Hava sıcak, canım nasılda dondurma istedi.Hızla dondurma reyonuna gittim. Agzıma layık olanı özenle seçmeye çalışıyorum.Bir yandanda kendimle konuşuyorum.
Bu fıstıklıyı alsam mı?
Yok yok kakaolu alayım.
Aaa bu da ne? Küçücük bir el. Benim dokundugum dondurmalara tek tek dokunuyor. Başımı, oldugu yöne dogru çeviriyorum.Gözgöze geliyoruz. O seçmeye devam ederken ben de baştan aşagı süzüyorum.
5 Bilemedin 6 yaşlarında,Üstü başı perişan bir çocuk. Kimbilir saçları nezamndır taranmıyor.yakaları kirden aşınmış mavi bir tşört, üstünde kendisine 2 beden büyük gelen bir pantolon var. Mavi naylon bir terlik giymiş ayagına.
Onun sesiyle kendime geliyorum.Bilmiş bir edayla " hangisini alıyoysun" diyor. Şaşkınlıkla "karar veremedim , ya sen " diyorum.
Bir müddet düşünüyor. Resimleri küçücük parmagıyla işaret ederek " bu güzel mi acaba" diyor. Evet anlamında başımı bir yukarı, bir aşagı sallıyorum.
"Teyze bu payaya alınıymı o " diyerek avucunda tuttugu paraları bana uzatarak saymamı istiyor. Avucunda tam 0,30 kuruş var. Birden yutkunmakta zorlanıyorum. "Heh oluy mu?" diye tekrar soruyor "olur " diyorum. Gözlerinde bir pırıltı beliriyor.
"Benim dondurma seçmeme yardımcı olur musun" diye soruyorum.
Elindekinin aynısından bir tanede bana alıyor.
"Küçük bey benim dondurma seçmeme yardımcı oldunuz.Müsade ederseniz Elinizdeki dondurmayı size hediye etmek istiyorum" diyorum.
Gülmeye başlıyor.
"Ben abi oldum."parmaklarıyla 3 işareti yaparak " bu kaday yaşta kaydeşim vay" diyor.
İkimiz de gülüyoruz.Teklifimi hatırlatıyorum. Susuyor.
"Tamam ozamn hadi çıkalım diyorum.
Aldıklarımızın parasını ödeyip marketten çıkıyoruz. Elindeki 0,30 kuruşu bana uzatıyor.
"Hediyenin parası alınmaz ki diyorum." Tekrar gülüyor.
Marketin önündeki bankı işaret ediyorum. "Hadi yiyelim diyorum" oluy diyor.
Aglamamak için kendimi zor tutarak bu hayatımda yedigim en güzel dondurmaymış diyorum.
Dondurmasını yerken cevap veriyor.
"Benim de..."
...DuaLar...
Bu fıstıklıyı alsam mı?
Yok yok kakaolu alayım.
Aaa bu da ne? Küçücük bir el. Benim dokundugum dondurmalara tek tek dokunuyor. Başımı, oldugu yöne dogru çeviriyorum.Gözgöze geliyoruz. O seçmeye devam ederken ben de baştan aşagı süzüyorum.
5 Bilemedin 6 yaşlarında,Üstü başı perişan bir çocuk. Kimbilir saçları nezamndır taranmıyor.yakaları kirden aşınmış mavi bir tşört, üstünde kendisine 2 beden büyük gelen bir pantolon var. Mavi naylon bir terlik giymiş ayagına.
Onun sesiyle kendime geliyorum.Bilmiş bir edayla " hangisini alıyoysun" diyor. Şaşkınlıkla "karar veremedim , ya sen " diyorum.
Bir müddet düşünüyor. Resimleri küçücük parmagıyla işaret ederek " bu güzel mi acaba" diyor. Evet anlamında başımı bir yukarı, bir aşagı sallıyorum.
"Teyze bu payaya alınıymı o " diyerek avucunda tuttugu paraları bana uzatarak saymamı istiyor. Avucunda tam 0,30 kuruş var. Birden yutkunmakta zorlanıyorum. "Heh oluy mu?" diye tekrar soruyor "olur " diyorum. Gözlerinde bir pırıltı beliriyor.
"Benim dondurma seçmeme yardımcı olur musun" diye soruyorum.
Elindekinin aynısından bir tanede bana alıyor.
"Küçük bey benim dondurma seçmeme yardımcı oldunuz.Müsade ederseniz Elinizdeki dondurmayı size hediye etmek istiyorum" diyorum.
Gülmeye başlıyor.
"Ben abi oldum."parmaklarıyla 3 işareti yaparak " bu kaday yaşta kaydeşim vay" diyor.
İkimiz de gülüyoruz.Teklifimi hatırlatıyorum. Susuyor.
"Tamam ozamn hadi çıkalım diyorum.
Aldıklarımızın parasını ödeyip marketten çıkıyoruz. Elindeki 0,30 kuruşu bana uzatıyor.
"Hediyenin parası alınmaz ki diyorum." Tekrar gülüyor.
Marketin önündeki bankı işaret ediyorum. "Hadi yiyelim diyorum" oluy diyor.
Aglamamak için kendimi zor tutarak bu hayatımda yedigim en güzel dondurmaymış diyorum.
Dondurmasını yerken cevap veriyor.
"Benim de..."
...DuaLar...