Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Din Ahlakının Yayılmasında Gençlerin Önemi (1 Kullanıcı)

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Din Ahlakının Yayılmasında Gençlerin Önemi

İçinde yaşadığımız dönem, insanların Kuran ahlakını öğrenmeye ve müminlerin tebliğ faaliyetlerine her zamankinden daha çok ihtiyaç duydukları bir dönemdir. Bu döneme en büyük katkıyı sağlayacak kişiler ise, şüphesiz ki samimi iman sahibi gençlerdir. Çünkü gençlik, bir kişinin Allah’ın rızasını kazanmak ve Kuran ahlakına hizmet etmek için çaba göstermeye başlayabileceği en verimli dönemlerden biridir. Kuran'da adı geçen peygamberlerin ve onlarla birlikte iman edenlerin büyük çoğunluğunun gençlerden oluşması bunun en açık delilidir. Bu mübarek kişiler ne kadar genç olurlarsa olsunlar, Allah’a iman ediyor olmanın getirdiği olgunluğu ve sorumluluk bilincini daima sergilemiş ve Allah’ın izniyle birçok kişinin imanına vesile olmuşlardır.

Ahlakı ve yaşantısıyla tüm müminlere örnek olmuş olan değerli İslam alimi İmam Rabbani, "Biz kuluz. Sahibimizin emrindeyiz. Başıboş değiliz. Her istediğimizi yapmaya serbest değiliz. İyi düşünelim! Uzağı gören akıl sahibi olalım! Kıyamet günü utanmaktan, pişman olmaktan başka, ele bir şey geçmez. Gençlik çağı, kazanç zamanıdır. Mert olan, bu vaktin kıymetini bilip elden kaçırmaz. İhtiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da elverişli vakit ele geçmez." (Mektubat. 73. mektup) diyerek Müslümanlar için Allah’a karşı olan sorumluluklarını gençlik çağından itibaren yerine getirmenin önemini vurgulamıştır. Ancak gençlik, din ahlakından uzak yaşayan toplumlarda yerleşmiş olan yanlış bir kanaate göre, gelişigüzel geçirilen yılların, çok kontrollü olmayan bir dönemin adıdır. Ya da sadece, insanların yaşlılık dönemleri için yatırım yaptıkları; diğer bir deyişle geleceklerini garantiye aldıkları, eğitimlerini ve kariyerlerini tamamladıkları dönemdir. Elbette insan yaşamında bütün bunların yapılması, doğal olarak gençlik dönemine denk gelmektedir. Ancak gençlik dönemini tüm bunlardan daha önemli kılan, gerçekte yaşlılık dönemi için değil, ölümden sonraki sonsuz hayat için çaba gösterilecek bir dönem olmasıdır. Bu nedenle fiziksel ve zihinsel sağlığın yerinde olduğu, en zinde ve enerjik olunan gençlik yılları, İslam alimimiz İmam Rabbani’nin de hatırlattığı gibi insanların din ahlakına çok iyi hizmet edebilecekleri, aklederek, tefekkür ederek nimetlerin şükrünü verebilecekleri çok değerli yıllardır.

Gençlik aynı zamanda kişilik yapısının oluştuğu, iyi ve kötü alışkanlıkların kazanıldığı bir dönemdir. Bu dönemde insanlar, din ahlakından uzak yaşayan bir toplumda yerleşmiş olan alışkanlıklara, yapıya ve düşünce sistemine henüz tam olarak adapte olmamıştır. Bir kimlik oluşturma aşamasında oldukları için, Yüce Allah'ın hidayet vermesiyle, Allah'ın emir ve yasakları doğrultusunda en güzel ahlak modelini hayata geçirebilir ve bunu ömürlerinin sonuna kadar sürdürebilirler. İşte tüm bu nedenlerle, Yüce Allah, Kuran'da da bildirdiği üzere, mübarek kullarına genç yaşlarında din ahlakını tebliğ etme görevini ve peygamberliği vermiştir.

Genç Yaşta Kendilerine Peygamberlik Verilen Mübarek Şahıslar

Kuran'da genç yaşta Allah'ın elçilik göreviyle şereflendirildiği bildirilen mübarek şahıslardan biri Hz. İbrahim'dir. Putları ilah edinen (Allah’ı tenzih ederiz.) müşrik kavmine din ahlakını tebliğ eden Hz. İbrahim'in genç yaşta olduğu Kuran'da şöyle haber verilmiştir:

"Andolsun Allah'a, sizler arkanızı dönüp gittikten sonra, ben sizin putlarınıza muhakkak bir tuzak kuracağım." Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye. "Bizim ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir" dediler. "Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik" dediler. (Enbiya Suresi, 57-60)

Hz. İbrahim soyunu sürdürebilmek ve kendisinden sonra peygamberlik görevini devredebilmek için Yüce Allah'a, kendisine bir çocuk vermesi için dua etmiştir. Sonsuz merhamet sahibi Rabbimiz de duasına icabet ederek ona Hz. İsmail'i vermiştir. Hz. İsmail de daha çocuk yaşta olmasına rağmen Allah'a imanı ve emirlerine olan itaati ile örnek bir Müslümandır.

Hz. İsa

Hz. İsa, Allah'ın dilemesiyle mucizevi bir şekilde babasız dünyaya gelmiş, aynı zamanda beşikte iken insanlara Allah'ın kendisini peygamber kıldığını bildirmiştir. Allah'ın İncil'i vahyettiği Hz. İsa ve ona tabi olan yardımcıları Havariler de Allah'ın çok genç yaşlarda hidayet verdiği Müslümanlardır. Kuran'da Hz. İsa'nın beşikte iken konuşması şöyle bildirilmektedir:

“Bunun üzerine ona (çocuğa) işaret etti. Dediler ki: "Henüz beşikte olan bir çocukla biz nasıl konuşabiliriz?" (İsa) Dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. (Allah) Bana Kitabı verdi ve beni peygamber kıldı." "Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti." "Anneme itaati de. Ve beni mutsuz bir zorba kılmadı." "Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de." İşte Meryem oğlu İsa; hakkında kuşkuya düştükleri "Hak Söz". (Meryem Suresi, 29-34)

Hz. Yahya

Hz. Zekeriya'nın oğlu olan ve Hz. İsa ile aynı dönemde aynı kavme peygamber olarak gönderilen Hz. Yahya da Allah'ın küçük yaşta hidayet verdiği mübarek bir insandır. Henüz çocuk yaşlardayken kendisine nasip edilen hikmet, Kuran'da şöyle bildirilmektedir:

“(Çocuğun doğup büyümesinden sonra ona dedik ki "Ey Yahya, Kitabı kuvvetle tut." Daha çocuk iken ona hikmet verdik. Katımız'dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.” (Meryem Suresi, 12-13)

Hz. Yusuf

Hz. Yusuf; yaşamı, mücadelesi, uğradığı iftira ve zindanda geçirdiği yıllarla tüm müminler için hikmetli bir örnektir. Ona genç yaşta hidayet verildiği Kuran'da şöyle bildirilmektedir:

“…Böylelikle Biz, Yusuf'u yeryüzünde (Mısır'da) yerleşik kıldık. Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik. Allah, emrinde galib olandır, ancak insanların çoğu bilmezler. Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte Biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.” (Yusuf Suresi, 21-22)

Peygamberimiz(Sav)’e Tabi Olan Gençler

Peygamberlerin yaşamlarına ve mücadelelerine bakıldığında, onlara tabi olan ve Hak mücadelede onlara yardım edenlerin de oldukça genç oldukları görülmektedir.

Sahabeler ve Peygamberimiz (sav)'in Gençlere Verdiği Önem

Yüce Allah'ın kullarına gönderdiği son peygamberi olan Hz. Muhammed (sav), tüm insanları İslam ahlakına davet etmiştir. Nitekim ilk Müslümanlar incelendiğinde, içlerinde toplumun her kesiminden insanların yer aldığı görülmektedir. Ancak, bu insanlar arasında gençler çoğunluktadır. Mekke'nin önde gelen ailelerine mensup gençler, İslam dinine toplumun diğer fertlerini oluşturan kişilerden daha fazla ilgi göstermişlerdir. İslam ahlakını yayma konusunda Hz. Peygamber (sav)'e asıl destek ve yardımcı olanlar bu imanlı gençlerdir. Peygamberimiz (sav)'e ilk dönemlerde inanmış Müslümanlardan birkaç kişi, elli yaş civarında, bazıları otuz beş yaşın üzerinde, diğerleri ise otuz yaşın altında bulunuyordu.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) gençlere çok büyük önem vermiş, vahiy katiplerini genellikle gençler arasından seçmiştir. Gençleri, öğretmen ve çoğu yaşlı sahabelerden oluşan ordulara komutan tayin etmiştir. Yine çoğu savaşta sancağı bizzat kendisi gençlere vermiştir. Peygamberimiz (sav)'in çevresindeki gençlerden birinin sözleri şöyle rivayet edilir:

Cündüb İbnu Abdillah radıyallahu anh anlatıyor:

"Biz erginlik çağına yaklaşmış bir grup genç Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ile beraberdik. Kur'ân'ı öğrenmezden önce imanı öğrendik. Sonra da Kur'ân'ı öğrendik. Kur'ân sayesinde imanımız daha da arttı.” (Kütübi Sitte, İman Bölümü Hadis 5961)

Tüm müminler için hikmetli birer örnek olan bu gençlerin faaliyetlerine birçok örnek vermek mümkündür. Tarihi kaynaklara göre;

Peygamberimiz (sav)'in etrafındaki bu gençlerden,
Hz. Ali, çok küçük yaşta Resulullah (sav)'a tabi olmuş, kazandığı zaferlerin büyük çoğunluğunu da 20 ile 30 yaşları arasında gerçekleştirmiştir.
25 yaşlarında iken Habeşistan'a hicret eden Câfer b. Ebu Tâlib'in, İslam'ı savunmak üzere Habeşistan hükümdarının, Hıristiyan din adamlarının ve saray erkanının huzurunda yaptığı hikmetli konuşma tarihe geçmiştir.
Mus'ab b. Umeyr 25 yaşında iken, I. Akabe biatından sonra Hz. Muhammed (sav) tarafından Medine'ye öğretmen olarak gönderilmiştir. Onun faaliyetleri vesilesiyle pek çok Medineli, Müslüman olmuştur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) tarafından komşu hükümdarlara ve Arap kabilelerine gönderilen mektupların çoğunu Zeyd b. Sâbit adlı genç sahabe yazmıştır. Aynı zamanda komşu ülkelerden gelen mektupları tercüme etmek ve bunlara cevap yazmak için Peygamber Efendimiz (sav)'in emriyle İbranice ve Süryanice öğrenmiştir. Vahiy katipleri arasında yer almıştır. Hz. Muhammed (sav) vefat ettiğinde ise Zeyd b. Sâbit henüz 21 yaşındadır.
Peygamberimiz (sav)'in etrafındaki bu gençlerin, ilk yıllarda Arap Yarımadasının dışında da İslam ahlakının tanınmasında önemli katkıları olmuştur.
Hz. Musa’ya Tabi Olanlar

Firavun’a ve putperest kavmine karşı örnek bir mücadele sergileyen Hz. Musa, kavmini din ahlakına çağırmıştır. Bu çağrılar sonucu iman eden ve Hz. Musa'nın yardımcıları olan kişilerin de gençlerden oluştuğu Kuran'da şöyle bildirilmektedir:

“Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden (gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı..". (Yunus Suresi, 83)

“Hani Musa genç yardımcısına demişti: "İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim."” (Kehf Suresi, 60)


Kehf Mağarasındaki Gençler
Ashab-ı Kehf, Kuran'da Kehf Suresi'nde bildirilen, iman eden bir grup gençtir. Kehf Ehli'nin mağaraya sığınmalarının nedeni dönemin baskıcı sisteminin oluşturduğu ortamdır. Kendi fikirlerini rahatça söyleyemeyen, doğruları anlatamayan, din ahlakını gerektiği gibi tebliğ etmeleri engellenen Kehf Ehli, çözümü bu toplumdan uzaklaşmakta bulmuştur. Kehf Suresi, Peygamberimiz (sav)'in ve İslam alimlerinin pek çok yönüyle dikkat çektiği bir suredir. Kehf ve Rakim Ehli'nden kıssaların aktarıldığı Kehf Suresi'nde, ahir zamana (hadislerde haber verilen, kıyametten önce yaşanacak olan döneme) işaret eden birçok ifade bulunmaktadır. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:

“Sen, yoksa Kehf ve Rakim Ehlini Bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın? O gençler, mağaraya sığındıkları zaman, demişlerdi ki: "Rabbimiz, Katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır (bizi başarılı kıl).” (Kehf Suresi, 9-10)

Bu ayetlerde, ahir zamanda gençlerin büyük sorumluluklar yükleneceklerine, sapkın felsefelerle fikri bir mücadele yürütülmesinde, din ahlakının anlatılmasında ve insanlara yönelik zulmün kaldırılmasında gençlerin önemli görevler üstleneceklerine işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Ahir Zamanda Mehdi’nin Genç Yardımcıları

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), hadislerinde, ahir zamanda müminlerin başına geçecek, mübarek bir şahıs olan Hz. Mehdi'nin müjdesini vermiştir. Ahir zamanda Allah'ın, zulüm ve kargaşayla dolu olan dünyayı adaletle doldurmak ve İslam ahlakını yeryüzünde hakim kılmak için görevlendirdiği Hz. Mehdi'nin yardımcılarının da genç oldukları hadislerde haber verilmiştir:
Hükeym bin Sa'd şöyle der:

İmam Emirülmüminin Ali (as)'ın şöyle buyurduğunu duydum:

"Mehdi aleyhisselam'ın ashabı gençtir ve içlerinde yaşlı yoktur; ancak gözdeki sürme veya azıktaki tuz kadardırlar. Ve azıktaki en az şey, tuzdur."

Kuran Ahlakının Yayılmasında Gençlere Düşen Sorumluluk

Sonsuz hikmet sahibi Rabbimiz'in kullarına bir rahmeti olan gençlik, müminlerin şükrüne vesile olması gereken bir nimettir. Kuşkusuz "Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz." (Tekasür Suresi, 8) ayetinin hükmü gereği her Müslümanın bu nimeti Allah yolunda en hayırlı şekilde değerlendirmesi gerekmektedir.

Gençler, yeryüzünde güzel ahlakın yayılmasından, savaşların, zulmün, gözyaşının dindirilmesinden, Müslümanların yeryüzünde eziyet görmelerinden kendilerini sorumlu hissetmeli ve iyiliği emredip kötülükten sakındırma görevini üstlenmelidirler. Tüm bunların temelini oluşturan sapkın felsefelerle fikri anlamda mücadele etmeli, kendilerinden önceki salih müminlerin yaşamını örnek almalıdırlar. Sahabenin Hz. Peygamber (sav)'e bağlılığını, ona sevgisini, itaatini örnek almalı, kendilerine Kuran'ı ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetlerini rehber edinmelidirler. Böylece dünyanın, çok yakın olan, aydınlık günlerine yaklaşılmasına Allah’ın izniyle mümin gençler bu çabalarıyla vesile olacaklardır.

Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 49. sayı (Temmuz 2008) 28. sayfada yayınlanmıştır.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Özellikle son yıllarda pozitivist anlayış, insanı inançlardan ve ahiret bilincinden uzaklaştırmıştır. Günümüzde birçok değer yargısı değişmiş ve ahlâkî bir erozyon hızla devam etmektedir. Dünyevîleşen insanın elinden tutulup Rabbiyle buluşturulması ve tekrar ona ahiret bilincinin verilmesi gerekmektedir. Her türlü kötülüğün temelinde inançsızlık vardır. Özellikle ahiret bilincinden uzaklaşan insanlar, daha kolay kötülük yapabilmekte ve günah işlemektedirler.

Dünyevîleşme gün geçtikçe artmakta, insan zevk peşinde koşmaya başlamakta ve sadece tatmin arayışına girmektedir. Dünyevîleşen günümüz insanı, nefsini tatmin için her türlü yola başvurmaktadır. Zevk ve sefa toplum sağlığını tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Zevk kültürü, insanlar arası ilişkileri bir mücadele zemininde ele almaktadır.

Bugünün gençliğine baktığımızda azgın bir hırs ve büyük bir tutku içerisinde dünyaya yönelmektedirler. Özellikle zengin aile çocukları satanizm ve ateizm gibi sapık yollarla tatmin arayışına girmektedirler. Bugünün genç nesillerinde ideal yoktur. Çünkü popüler kültür gençlerin idealsiz yetişmelerine neden olmaktadır.

İslam dini gençliğe ve gençlerin yetişmesine çok büyük önem vermiştir. Çünkü gençler, bir milletin geleceğinin teminatıdır. Bugünün gençleri yarının büyükleri demektir. Gençlerini iyi yetiştiren milletlerin geleceği daima aydınlık olmuştur.

Nitekim köhne Bizans’ı yıkan, çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşında bir genç değil miydi? Bu örnek, gençlerini iyi yetiştiren bir milletin geleceğinin daima aydınlık olacağını bize göstermektedir.

Gençlerin imanlı yetiştirilmesi İslam’ın geleceği açısından da çok önemlidir. Günümüz gençliği büyük bir inanç boşluğu içindedir. Bilindiği gibi insan beden ve ruhtan meydana gelen bir varlıktır. Bedenin nasıl hayatiyetini devam ettirebilmesi için yemeye, içmeye ve dinlenmeye ihtiyacı varsa, insan ruhunun da bir gıdaya ihtiyacı vardır. İşte o gıda da dindir. İman ve ibadetle insan ruhu tatmin edilmezse, o zaman bir boşluk oluşur ve insan o boşluğu daha farklı yönlerden doldurmaya çalışır. Nitekim sağlıklı bir din eğitimi verilmeyen günümüz gençleri manevî bir boşluk içine düşmekte ve ruhlarındaki o boşluğu satanizm ve ateizm gibi sapık akımlarla gidermeye çalışmaktadırlar.

Sağlıklı bir din eğitimi almış; Yaratan’ını, kitabını ve peygamberini tanıyan iman ve ibadet neşvesiyle büyüyen gençler ise, kesinlikle sapık akımlara kapılmazlar. Sigara, içki, kumar ve uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklardan uzak dururlar. Allah’ın kesinlik olarak yasakladığı zina, hırsızlık, yalan, hile, aldatma ve iftira gibi dinin haram kıldığı bütün kötü davranışlardan uzak dururlar.

Gençlik dönemi, insanın kanının kaynadığı hareketli bir dönemdir. Bu dönemde kişiye, hisleri/duyguları hâkim olduğu için pek iyi düşünmeden çabucak karar verir. Bu nedenle gençlerin kolaylıkla yanlış yapma ve hataya düşme ihtimali vardır. Gençler, yaş çubuk gibidirler, telkinlere açıktırlar. Bu dönemde onlara istenilen şekil verilebilir. Gençlerin ihmal edilmesi, telafisi zor yaralar açar. O halde gençlerimizi iman ve ibadet neşvesiyle yetiştirmeliyiz. Çünkü iman ve ibadet neşvesiyle yetişen gençler, gençlik dönemlerini sıkıntısız ve problemsiz geçirirler. Peygamber Efendimiz kıyamet gününde Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenebilecek olan yedi sınıf insanı sayarken âdil yöneticilerden sonra ikinci sırada Allah’a ibadet ederek yetişen gençleri zikretmiştir. (Buharî, Ezan, 36; Hudud, 19; Tirmizi, Zühd, 53; Nesâî, Kudat, 2)

Demek ki gençlik dönemini sıkıntısız ve problemsiz geçirebilmek için çocukluk döneminde gerekli dinî eğitimin verilmesi ve gençlere ibadet alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir. Bu sebeple olmalı ki Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

“Çocuklarınıza, onlar yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmayı emredin.” (Ebu Davud, Salat, 26; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 187.) buyurmuştur. Çocuklara yedi yaşlarında iken namazı emretmekten maksat, namazı ve diğer ibadetleri öğretmek ve onları gençlik dönemlerine hazırlamaktır. Çocuklarımızın genç yaşlarda satanizm ve ateizm gibi birçok sapık akıma kapılmamalarını istiyorsak, onlara daha küçük yaşlardan itibaren dinlerini öğrenmeleri için gereken din eğitimini en güzel bir biçimde vermeliyiz. Aksi takdirde dînî eğitimden yoksun olarak yetişen gençler, manevî buhran içine düşmekte ve ruhlarında oluşan o boşluğu, günümüzde birçok gencin yaptığı gibi sapık akımlara kapılarak doldurmaya çalışırlar.

Eğer gençler, yeterli dinî bilgileri almamış ve dinî duyarlılık kazanmamış iseler, ahlâkî konularda da problemleri olur. Zina, fuhuş, hırsızlık, kapkaç, anarşi ve terör gibi toplumun düzenini alt üst eden yanlış hareketler içinde kolayca yer alabilirler. Fakat namaz kılan ve oruç tutan, dinî ibadetlerini özenle yerine getiren gençler; yalan, gıybet, iftira, hile, aldatma, içki, kumar, uyuşturucu, fuhuş ve hırsızlık gibi haramlardan, kötü söz ve benzeri davranışlardan uzak dururlar. Nitekim Yüce Allah;

“Şüphesiz ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alı koyar. Allah’ı anmak elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut 29/45) buyurmaktadır.

Namaz, Allah’ı anmak için kılınır. Zira Yüce Allah,

“Beni anmak için namaz kılınız.” (Taha 20/14),

“Allah’ı anmaya koşunuz.” (Cuma 62/9) buyurmaktadır. Demek ki namaz kılmaktan maksat Allah’ı anmaktır. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah’ı düşünerek namaz kılmak, insan ruhunu etkiler, onu iyiliklere yöneltir, ahlâkını düzeltir ve kötülüklerden uzaklaştırır. (Ateş, Süleyman, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, VI, 516)

İslam dini evlilik dışı ilişkileri kesinlikle yasaklamış ve haram kılmıştır. Zina etmek şöyle dursun, insanı zinaya götürecek söz ve davranışlardan bile uzak durulması istenmekte ve şöyle buyurulmaktadır:

“Zinaya yaklaşmayın, çünkü zina son derece çirkin bir iş ve çok kötü bir yoldur.” (İsra 17/32)

Özellikle gençlerin, cinsel arzularını zaptedebilmeleri kolay bir şey değildir. Ancak Allah’ı ve Peygamberini seven, dînî duyarlılığı bulunan gençler, Allah’ın bu yasağına uyarlar.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de gençleri zina ve fuhuştan korumak ve kurtarmak için onlara şu tavsiyede bulunmaktadır:

“Gençler, sizden gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama karşı korur, namusunu, iffetini muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun, çünkü oruç şehveti kırar.” (Buharî, Nikah, 2; Müslim, Nikah, 5; İbn Mace, Nikah, 1)

Maalesef günümüzde gençler; bir kısım film, gazete, dergi, televizyon ve benzeri iletişim vasıtalarıyla ahlâkî ve manevî değerleri zedeleyici şekilde yönlendirilmektedirler. Mesela medyada sıkça gündeme getirilen ve âdeta özendirilen evlilik yerine, birlikte yaşama, birden fazla kişi ile birlikte olma, gece kulüpleri, aileden kopan gençlerin serüvenleri, giyim tarzları, çıplak pozlar, erotik ve müstehcen içerikli filimler ve teşhircilik gençlerin ahlâkî ve manevî değerleri üzerinde olumsuz etki yapmakta ve gençler bu alanlara yönlendirilmektedir. Bu etki ve yönlendirmeler ile ailelerinden kaçan, eşinden ayrılan, çocuklarını terk eden, fuhuş ve uyuşturucu bataklığına düşen genç kızların varlığı bilinen ve görülen bir vakıa haline gelmiştir. Medyanın bu telkin ve yönlendirmeleriyle ahlâkî değerler aşınmakta, haramlar helal gibi telakki edilmektedir. (Karagöz, İsmail, Aile ve Gençlik, s.139-140) O halde yetkililerin, gençlerimizi bu türlü yanlış yönlendirmelerden kurtarmak için zaman kaybetmeden bir an önce gereken tedbirleri almaları gerekir.

Netice olarak diyebiliriz ki, insan hayatında gençlik çok önemli bir dönemdir. Çünkü insan, hayatını çoğunlukla bu dönemde öğrendiği bilgiler vasıtasıyla şekillendirir. İşte bu yüzden gençlik, çok kritik ve önemli bir dönemdir. Bu dönemin ihmal edilmesi ve iyi değerlendirilmemesi daha sonraki dönemlerin sıkıntılı geçmesine sebep olabilir. Gençler, bir milletin geleceğini şekillendirmektedirler. Geleceğinin aydınlık olmasını isteyen milletler, gençlerini iyi yetiştirmek zorundadır. Dolayısıyla bizlere her konuda en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin tavsiyelerine kulak vererek gençlerimizi iyi bir din eğitimi vererek yetiştirmeliyiz.




Prof. Dr. Mehmet Soysaldı
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Tevhid ve adalet için vahyi kuşanmış bir gençlik
Kur’an ahlakını donanmış Resulullah’ı (sav) tek rehber edinmiş bir gençlik nasıl olmalıdır?

302.jpg
Farklı zamanlarda farklı mekânlarda birçok kere tekrar edilen bir soruya cevap arayalım birlikte.
“Nasıl bir gençlik?” Farklı ilim dallarının farklı pencerelerden ele aldığı bu soruyu biz İslami perspektif ile ele alarak cevaplamaya çalışacağız.
Kur’an ahlakını donanmış Resulullah’ı (sav) tek rehber edinmiş bir gençlik nasıl olmalıdır?
Yeryüzünde fitnenin, fahşanın, zulmün, adaletsizliğin zirve yaptığı, insani-islami-ahlaki unsurların her fırsatta saldırıya uğradığı bu zamanlar gençliğin kendisini kötü-çirkin-yanlış, haram-günah-ifsatlardan en fazla koruması gerektiği zamanlardır. Geçmiş zamanda bu minval üzere olan insanlığa gönderilen peygamberlerde bu insanları, bu olumsuzluklardan uyarmak, korumak ve yol göstermek için gönderilmişlerdir. İşte tam da bu noktada gençliğin önemi ve fonksiyonu ortaya çıkıyor.
Yeryüzünde zulmün, adaletsizliğin ve haramiliğin arzı endam ettiği bir mekânda ve de zaman diliminde bu misyonu Müslüman gençlik üstlenecektir. Müstekbirlerin oyunlarını bozan unsur, mazlum ve ezilmiş insanların umudu olmalıdır Müslüman gençlik.
Yeryüzünde tevhid ve adaleti söz sahibi yapmak için mücadele eden Peygamberleri genel olarak garibler (1) ve gençler (2) desteklemiştir. İnsanlığın bütün tarihinde bu böyle olmuştur. Tevhidi değişimin lokomotifi ve ana unsuru tarih boyunca gençler olagelmiştir. Tevhidi değişimin lokomotifi olan bu gençlik hangi özelliklere sahip olmalı?
İlahi emirde emredildiği şekli ile : “İyiliği emredip kötülüğü yasaklayan; temiz şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılan; insanların sırtlarındaki ağır yükleri kaldırıp boyunlarındaki zincirleri kıran” kutlu elçinin mirasını sahiplenip; iyiliği yaşayan ve anlatan, kötülüğe müsaade etmeyen, helali helal bilip uyan, haramı haram bilip karşı koyan, insanlığı, zulüm ve adaletsizlikten kurtarmaya, toplumların kalplerine, zihinlerine, ruhlarına, ellerine ve ayaklarına vurulan bütün zincirleri kırmaya çalışan bir gençlik...
Düşmanları tarafından bile “emin” olarak adlandırılan bir Peygamberin ümmeti olarak muhatap olduğu bütün insanlara güven veren, her insanın kendisinden emin olduğu, yalandan, aymazlıktan, ihanetten beri bir gençlik.
Kur’an’da var olan şekli ile: “Ben de sizin gibi bir beşerim” diyen, “çarşılarda gezip, yemek yiyen” bütün kutlu elçiler ve son elçi (s.) gibi; halkı ile iç içe yaşayan, halkının sıkıntılarını paylaşan, gösterişten ve lüksten uzak bir şekilde yaşayan gençlik.
Kur’an ile donanmış; ailesinden başlayarak halka halka bütün bir insanlığa vahyin dili ile tevhidi anlatan, vahyin bütün güzelliklerini nezaketli bir şekilde ortaya koyan, ‘Allah'a kulluk edin, tağutlardan kaçının’ diyen ilahi emre uyup kulluğunu Allah’a has kılıp tağuttan sakınan bir gençlik.
Müjdeleyen nefret ettirmeyen kutlu Nebi’nin (sav) örnekliğinde tebliğe muhatap insanlara tebessüm eden, onlara nefret ettirmeden güzelliklere çağıran bir gençlik.
İnsanlığın kurtuluş meşalesi olan Resullerin dediği gibi; “Bu davetime karşı sizden bir ücret değil, ancak, Rabbine doğru bir yol tutmak dileyen kimseler olmanızı istiyorum.” “Benim ecrim/ücretim yalnız Alemlerin Rabbine aittir” diyen, yaptığı bütün amellerinde ihlası merkeze koyan, sırf Allah’ın (cc) rızasını gözeten bir gençlik.
Vakte yemin ederek başlayan Asr Suresinin gereği olarak her zaman ve her mekânda “hakkı ve sabrı tavsiye eden”, ümmetin sıkıntılarını sıkıntı edinen, Müslüman kardeşlerine düşkün, kardeşlerine karşı çok şefkatli ve merhametli olan, Müslüman kardeşini sevmenin imanın gereği olduğunun farkında olan bir gençlik.
Özelde mümin kardeşlerine genelde muhatap olduğu bütün insanlara karşı kırıcı ve sert olmayan, onların bağışlanmaları ve affedilmeleri için dua eden, istişare etmenin rahmet olduğunu bilen her işinde işin ehli Müslüman kardeşleri ile istişare eden, her fırsatta kardeşlerine olan sevgisini söz ve eylemleri ile ifşa eden bir gençlik.
Yalnız ve yalnız mümin kardeşlerini veli edinen, mümin kardeşi dışında kimseyi dost edinmeyen, sırdaşını müminlerden seçen, kendisine güvenen bir gençlik…
Sebep ne olursa olsun tevhid mücadelesinden taviz vermeyen; mücadelesinden vazgeçmek için yapılan baskı ve zulümlere direnen, İslam düşmanları tarafından yapılan bütün iğrenç teklifleri red eden, zorluk ve sıkıntılar karşısında Rabbine dayanan/güvenen bir gençlik.
Kin ve hasetten arınmış, affetmeyi seven, nezaketin sünnet olduğunun fevkinde olan, yürüdüğü yolun meşakkatli olduğunu bilen vahyin emrettiği şekli ile sabrı ve duayı kuşanmış bir gençlik.
Böyle bir gençlik yeryüzünde tevhid ve adaletin söz sahibi olması için kendisi her alanda yetiştirmeli, vahyi kuşanmalı ve en önemlisi sorumluluğunun farkında olmalıdır.
Kur’an’ın aydınlığında buluşmak ümidi ile .
Ferhat Özbadem / Özgün İrade
 

Birnur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
1,099
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İsTaNBuL
Allah c.c razı olsun
okuyamadım uzun olduğu için.. şimdi çıkmak zorundayım sonra okuyacağım inşallah. kaybetmemek için yazıyorum emeğinize sağlık kardeşim..
Allaha emanet olunuz.
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Özellikle son yıllarda pozitivist anlayış, insanı inançlardan ve ahiret bilincinden uzaklaştırmıştır. Günümüzde birçok değer yargısı değişmiş ve ahlâkî bir erozyon hızla devam etmektedir. Dünyevîleşen insanın elinden tutulup Rabbiyle buluşturulması ve tekrar ona ahiret bilincinin verilmesi gerekmektedir. Her türlü kötülüğün temelinde inançsızlık vardır. Özellikle ahiret bilincinden uzaklaşan insanlar, daha kolay kötülük yapabilmekte ve günah işlemektedirler.

Dünyevîleşme gün geçtikçe artmakta, insan zevk peşinde koşmaya başlamakta ve sadece tatmin arayışına girmektedir. Dünyevîleşen günümüz insanı, nefsini tatmin için her türlü yola başvurmaktadır. Zevk ve sefa toplum sağlığını tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Zevk kültürü, insanlar arası ilişkileri bir mücadele zemininde ele almaktadır.

Bugünün gençliğine baktığımızda azgın bir hırs ve büyük bir tutku içerisinde dünyaya yönelmektedirler. Özellikle zengin aile çocukları satanizm ve ateizm gibi sapık yollarla tatmin arayışına girmektedirler. Bugünün genç nesillerinde ideal yoktur. Çünkü popüler kültür gençlerin idealsiz yetişmelerine neden olmaktadır.

İslam dini gençliğe ve gençlerin yetişmesine çok büyük önem vermiştir. Çünkü gençler, bir milletin geleceğinin teminatıdır. Bugünün gençleri yarının büyükleri demektir. Gençlerini iyi yetiştiren milletlerin geleceği daima aydınlık olmuştur.

Nitekim köhne Bizans’ı yıkan, çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşında bir genç değil miydi? Bu örnek, gençlerini iyi yetiştiren bir milletin geleceğinin daima aydınlık olacağını bize göstermektedir.

Gençlerin imanlı yetiştirilmesi İslam’ın geleceği açısından da çok önemlidir. Günümüz gençliği büyük bir inanç boşluğu içindedir. Bilindiği gibi insan beden ve ruhtan meydana gelen bir varlıktır. Bedenin nasıl hayatiyetini devam ettirebilmesi için yemeye, içmeye ve dinlenmeye ihtiyacı varsa, insan ruhunun da bir gıdaya ihtiyacı vardır. İşte o gıda da dindir. İman ve ibadetle insan ruhu tatmin edilmezse, o zaman bir boşluk oluşur ve insan o boşluğu daha farklı yönlerden doldurmaya çalışır. Nitekim sağlıklı bir din eğitimi verilmeyen günümüz gençleri manevî bir boşluk içine düşmekte ve ruhlarındaki o boşluğu satanizm ve ateizm gibi sapık akımlarla gidermeye çalışmaktadırlar.

Sağlıklı bir din eğitimi almış; Yaratan’ını, kitabını ve peygamberini tanıyan iman ve ibadet neşvesiyle büyüyen gençler ise, kesinlikle sapık akımlara kapılmazlar. Sigara, içki, kumar ve uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklardan uzak dururlar. Allah’ın kesinlik olarak yasakladığı zina, hırsızlık, yalan, hile, aldatma ve iftira gibi dinin haram kıldığı bütün kötü davranışlardan uzak dururlar.

Gençlik dönemi, insanın kanının kaynadığı hareketli bir dönemdir. Bu dönemde kişiye, hisleri/duyguları hâkim olduğu için pek iyi düşünmeden çabucak karar verir. Bu nedenle gençlerin kolaylıkla yanlış yapma ve hataya düşme ihtimali vardır. Gençler, yaş çubuk gibidirler, telkinlere açıktırlar. Bu dönemde onlara istenilen şekil verilebilir. Gençlerin ihmal edilmesi, telafisi zor yaralar açar. O halde gençlerimizi iman ve ibadet neşvesiyle yetiştirmeliyiz. Çünkü iman ve ibadet neşvesiyle yetişen gençler, gençlik dönemlerini sıkıntısız ve problemsiz geçirirler. Peygamber Efendimiz kıyamet gününde Allah’ın arşının gölgesinde gölgelenebilecek olan yedi sınıf insanı sayarken âdil yöneticilerden sonra ikinci sırada Allah’a ibadet ederek yetişen gençleri zikretmiştir. (Buharî, Ezan, 36; Hudud, 19; Tirmizi, Zühd, 53; Nesâî, Kudat, 2)

Demek ki gençlik dönemini sıkıntısız ve problemsiz geçirebilmek için çocukluk döneminde gerekli dinî eğitimin verilmesi ve gençlere ibadet alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir. Bu sebeple olmalı ki Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

“Çocuklarınıza, onlar yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmayı emredin.” (Ebu Davud, Salat, 26; Ahmed b. Hanbel, II, 180, 187.) buyurmuştur. Çocuklara yedi yaşlarında iken namazı emretmekten maksat, namazı ve diğer ibadetleri öğretmek ve onları gençlik dönemlerine hazırlamaktır. Çocuklarımızın genç yaşlarda satanizm ve ateizm gibi birçok sapık akıma kapılmamalarını istiyorsak, onlara daha küçük yaşlardan itibaren dinlerini öğrenmeleri için gereken din eğitimini en güzel bir biçimde vermeliyiz. Aksi takdirde dînî eğitimden yoksun olarak yetişen gençler, manevî buhran içine düşmekte ve ruhlarında oluşan o boşluğu, günümüzde birçok gencin yaptığı gibi sapık akımlara kapılarak doldurmaya çalışırlar.

Eğer gençler, yeterli dinî bilgileri almamış ve dinî duyarlılık kazanmamış iseler, ahlâkî konularda da problemleri olur. Zina, fuhuş, hırsızlık, kapkaç, anarşi ve terör gibi toplumun düzenini alt üst eden yanlış hareketler içinde kolayca yer alabilirler. Fakat namaz kılan ve oruç tutan, dinî ibadetlerini özenle yerine getiren gençler; yalan, gıybet, iftira, hile, aldatma, içki, kumar, uyuşturucu, fuhuş ve hırsızlık gibi haramlardan, kötü söz ve benzeri davranışlardan uzak dururlar. Nitekim Yüce Allah;

“Şüphesiz ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alı koyar. Allah’ı anmak elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut 29/45) buyurmaktadır.

Namaz, Allah’ı anmak için kılınır. Zira Yüce Allah,

“Beni anmak için namaz kılınız.” (Taha 20/14),

“Allah’ı anmaya koşunuz.” (Cuma 62/9) buyurmaktadır. Demek ki namaz kılmaktan maksat Allah’ı anmaktır. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah’ı düşünerek namaz kılmak, insan ruhunu etkiler, onu iyiliklere yöneltir, ahlâkını düzeltir ve kötülüklerden uzaklaştırır. (Ateş, Süleyman, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, VI, 516)

İslam dini evlilik dışı ilişkileri kesinlikle yasaklamış ve haram kılmıştır. Zina etmek şöyle dursun, insanı zinaya götürecek söz ve davranışlardan bile uzak durulması istenmekte ve şöyle buyurulmaktadır:

“Zinaya yaklaşmayın, çünkü zina son derece çirkin bir iş ve çok kötü bir yoldur.” (İsra 17/32)

Özellikle gençlerin, cinsel arzularını zaptedebilmeleri kolay bir şey değildir. Ancak Allah’ı ve Peygamberini seven, dînî duyarlılığı bulunan gençler, Allah’ın bu yasağına uyarlar.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de gençleri zina ve fuhuştan korumak ve kurtarmak için onlara şu tavsiyede bulunmaktadır:

“Gençler, sizden gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama karşı korur, namusunu, iffetini muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun, çünkü oruç şehveti kırar.” (Buharî, Nikah, 2; Müslim, Nikah, 5; İbn Mace, Nikah, 1)

Maalesef günümüzde gençler; bir kısım film, gazete, dergi, televizyon ve benzeri iletişim vasıtalarıyla ahlâkî ve manevî değerleri zedeleyici şekilde yönlendirilmektedirler. Mesela medyada sıkça gündeme getirilen ve âdeta özendirilen evlilik yerine, birlikte yaşama, birden fazla kişi ile birlikte olma, gece kulüpleri, aileden kopan gençlerin serüvenleri, giyim tarzları, çıplak pozlar, erotik ve müstehcen içerikli filimler ve teşhircilik gençlerin ahlâkî ve manevî değerleri üzerinde olumsuz etki yapmakta ve gençler bu alanlara yönlendirilmektedir. Bu etki ve yönlendirmeler ile ailelerinden kaçan, eşinden ayrılan, çocuklarını terk eden, fuhuş ve uyuşturucu bataklığına düşen genç kızların varlığı bilinen ve görülen bir vakıa haline gelmiştir. Medyanın bu telkin ve yönlendirmeleriyle ahlâkî değerler aşınmakta, haramlar helal gibi telakki edilmektedir. (Karagöz, İsmail, Aile ve Gençlik, s.139-140) O halde yetkililerin, gençlerimizi bu türlü yanlış yönlendirmelerden kurtarmak için zaman kaybetmeden bir an önce gereken tedbirleri almaları gerekir.

Netice olarak diyebiliriz ki, insan hayatında gençlik çok önemli bir dönemdir. Çünkü insan, hayatını çoğunlukla bu dönemde öğrendiği bilgiler vasıtasıyla şekillendirir. İşte bu yüzden gençlik, çok kritik ve önemli bir dönemdir. Bu dönemin ihmal edilmesi ve iyi değerlendirilmemesi daha sonraki dönemlerin sıkıntılı geçmesine sebep olabilir. Gençler, bir milletin geleceğini şekillendirmektedirler. Geleceğinin aydınlık olmasını isteyen milletler, gençlerini iyi yetiştirmek zorundadır. Dolayısıyla bizlere her konuda en güzel örnek olan Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin tavsiyelerine kulak vererek gençlerimizi iyi bir din eğitimi vererek yetiştirmeliyiz.




Prof. Dr. Mehmet Soysaldı



emeğine saglık ablacım çok teşekkür ederim paylaşımın için rabbim razı olsunB)
rabbimize emanetsin inşallah
selam dua ve muhabbetle
<<B)>>
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Tevhid ve adalet için vahyi kuşanmış bir gençlik
Kur’an ahlakını donanmış Resulullah’ı (sav) tek rehber edinmiş bir gençlik nasıl olmalıdır?

302.jpg
Farklı zamanlarda farklı mekânlarda birçok kere tekrar edilen bir soruya cevap arayalım birlikte.
“Nasıl bir gençlik?” Farklı ilim dallarının farklı pencerelerden ele aldığı bu soruyu biz İslami perspektif ile ele alarak cevaplamaya çalışacağız.
Kur’an ahlakını donanmış Resulullah’ı (sav) tek rehber edinmiş bir gençlik nasıl olmalıdır?
Yeryüzünde fitnenin, fahşanın, zulmün, adaletsizliğin zirve yaptığı, insani-islami-ahlaki unsurların her fırsatta saldırıya uğradığı bu zamanlar gençliğin kendisini kötü-çirkin-yanlış, haram-günah-ifsatlardan en fazla koruması gerektiği zamanlardır. Geçmiş zamanda bu minval üzere olan insanlığa gönderilen peygamberlerde bu insanları, bu olumsuzluklardan uyarmak, korumak ve yol göstermek için gönderilmişlerdir. İşte tam da bu noktada gençliğin önemi ve fonksiyonu ortaya çıkıyor.
Yeryüzünde zulmün, adaletsizliğin ve haramiliğin arzı endam ettiği bir mekânda ve de zaman diliminde bu misyonu Müslüman gençlik üstlenecektir. Müstekbirlerin oyunlarını bozan unsur, mazlum ve ezilmiş insanların umudu olmalıdır Müslüman gençlik.
Yeryüzünde tevhid ve adaleti söz sahibi yapmak için mücadele eden Peygamberleri genel olarak garibler (1) ve gençler (2) desteklemiştir. İnsanlığın bütün tarihinde bu böyle olmuştur. Tevhidi değişimin lokomotifi ve ana unsuru tarih boyunca gençler olagelmiştir. Tevhidi değişimin lokomotifi olan bu gençlik hangi özelliklere sahip olmalı?
İlahi emirde emredildiği şekli ile : “İyiliği emredip kötülüğü yasaklayan; temiz şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılan; insanların sırtlarındaki ağır yükleri kaldırıp boyunlarındaki zincirleri kıran” kutlu elçinin mirasını sahiplenip; iyiliği yaşayan ve anlatan, kötülüğe müsaade etmeyen, helali helal bilip uyan, haramı haram bilip karşı koyan, insanlığı, zulüm ve adaletsizlikten kurtarmaya, toplumların kalplerine, zihinlerine, ruhlarına, ellerine ve ayaklarına vurulan bütün zincirleri kırmaya çalışan bir gençlik...
Düşmanları tarafından bile “emin” olarak adlandırılan bir Peygamberin ümmeti olarak muhatap olduğu bütün insanlara güven veren, her insanın kendisinden emin olduğu, yalandan, aymazlıktan, ihanetten beri bir gençlik.
Kur’an’da var olan şekli ile: “Ben de sizin gibi bir beşerim” diyen, “çarşılarda gezip, yemek yiyen” bütün kutlu elçiler ve son elçi (s.) gibi; halkı ile iç içe yaşayan, halkının sıkıntılarını paylaşan, gösterişten ve lüksten uzak bir şekilde yaşayan gençlik.
Kur’an ile donanmış; ailesinden başlayarak halka halka bütün bir insanlığa vahyin dili ile tevhidi anlatan, vahyin bütün güzelliklerini nezaketli bir şekilde ortaya koyan, ‘Allah'a kulluk edin, tağutlardan kaçının’ diyen ilahi emre uyup kulluğunu Allah’a has kılıp tağuttan sakınan bir gençlik.
Müjdeleyen nefret ettirmeyen kutlu Nebi’nin (sav) örnekliğinde tebliğe muhatap insanlara tebessüm eden, onlara nefret ettirmeden güzelliklere çağıran bir gençlik.
İnsanlığın kurtuluş meşalesi olan Resullerin dediği gibi; “Bu davetime karşı sizden bir ücret değil, ancak, Rabbine doğru bir yol tutmak dileyen kimseler olmanızı istiyorum.” “Benim ecrim/ücretim yalnız Alemlerin Rabbine aittir” diyen, yaptığı bütün amellerinde ihlası merkeze koyan, sırf Allah’ın (cc) rızasını gözeten bir gençlik.
Vakte yemin ederek başlayan Asr Suresinin gereği olarak her zaman ve her mekânda “hakkı ve sabrı tavsiye eden”, ümmetin sıkıntılarını sıkıntı edinen, Müslüman kardeşlerine düşkün, kardeşlerine karşı çok şefkatli ve merhametli olan, Müslüman kardeşini sevmenin imanın gereği olduğunun farkında olan bir gençlik.
Özelde mümin kardeşlerine genelde muhatap olduğu bütün insanlara karşı kırıcı ve sert olmayan, onların bağışlanmaları ve affedilmeleri için dua eden, istişare etmenin rahmet olduğunu bilen her işinde işin ehli Müslüman kardeşleri ile istişare eden, her fırsatta kardeşlerine olan sevgisini söz ve eylemleri ile ifşa eden bir gençlik.
Yalnız ve yalnız mümin kardeşlerini veli edinen, mümin kardeşi dışında kimseyi dost edinmeyen, sırdaşını müminlerden seçen, kendisine güvenen bir gençlik…
Sebep ne olursa olsun tevhid mücadelesinden taviz vermeyen; mücadelesinden vazgeçmek için yapılan baskı ve zulümlere direnen, İslam düşmanları tarafından yapılan bütün iğrenç teklifleri red eden, zorluk ve sıkıntılar karşısında Rabbine dayanan/güvenen bir gençlik.
Kin ve hasetten arınmış, affetmeyi seven, nezaketin sünnet olduğunun fevkinde olan, yürüdüğü yolun meşakkatli olduğunu bilen vahyin emrettiği şekli ile sabrı ve duayı kuşanmış bir gençlik.
Böyle bir gençlik yeryüzünde tevhid ve adaletin söz sahibi olması için kendisi her alanda yetiştirmeli, vahyi kuşanmalı ve en önemlisi sorumluluğunun farkında olmalıdır.
Kur’an’ın aydınlığında buluşmak ümidi ile .
Ferhat Özbadem / Özgün İrade



çok teşekkür ederim kıymetli İSTİKBAL kardeşim rabbim sizden razı olsun hakkınızda hayırlı neyse o olsun emeğinize saglıkB)
rabbimize emanetsiniz inşallah
selam dua ve muhabbetle
<<B)>>
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allah c.c razı olsun
okuyamadım uzun olduğu için.. şimdi çıkmak zorundayım sonra okuyacağım inşallah. kaybetmemek için yazıyorum emeğinize sağlık kardeşim..
Allaha emanet olunuz.

amin inşallah birnur kardeşim inşallah şuan okuyorsunuzdur ve degerli aliye ablamla kıymetli istikbal kardeşiminde paylaşımlarıda birbirinden güzel onlarıda okursunuz inşallah :)
rabbimize emanetsiniz inşallah kardeşim
selam ve dua ile
<<B)>>
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
503
Puanları
83
Yaş
44
selamün aleyküm..
Allah celle celalüh razı olsun konu yu açtığın için damla kardeşim
katkıda bulunan aliye kardeşim ve istikbal kardeşim Rabbim ecrini fazlasıyla versin sizlere inşallah..
gerçekten çok güzel bir şekilde okuyup nasiplendik...
Rabbim bugünekadar ulaştıran bütün mümin kullarından razı olsun inşalalh
selam ve dua ile
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
selamün aleyküm..
Allah celle celalüh razı olsun konu yu açtığın için damla kardeşim
katkıda bulunan aliye kardeşim ve istikbal kardeşim Rabbim ecrini fazlasıyla versin sizlere inşallah..
gerçekten çok güzel bir şekilde okuyup nasiplendik...
Rabbim bugünekadar ulaştıran bütün mümin kullarından razı olsun inşalalh
selam ve dua ile

aleykum selam mir_erhan kardeşim amin inşallah rabbim sizden de razı olsun inşallah gözlerinize saglık tekrardan aliye ablama ve istikbal kardeşime teşekkürlerimi belirtiyorum rabbim sizleri cennetine alıp cemalini gösterdiği kullardan eylesin<amin inşallah>...
rabbimize emanetsiniz inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

istikbal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
1,236
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Uzun ve düşünülmüş yoldan.
Hasan El Benna nın Gençliğe Tavsiyeleri
[URL="http://img235.imageshack.us/img235/2738/3364vi9.jpg"] [/URL]

1. ALLAH Teala için niyetinde ihlaslı ol.Sözünde ve amelinde riyadan sakın!

2. Bütün söz,fiil ve ahlakında Muhammet(s.a.v)’in sünnetine uy!

3. ALLAH’dan kork.Bütün emirlerini yapmaya ve bütün nehiylerini terk etmeye azmet.

4. ALLAHu Tealaya nasuh tevbesi yap.İstiğfarı çoğalt.

5. Her halinde ALLAHu Tealanın seni gördüğünü,işittiğini,içinden geçirdiklerini bildiğini düşün.

6. ALLAHu Tealaya,meleklerine,kitaplarına,peygamberlerine,Ah iret gününe ve hayırlısı ve şerlisiyle kadere iman et!

7. Başkasını kör taklit ile taklit etme.Fikirsiz asalak olma!

8. Hayırlı işlerde öncü ol ki,ecir kazanasın ve onda seni takip edenlerin de sevabına nail olasın.

9. “Riyazu’s-Sâlihîn” adlı Hadis Kitabını edin ve onu nefsine ve ailene oku! ve ibn-i Kayyim’in “Zâdü’l-Meâd” adlı kitabını da edin!

10. Devamlı abdestli ol ve yeni abdest al.Devamlı hadesten ve necasetten taharet üzere ol!

11. Özellikle yatsı ve sabah namazları olmak üzere, namazları camide ve cemaatle, ilk vaktinde eda etmeye devam et!

12. Kendine ve Müslümanlara eza vermemek için soğan sarımsak gibi kötü kokusu olanları yeme ve sigara içme!

13. Cemaat sevabını elde etmen için, hakkını vererek Cemaatle namaz kılmaya devam et.

14. Farz olan Zekatı tastamam ver.Eksik verme!

15. Cuma namazına erken gitmeye gayret et.ikinci ezana kadar gecikmekten sakın! Değilse günahkar olursun.

16. Ramazan orucunu inanarak ve sevabını ALLAH’dan umarak tut ki,senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın.

17. Şer’i bir özür olmaksızın Ramazan orucundan bir gün bile oruç yemekten sakın ki böyle olursa günahkar olursun.

18. Ramazan gecelerini ihya et.Özellikle kadir gecesini-ki o gecenin kadrine,bereketine inanarak ve geçmiş günahlarının bağışlanacağını umarak –ihya et.

19. Güç yetirdiğinde Hacc ve Umre yapmaya koş.Geciktirmekten sakın!

20. Kur’ânı manasını düşüne düşüne oku.Rabbinin huzurunda senin lehinde bir delil olması ve kıyamet gününde sana şefaatçi olması için Kur’anın emrine sarıl ve nehyinden de kaçın!

21. Gizlide ve açıkta,ayakta ve oturarak ve yanın üzere yatar olduğun halde zikrullahı çokça yapmaya devam et.Gafletten sakın!

22. Zikir meclislerinde hazır bulun.Muhakkak ki orası Cennet bahçelerindendir.

23. Gözünü haram olanlara bakmaktan ve serbest bırakmaktan sakın!Muhakkak ki bakış,şeytanın oklarından zehirli bir oktur.

24. Elbiseni topuklarının altına kadar uzatma ve kibirli yürüme!

25. İpek elbise giyme ve altın takı takma!Bu ikisi erkeklere haramdır.

26. Kadınlara benzemeye çalışma!Hanımının da erkeklere benzemesine müsaade etme!

27. Peygamber efendimizin şu hadisine uyarak sakalını bırak:”Bıyıkları kısaltınız.Sakalları bırakınız.”(buhari ve müslim rivayet etmiştir.

28. Helal yemeye ve helal olanları içmeye dikkat et ki,duan müstecab olsun!

29. Yemek yerken ve içerken besmele çek.Bitirdiğinde de elhamdü lillah de!

30. Sağ elinle ye ve sağ elinle iç!Sağ elinle al ve sağ elinle ver!

31. Zulmetmekten sakın!Muhakkak ki zulüm,kıyamet gününün karanlıklarındandır.

32. Müslüman olmayanlarla arkadaşlık etme!Yemeğini de müttaki olanlardan başkası yemesin!

33. Rüşvet almak,vermek ve aracı olmaktan sakın!Muhakkak ki onu işleyen mel’undur.

34. ALLAH’ı gazaplandıracak şekilde insanların hoşnut olmasını isteme ki, sonra ALLAH’ın gazabına uğrarsın.

35. Her meşru işlerde yöneticilerine tabi ol.Onların ıslahı için dua et!

36. Yalancı şahitlik yapmaktan sakın!Hak olan şahitliği de gizleme!”Kim hak olan şahitliği gizlerse,Şüphesiz ki O kalbi

günahkardır.ALLAH her ne yaparsanız,onu bilendir.”(Bakara,283)

37. “Maruf olanı emret.Münkerden de nehyet.Sana gelen musibetlere de sabret.”(lokman,17) MarufALLAH ve Resulünün

emrettikleridir.Münker iseALLAH ve Resulünün nehyettikleridir.

38. Küçük olsun büyük olsun haram kılınanların tamamını terk et.ALLAHu Teala’ya isyan etme ve ALLAH’a isyan da kimseye

yardımcı olma!

39. Gazaplanmaktan sakın!

40. Zina fiiline yaklaşma!Kur’anda ALLAHu Teala:”ve zinaya yaklaşmayın.Muhakkak ki o(zina),fuhşiyettir ve kötü bir

yoldur.”buyurmuştur.(el-isra,32)

41. Anne-babana iyilik yapmanı tavsiye ederim.Onlara eza,sıkıntı vermekten sakın!

4243. Komşuna iyilik yap.Onlara eziyet etme!Onlardan gelen sıkıntılara tahammül et.

44. ALLAH rızası için din kardeşlerini ve salihleri ziyaret etmeyi çoğalt.

45. ALLAH için sev.ALLAH için buğzet.Muhakkak ki böyle yapmak imanın kulplarından en sağlam olanıdır.

46. Salihler ile oturmanı tavsiye ederim.Kötü kimseler ile oturmaktan sakın!

47. Müslümanların ihtiyaçlarını gidermeye gayretli ol.Onların sevinmelerine,mutlu olmalarına çalış!

48. Sana rıfk,hilim ve sukuneti tavsiye ederim.Sert,katı davranmaktan ve acelecilikten sakın!

49. Konuşmakta olanın sözünü kesme!Sana iyi bir dinleyici olmanı tavsiye ederim.

50. Tanıdığın olsun,tanımadığın olsun selamı yaygınlaştır.

51. Sünnet olan selam sözüyle, selamlaş.O,”es-selamü aleyküm”sözündür.Sadece el ve baş işareti ile yetinme!

52. Hiçbir kimseye küfür etme ve kötü lakap takma!

53. Hayvanlara ve cansız varlıklara bile olsa, hiçbir kimseye lanet etme!

54. İnsanlara zina iftirasında bulunmaktan ve namuslarına itham etmekten sakın!Muhakkak ki bu,büyük günahlardandır.

55. Nemimeden sakın!Bu(nemime),insanların arasını bozmak için laf taşımaktır.

56. Gıybetten sakın!Bu(gıybet),din kardeşinin hoşuna gitmeyecek şeyi onun gıyabında konuşmandır.

57. Hiçbir müslümanı korkutma ve eziyet etme!

58. İnsanların arasını düzeltmeni tavsiye ederim.Muhakkak ki ıslah etmek,amellerin en efdalidir.

59. Ya hayır konuş,ya da sus!

60. Doğru sözlü ol,yalan konuşma!Muhakkak ki yalan,fasıklığa götürür.Fasıklık da Cehenneme götürür.

61. İki yüzlü olma!Şunlara bir yüzle,bunlara başka bir yüzle gelme!

62. ALLAH’dan başkasının adını vererek yemin etme.Doğru bile olsa çok yemin etme!

63. Kimseyi küçümseme!Muhakkak ki takvadan başka, kimsenin başkalarına karşı bir üstünlüğü yoktur.

64. Kahinlere,falcılara,sihir yapanlara gitme ve onları doğrulama!

65. İnsan ve hayvan resmi yapma!Muhakkak ki Kıyamet günü insanlar içerisinde azabı en çetin olanlar,resim yapanlardır.

66. Evinde, ruh taşıyan varlıkların resmini bulundurma!Yoksa meleklerin, evine girmesinden mahrum kalırsın.

67. Aksıran ve “elhamdü lillah” diyen birine “yerhamükellah” diye teşmit et.

68. Islık çalmak ve el çırpmaktan sakın!

69. İşlediğin her günahtan dolayı hemen tevbe et ve günahın peşinden iyilik yap ki,günahını silsin.İşleri yarına bırakmaktan(yarın yaparım yarın, demekten)sakın!

70. ALLAHu Tealanın affına ve rahmetinden ümitvar ol.ALLAH’a güzel zanda bulun.

71. ALLAHu Tealanın azabından korku içinde ol ve cezasından emin olma!

72. Musibet ,bela geldiğinde sabırlı ol ve bolluk,rahatlık anında da şükür halinde ol!

73. Öldükten sonra sevabı sana kalacak salih amelleri çokça işle.Mescid bina etmek,ilmi yaymak gibi.

74. ALLAH’dan Cennetini iste ve Cehennemden O’na sığın!

75. Resulüllah (s.a.v)’e salatü selam getirmeyi çoğalt! Hesap gününe kadar,ALLAH’ın salatü selamı O’nun,ehl-i beytinin ve

sahabesinin hepsinin üzerine daim olsun!Amin.
 

<DAMLA>

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Eki 2007
Mesajlar
6,461
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Hasan El Benna nın Gençliğe Tavsiyeleri
[URL="http://img235.imageshack.us/img235/2738/3364vi9.jpg"] [/URL]

1. ALLAH Teala için niyetinde ihlaslı ol.Sözünde ve amelinde riyadan sakın!

2. Bütün söz,fiil ve ahlakında Muhammet(s.a.v)’in sünnetine uy!

3. ALLAH’dan kork.Bütün emirlerini yapmaya ve bütün nehiylerini terk etmeye azmet.

4. ALLAHu Tealaya nasuh tevbesi yap.İstiğfarı çoğalt.

5. Her halinde ALLAHu Tealanın seni gördüğünü,işittiğini,içinden geçirdiklerini bildiğini düşün.

6. ALLAHu Tealaya,meleklerine,kitaplarına,peygamberlerine,Ah iret gününe ve hayırlısı ve şerlisiyle kadere iman et!

7. Başkasını kör taklit ile taklit etme.Fikirsiz asalak olma!

8. Hayırlı işlerde öncü ol ki,ecir kazanasın ve onda seni takip edenlerin de sevabına nail olasın.

9. “Riyazu’s-Sâlihîn” adlı Hadis Kitabını edin ve onu nefsine ve ailene oku! ve ibn-i Kayyim’in “Zâdü’l-Meâd” adlı kitabını da edin!

10. Devamlı abdestli ol ve yeni abdest al.Devamlı hadesten ve necasetten taharet üzere ol!

11. Özellikle yatsı ve sabah namazları olmak üzere, namazları camide ve cemaatle, ilk vaktinde eda etmeye devam et!

12. Kendine ve Müslümanlara eza vermemek için soğan sarımsak gibi kötü kokusu olanları yeme ve sigara içme!

13. Cemaat sevabını elde etmen için, hakkını vererek Cemaatle namaz kılmaya devam et.

14. Farz olan Zekatı tastamam ver.Eksik verme!

15. Cuma namazına erken gitmeye gayret et.ikinci ezana kadar gecikmekten sakın! Değilse günahkar olursun.

16. Ramazan orucunu inanarak ve sevabını ALLAH’dan umarak tut ki,senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın.

17. Şer’i bir özür olmaksızın Ramazan orucundan bir gün bile oruç yemekten sakın ki böyle olursa günahkar olursun.

18. Ramazan gecelerini ihya et.Özellikle kadir gecesini-ki o gecenin kadrine,bereketine inanarak ve geçmiş günahlarının bağışlanacağını umarak –ihya et.

19. Güç yetirdiğinde Hacc ve Umre yapmaya koş.Geciktirmekten sakın!

20. Kur’ânı manasını düşüne düşüne oku.Rabbinin huzurunda senin lehinde bir delil olması ve kıyamet gününde sana şefaatçi olması için Kur’anın emrine sarıl ve nehyinden de kaçın!

21. Gizlide ve açıkta,ayakta ve oturarak ve yanın üzere yatar olduğun halde zikrullahı çokça yapmaya devam et.Gafletten sakın!

22. Zikir meclislerinde hazır bulun.Muhakkak ki orası Cennet bahçelerindendir.

23. Gözünü haram olanlara bakmaktan ve serbest bırakmaktan sakın!Muhakkak ki bakış,şeytanın oklarından zehirli bir oktur.

24. Elbiseni topuklarının altına kadar uzatma ve kibirli yürüme!

25. İpek elbise giyme ve altın takı takma!Bu ikisi erkeklere haramdır.

26. Kadınlara benzemeye çalışma!Hanımının da erkeklere benzemesine müsaade etme!

27. Peygamber efendimizin şu hadisine uyarak sakalını bırak:”Bıyıkları kısaltınız.Sakalları bırakınız.”(buhari ve müslim rivayet etmiştir.

28. Helal yemeye ve helal olanları içmeye dikkat et ki,duan müstecab olsun!

29. Yemek yerken ve içerken besmele çek.Bitirdiğinde de elhamdü lillah de!

30. Sağ elinle ye ve sağ elinle iç!Sağ elinle al ve sağ elinle ver!

31. Zulmetmekten sakın!Muhakkak ki zulüm,kıyamet gününün karanlıklarındandır.

32. Müslüman olmayanlarla arkadaşlık etme!Yemeğini de müttaki olanlardan başkası yemesin!

33. Rüşvet almak,vermek ve aracı olmaktan sakın!Muhakkak ki onu işleyen mel’undur.

34. ALLAH’ı gazaplandıracak şekilde insanların hoşnut olmasını isteme ki, sonra ALLAH’ın gazabına uğrarsın.

35. Her meşru işlerde yöneticilerine tabi ol.Onların ıslahı için dua et!

36. Yalancı şahitlik yapmaktan sakın!Hak olan şahitliği de gizleme!”Kim hak olan şahitliği gizlerse,Şüphesiz ki O kalbi

günahkardır.ALLAH her ne yaparsanız,onu bilendir.”(Bakara,283)

37. “Maruf olanı emret.Münkerden de nehyet.Sana gelen musibetlere de sabret.”(lokman,17) MarufALLAH ve Resulünün

emrettikleridir.Münker iseALLAH ve Resulünün nehyettikleridir.

38. Küçük olsun büyük olsun haram kılınanların tamamını terk et.ALLAHu Teala’ya isyan etme ve ALLAH’a isyan da kimseye

yardımcı olma!

39. Gazaplanmaktan sakın!

40. Zina fiiline yaklaşma!Kur’anda ALLAHu Teala:”ve zinaya yaklaşmayın.Muhakkak ki o(zina),fuhşiyettir ve kötü bir

yoldur.”buyurmuştur.(el-isra,32)

41. Anne-babana iyilik yapmanı tavsiye ederim.Onlara eza,sıkıntı vermekten sakın!

4243. Komşuna iyilik yap.Onlara eziyet etme!Onlardan gelen sıkıntılara tahammül et.

44. ALLAH rızası için din kardeşlerini ve salihleri ziyaret etmeyi çoğalt.

45. ALLAH için sev.ALLAH için buğzet.Muhakkak ki böyle yapmak imanın kulplarından en sağlam olanıdır.

46. Salihler ile oturmanı tavsiye ederim.Kötü kimseler ile oturmaktan sakın!

47. Müslümanların ihtiyaçlarını gidermeye gayretli ol.Onların sevinmelerine,mutlu olmalarına çalış!

48. Sana rıfk,hilim ve sukuneti tavsiye ederim.Sert,katı davranmaktan ve acelecilikten sakın!

49. Konuşmakta olanın sözünü kesme!Sana iyi bir dinleyici olmanı tavsiye ederim.

50. Tanıdığın olsun,tanımadığın olsun selamı yaygınlaştır.

51. Sünnet olan selam sözüyle, selamlaş.O,”es-selamü aleyküm”sözündür.Sadece el ve baş işareti ile yetinme!

52. Hiçbir kimseye küfür etme ve kötü lakap takma!

53. Hayvanlara ve cansız varlıklara bile olsa, hiçbir kimseye lanet etme!

54. İnsanlara zina iftirasında bulunmaktan ve namuslarına itham etmekten sakın!Muhakkak ki bu,büyük günahlardandır.

55. Nemimeden sakın!Bu(nemime),insanların arasını bozmak için laf taşımaktır.

56. Gıybetten sakın!Bu(gıybet),din kardeşinin hoşuna gitmeyecek şeyi onun gıyabında konuşmandır.

57. Hiçbir müslümanı korkutma ve eziyet etme!

58. İnsanların arasını düzeltmeni tavsiye ederim.Muhakkak ki ıslah etmek,amellerin en efdalidir.

59. Ya hayır konuş,ya da sus!

60. Doğru sözlü ol,yalan konuşma!Muhakkak ki yalan,fasıklığa götürür.Fasıklık da Cehenneme götürür.

61. İki yüzlü olma!Şunlara bir yüzle,bunlara başka bir yüzle gelme!

62. ALLAH’dan başkasının adını vererek yemin etme.Doğru bile olsa çok yemin etme!

63. Kimseyi küçümseme!Muhakkak ki takvadan başka, kimsenin başkalarına karşı bir üstünlüğü yoktur.

64. Kahinlere,falcılara,sihir yapanlara gitme ve onları doğrulama!

65. İnsan ve hayvan resmi yapma!Muhakkak ki Kıyamet günü insanlar içerisinde azabı en çetin olanlar,resim yapanlardır.

66. Evinde, ruh taşıyan varlıkların resmini bulundurma!Yoksa meleklerin, evine girmesinden mahrum kalırsın.

67. Aksıran ve “elhamdü lillah” diyen birine “yerhamükellah” diye teşmit et.

68. Islık çalmak ve el çırpmaktan sakın!

69. İşlediğin her günahtan dolayı hemen tevbe et ve günahın peşinden iyilik yap ki,günahını silsin.İşleri yarına bırakmaktan(yarın yaparım yarın, demekten)sakın!

70. ALLAHu Tealanın affına ve rahmetinden ümitvar ol.ALLAH’a güzel zanda bulun.

71. ALLAHu Tealanın azabından korku içinde ol ve cezasından emin olma!

72. Musibet ,bela geldiğinde sabırlı ol ve bolluk,rahatlık anında da şükür halinde ol!

73. Öldükten sonra sevabı sana kalacak salih amelleri çokça işle.Mescid bina etmek,ilmi yaymak gibi.

74. ALLAH’dan Cennetini iste ve Cehennemden O’na sığın!

75. Resulüllah (s.a.v)’e salatü selam getirmeyi çoğalt! Hesap gününe kadar,ALLAH’ın salatü selamı O’nun,ehl-i beytinin ve

sahabesinin hepsinin üzerine daim olsun!Amin.



rabbim razı olsun sizden kardeşim paylaşımınız için teşekkür ederim emeğinize yüreğinize saglık
rabbimize emanetsiniz inşallah
selam ve dua ile
<<B)>>
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt