Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dinimizdeki görgü kuralları;YOLDA YÜRÜMEK (1 Kullanıcı)

06hitaf06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2010
Mesajlar
86
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
GÖRGÜ KURALLARI
Yolda yürüme şekli
(Rahman olan Allahü teâlânın [salih] kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler.) [Furkan 63]


Sual: Dinimizde yolda yürüme şekli de bildirilmiş midir? Yolculuğa çıkarken neler yapmak gerekir?
CEVAP
Dinimizde eksiklik yoktur. Yürüme, oturma kalkma, yatma, konuşma şekli gibi insana faydalı veya zararlı olan her şey en ince teferruatına kadar bildirilmiştir. Diğer dinlerde böyle şeyler yoktur. Yürümekle ilgili olarak Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Böbürlenerek yürüme!) [Lokman18]
([Ne çok yavaş, ne de koşarak] vasat bir şekilde yürü!) [Lokman 19]

(Rahman olan Allahü teâlânın [salih] kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler.) [Furkan 63]

(Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.) [İsra 37]

Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Koşarak yürümek müminin değerini düşürür.) [Ebu Nuaym]

Yürürken pencerelere ve kadınlara bakılmaz! Yolda giderken büyüklerin ve âlimlerin önünden ve solundan yürünmez! Rütbesi veya ilmi fazla olan solda yürür. Yürümede sağın, sola göre üstünlüğü vardır. Bir yere giderken, yol ikiye ayrılırsa, soracak kimse de yoksa ne yapmak gerekir? Hadis-i şerifte, (Karşınıza iki yol çıkarsa, sağdan yürüyün) buyuruldu. (B. Arifin)

Kadınlar, zaruretle sokağa çıkınca kenardan yürürler. Hanımların ayakkabıları sade olmalı, yürürken ses çıkartmamalıdır! Peygamber efendimiz de, önüne bakarak yürürdü, yürüyüşü ne yavaş ve ne pek süratli idi. Hadis kitaplarında Peygamber efendimizin yürüyüş durumunu bildiren birkaç hadis-i şerif meali:
(Yürürken [dimdik yürümez] hafif öne meyilli yürürdü.) [Müslim]
(Yolda yürürken, sağa sola hiç bakmazdı.) [Hakim]

(Yürürken gayet vakarlı, fakat hızlı giderdi.) [İbni Sad]
(Köle ve miskinlerle beraber yürürdü.) [Hakim]
(Yürüyüşünden aciz ve tembel olmadığı anlaşılırdı.) [İbni Asakir]

Yürümekle ilgili diğer hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Asa ile yürümek tevazudandır. Asa ile yürüyen kimsenin her bir adımına bir sevap yazılır.) [Deylemi]

(Asa ile yürümek, müminin alameti, Peygamberlerin sünnetidir.) [Deylemi]
(Yürürken yorulan, yürüyüşünü hızlandırırsa, yorgunluğu gider.) [Deylemi]

(Bir kimse hayvana güç gelecek yerde inip de yürürse, bir köle azat etmiş gibi sevap kazanır.) [Hakim]
ALINTIDIR


Arkadaşlar herkez bir görgü kuralı yazarsa iyi bir kaynak olur sanırım
 

06hitaf06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2010
Mesajlar
86
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
dinimizde görgü kuralları;OTURMANIN EDEBİ

dinimizde görgü kuralları;OTURMANIN EDEBİ

Yalnız otururken, başka tarafa dönmeye ihtiyaç yoksa, kıbleye dönerek oturmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Her şeyin en güzel ve en uygun bir şekli vardır. Oturma şeklinin en güzeli de, kıbleye karşı oturmaktır.) [Ebu Davud]


Sual: Otururken kıbleye karşı oturmak gerekir mi?
CEVAP
Kıbleye dönüp oturmak sünnettir. Özürsüz [mazeretsiz] kıbleye karşı ayaklarını uzatmak mekruhtur. Bir mazeretle veya yanlışlıkla uzatmak mekruh olmaz. (Redd-ül-muhtar)

Birçok kişi ile oturunca, birbirinin yüzüne doğru oturmak gerekir. Çünkü, namaz dışında mümine doğru dönmek Kâbe’ye dönmekten efdaldir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ey Kâbe, ey Beytullah, seni Allah, şerefli, mükerrem ve muazzam kıldı. Fakat mümin, hürmet bakımından senden daha kıymetlidir.) [Taberani]

Sual: Bacak bacak üstüne atarak oturmak, günah mıdır?
CEVAP
Günah olmaz. Büyüklerin yanında böyle oturmak, edebe aykırı olduğu için, uygun değildir. Resulullah efendimiz, kızının yanında bile, mübarek ayaklarını uzatmazdı.
 

El_Şihab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2010
Mesajlar
150
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Bu güzel sahıh bilgiler için Allah-u Teala razı olsun kardeşim... Bu bilgilerden hasıl olan manayı alıp uygulayanlardan olmak duasıyla... weaaelam...
 

06hitaf06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2010
Mesajlar
86
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
amin.sizlerde ekleyin konu başlığı altında arşiv olur enazından inşallah
 

06hitaf06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Mar 2010
Mesajlar
86
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Ailede Görgü Kuralları

Ailede Görgü Kuralları

GÖRGÜ KURALLARI
Ailede görgü kuralları


Sual: Toplumlarda yazılı olmayan birer kanun hükmünde olan görgü kurallarının önemi hakkında bilgi verir misiniz? Türk aile yapısında görgü kuralları nasıldır?
CEVAP
Görgü kuralları; toplumların inanç, eğitim, ekonomik güç, teknolojik seviye, örf ve âdetlerine göre farklılıklar gösterir. Dünyadaki toplumların görgü kuralları, değişik olabildiği gibi, zamanın geçmesi ve teknolojik ilerlemeler de bazı görgü kurallarını kaldırıp, yerlerine yenilerinin konulmasına sebep olur.
Görgüden maksat; bir toplumdaki insanların birbiriyle münasebetlerinde olgun, medeni davranışlar içinde bulunarak, fert ve toplumun huzurunu, rahatını temin eder. Ayrıca bunlar, çok sık karşılaşılan günlük işlerde bir nizam ve intizamın hakim olmasını sağlar. Böylece toplum, belli bir rahatlığa kavuşur.

Türkler, Müslüman olmadan önceki hayatlarında görgüye çok önem vermişlerdir. Obalardan meydana gelen göçebe Türk boyları, beşeri münasebetlerini organize eden seviyeli ve ciddi görgü kuralları geliştirmişlerdir. Diğer bir adı töre olan bu davranışlar, örf ve âdetler olarak toplumda uyulan kurallardır. Uymayanlar çeşitli cezalara çarptırılırdı. Müslüman olduktan sonra, eski inanışlarının yanı sıra, görgülerinden dinimize uygun olmayan tarafları da bırakarak uygun olan davranış şekilleri almışlar, uygun olanlarını ise dinin verdiği aşk ve şevkle iyice pekiştirmişlerdir. Bu bakımdan milletimiz arasında yakın zamana kadar bu kurallar, âdeta yazılı olmayan birer kanun hüviyetini muhafaza etmiştir. Böylece seviyeli, huzurlu ve sistemli bir toplum hayatı yaşanmıştır. Bugün milletimizin çocuklarına büyük bir ihtimamla öğrettiği görgü kurallarının çoğu, asırlar öncesinden gelmektedir.

Bunlar kısaca şöyledir:
Türk ailesinde evin reisi babadır. Aile fertleri babanın verdiği kararlara uyar ve onun arzu ve isteklerini yerine getirir. Anne, ailenin en saygıya layık varlığıdır. Evin iç düzeni ondan sorulur. Çocuklar, her zaman şefkat ile bakılır, iyi yetişmeleri için itina edilir. Dede ve ninelerin de beraber olduğu ailelerde, onların söz hakkı ve kararları daha önce gelir. Görgünün esasını büyüklere saygı ve itaat, küçüklere şefkat ve merhamet teşkil eder. Bu bakımdan her görgü kuralı bu temele göre şekillenmiştir.

Evde küçükler büyüklerin yanında daima edepli bulunur. Yanlarına izin alarak girer ve çıkarlar, kendilerine söyleneni dikkatle dinlerler. Büyüklerin sözüne izin almadan karışmazlar ve sözü lüzumsuz yere uzatmazlar. Kendilerine hitap edildiğinde, “Buyurun efendim” diye karşılık verirler.

Ana babanın yatak odalarına, kapıyı vurup izin almadan girmezler. Kardeşler, birbirine bağlı ve saygılıdır. Abi, abla şefkatle doludur, kendilerini küçükler karşısında mesul hissederler. Küçükler de büyük kardeşlerine hürmet gösterir, onların isteklerini yerine getirirler. Onların sözlerini dikkatle dinleyip peki efendim, baş üstüne diyerek cevap verirler. Birbirinin eşya ve oyuncaklarını izinsiz kullanmazlar. Kendilerinde olanlardan birbirine ikram ederler. Kimseyi rahatsız etmez, gürültü
çıkarmazlar.

Misafirliğe gitmeden önce ev sahibine haber verilir. Kararlaştırılan gün ve saatte gidilir. Evine girerken, kapının zilini çalarak veya seslenerek, izin istenir! İzin üç defa olur. İlkinde ses verilmezse, bir dakika kadar sonra, ikinci defa da ses çıkmazsa, üçüncü defa zile basmalı, yine ses yoksa, 4 rekat namaz kılacak kadar bekledikten sonra gitmelidir! Kapı aralanırsa, aradığını sormadan önce, kendini tanıtmalıdır. Evde ev sahibinin gösterdiği yere oturulur. Eşyalar, tablolar, kütüphanedeki kitaplar izinsiz kullanılmaz. Ne ikram ederse, severek kabul edilir. Ev sahibinin o günkü hâline göre, üzüntü veya sevincine ortak olunur. Onun hoşlandığı konulardan konuşulur. Çok fazla oturulmaz. Evin içinin döşenişi, eşyaların yeri ve durumu tenkit edilmez. Giderken izin istenir, teşekkür edilir, dua etmesi istenir ve bize de buyurun denilir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt