Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dini yükümlülükle ilgili sorular (1 Kullanıcı)

kAyRoNA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 May 2013
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
26
18/11/1997 doğumluyum 1 ocak 2012 tarihinde bir kitap okudum, karışık bir içeriği vardı. İçeriğinde Allah'ın yaratışı, sırat köprüsü, kabir azabı gibi konularda dinimizle uyuşmayan içerikler vardı ama bunun yanında kitapta doğru bilgilerde vardı. Ben o sene kitaptaki doğru bilgiler yüzünden yanlışları seçemedim ve bu kitaptaki tüm bilgilere kalbimle inandım Kitapta kuran ile ilgili yanlış bilgiler yoktu genelde hadisleri eleştiriyordu. Hadislerin çoğunun yanlış olduğunu söylüyordu. Bende tüm kalbimle bu yazılanlara inandım.

Ayrıca o zamanlar ergenliğe tam girip girmediğimi bilmiyorum. Örneğin vücudumda tam bir kıllanma yoktu, sesim kalınlaşmamıştı, karakter olarak çocuk gibiydim ama bunların aksine rüya görüyordum.

Sorularım şöyle:
1) Ben kitabı okuduğum zaman (1 Ocak 2012 - 15 yaşındayım) büluğ çağına girmiş miyim?

2) Girdiysem yukarıdaki yaptığım hatalar yüzünden(yanlış bilgilere inanma) ne gibi bir sıkıntı çekerim? Örneğin dinden çıkma gibi bir durum söz konusu mu?

3) Etrafımdaki insanlar benim yeni yeni değiştiğimi (ergenliğe girdiğimi) söylüyorlar. Acaba bundan önce -örneğin geçen sene- yapmış olduğum günahlar yazılır mı?

4) Bu konularda aşırı vesvese alıyorum 1 aydır kendimi toparlayamıyorum sürekli dinden çıktığımı düşünüyorum. Tavsiyeleriniz varsa dinlemek istiyorum.
 

tsunami

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2006
Mesajlar
4,691
Tepki puanı
15
Puanları
36
Yaş
39
SELAMUN ALEYKUMGENC KARDESIM UMARIM ASAGIDAKI YAZI SORULARINIZA CEVAP OLUR....

UYELIGINIZ DAIMI VE HAYIRLARA VESILE OLUR .....selametle dua ile......
Bir işin günah olması için o işi yapan kimsenin bazı şartları taşıması gerekir.
Kişinin mükellefiyet altına girmesi ve dinî hükümlerden sorumlu tutulabilmesi için,

a. Müslüman,

b. akıllı,

c. Bâliğ olması şarttır.

Buna göre mükellefiyetin birinci şartı olarak kişinin Müslüman olması gerekmektedir. Müslüman olmayan kimseler, Allah'a ve Peygambere îman edip İslâm dînine girmedikçe, Allah'ın ibâdetle ilgili emir ve yasaklarına muhatap değildirler.

Mükellefiyetin ikinci şartı da, âkıl olmaktır. åkıl demek, ne yaptığını bilen, iyi ile kötüyü birbirinden ayırdedecek temyiz kabiliyetine sâhip olan kimse demektir.

Mükellefiyetin son şartı da, kişinin bâliğ olması, yani, bülûğa ermiş bulunmasıdır.Kız olsun, erkek olsun aklı başında bulunan bir Müslümana namazın farz olması için buluğ dediğimiz erginlik çağına ermiş olması gerekir. Genellikle erkek çocukları 12-15, kız çocukları ise 9-15 yaşlan arasında erginlik çağına girerler.

Eğer bu yaşa geldikleri halde belirti yoksa 15 yaşından itibaren mükellef sayılırlar.

Erkek çocuğu buluğa erdiğini, ihtilam denilen rüyada iken cinsî boşalma ile; kız çocuğu ise aybaşı veya âdet denilen halin ortaya çıkmasıyla yani, rahimden kan gelmesiyle erginlik devresine girmiş olurlar. İnsanın bu devreden sonra namaz, oruç ve hac gibi ibadetleri yerine getirmesi farzdır.

Ancak namaz ve oruç gibi ibadetlerin daha önceki yaşlarda çocuğa öğretilip, alıştırılması tavsiye edilmiştir. Hayrı serden, iyiyi kötüden ayırma yaşı olarak bilinen bu temyiz devresi hususunda çeşitli rivayetler yardır.

Meselâ bir hadis-i şerifte, kız-erkek ayırımı yapılmadan yedi yaşma gelen çocuğa namazın emredilmesi ifade edilir. (Ebû Dâvûd, Salât 26) "Çocuk sağını solunu tefrik edince namazı emredin" mealindeki haber de çocuğun belli bir anlayış seviyesine gelmesini esas almıştır. Çocuğun süt dişlerini dökmeye başlaması devresi veya yirmiye kadar sayabilmesi şartını namazı öğretme yaşı olarak ifâde edilmesi de birbirini destekleyen hususlardır. (İbni Ebî Şeybe, Musannaf, 1: 347)

Yani, bu devre ve yaşa gelen çocuğa namazla ilgili bilgiler verilir, namazın nasıl kılınacağı, farzları, vacipleri, sünnetleri, namazda okunacak sûre ve dualar öğretilir. Yavaş yavaş namaz kılmaya alıştırılır. On yaşını geçtikten sonra da artık namaz kılmasını temin edici tedbirler alınır, çocuğa namazın önemi anlatılır, bir yaratılış ve kulluk vazifesi olduğu açıklanır. İkna ederek, makul bir şekilde namaz kılması sağlanır. Çünkü, artık çocuk bu yaştan sonra her vakit buluğ çağına erebilir. Bu bir hazırlık devresi sayılır. Buluğ alametleri görülünce de farz olan vazifesini yapmaya devam eder.

Esas itibariyle namazın farz olması buluğ çağıyla başladığına göre, ancak ondan sonra kazaya kalan namazların kılınması farz olur. Çünkü, farz olan bir namazın edası gibi kazası da farzdır.

Kızların ilk âdeti görmeden, erkeklerin de ilk ihtilam olmadan önceki kılamadıkları namazları kaza etmesi farz olmamakla birlikte kaza etmelerinde de bir mahzur yoktur. Kılınmasında sevap vardır.

Demek ki, bir insanın kaza borcu ancak buluğ devresinden itibaren başlar. Daha önce başlanacağına dâir söylenen sözlerin bir yeri yoktur.

Netice olarak buluğ çağına girmiş akıllı her müslümanın, İslam’ın emrettiği farzları yapması ve yasakladığı haramları terk etmesi gerekir. Bu şartları taşıyan biri, iyi veya kötü yaptığı her şeyin karşılığını görecektir.
 

kAyRoNA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 May 2013
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
26
Cevabınız için sağolun ben bu cevabı okumuştum daha önce. Ben şunu çok merak ediyorum.

Ben 14-15 yaşı arasında dini bir kitap okumuştum. bu kitapta hadislerin çoğu inkar ediliyordu. bende buna kalbimle inandım. yani bende hadisleri inkar ettim. benim günahım nedir. ben kendimi dinden çıkmış gibi görüyorum. dinden çıkmasam bile o zamandan beri -yaklaşık bir senedir- yaptığım ibadetlerin kabul edilmediğini düşünüyorum. bunlar yüzünden 1 aydır tüm hayatım bozuldu. okulda başarılı bir öğrenciyken şu an sınıfta kalmak üzereyim. aklım fikrim hep burada. bilsem dinden çıkmadım ve o günden bugüne yaptığım ibadetler yok olmadı benden mutlusu olmaz. ama bu konularda benim moralimi düzeltmek için yarım cevaplar istemiyorum. bana dinden çıkmadığımı ve ibadetlerimin yok sayılmayacağını detaylı izah ederseniz beni bu zor durumumdan kurtarmış olursunuz. teşekkürler şimdiden.
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
43
Bilmedikleriniz yüzünden hesaba çakilmessiniz taki öğrenme imkanı bulupta bunu yapmassanız.Artık o kitabı kafanızdan silin ve doğru kaynakları okuyup dininizi öğrenmeye başlayın.Vesvesede yapmayın bu şeytanın en kötü oyunudur
 

Z4F3R_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Mar 2013
Mesajlar
91
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
34
Güzel kardeşim,80 yıllık ömründe kafir olarak yaşamış Allaha ortak koşmuş biri bili olsa müslüman olunca anasından doğmuş gibi günahsız oluyor

Sen daha yeni yeni birşeyleri kavrıyorsun ,hepimizin her insan oğlunun geçtiği yollardan geçiyorsun yaptığımız hataları yapıyorsun

Bu zamana kadar ne düşünmüş olursan ol,niyetini temiz tut,niyetin hakikatı bulmak olsun

gerisi zamanla gelecek Allahın izniyle

bu zamana kadar yüzmilyarlarca insan gelip geçmiş dünya üzerinden yüzmilyarlarca imtihan olmuş şu topraklar üzerinde
zaman olmuş hz adem bile Allahın huzurunda hataya gaflete düşmüş

ama tövbesini de yapmış,peygamber yapmış Allah onu

aklına gelen bu tür şeyler şeytanın vesvesesinden ibarettir

o yüzden yaptığın bu hataları gözünde büyütmeni dinden soğumanı Allaha sırtını dönmeni isteyen şeytana karşı
İnsanlara annesinden babasından ve en önemisi bize bizden daha çok acıyan Allahın vaad ettiği affına vaad ettiği merhametine sığın

Allah kuranda af dileyeni gerçekten pişman olan kimseyi affedeceğini buyuruyor
ve dönüş ancak O na olacak

hal böyleyken,1 e 1000 katıp seni umutsuzluğa sürükleyen şeytana mağlup mu olacaksın
yoksa her günahta tövbe kapısını açık tutan Allaha güvenip Ona mı sığınacaksın
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt