Kardeşim öncelikle elinize sağlık ..
unutmayalım ki Hidayet Allah'dandır (c.c) ben doğru demiyorum elbetteki çok yanlış keşke herkes Hakikatin bilincinde olsada ona göre kulluk vazifesini tam olarak yerine getirse .. ne yazık ki ..nefislerine yenik düşerek Hakikatin tam anlamıyla farkında olmadan ilim noksanlığı ile bilinçsizce hareket edilmekte . Zaten tam manasıyla ilim nasip olan insanlar asla Allah'ın izniyle yanlış yapmazlar yapamazlar da .. ama kimse kendinden emin olamaz(kurtuluşa ereceğinden Rabbimin rahmeti ve merhameti ile ) Rabbim iman ile rızası ile yanına alsın inşallah.
tekrar diyorum ki HİDAYET ALLAH'dandır.. yeri geliyo en yakınlarımıza dahi söz geçiremiyoruz buna bizim gücümüz yetmiyo
*****
42/ŞURA-13) Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted'ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
"Dîni ikame edin ve fırkalara ayrılmayın." diye dîn olarak Nuh'a vasiyet ettiğimizi, sana vahyettiğimizi, İbrâhîm'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi, sizin için de (Allah) şeriat kıldı. Müşriklere, kendilerini davet ettiğin şey (Allah'a davet ve tek Allah'a inanmak) ağır geldi. Allah, kimi dilerse onu Kendisine seçer ve Kendisine yöneleni, O'na (Kendisine) ulaştırır.
13/RAD-27) Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşau ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. "Muhakkak ki; Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).” de
31/LOKMAN-15) Ve in câhedâke alâ en tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn (ta’melûne).
Ve eğer; annen, baban bilmediğin bir şeyi, Bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Kim Bana dönmüşse (ruhu ölümden evvel Bana ulaşmışsa), sen de onun yoluna tâbî ol (aynı yolu takip ederek sen de Bana ulaş). Sonra (ölümden sonra) hepiniz Bana döneceksiniz (Azrail (A.S) sizi Bana getirecek). Size yaptıklarınızı haber vereceğim
2/BAKARA-142) Se yekûlus sufehâu minen nâsi mâ vellâhum an kıbletihimulletî kânû aleyhâ kul lillâhil meşrıku vel magrıb(magrıbu), yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
İnsanlardan sefih olanlar diyecekler ki: "Onları, üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?" De ki: "Doğu da, batı da Allah’ındır. O, dilediğini Sıratı Mustakîm’e ulaştırır."
5/MAİDE-16) Yehdî bihillâhu menittebea rıdvânehu subules selâmi ve yuhricuhum minez zulumâti ilen nûri bi iznihî ve yehdîhim ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Allah, rızasına tâbî olan kişiyi onunla (resûlü ile) teslim yollarına hidayet eder. Kendi izniyle onları karanlıktan aydınlığa (zulmetten nura) çıkarıp Sıratı Mustakîm’e hidayet eder (ulaştırır).
24/NUR-46) Le kad enzelnâ âyâtin mubeyyinât(mubeyyinâtin), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Andolsun biz, açıklayıcı âyetler indirdik. Allah, dilediğini doğru yola yöneltip iletir.