Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Döner + Ayran = 2,5 YTL (1 Kullanıcı)

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63

Niye garsonun gösterdiği yere oturdum ki şimdi?
Bak gerilerde boş bir masa daha var.
Bu “cam kenarı” hassasiyeti de sürekli otobüsle seyahat etmemin, algılarımı çimdiklemesinden kaynaklansa gerek.
Of ne çok acıktım.
Zaten bu kadar acıkmasam, ne işim var burada değil mi?
Açım aç…
Şu an içimdeki tüm hislerin dibi tutmuş, beynim sağ ve sol lob diye yumurtaya öykünmüş, ruhumsa bir pilav gibi lapalaşmış.
İşte geliyor garson.

—Ne alırsınız efendim?

—Döner alayım, lakin iyi dönmüş olsun.

—Nasıl yani?

—Aman iyi pişmiş olsun diyecektim, af edersiniz.

—Peki efendim.

Çok acıkınca insanın dili de sürçüyor böyle.
Of şu cama da bir perde asmamışlar ki, yoldan geçen herkesle göz göze geliyor insan.
Acaba şu kaldırımdaki teyze, şu çocuk, şu delikanlı da benim gibi aç mıdır?
Yok, canım aç olsalar içeri girip bir şeyler yerlerdi değil mi?
Hem zaten şu yan masadaki genç kızlar gibi birazdan burnumu ketçapa daldırdım mı herkes hikâyemin dışında kalıverecek.
Zaten safer ayı diye sadaka vermiş, hayır hasenatta bulunmuşuz.
Cümle yoldan geçeni de doyuramayız ki kardeşim değil mi?
Açım ben aç...
Aç insan öyle çok fazla düşünmez, düşünmemeli.
Zira çoğu halkın aç bırakılma sebebi “düşünme”, “düşündükten sonra başkaldırma” dürtülerinin baltalanması için değil mi?

Döneri de camın kenarına mı koymuş bu adamlar?
Kokusu da tüm caddeye yayılmıştır şimdi.
Ah ah…
Aklıma anacığımın yemekleri geldi ve de çocukluğum.
Penceresinde küpeli çiçekleri olan beyaz badanalı bir evimiz vardı.
Annem saçlarımı tarayıp kafama kocaman bir kurdele kondurunca kendimi kremasından görünmeyen keklere benzetirdim.
Anacığım pek titizdi.
Beyaz yakalık, ütülü önlük, tertemiz mendillerle beni okula asılmaya hazır bir tabloya çevirirdi.
Lakin bu klasik tablo eve her dönüşte modern sanatın derin izlerini taşıyan Picasso resimlerine dönüşüverirdi.
Çünkü yakalığımı okulda unutur, üstüm başım leblebi tozuna bulanır, çoraplarım kirden görünmezdi.
En çok da işitme engelliler haber bültenini kaçırmayan bir çocuktum da ona gülerim.
Televizyonun sesini kapatır, kendimi duymuyor kabul eder ve spikerin hareketlerinden ne anlattığını anlamaya çalışırdım.
Milletin övdüğü “empati” yöntemini bakın ben daha çocukken yapıyormuşum.
Şimdide buraya oturmuş, dörtte biri yoksul olan halkımın gözü önünde yemek yemeye hazırlanıyorum.
Lokantanın camında bir gerdanlık gibi duran şu dönerde, göz hakkı kalmış çocuklar yokmuş gibi davranıyorum.
Yoksa kötü müyüm ben?
Yok, yozlaşmış diyelim.
Hem yoz hem de hala aç.

Oysa babamın dizinin dibinde, ödediğimiz her kuruş verginin bize yol, su, elektrik olarak dönmesini beklediğimiz yıllarda bu tür konularda ne kadar hassastık.

Gerçi o yıllarda da çoğumuz açtık, vatandaş demek bir nevi depozitolu şişe demekti ve de boş mideler birkaç tatlı söz ile takas edilirdi ama ruhları esir almaya kimsenin gücü yetmezdi.

Bay yanlış ile doğru Ahmet’i izleyip doğru yanlış ayrımı yaptığım yıllardı o yıllar. Bir de annemin doğru ve yanlışları vardı.
Misal dışarıya mandalina, salatalık gibi kokulu yiyeceklerle çıkmak yasaktı.
Yok, ille de dışarıda bir şey yenecekse bu ekmek olmalı ve mutlaka tüm arkadaşlara ısırtılmalı kalanı –ki kalırsa- öyle yenmeliydi.
Steril yaşayıp hijyenik büyümekten daha evlaydı, üzerinde “göz hakkı” olmayan bir ekmeği yemek.

Sonra komşular bahçede gözleme yaparlar, oradan geçen herkese ikram ederlerdi.
Yaşlısı genci tüm kadınlar bir açık oturumda hem fikir olmuş aydınlar gibi başlarını sallayıp “canı çeken olursa günah olur, ikram edilmezse bereketi kaçar, kimsenin gözü kalmasın, kul hakkının vebali büyüktür” mealli laflar ederlerdi.
O zamanlar pek anlamazdım.
Lakin lisedeyken ramazan ayında, yarım tostu midesine indiren Sinem’in karşısında yutkununca ve gözlerimi o tosttan ayıramayınca ve dahası içimde Sinem’i pataklama hissi doğunca anlayıvermiştim “göz hakkı”nın ne demek olduğunu.
Acaba şu karşıdan gelen lise talebesi de beni pataklamak istiyor mudur?

Of ne işim var benim burada?
Bunca hatıradan sonra şu cam kenarında dönüp duran dönerden daha pişkin ve daha dönek hissediyorum kendimi.
ALLAH bilir o dönerin üzerinde kaç çift göz takılı kalmıştır.

İştahım kaçtı.
Kaçmalı zaten.
Çocukluğumda refleks haline gelmiş bazı hasletlere bile ancak iki saat düşününce ulaşır oldum artık.
Baksana şu halime!
Nerede o okuduğum erdemler, diğerkâmlıklar.
Hatta geçenlerde okuduğum Alâeddin Bey’in koskoca beylik makamını, kendi hakkı olduğu halde kardeşi Osman Bey’e teslim etmiş olmasına nasıl da hayran kalmıştım.
Bu bey, bir kişiye sadece hak ettiğini değil kendi hakkı olanı da verebilmişti.

Her şey değişmişti sanki.
Kâbe desenli örtüler duvarlardan inmiş, ezan okuyan saatler eskiciye verilmiş, sofralar küçülüp ikramlar buharlaşmıştı.
Ve annelerimizin bir zamanlar omzumuza muska gibi tutturduğu “kul hakkı hassasiyeti” bir sokak simidinde, bir hamburgerin mayonezinde, gezinerek tüketilmiş bir çikolatada eriyip kaybolmuştu sanki…

Evet, o döneri yemeyeceğim, gitmeliyim şimdi.

—Hey abla, çok dönmüş aman çok pişmiş dönerin kalsın mı?

—Kalsın kardeş. Hakkınızı helal edin.

Oh rahatladım biraz.
Gerçi hala açsın Ayşegül ama olsun.
Açlığın hoşuna gitmediğine, nefsine ağır geldiğine bakma sen!
Aslında bütün yıkıcılığına rağmen açlıktan daha âli ve daha ahi bir muallim yoktur.
Yeter ki şuurundan nefsine intikal ettirmeyesin.

Ayşegül Genç
 

AFRA_NUR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ocak 2007
Mesajlar
2,128
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
54
s.a. kardeşim çok güzel bi paylaşımdı çok keyifle okudum.nekadar ince noktalara basmış...Allah razı olsun selametle
 

fatmana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Tem 2007
Mesajlar
1,902
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selamün Aleyküm Kaan Kardeşim..çok Anlamli Ve Etkileyici Bir Yaziydi.emeğine Sağlik...rabbime Emanet Ol..hayirli Akşamlar
 

afakisevda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Ağu 2007
Mesajlar
578
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamün Aleyküm hayırlı akşamlar kardeşim güzel bir paylaşımdı ilgiyle okudum bu denemeydi galiba ama çok güzeldi emeğine sağlık RABBİM razı olsun

SELAM ve DUA ile kal ALLAHA EMANET OL
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam kardeşim.gerçekten çok etkileyici dikkat ederek okuduğumuzda çok güzel mesajlar veriyor yazan ve bizlere ulaşmasına sebebiyet veren kardeş yada kardeşlerimizden ALLAH cc razı olsun selametle kalın inşaALLAH.

Selamün Aleyküm hayırlı akşamlar kardeşim güzel bir paylaşımdı ilgiyle okudum bu denemeydi galiba ama çok güzeldi emeğine sağlık RABBİM razı olsun

SELAM ve DUA ile kal ALLAHA EMANET OL
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
selamunaleykum
cok guzel bır hıkaye
yaşanmışlıklarımızdan alınmış gıbı
geçmışe gıttım sankı cok seneler yaşamış gıbı
hıssetmışlık vardı bır pışmanlık ve doğru karar
allah razı olsun kardeşım elıne sağlk
allaha emanet ol
selam ve dua ıle
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam kardeşim.selametle kalın inşaALLAH.

selamunaleykum
cok guzel bır hıkaye
yaşanmışlıklarımızdan alınmış gıbı
geçmışe gıttım sankı cok seneler yaşamış gıbı
hıssetmışlık vardı bır pışmanlık ve doğru karar
allah razı olsun kardeşım elıne sağlk
allaha emanet ol
selam ve dua ıle
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Her şey değişmişti sanki.
Kâbe desenli örtüler duvarlardan inmiş, ezan okuyan saatler eskiciye verilmiş, sofralar küçülüp ikramlar buharlaşmıştı.
Ve annelerimizin bir zamanlar omzumuza muska gibi tutturduğu “kul hakkı hassasiyeti” bir sokak simidinde, bir hamburgerin mayonezinde, gezinerek tüketilmiş bir çikolatada eriyip kaybolmuştu sanki…
 

vuslat_hasen

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2008
Mesajlar
159
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Selamün aleyküm
çok güzeldi
Allah razı olsun.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Her şey değişmişti sanki.

Kâbe desenli örtüler duvarlardan inmiş, ezan okuyan saatler eskiciye verilmiş, sofralar küçülüp ikramlar buharlaşmıştı.
Ve annelerimizin bir zamanlar omzumuza muska gibi tutturduğu “kul hakkı hassasiyeti” bir sokak simidinde, bir hamburgerin mayonezinde, gezinerek tüketilmiş bir çikolatada eriyip kaybolmuştu sanki…
 

Birnur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
1,099
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
İsTaNBuL
selamun aleyküm
çok güzel ve hassas mesajlar içeriyor. bizimle paylaştığınız için teşekkürler.Emeğinize sağlık.Allah c.c razı olsun. Selam ve dua ile.
 

uzgun_42

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Mar 2008
Mesajlar
1,218
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Konum
KONYA
S.a. Kardeşim Eline Saglik çok Güzel Bir Paylaşimda.imrenerek Okudum Ne Kadarda Dogru şeyler. Düşününce Insan Hak Veriyor. Ama: Bunlari Acaba Bu Kadar Ince Düşünen Varmiki Acaba.
Bazen Biz Bile Arkadaşlarla Yemek Yerken Veya Yolda Dondurma Yerken Ne Kadar Aklimiza Geliyorki?
Belkide Hiç. Allaha Siginiyorum. Bütün Bu Düşüncesizlerim Için.
Allah (c.c.) Senden Razi Olsun Kardeşim Bundan Sonra Daha Dikkatli Olacagim. Allaha Emanet Ol Hayirli Günler
 

umeyye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2007
Mesajlar
1,936
Tepki puanı
0
Puanları
36
Selamün Aleyküm Kaan Kardeşim...

Eline emeğine sağlık RAHMAN razı olsun çok çok güzel ve harika bir paylaşım okurken beni çocukluğuma götürdü .MEVLA bu güzelim paylaşımdan bizlerede istifade etmeyi nasip ettsin inşaALLAH

Selam ve Baki DUA ile ALLAH a emanet ol
 

Im_muslim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
3,194
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Selamünaleyküm kıymetli KAAN abim

emeğine sağlık ALLAH razı olsun. Kimi zaman hiç önemsemediğimiz bazı noktaları haırlattınız bize. Evet annelerimiz, babalarımız, ninelerimiz ve dedelerimiz nerdesiniz sizin ehemmiyetle üzerinde durduğunuz noktalar şimdi yok, şimdi onlar aklımızda değil mazide kalmış. bazen düşünürüm KAAN abim önce her evde duvarda 54 farz, 32 farz asılı olurdu. Güzel bir kabe resmi asılı olurdu. Şimdi ki evlerimizde yok. ne kadar gereksiz eşya varsa doldurmuşuz raflarımızı ama hiç onlara yer ayırmamışız.

Önem verilmesi gerekenler yavaş yavaş bizim duyarsızlığımıza bakıp bizleri terkediyorlar ne yazık...

ALLAHa emanet olunuz abi...
selam ve dua ile...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt