DİLİN İNSAN ÜZERİNDEKİ HAKKI
İmam Zeynel Abidin (a.s): “Hukuk Risalesi”nde dilin haklarını şöyle beyan etmektedir: “Dilin hakkı onu kötü sözler söylemekten alıkoyarak değer vermek, hayır şeylere alıştırmak, faydasız sözler söylememek ve insanlara iyilik yapıp onlar hakkında iyi konuşmaktır.”
Hz. Ali (a.s) insanın değer kazanıp kaybetmesini dile bağlayarak şöyle buyuruyor: “Dilini koruyan-kontrol eden bir kimse, kendi nefsine değer vermiştir.” Zira insanı çoğu zaman bu dünyada kendi dili rezil eder ve ahirette de azaba düşer kılar. İşte bu yüzden başka bir hadiste Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Kim dilini korursa, Allah da onun ayıp ve kusurunu örter.”
Yine Hz. Ali (a.s): “Dilin kayması ve sapması, en şiddetli helaktır.”
Resul-i Ekrem (s.a.a) ise şöyle buyuruyor: “İnsanin belası dilindedir.”
Hz. Ali (a.s) den şöyle nakledilmiştir. “Nice dil var ki insanın canını alır.” Yine şöyle buyuruyor: “Bilin ki dil kuduz bir köpektir; serbest bırakırsan, ısırır.”
İmam Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Allah bir kulun rezil ve perişan olmasını dilerse, onu rezil edecek kusur ve ayıpları diline döker.
Resul-i Ekrem (s.a.a): “İnsanın hata ve günahlarının en çoğu dilinden kaynaklanır.”
İmam Kazım (a.s): “Dilini korursan, izzet sahibi olursun...”
Hz. Ali (a.s): “Dilinden daha çok hapsedilmeyi hak eden bir şey yoktur.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kıyamet gününde dilin kazandığı şeylerden başka bir şey mi insanları cehenneme götürecek?!”
Yine şöyle buyurmuştur: “Çok konuşan kimsenin hatası çok olur; hatası çok olanın günahı çok olur; günahları çok olan cehenneme layık olur.”
İmam Sadık (a.s), Hz. Lokman’ın oğluna şöyle dediğini nakletmiştir:
“Oğlum, konuşmak gümüş ise, susma da hiç şüphesiz altındır.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Çok suskunluk şeytanı insandan uzaklaştırır ve dinin hususunda sana yardımcı olur.”
İmam Rıza (a.s): “Sukut etmekaz konuşmak, hikmet kapılarından biridir. Susmak muhabbete vesile olur; susmak her hayrın kılavuzudur.”
Hz. Ali (a.s): “Susmayı terk etme; zira onun en az faydası selamettir.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Susan birini gördüğünde, ona yaklaşın; zira o hikmet verir.”
Hz. Ali (a.s): “Bir insan söylediği sözlerin de amelinin bir parçası olduğunu bilirse, buna daima dikkat ederse, faydalı olan şeylerin dışında az konuşurdu.”
Yine şöyle buyurmuştur: “Bilmediğin şeyi konuşma; hatta her bildiğini de konuşma; zira Allah-u Teala senin her organına bir çok görevler yüklemiştir ki kıyamet gününde onlardan hesap soracak .”
Hz. Ali (a.s): “Allah-u Teala bir kulun maslahatını istediği zaman, ona az konuşmayı, az yemeyi, az uyumayı ilham eder.”
BAZEN SUSMAK DEĞİL KONUŞMAK GEREKİR
Evet bazen susmak yerine insanın görevi konuşmaktır. Evet konuşmak her zaman kötü değildir. Boş şeylerden konuşmak, günah şeylerden sakınmanın yanı sıra, bazen de hakkı söylemek, emri bil maruf ve neyi emil münker etmek, mazluma yardımcı olmak, başkalarına tebliğde bulunup iyileri ve doğruları söylemek, ibadet etmek, zikir söylemek, mu’min kardeşlerin gönlünü hoş etmek gibi bazısı farz bazısı da müstehap olan konuşmalar da vardır. Birkaç hadiste bu konu hakkında aktararak son vermek istiyoruz.
Hz. Ali (a.s): “Hikmetli sözleri söylemekten çekinip susmakta bir hayır olmadığı gibi, bilgisiz konuşmakta da bir hayır yoktur.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Alim olan ilmi üzere susmamalıdır; onu bilmeyenlere öğretmelidir; cahil olan da cahilliği üzerine susmamalıdır; bilmediğini sorup öğrenmelidir. Zira Allah-u Teala şöyle buyuruyor: “Bilmiyorsanız, zikir ehline sorun öğrenin”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Hakkı söylemekten çekinip susan kimse, dilsiz şeytandır.”
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s): “Hak üzerine konuşmak, batıl üzerine susmaktan iyidir.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kişi Allah’ın razı olduğu bir sözü söyler; fakat onun nereye kadar varacağını düşünmez; ama Allah o sözün sevabını kıyamet gününe kadar ondan yararlanıldığı müddetçe onun için yazar. Birisi de Allah’ın gazap ettiği ve sevmediği bir şeyi söyler ve nereye kadar varacağını düşünmez; ama Allah o sözün vebalini kıyamet gününe kadar, ona amel edildiği müddetçe onun için yazar.”
Hz. Ali (a.s): “Allah’ın yarattığı en güzel şey nedir?” diye sorulduğunda, “Sözdür” buyurdu. “Allah’ın yarattığı en çirkin şey nedir?” diye sorulunca da yine “Sözdür” buyurarak ekledi: “Yüzleri ağartan da sözdür, karartan da.”
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s): “Güzel söz malı çoğaltır; rızkı bollaştırır; eceli unutturur; insanı akrabalara çoluk çocuğa sevdirir ve insanı cennete sokar.”
Evet isteyen dille en iyi ibadetleri, iyilikleri yapar; Allah’ın rızasını kazanır; isteyen de dille en büyük günahları ve kötülükleri işleyip Allah’ın kahr-u gazabını elde eder.”
Allah-u Teala bu ilahi nimetten en iyi şekilde istifade edip dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmaya muvaffak kılsın.
Son olarak aşağıda karşılıklı olarak dilin sevap ve günahlarını açıklamaya çalışacağız.
Dilin Sevapları:
1- Dille Allah’a ibadet ediyoruz.
2- Kur’an okuyoruz; Allah’ı zikrediyoruz.
3- Marufa emir ve münkerden nehyediyoruz.
4- Din, namus ve vatanımızı savunuyoruz.
5- Dille zalimlere feryat edip mazlumları savunuyoruz.
6- Kalpleri birbirine yakınlaştırıp sevgi, samimiyet bağlarını sağlamlaştırıyoruz.
7- İnsanları hidayet edip iyilikleri tanıtıyoruz.
8- Ezan okuyor, zikir ediyoruz; Allah’ın dinini savunuyoruz; mu’minlerin aleyhine söylenen sözlerde onları savunuyoruz.
9- Kalpleri kazanıyor, gönülleri sevindiriyoruz.
10- Allah’a şükrediyor, ona minnettarlığımızı dile getiriyoruz.
11- Gerçekleri olduğu gibi aktarıyoruz.
Dilin günahları:
1- Dille tağutları ve Allah düşmanlarını medhediyoruz.
2- Batıl, saçma sözler söylüyoruz.
3- Münkere emir ve maruftan nehyediyoruz.
4- Ecnebiler, din düşmanları ve kafirlerin lehine konuşup tebliğ ediyoruz.
5- Mazlumu tahkir, zalimi teşvik ediyoruz.
6- Söz taşımakla, küfür ve benzeri şeylerle gönüllere kin ve düşmanlık ekiyoruz.
7- İnsanları doğru yoldan saptırıp kendi heva ve heveslerimize esir ediyoruz.
8- Gıybet ediyor, bühtanlara yelteniyoruz.
9- Kalpleri kırıp müminleri haksız yere üzüyoruz.
10- Allah’a isyan ediyor, nankörlük yapıyoruz. Başımıza gelenlerden dolayı şikayet ediyoruz.
11- Gerçekleri tahrif ediyoruz.
Umarım bu nasihatleri okuyanlar, birdaha akıllarına geleni dillerine dökmez ve sonrada onun esiri olmazlar...
İmam Zeynel Abidin (a.s): “Hukuk Risalesi”nde dilin haklarını şöyle beyan etmektedir: “Dilin hakkı onu kötü sözler söylemekten alıkoyarak değer vermek, hayır şeylere alıştırmak, faydasız sözler söylememek ve insanlara iyilik yapıp onlar hakkında iyi konuşmaktır.”
Hz. Ali (a.s) insanın değer kazanıp kaybetmesini dile bağlayarak şöyle buyuruyor: “Dilini koruyan-kontrol eden bir kimse, kendi nefsine değer vermiştir.” Zira insanı çoğu zaman bu dünyada kendi dili rezil eder ve ahirette de azaba düşer kılar. İşte bu yüzden başka bir hadiste Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Kim dilini korursa, Allah da onun ayıp ve kusurunu örter.”
Yine Hz. Ali (a.s): “Dilin kayması ve sapması, en şiddetli helaktır.”
Resul-i Ekrem (s.a.a) ise şöyle buyuruyor: “İnsanin belası dilindedir.”
Hz. Ali (a.s) den şöyle nakledilmiştir. “Nice dil var ki insanın canını alır.” Yine şöyle buyuruyor: “Bilin ki dil kuduz bir köpektir; serbest bırakırsan, ısırır.”
İmam Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Allah bir kulun rezil ve perişan olmasını dilerse, onu rezil edecek kusur ve ayıpları diline döker.
Resul-i Ekrem (s.a.a): “İnsanın hata ve günahlarının en çoğu dilinden kaynaklanır.”
İmam Kazım (a.s): “Dilini korursan, izzet sahibi olursun...”
Hz. Ali (a.s): “Dilinden daha çok hapsedilmeyi hak eden bir şey yoktur.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kıyamet gününde dilin kazandığı şeylerden başka bir şey mi insanları cehenneme götürecek?!”
Yine şöyle buyurmuştur: “Çok konuşan kimsenin hatası çok olur; hatası çok olanın günahı çok olur; günahları çok olan cehenneme layık olur.”
İmam Sadık (a.s), Hz. Lokman’ın oğluna şöyle dediğini nakletmiştir:
“Oğlum, konuşmak gümüş ise, susma da hiç şüphesiz altındır.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Çok suskunluk şeytanı insandan uzaklaştırır ve dinin hususunda sana yardımcı olur.”
İmam Rıza (a.s): “Sukut etmekaz konuşmak, hikmet kapılarından biridir. Susmak muhabbete vesile olur; susmak her hayrın kılavuzudur.”
Hz. Ali (a.s): “Susmayı terk etme; zira onun en az faydası selamettir.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Susan birini gördüğünde, ona yaklaşın; zira o hikmet verir.”
Hz. Ali (a.s): “Bir insan söylediği sözlerin de amelinin bir parçası olduğunu bilirse, buna daima dikkat ederse, faydalı olan şeylerin dışında az konuşurdu.”
Yine şöyle buyurmuştur: “Bilmediğin şeyi konuşma; hatta her bildiğini de konuşma; zira Allah-u Teala senin her organına bir çok görevler yüklemiştir ki kıyamet gününde onlardan hesap soracak .”
Hz. Ali (a.s): “Allah-u Teala bir kulun maslahatını istediği zaman, ona az konuşmayı, az yemeyi, az uyumayı ilham eder.”
BAZEN SUSMAK DEĞİL KONUŞMAK GEREKİR
Evet bazen susmak yerine insanın görevi konuşmaktır. Evet konuşmak her zaman kötü değildir. Boş şeylerden konuşmak, günah şeylerden sakınmanın yanı sıra, bazen de hakkı söylemek, emri bil maruf ve neyi emil münker etmek, mazluma yardımcı olmak, başkalarına tebliğde bulunup iyileri ve doğruları söylemek, ibadet etmek, zikir söylemek, mu’min kardeşlerin gönlünü hoş etmek gibi bazısı farz bazısı da müstehap olan konuşmalar da vardır. Birkaç hadiste bu konu hakkında aktararak son vermek istiyoruz.
Hz. Ali (a.s): “Hikmetli sözleri söylemekten çekinip susmakta bir hayır olmadığı gibi, bilgisiz konuşmakta da bir hayır yoktur.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Alim olan ilmi üzere susmamalıdır; onu bilmeyenlere öğretmelidir; cahil olan da cahilliği üzerine susmamalıdır; bilmediğini sorup öğrenmelidir. Zira Allah-u Teala şöyle buyuruyor: “Bilmiyorsanız, zikir ehline sorun öğrenin”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Hakkı söylemekten çekinip susan kimse, dilsiz şeytandır.”
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s): “Hak üzerine konuşmak, batıl üzerine susmaktan iyidir.”
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kişi Allah’ın razı olduğu bir sözü söyler; fakat onun nereye kadar varacağını düşünmez; ama Allah o sözün sevabını kıyamet gününe kadar ondan yararlanıldığı müddetçe onun için yazar. Birisi de Allah’ın gazap ettiği ve sevmediği bir şeyi söyler ve nereye kadar varacağını düşünmez; ama Allah o sözün vebalini kıyamet gününe kadar, ona amel edildiği müddetçe onun için yazar.”
Hz. Ali (a.s): “Allah’ın yarattığı en güzel şey nedir?” diye sorulduğunda, “Sözdür” buyurdu. “Allah’ın yarattığı en çirkin şey nedir?” diye sorulunca da yine “Sözdür” buyurarak ekledi: “Yüzleri ağartan da sözdür, karartan da.”
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s): “Güzel söz malı çoğaltır; rızkı bollaştırır; eceli unutturur; insanı akrabalara çoluk çocuğa sevdirir ve insanı cennete sokar.”
Evet isteyen dille en iyi ibadetleri, iyilikleri yapar; Allah’ın rızasını kazanır; isteyen de dille en büyük günahları ve kötülükleri işleyip Allah’ın kahr-u gazabını elde eder.”
Allah-u Teala bu ilahi nimetten en iyi şekilde istifade edip dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmaya muvaffak kılsın.
Son olarak aşağıda karşılıklı olarak dilin sevap ve günahlarını açıklamaya çalışacağız.
Dilin Sevapları:
1- Dille Allah’a ibadet ediyoruz.
2- Kur’an okuyoruz; Allah’ı zikrediyoruz.
3- Marufa emir ve münkerden nehyediyoruz.
4- Din, namus ve vatanımızı savunuyoruz.
5- Dille zalimlere feryat edip mazlumları savunuyoruz.
6- Kalpleri birbirine yakınlaştırıp sevgi, samimiyet bağlarını sağlamlaştırıyoruz.
7- İnsanları hidayet edip iyilikleri tanıtıyoruz.
8- Ezan okuyor, zikir ediyoruz; Allah’ın dinini savunuyoruz; mu’minlerin aleyhine söylenen sözlerde onları savunuyoruz.
9- Kalpleri kazanıyor, gönülleri sevindiriyoruz.
10- Allah’a şükrediyor, ona minnettarlığımızı dile getiriyoruz.
11- Gerçekleri olduğu gibi aktarıyoruz.
Dilin günahları:
1- Dille tağutları ve Allah düşmanlarını medhediyoruz.
2- Batıl, saçma sözler söylüyoruz.
3- Münkere emir ve maruftan nehyediyoruz.
4- Ecnebiler, din düşmanları ve kafirlerin lehine konuşup tebliğ ediyoruz.
5- Mazlumu tahkir, zalimi teşvik ediyoruz.
6- Söz taşımakla, küfür ve benzeri şeylerle gönüllere kin ve düşmanlık ekiyoruz.
7- İnsanları doğru yoldan saptırıp kendi heva ve heveslerimize esir ediyoruz.
8- Gıybet ediyor, bühtanlara yelteniyoruz.
9- Kalpleri kırıp müminleri haksız yere üzüyoruz.
10- Allah’a isyan ediyor, nankörlük yapıyoruz. Başımıza gelenlerden dolayı şikayet ediyoruz.
11- Gerçekleri tahrif ediyoruz.
Umarım bu nasihatleri okuyanlar, birdaha akıllarına geleni dillerine dökmez ve sonrada onun esiri olmazlar...