Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dosta mektup-4 (1 Kullanıcı)

islamafakı

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Eki 2008
Mesajlar
50
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Mektubuma başlarken,Allah’a hamd eder,peygamberimize(sav)salatu selam ederim.
Can dostum,güzel insan,kaç zaman oldu ben saymadım,sen yazmayalı,yazdıklarıma cevap almayalı.
Bunca paylaşmışlığın ve bütünleşmişliğin ardından gerçek olan bir duygu çıktı ortaya.
Dosta hasret zormuş bunu anladım.Uzun zamanların ortaya çıkardığı
ve kaynaştırdığı gönlümüzün hayata dair gerçekler adına karşılıklı hasretlere düçar olması şu günlerde
bana gönül yükü olarak yetmektedir.
Aslında daha evvelde ben sana demiştim sanki gelecek günleri bilircesine,anlarcasına;bir gün bize hasretlik görünüyor diye.
Demek o gün bu günmüş geldi çattı kapımıza.
Hatırlarmısın seninle oturmuştuk karşılıklı beraber,tüm samimi duyguları kuşanan asırlık sevgi çınarları gibi,
aleme gölge olmaya çalışıyorduk.
Kelimeler ağzımızdan kerpetenle çıkıyor her çıkan kelam denizleri yakıyordu.
Sessiz mahzun duruşun insanlığa ait bütün suçların yükünü çeker gibi seni ezdikçe,bende kendime düşen payı alıyordum.
Aslında sana anlatacak o kadar çok şeyim vardı ki;
ne teleffuza cesaret buldum nede seni ulvi uykundan uyandırmaya.
Zamanın bunca amansız ve bunca gaddar olabileceğini belki ikimizde kestiremedik sanırım.
Demiştim hatırlarsan sana;şu dünyada samimi bir dost kazanmaktan daha güzel ne vardır ki diye?
Sende katılmıştın bil mukabele,haklısın diye.
Uzun zaman süren dostluğumuzun samimiyetine,ne varsa içimizde dökmüş sermiştik yeryüzüne.
Güzel bir bahardı hava,havadan çok biz bahardık o gün.Sana olan dostane hislerim ve sevgi selim,kötülüğe ait ne
kadar engel varsa yıkmış gelmişti oraya.
Can dostum,gördüğün gibi,zamanın ve yaşamın acımasız yüzü yeryüzünde her yeri yakmaya yetiyor işte.
Hayatta bitmez son bulmaz yada eskimez olan hiçbir şey yoktur.
Sadece candan seven Rızası için sevenlerin bağlananların dostluğu varlığı eskimez son bulmaz.
Allaha dayanan sevgilerin dünyadan göçü ebede hicrettir bunu bilesin.
Bundan dolayıdır ki,senin cismani uzaklığın varlığının aşikarlığını ortadan kaldırmıyor.
Bilakis ben her uzakları yakın kılan ebede ait duygularla sana olan sevgimin bin kat artarak asırlara bedel
yalın yanı ile yazıyorum sana.Ne mektuplarımın cevapsız kalması nede benden uzak kalışın selamına mani değildir farkındayım.
Sen hasretin yüreğini burktuğu her anında,
sevgiye hizmetkar olan bütün yaratıklar aracılığı ile,sabahların ferahlatan rüzgarından bir selam et yeter.
Ben, her ne kadar uzakta çaresizde olsan,kalbimi kaplayan bahara ait kokularla senden geleni kabul edercesine bekleyeceğim.
Uunutmaktan yana ne kadar kelam anlam mana,atasözü özdeyiş yada yerel töresel ifade varsa,çıkarttım hafızamdan.
Bu manayı kasteden bütün ifadeler yabancı bana.Bir gün fırsatın olursa dostum,son kez olsa iki satır yaz da,bin yıl önce
başlayan sana olan sevgim,yazdığından bin yıl sonrasına da yetsin.
Bütün duyguların ihanete odaklı bir eksende yoğunlaştığı asri çağda,saadeti zamana taşımak sen gibi
dostlar sayesinde olsa gerek.
İşte can dostum;
rızasına dayanan sevgilerin manasını ifadeye ne kelimeler nede edebi metinler muktedirdir.
Bütün kainatı saran ifade zenginliği, her zerrenin yüklendiği mana aslını ifade eder hakikatte.
Sen uzak diyarların verdiği hasret kokulu havalara ve erken solan çiçeklerin sana verdiği sıkıntılara rağmen beni yaz bir kenara.
Eğer sana bir faydam olduysa zerre kadar da olsa,
ilahi nizamın başında,bu zerreye ihtiyacım olduğunda gel dersem gel.Sen orada var olacak aslınla,yalandan riyadan uzak anlatışınla
belki de kurtuluşa vesile olan bir delil olarak lazım olacaksın bana.
Her tavrı oluşmadan bilen hesap görücü Yaratan,günahlarıyle kıvranan bana sorduğunda,bütün benliğimle ahrete
olan inancımla şehadete hazır olarak bekleyeceğim seni.
Can dostum,
uzun zaman beklemenin sonucunda, sana olan hasretin ifadesi olarak çıkan bu duygular samimi savaşçıların
ülkesine ait bütün erdemleri korumak adına girdikleri amansız savaşları andırmaktadır.
Her türlü sığ ve yerel düşünce sınırlarını zorlayarak,fezaya ulaşan duygu selim,senden olanları sorgusuzca kabule razıdır.
Sen dilinden zikrimi kessen de,kalbinden sevgimi çıkarma,ben senin bu sessiz çığlığını her daim hissedeceğim.
Sen de bil ki,unutmayı bilmeyen bir kalpte en uzun geceler de
bile uykusuzluğa sahip çıkan sevmenin yeryüzüne hakim tavrını kavrayan bir kalpte bu nefes son bulasıya yaşayacaksın.
Takdir edilenin karşı konulmaz tavrı, her nefsi her canlıyı kapsadığı gibi biz iki canı da kapsamıştır.
Eylül düşüncelerinden nisana erdiğimiz sekerat vaktinde,gözlerimize kutlu pırıltı geldiğinde,sen aklımda olarak,
dilimde şehadeti ifade eden kelamın bana verdiği hazla ebede dair arkadaşım olarak yanımda olacaksın.
Hilafsız saf arı düşüncelerle yemene giden Veysel sevgisiyle,”denileni yap baba” diyen İsmail(as) teslimiyetiyle
inancımın bana verdiği metanetle,İbrahim(as)’in kalbine inen seki netle selam ederim sana.
Aslında hiç olmazsa bu mektubuma cevap beklerim,lakin her şeye rağmen yazamazsan da sana sitem etmem.
Bilirim ki cana mani olan bir şey var.Seni her daim Allaha emanet ederim.
Dostun Yakup
Yakup DÖĞER​
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt