." (Ebû Dâvud,
Edeb, 58)
"
İbrahim bin Edhem'le dost idik. Bir keresinde ağır bir hastalığa tutulmuştum. Bunun üzerine İbrahim bin Edhem, elindeki bütün her şeyi benim sıhhatim için harcadı. Sonra iyileşmeye başladım. Bir ara kendisinden canımın çektiği yiyecek bir şeyler istedim. Elinde bir şeyi kalmadığından merkebini satıp arzumu yerine getirdi. Sıhhate kavuştuğumda bir yere gitmek için merkep lâzım oldu ve:
"- Ey İbrahim, merkep nerede?" diye sordum.
İbrahim bin Edhem:
"- Sattık." dedi.
Sıhhatim yol yürümeye müsait olmadığı için:
"- Peki ama şimdi ben neye bineceğim?" dedim.
O arifler sultânı:
"- Sırtıma bineceksin, kardeşim!" dedi ve beni üç konak mesafesi boyunca
sırtında taşıdı.
KISSADAN HİSSE:
İzzet ve ikramla dolu, güzel ve iyi günlerde herkes dosttur. Ancak asıl
dostluklar zor günlerde ortaya çıkar ve değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Bu
bakımdan velayet sırrı, nice kötülüklerle dolu şu dünyâ günlerinde Allah'a,
Rasulüne ve sâlih müminlere dost olmak ve onlarla dost kalabilmektedir.
Diğer taraftan bilhassa ihtiyaç içindeki mümin kardeşe yapılan feragat ve
fedâkârlık, Cenâb-ı Hakk'ın rahmetini celbeder. Çünkü Cenâb-ı Hak kullarına
karşı sonsuz bir rahmet ve merhamet sahibidir ve Hazret-i Peygamber
-sallâllâhu aleyhi ve sellem-'i de âlemlere rahmet olarak göndermiştir.
Hadîs-i şerîfte buyurulur:
"Şefkat ve merhamet ehline Rahman olan Allah da merhamet eder." (Ebû Dâvud,
Edeb, 58)
"