.
Küçüklüğümüzden beri hatırlarız ve çevremizde sürekli gözlemlemişizdir.
Biz aciz kulların günahlarla mücadele noktasında arkasına saklandığımız daha doğrusu şeytanın bizi ısrarla yönelttiği bir cümle vardır ki
o da aslen doğru ama kullanışımız bakımından yanlış bulduğum
" Dinde zorlama yoktur."
cümlesidir.
Bu cümleye yalan demek insanın
ALLAH (Celle Celalühü)' nün ayeti kerimini inkar etmesidir ki,
hâşâ o da kişiyi küfre götürür.
Zira aynen şöyle diyor yüce yaradan kurtuluşumuzun anahtarı yüce kitabında:
“Dinde zorlama yoktur. Artık doğru ile yanlış birbirinden ayrılmıştır. Şeytanın yoluna uymayı reddedenler ve Allah’a inananlar, hiçbir zaman kopmayacak en sağlam dayanağa tutunmuşlardır. Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir.” (Bakara 256)
Bir başka ayette ise:
“De ki: Hak Rabbinizden’dir. Artık bundan sonra dileyen inansın, dileyen inkâr etsin.” ( Kehf, 29). Bu ayetleri göre göre hala dinde zorlama vardır diyemeyiz. Ancak konunun çarpıtılmadan aktarılması ve ayetlerin bir bütün olarak ele alınması lazımdır.
Mesela bir hadisinde Resulullah (sav) efendimiz;
Soğan Sarımsak yedikten sonra Mescide gidilmemesini buyurmaktadır.
Şimdi hadis şerifin soğan sarımsak yemeden kısmını atlayıp
sadece mescide gidilmemesi kısmını ele alırsak tüm namazlarımızı evde kılmamız icap edecektir.
Halbuki namazı cemaat ile kılmak çok daha faziletlidir.
Aynı şekilde
“Dinde zorlama yoktur”
konusunu da ele alırken birçok kez karşılaştığım hata sadece
"dinde zorlama yoktur"
cümlesini alarak ayetin tamamını görmemektir.
Falan kişi namaz kılmıyormuş, ne yapalım canım
“dinde zorlama yoktur.”
Filan kardeşimiz malının zekâtını vermiyor veya orucunu tutmuyor.
Eee olacak
“dinde zorlama yoktur.”
Ya içki içenler kumar oynayanlar? “
Dinde zorlama yoktur”
dedik ya...
Kardeşlerim dinde zorlama kime yoktur?
Ayette dediği gibi İnanıp inanmama noktasındaki insana dinde zorlama yoktur.
ALLAH (Celle Celalühü) yüce kitabı ve örnek peygamberi (sav) aracılığı ile
doğru yolu yanlış yolu göstermiştir.
İster inanır kurtuluşa erersin ister inkâr eder ceremesini çekersin.
İnanıp inanmama konusunda hürsün.
Hiçbir kişiye zorla inanacaksın denmez.
İşte dinde bu şekilde zorlama yoktur.
Ancak inanan insan ALLAH (Celle Celalühü)'nün varlığını birliğini kabul eden insana,
hataları olduğunda uyarma gerekirse zorlama yoluna gitmek,
ayet ve hadislerle desteklenen bir gerçektir.
Nitekim efendimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyuruyor:
"Sizden birisi bir kötülük gördüğü zaman onu eli ile değiştirsin, buna gücü yetmez ise diliyle, buna da gücü yetmez ise kalbiyle. Fakat bu imanın en zayıf noktasıdır."
Âlemlerin yaratıcısı Rabbimiz (Celle Celalühü) ise bir ayetinde:
"İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip, kötülükten meneden bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (Al-i İmran: 3/104) başka bir ayetinde ise: "İnanan erkekler ve kadınlar, birbirlerinin velisidirler. İyiliği emrederler, kötülükten menederler." (Tevbe: 9/71) buyurmaktadır.
İnançsız kişiye zorla inan diyemeyiz ama inanan kardeşimizin
efendimizin (sav) yolundan uzaklaşmasına da razı olamayız
gücümüzün yettiği ölçüde onu hak yola taşımaya çalışmalıyız.
Yani emri bil mağruf, nehyi anil münker diye bilinen
iyiliği emredip kötülüklerden uzaklaştırma gayretinde olmalıyız.
Rabbim Zorlamaya gerek kalmadan
tüm doğruları kendi idrakiyle bulup kurtuluşa erenlerden eylesin.Amin
B) alıntı B)