Dost seçiminin isabetli olması gerekir. Baştan yanlış seçim olursa ileride hatadan dönmek zor olur. Çünkü uzun müddet birlikte olmanın pekiştirdiği bir ülfet ve yakınlık meydana gelir. Karşılıklı hak-hukuk, hatır-gönül ilişkileri hasıl olur. Kökleştiği için bu ilişkiler kolay kolay bozulmaz göz göre göre felakete doğru yol alır. Fuhuş alemlerinde, işref meclislerinde, haram kazanç ve vurguna dayalı ortaklıklarda bir araya gelen sözde dostlar aslında birbirlerinin en azılı düşmanlarıdır. Zira günah işlemekte birbirlerine dost oluyorlar, ebedi felaketlerini müştereken hazırlıyorlar. Bu türlü dostlukları yüce Allah şöyle tanımlıyor "O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında dost olanlar birbirlerinin düşmanıdırlar." (Zuhruf 67) Cehennemin korkunç azabını gördüklerinde dünyadaki sahte tebessümler, iğreti iltifatlar yerini lânetleşmeye bırakır. Cehenneme düşmenin sorumluluğunu birbirlerine yükleme yarışına girerler. Bu acı gerçeği başka bir âyet şöyle belirtmektedir: "O gün zalim kimse pişmanlıktan ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberlerle birlikte bir yol tutsaydım. Yazık bana! Keşke falancayı dost edinmeseydim! Bana Kur'ân gelmişken beni ondan saptırdı. Zaten şeytan insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakır" (Furkan 27-30) Şeytan ve avânelerinin görevi insanları yoldan çıkarmak, çirkini güzel, hakkı batıl göstermektir. Akıllı insanın görevi ise yaldız ve yalanlara kanmayıp doğrunun ve doğruların yanında olmaktır.
Gerçek dost Allah, Onun Rasûlü ve müminlerdir. Onları dost edinenler pişman olmazlar. "Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun peygamberi ve Allahın emirlerine boyun eğerek namaz kılan, zekatı veren müminlerdir. Kim Allahı, peygamberi ve iman edenleri dost edinirse bilsin ki; galip gelecek olanlar yalnız Allah'ın taraftarlarıdır" (Maide, 55-56)
Çok güzel bi slayt olmuş emegine saglık acmasıda çok kolay (bazılarına duyurulur)allah razı olsun paylaşımın için