Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Diri Diri gömüleceğimizi biliyor musunuz? (1 Kullanıcı)

AY-YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
2,370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Diyelim ki yatıyorsunuz yatağınızda!.. an be an tükenmekte olduğunuzu farkediyorsunuz. Kâh dalıyorsunuz rüya gibi bir görüntü. Kâh eski hatıralar, kâh yeni umutlar.

Sonra bir an geliyor. Kolunuzu kaldırmak istiyorsunuz, kalkmıyor!.. O ne?.. kumanda edemiyorsunuz kolunuza!.. Felç mi geldi ne!?.. "Hey", demek istiyorsunuz ama diyemiyorsunuz!..

Kızınız bir anda üstünüze kapanıyor, haykırıyor!

-Öldü! Annem öldü!.. Anne, bırakma bizi!

Bağırmak istiyorsunuz.

-Hayır!.. Hayır ben ölmedim.

Ne çare!.. Ne ağzınızı oynatabiliyorsunuz, ne de sesiniz çıkıyor!..

Bu arada odaya doluşuyor yakınlarınız. Hepsi gözü yaşlı, hepsi kederli, hepsi göğüslerinde yumru yumru düğümler!..

Doktor?.. Ne yararı var?!..

Başınızda toplananlara karşılık, kendinizde bir serbesti hissediyorsunuz!.. Ayağa kalkıp odada dolaşmaya başlıyorsunuz!..

Onlara demek istiyorsunuz, "ben ölmedim, aranızda dolaşıyorum, yavrum kızım ne olur ağlama!" Ama boş!.. İrtibat kesik!..

Kızınız, yakınlarınız perişan halli; ağlayış-haykırışları sizi de oldukça perişan ediyor!..

Bir şeyler yapmak, onlara ulaşmak istiyorsunuz, mümkün değil!.. Ne dokunabiliyorsunuz; ne konuşabiliyorsunuz; ne de herhangi bir eşyayı oynatabiliyorsunuz!..

Oturuyorlar, başucunuzda dualar etmeye başlıyorlar. Hakkınızda konuşmaya koyuluyorlar, şöyle iyiydi, böyle iyiydi!..

Sonra bu fasıllar bitiyor. Sizi yıkıyorlar ve tabuta koyuyorlar. Bunları hep görüyorsunuz!..

Ve sizi yüklenip mezara getiriyorlar. Açılmış bir mezar ve...

DİRİ DİRİ MEZARA KONUYORSUNUZ!. DİRİ DİRİ GÖMÜLÜYORSUNUZ!..

Şu andaki mevcut aklınızla, idrâkınızla duygularınızla yaşayan biri olarak!.. Ve üstünüze atılan toprakla beraber orada toprağın içinde hapis kalmanın korkunç ızdırabını tatmaya başlıyorsunuz!..

Hatırlayalım şu meşhur hadîs-i şerîfi:

-İNSANLAR UYKUDADIRLAR; ÖLÜMÜ TADINCA UYANIRLAR!..

Hazreti Osman r.a bir kabrin başında durduğu zaman sakalı ıslanıncaya kadar ağlardı. Kendisine, Cennet cehennem anılınca ağlamıyorsun da, burada mı ağlıyorsun? denildiğinde ise şu cevabı verirdi:

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

-Kabir, âhiretin konak yerlerinden ilk konak yeridir. Eğer ondan kurtulursa kişi, gerisi daha kolaydır!.. Şâyet kurtulmazsa, gerisi daha ağırdır!.. Her ne (korkunç) manzara gördüm ise, kabir ondan daha korkunçtur"!.. (Tırmizî)

Kişi beden üzerindeki tüm tasarrufundan kesildi; beyin durdu; ve bozulmaya yüz tutan beden mezara konuldu. Sonra.

İbn-i Ömer radıyallâhu anhtan şöyle naklolunuyor:

-Ölünün dünyadan alâkası kesildiği zaman, oturma yeri kendisine gösterilir; cennet ehli ise cennet ehlinden olarak; ve cehennem ehli ise cehennem ehlinden olarak. Ve sonra "Allah seni kıyâmet gününde yeniden mahşere kaldırıncaya kadar oturma yerin işte burasıdır" denilir.

Evet bu kabirde, kıyâmete kadar kalma olayını daha geniş görelim şimdi de:

Ebû Hureyre radıyallâhu anh naklediyor:

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

-Ölü -ya da sizden biri- defnedildiği zaman ona siyah ve mavi iki melek gelir! Birine Münker, diğerine Nekir denir. Müteakiben o iki melek sorar:

-Bu adam hakkında ne dersin?..

Bunun üzerine o (yaşarken ki kanaatini aynen söyler:

-O Allahın kulu ve rasûlüdür. Allahdan başka ilâh olmadığına ve Muhammedlin de Onun kulu ve Rasûlü olduğuna şehâdet ederim.

Bunun üzerine o iki melek:

-Senin böyle söylediğini esasen biliyorduk. derler. Sonra onun kabri yetmiş arşın kare genişletilir, sonra aydınlatılır ve kendisine "Uyu" denilir. O da,

-Dönüp aileme haber vereyim mi der,

melekler de:

-Gelin-güvey gibi uyu ki, onu ailesinden en çok seven kişi uyandırır derler.

O kişi, Allah onu yatağından mahşere kaldırıncaya kadar (uyur).

Şayet münâfık ise:

-İnsanların Ona Rasûldür dediklerini işittim ve ben de aynı şeyi söyledim. Ama bilemiyorum?.. diyecek.

Bunun üzerine o iki melek:

-Senin esasen böyle söyleyeceğini biliyorduk diyecekler. (Sonra toprağa) çullan üzerine denilecek. Toprak onun üzerine çullanır; yan kaburga kemikleri yerlerinden oynar ve Allah onu yatağından mahşere kaldırıncaya kadar toprakta devamlı azâb içinde kalır! (Tırmizî)

Tüm yaşamınızda, kendinizi bir beden kabûl etmenizin tabiî sonucu olarak ister istemez yaşanacak kaçınılmaz sondur bu!..

Nasıl rüyanızda bütün gün kafanızı meşgul eden şey, otomatik olarak rüyanıza girer ve o şeyden rüyanızda kurtulamazsınız!..

Nasıl görülen kâbusu değiştirmek elinizden gelmez ise. Yaptıklarınızın ya da yaşadıklarınızın tabîi sonucu ise kâbus; aynı şekilde, kabir hayatı da, dünyada yaşadıklarınızın, edindiğiniz duyguların ve şartlanmaların otomatik olarak görülecek sonuçlarının, yaşandığı bir ortamdır!

Hulasayi kelam nasil yasarsan öyle öülürsün rabbim rizasina uygun yasamak nasip eylesin cümlemize ..Amin..
 

AY-YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
2,370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
olum.png
 

T.Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
939
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Allah razı olsun kardeşim cok güzel bir paylaşım olmuş harika ölümün ötesi varmı işte bu dünyadaki dert tasa hepsi boş her an ölüme daha fazla yaklaşıyoruz
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Ayya kardeşim alllah razı olsun
Allah cümlemizi kabir azabından
Azad eylesin :a41:
 

AY-YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
2,370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
gözlerinize sağlık Rabbim razı olsun sizdende selametle
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt