Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

DOST Ateşi... (1 Kullanıcı)

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
mesale_arkadas-kart16%5B1%5D.jpg

'Bir zamanlar Ali adında fakir ama çok cesur bir adam vardı. Zengin ve yaşlı tüccar Ammar için çalışıyordu.
Bir kış gecesi Ammar şöyle dedi: 'Kimse böyle bir geceyi dağın tepesinde battaniyesiz ve yiyeceksiz geçiremez.
Ama sizin paraya ihtiyacınız var ve eğer aranızdan bunu başarabilecek biri çıkarsa ona büyük bir ödül vereceğim.
Eğer başaramazsa o zaman 30 gün boyunca para almadan çalışacak.' Ali bu teklife cevap verdi: 'Yarın bu sınavı vereceğim!' Ama tüccarın dükkanından ayrıldıktan sonra Ali dışarıda buz gibi bir rüzgar estiğini gördü ve içini bir korku kapladı.
Bunun üzerine en yakın arkadaşı Aydi'ye böyle bir iddiayı kabul etmekle delilik edip etmediğini sormaya karar verdi.
Aydi onu dinledikten sonra bir süre düşünüp cevapladı: 'Ben sana yardım edeceğim. Yarın dağın tepesine çıktığında tam karşıya bak. Ben de seninkinin hemen karşısındaki dağın tepesinde olacağım ve bütün geceyi senin için yakacağım ateşin başında oturarak geçireceğim. Ateşe bak ve dostluğumuzu düşün -bu seni sıcak tutacaktır. Geceyi başarıyla geçireceksin sonrasında ise ben senden bunun karşılığında bir şey isteyeceğim.'

Ali iddiayı kazandı para ödülünü aldı ve arkadaşının evine gitti: 'Benden bir karşılık istediğini söylemiştin' dedi. Aydi arkadaşını omuzlarından tuttu ve
'Evet ama istediğim para değil' diye devam etti; 'Bana söz vermeni istiyorum ne zaman benim hayatımda buz gibi rüzgarlar esse dostluk ateşini benim için yakacaksın.'...


B)...alıntı...B)
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
50

böyle dostluklara ne mutlu!
paylasim için tesekkurler kardesim
 

LUTFI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Haz 2007
Mesajlar
2,120
Tepki puanı
0
Puanları
0
Emeğine sağlık kardeşim güzel bir paylaşımdı
Rabbim böyle dostluğu herkese nasip etsin.
Böyle dostta can kurban.,
Selam ve dua ile
 

Çeşm-i Bülbül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2009
Mesajlar
13,384
Tepki puanı
6
Puanları
0
...DoST...

...DoST...

dost7.jpg


Bir zamanlar Afrika'daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü.

Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin, ister baskasının, ister iyi olsun, ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:
"Bunda da bir hayır var!"

Bir gün Kral'la arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kral'ın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, Kral'a veriyor, Kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve Kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve Kral'ın baş parmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi:
"Bunda da bir hayır var!"

Kral acı ve öfkeyle bağırdı:

"Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?"

Ve sonra da kızğınlığı geçmediği için arkadaşını zındana attırdı.

Bir yıl kadar sonra, Kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede bir kaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutusturmaya geliyorlardi ki, Kral'ın baş parmağının olmadığını fark ettiler.

Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde baslarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı.
Bu korkuyla, Kral'ı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler.

Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan Kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zındana koştu ve zındandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı.

"Haklıymışsın!" dedi.
"Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zındanda tuttuğum için özür diliyorum.Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi."

"Hayır" diye karşılık verdi arkadaşı.
"Bunda da bir hayır var."

"Ne dıyorsun Allah aşkına?" diye hayretle bağırdı Kral.
"Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zından da tutmanın neresinde hayır olabilir?"

"Düşünsene, ben zından da olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi?

Ve sonrasını düşünsene!!!..."
 

Su-Eda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Tem 2009
Mesajlar
5,725
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
39
Esselamu aleyküm ve Rahmetullah
yüreğine ve emeğine sağlık canım hepsi birbirinden güzeldi..
Rabbim hayırlı insanlarla karşılaştırın bizleri
selametle kal
baki selam ve dualarımla
En Güzel'e Allah Celle Celalühu emanetsin:a07:
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt