Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dinimi layıklıyla yaşamak isiyorum... (1 Kullanıcı)

kdr_81

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2011
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Arkadaşlar aranıza yeni katıldım doğru yeremi konu açtım onu bilmiyorum ama yinede sizinle birşeyler paylaşmak için burdayım.Dinimi layıkıyla yaşamak için ne yapmalıyım 23 yaşındayım evliyim evlendikten sonra eşimin sayesinde oldu birazcık allah iyiki onu karşıma çıkarmış onu tanıdığım günden beri içimde değişik bir huzurvar arkadaşlar 2 yıldır evliyim ve hep kapanmak istedim ama bir türlü nasip olmuyor bn kapanmak ve allahın huzurunda en güzel kul olmak isiyorum çünkü rabbime aşığım en büyük aşk allah aşkıymış bunu anladım...Şimdi nasıl bir yol izlemeliyimm şimiden allah razı olsun...
 

kdr_81

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2011
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Hiç kimse cevap yazmıyıcak mı ?
 

hanife deniz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Tem 2007
Mesajlar
4,279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
58
Konum
Bursa
Hoş geldin sefalar getirdin kardeşim,
Üyeliğin hayırlı ve daim olsun inşaallah.Eşinden Allah razı olsun ne güzel bir vesile olmuş.
Canım,Ne güzel Rabbim sana böyle güzelliklere vesile olacak bir evlilik nasibetmiş.Nasip olmamasının sebebi,nefis ve şeytandan başka ne olabilir.Besmeleyi çeker,Allahın emri üzere örtünüze bürünürsünüz.Dinimizin şartları belli.Rabbim yar ve yardımcımızolsun inşaallah.
Selam ve Dua ile
 

Sercan Demet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2011
Mesajlar
55
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Bana hoşgeldin denilme süreci devam ederken sana hoşgeldin demek ne derece doğru bilemeyeceğim kardeşim. Karşılıklı hoşgeldin merasimi düzenleriz artık.

Öncelikle; ne güzel! "Dinimi layıkıyla yaşamak istiyorum!" demek, maalesef ki, dünyaya, paraya, mülke, işe adeta taparcasına bağlanmış olup da, akşam olunca "Elhamdulillah Müslüman'ım" söyleminden kurtulmanın bir çaresidir. Müslüman, her yerde Müslüman'dır. Bu dinin resulü; en ince ayrıntısına kadar dikkat etmemiz gerektiğini söylememiş mi bize? Evet, öyleyse? Herkes biliyor da, kimse bir şey yapmıyor.

Evet, herkes şunu tekrar eder. "Elhamdulillah, Müslüman'ım." E, kardeşim? Hani namaz? Hani oruç? Eh, Müslüman'ım demekle olmuyor demek ki. Allah'ın emirlerini tiye alma, Müslüman'ım. İşte senin bu haklı duruşun duygulandırdı beni. İnşallah, giriştiğin bu yoldan muzaffer olacak çıkacaksın!

"Kapanamıyorum" demişsin. Kapanmak Allah'ın emri kardeşim. Biliyorum, içeriden biri sana sürekli fısıldıyor. "Boşver, yaşlanınca kapanırsın." ya da "Kınarlarsa" yahut başka bir şeyler söylemekte. Bil ki din kardeşim, bil ki istekli kardeşim; nefsin sana bir şeyler söylüyorsa, sen hakiki Müslüman olma yoluna girişmişsin. Ne demişti İmam Nenevi? "Boş eve hırsız girmez." Demek ki iman aşkı var ki, şeytanın dile gelmiş hali nefis konuşuyor. Müslüman kadının, kapanmamak gibi şartı yok. Kapanmayan da Allah'ın emrine karşı gelmiş olmaz mı? Bak Hazret-i Kur'an ne buyurmuş!

“Ey Peygamber; eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, cilbablarını üzerlerine sıkıca örtünsünler. Böylesi onların (iffetli olarak) tanınmaları ve rahatsız edilmemeleri için daha elverişlidir.” [Ahzab Suresi, 59. ayet]

Ey dinini layıkıyla yaşamak isteyen kardeşim! Bir gün, bir adam Halife Ömer'e gelmiş ve demiş ki "Ey müminlerin emiri! Namaz kılmak istiyorum ama ne zaman ezan okusa, kalkasım yok. İçimden gelmiyor! Hem kılsam da, üstünkörü kılacağım. Namaz aşkının artması için ne önerirsin?" Hz. Ömer(ra) cevap veriyor. "Sen hele bir kıl da."

İşte, başörtüsü de budur. İçinizden gelmiyor mu? Kötü mü hissedeceksiniz? Daha doğrusu öyle mi düşünüyorsunuz? Bir, örtünün de. Kaldı ki; Kuran'da yazıyorsa Müslüman itaat eder. Hadi, "Elhamdulillah, Müslüman'ım" deyip, zerre faaliyet göstermeyenlerden olmak isteseniz neyse. "Layıkıyla yaşamak"tan bahsediyorsunuz. Ne öğrendik biz? Amentü! Kuran'a iman! Öyleyse, Kuran'da yazana itaat edeceksiniz, itaat edeceksiniz.

Ya Kur'an, ya Hüsran.
Üçüncüsü bil ki yok.


Böyle demiş, beyitlerde ozanlarımız. Kaldı ki, üç günlük dünya! Geçenlerde, Ömer Döngeloğlu ağabeyimin, programına takıldı gözüm. Bir soru yollamış genç bir hanım. "Rüyamda Hz. Muhammed'i(sav) gördüm. Bana örtün diyordu, örtüneyim mi?" Ömer ağabeyin cevabı çok hoş oldu. Ağlayarak cevapladı hatta. "Rüyamda Hz. Muhammed'i(sav) hiç görmedim. Bir kere görsem, onda da "Ey Ömer, çarşaf giy!" dese, erkek halimle çarşaf giyer, onunla dolaşırım"

İşte itikad bu! Resulallah söylesin de çarşaf giyerim! Kuran yazmış dinlememiş, hadis var dinlememiş, rüyasında o şerefe erişmiş hala kapanmaya gerek var mı diye soruyor. İşte gaflet ve delalet de bu!

Ey hanım kardeşim. Ölüm gelecek düşündün mü? Belki yetmiş sene sonra, belki de bu mesajı okurken. Belki de bu mesajı okumadan ölmüş olacaktın. Cehennem var! Ateşlerinin en derininden! Düşündün mü? Kınayanların kınamasından korkmayacaksın! Korkmayacaksın ki diğerleri de korkmasın.

Günün birinde, adam, başında takkeli, beyaz giyinmiş bir adamla, çarşafa benzer yaşlı bir adamı, arkadan gördü. Bağırmaya başladı! "İrtica! İrtica!" Herkes orada toplandı. Ardından kadın ve erkek döndü. Beyaz elbiselinin boynunda bir haç, çarşaflı sandığının da elinde İncil vardı. Meğerse, dindar iki Hıristiyan. Herkes dağıldı!

E, kardeşim! Müslüman, Müslüman olmanın şartını yapınca, gerici. Gavur yapınca ilerici! Böyle şey mi olur? Almanya'da yaşıyoruz sanki. Ah, ah. Çok muzdaribim ben bu konularda. Çok da uzattım biliyorum.

Ailesi istemeyenler! Aileniz sizi cehennem azabından kurtaramaz.

Kaldı ki; İslam'ın öngörülerindeki gibi kapanmayacaksanız boşverin dediklerimi. Zira, başlarda türbanlar, altlarda, daracık kot pantolonlarla olmaz bu iş.

Kardeşim, kapanırsan bir şey diyeceklerse şayet bil ki Allah şöyle buyuruyor. "İnnallahe meassabirin." "Allah sabredenlerle beraberdir."

Dinini layıkıyla yaşamak istiyorsan, görünüşte de, duyguda da Müslüman'lığı %100 benimseyeceksin. Ardından da, bir ilim meclisine katılman, hanımlarla beraber mevlitler, Kuranlar okuman, ilim sohbetleri yapman, kendi hayrına olacaktır. Mevlana'nın dediği gibi dört kapı vardır. "Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat." Bir adam, camiye gitmiş. İlk sırada durana vurmuş. Adam da kalkmış ona vurmuş. Zira şeriatte "kısasa kısas" vardır. İkinci adama vurmuş, adam önce doğrulmuş. Sonra oturmuş. Zira, affetmiş. Üçüncü adama vurmuş, adam şöyle bir bakmış sonra devam etmiş. Zira, merak duygusu onun tek zayıf yanıymış. Dördüncü adam ise, kılını dahi kapırdatmamış. Önce İslam'a uyma eşittir Şeriat. Sonra ilim, tasavvuf eşittir tarikat. Sonra iyice hamlanma, nefsi terbiye eşittir marifet. En sonunda ise, ilahi aşka kavuşma. Her şeyde bir tecelli görme eşittir hakikat. Allah, hakikat kapısına kadar ulaştırsın inşallah.

"Alimler, benim varislerimdir."

Allah, yardımcınız olsun. Selamete erdirsin inşallah.

Vesselam, veddua.
 

ibn Abdilvahhab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2011
Mesajlar
154
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allah aşkı gibi ifadeler kullanmasanız iyi olur kardeşim.Zira aşk insanların birbirleri ile olan ilişkileri için geçerlidir...
Allah sevgisi ifadesini kullanın inşaAllah bundan sonra.
Kapanmak istiyorsanızda kapanın kardeşim.
Nasip olmuyor gibi sözler mazeret değildir kişinin bu haramı işlemesine özür sebeb teşkil etmez.
 

Sercan Demet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2011
Mesajlar
55
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Mecazi anlamda aşk kullanılabilir. Zira tasavvufi manada da, bunda bir beis yoktur. Bir kavram olarak "aşırı bağlanmak" anlamı taşır. İmam Gazali'den, İmam Rabbani'ye birçok Ehl-i Sünnet alimi de bu terimi kullanmıştır. Fakat, bu konuda size katılmak zorundayım. Zira; üstünkörü söylenirse hoş olmayacak bir söz olduğu kanaati malumdur. Beyazid-i Bistami, Hallac-ı Mansur gibi mutasavvıflar dahi, aşk yerine muhabbet kelimesini, sevgi kelimesini önermişlerdir. Zira, ilahi anlamda aşka ulaşmak için; "Ben Allah'a aşığım" diyebilmek için, bir fırın ekmek yemek, öyle bir mertebeye ulaşmak gerekir. Gözümden kaçmış olacak.

Her ne kadar araya girmiş olsam da, affedin.

Vesselam, veddua.

 

kdr_81

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2011
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Hepinizden allah razı olsun nasıl yenicem bilmiyorum ama kapanmak isiyorum.Bende allahın engüzel kullarından olmak istiyorum.BU konuda sizinde yardımınıza ihtiyacım var...
 

kdr_81

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2011
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Bana hoşgeldin denilme süreci devam ederken sana hoşgeldin demek ne derece doğru bilemeyeceğim kardeşim. Karşılıklı hoşgeldin merasimi düzenleriz artık.

Öncelikle; ne güzel! "Dinimi layıkıyla yaşamak istiyorum!" demek, maalesef ki, dünyaya, paraya, mülke, işe adeta taparcasına bağlanmış olup da, akşam olunca "Elhamdulillah Müslüman'ım" söyleminden kurtulmanın bir çaresidir. Müslüman, her yerde Müslüman'dır. Bu dinin resulü; en ince ayrıntısına kadar dikkat etmemiz gerektiğini söylememiş mi bize? Evet, öyleyse? Herkes biliyor da, kimse bir şey yapmıyor.

Evet, herkes şunu tekrar eder. "Elhamdulillah, Müslüman'ım." E, kardeşim? Hani namaz? Hani oruç? Eh, Müslüman'ım demekle olmuyor demek ki. Allah'ın emirlerini tiye alma, Müslüman'ım. İşte senin bu haklı duruşun duygulandırdı beni. İnşallah, giriştiğin bu yoldan muzaffer olacak çıkacaksın!

"Kapanamıyorum" demişsin. Kapanmak Allah'ın emri kardeşim. Biliyorum, içeriden biri sana sürekli fısıldıyor. "Boşver, yaşlanınca kapanırsın." ya da "Kınarlarsa" yahut başka bir şeyler söylemekte. Bil ki din kardeşim, bil ki istekli kardeşim; nefsin sana bir şeyler söylüyorsa, sen hakiki Müslüman olma yoluna girişmişsin. Ne demişti İmam Nenevi? "Boş eve hırsız girmez." Demek ki iman aşkı var ki, şeytanın dile gelmiş hali nefis konuşuyor. Müslüman kadının, kapanmamak gibi şartı yok. Kapanmayan da Allah'ın emrine karşı gelmiş olmaz mı? Bak Hazret-i Kur'an ne buyurmuş!

“Ey Peygamber; eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, cilbablarını üzerlerine sıkıca örtünsünler. Böylesi onların (iffetli olarak) tanınmaları ve rahatsız edilmemeleri için daha elverişlidir.” [Ahzab Suresi, 59. ayet]

Ey dinini layıkıyla yaşamak isteyen kardeşim! Bir gün, bir adam Halife Ömer'e gelmiş ve demiş ki "Ey müminlerin emiri! Namaz kılmak istiyorum ama ne zaman ezan okusa, kalkasım yok. İçimden gelmiyor! Hem kılsam da, üstünkörü kılacağım. Namaz aşkının artması için ne önerirsin?" Hz. Ömer(ra) cevap veriyor. "Sen hele bir kıl da."

İşte, başörtüsü de budur. İçinizden gelmiyor mu? Kötü mü hissedeceksiniz? Daha doğrusu öyle mi düşünüyorsunuz? Bir, örtünün de. Kaldı ki; Kuran'da yazıyorsa Müslüman itaat eder. Hadi, "Elhamdulillah, Müslüman'ım" deyip, zerre faaliyet göstermeyenlerden olmak isteseniz neyse. "Layıkıyla yaşamak"tan bahsediyorsunuz. Ne öğrendik biz? Amentü! Kuran'a iman! Öyleyse, Kuran'da yazana itaat edeceksiniz, itaat edeceksiniz.

Ya Kur'an, ya Hüsran.
Üçüncüsü bil ki yok.


Böyle demiş, beyitlerde ozanlarımız. Kaldı ki, üç günlük dünya! Geçenlerde, Ömer Döngeloğlu ağabeyimin, programına takıldı gözüm. Bir soru yollamış genç bir hanım. "Rüyamda Hz. Muhammed'i(sav) gördüm. Bana örtün diyordu, örtüneyim mi?" Ömer ağabeyin cevabı çok hoş oldu. Ağlayarak cevapladı hatta. "Rüyamda Hz. Muhammed'i(sav) hiç görmedim. Bir kere görsem, onda da "Ey Ömer, çarşaf giy!" dese, erkek halimle çarşaf giyer, onunla dolaşırım"

İşte itikad bu! Resulallah söylesin de çarşaf giyerim! Kuran yazmış dinlememiş, hadis var dinlememiş, rüyasında o şerefe erişmiş hala kapanmaya gerek var mı diye soruyor. İşte gaflet ve delalet de bu!

Ey hanım kardeşim. Ölüm gelecek düşündün mü? Belki yetmiş sene sonra, belki de bu mesajı okurken. Belki de bu mesajı okumadan ölmüş olacaktın. Cehennem var! Ateşlerinin en derininden! Düşündün mü? Kınayanların kınamasından korkmayacaksın! Korkmayacaksın ki diğerleri de korkmasın.

Günün birinde, adam, başında takkeli, beyaz giyinmiş bir adamla, çarşafa benzer yaşlı bir adamı, arkadan gördü. Bağırmaya başladı! "İrtica! İrtica!" Herkes orada toplandı. Ardından kadın ve erkek döndü. Beyaz elbiselinin boynunda bir haç, çarşaflı sandığının da elinde İncil vardı. Meğerse, dindar iki Hıristiyan. Herkes dağıldı!

E, kardeşim! Müslüman, Müslüman olmanın şartını yapınca, gerici. Gavur yapınca ilerici! Böyle şey mi olur? Almanya'da yaşıyoruz sanki. Ah, ah. Çok muzdaribim ben bu konularda. Çok da uzattım biliyorum.

Ailesi istemeyenler! Aileniz sizi cehennem azabından kurtaramaz.

Kaldı ki; İslam'ın öngörülerindeki gibi kapanmayacaksanız boşverin dediklerimi. Zira, başlarda türbanlar, altlarda, daracık kot pantolonlarla olmaz bu iş.

Kardeşim, kapanırsan bir şey diyeceklerse şayet bil ki Allah şöyle buyuruyor. "İnnallahe meassabirin." "Allah sabredenlerle beraberdir."

Dinini layıkıyla yaşamak istiyorsan, görünüşte de, duyguda da Müslüman'lığı %100 benimseyeceksin. Ardından da, bir ilim meclisine katılman, hanımlarla beraber mevlitler, Kuranlar okuman, ilim sohbetleri yapman, kendi hayrına olacaktır. Mevlana'nın dediği gibi dört kapı vardır. "Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat." Bir adam, camiye gitmiş. İlk sırada durana vurmuş. Adam da kalkmış ona vurmuş. Zira şeriatte "kısasa kısas" vardır. İkinci adama vurmuş, adam önce doğrulmuş. Sonra oturmuş. Zira, affetmiş. Üçüncü adama vurmuş, adam şöyle bir bakmış sonra devam etmiş. Zira, merak duygusu onun tek zayıf yanıymış. Dördüncü adam ise, kılını dahi kapırdatmamış. Önce İslam'a uyma eşittir Şeriat. Sonra ilim, tasavvuf eşittir tarikat. Sonra iyice hamlanma, nefsi terbiye eşittir marifet. En sonunda ise, ilahi aşka kavuşma. Her şeyde bir tecelli görme eşittir hakikat. Allah, hakikat kapısına kadar ulaştırsın inşallah.

"Alimler, benim varislerimdir."

Allah, yardımcınız olsun. Selamete erdirsin inşallah.

Vesselam, veddua.

Sercan kardeşim yazdıkların o kadar güzelki okurkenn gözlerim doldu inşallah yenirim şu nefsimi ne diyeyim...
 

kdr_81

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2011
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Hoş geldin sefalar getirdin kardeşim,
Üyeliğin hayırlı ve daim olsun inşaallah.Eşinden Allah razı olsun ne güzel bir vesile olmuş.
Canım,Ne güzel Rabbim sana böyle güzelliklere vesile olacak bir evlilik nasibetmiş.Nasip olmamasının sebebi,nefis ve şeytandan başka ne olabilir.Besmeleyi çeker,Allahın emri üzere örtünüze bürünürsünüz.Dinimizin şartları belli.Rabbim yar ve yardımcımızolsun inşaallah.
Selam ve Dua ile


senin yardımına ihtiyacım var inan nasıl yenebilirim...

Allah katında en güzel insan olmak ne yapabilirm,Gece uykularım kaçıyor inan Teheccüd namazlarınada kalkıyourm inan.
 

Sercan Demet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2011
Mesajlar
55
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Ne buyurmuş Resulallah?

"Nefsiyle mücadele eden Müslüman asıl cihaddadır."

İnşallah, muzaffer çıkacaksın. Selametle, dua ile.

İlaveten teheccüd iyidir, hoştur. Çok büyük ecir kazandırır. Yalnız, kıldığımız nafileleri, riya amacıyla söylemesek bile, ifade etmezsek sevabı daha bol olur.

En hayırlı sadakanın gizli yapılan olması gibi, en hayırlı nafile ibadette; Allah ile kul arasında kalandır.

Selam ve dua ile kal.
 

irfankuplu571

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Selamın aleyküm kardeşim.Hoşgeldin.Bu şekilde düşünmen bile bir ibadettir.Öncelikle nefsimizi terbiye edebilmeliyiz.Çünkü terbiye olmayan bir nefisle yapılan ibadetin pek faydası olmaz.Nefsin her isteğini yerine getirmek onu arsızlaştırır.Namaz kılmıyorsan hemen namaza başla inşallah.Nekadar hafiflediğini hissedeceksin.Başına bir kötülük geldiğindede,bu kötülüğün sana yine Allah(cc)dan geldiğini ve seni unutmadığını düşünerek hamd et.Çünkü yüce Allah bir kuluna musibet veriyorsa,bunu o kulunu sevdiği için verir ve böylelikle bu dünyadaki günahlarından arındırır.Ama ibadetlerini yerine getiren bir kuluna musibet vermediği gibi doğrudanda affedebilir.Bu senin kalbinle ilgilidir.Sakın unutma.Gerçek özgürlük isteklerini yerine getirmek değil,nefsine hakim olabilmektir.Allah(cc)a emanet ol.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt