Sevgili Arkadaşlarım, kardeşlerim.
Foruma kısa zaman içerisinde girmeme rağmen forumda çok fazla konu başlıklarının açıldığını görüyorum. Bunun da nedenini sizlerin insanlığa faydalı olabilmek çabası olarak yorumluyorum.
İçinde bulunduğumuz şu asır… 2000 ‘li yıllar…
İlmin, fennin ve teknolojinin geliştiği, her türlü bilginin Dünyanın dört yanına yayıldığı dönem… Bu konuda insanlık tarihinde, belki de en yüksek nokta…
Kitapların kısa zamanda yazıldığı, değişik dillere çevrilerek, bilgilerin insanlara en kısa zamanda ulaştırıldığı…
Gazete, dergi, telefon, televizyon ve bilgisayar gibi iletişim araçlarıyla, yeryüzünün her yanındaki insanlarla bilgi alış verişinin yapıldığı…
Öğretim kurumlarının sayıca çoğalarak, neredeyse evi kadar insanlara yakın olduğu… Modern ulaşım araçlarıyla kısa zamanda bilgilerle buluşulduğu…
Bilgilerin, uzak diyarlardan, belli kafalardan, belli kitap ve kütüphane içlerinden çıkarak, insanların elindeki cep telefonuna kadar girdiği, bir çağ, bir asır 2000 ‘li yıllar…
Eğer, içinde yaşadığımız şu asırda, gerekli bilgilere ulaşmak, sadece cep telefonunun tuşlarına basacak kadar kolay bir hale gelmişse, insanların bilgisiz ve cahil olduğunu ileri sürmek tabiî ki mümkün değildir…
Dolayısıyla hepimiz bu bilgileri insanlığın daha kolay ulaşabilmesi için internet ortamında emek vererek adeta bir tepside ihtiyacı olana sunuyoruz en azından çabalıyoruz..
Ama ne yazık ki, bizler bazen faydalı olmak adına çok zararlı bilgileri de, bazı olaylar karşısında verilmiş hükümleri de ortaya koyuyoruz. Dinimiz hükümleri hakkında yapılan değerlendirmelerin insanlığı çoğu zaman ALLAH’tan uzaklaştıran, korkutan, Rabbimizi yanlış tanıtan olduğunu ne yazık ki görüyoruz.
Başımıza gelen, yaşadığımız olaylara Haramdır, helaldir, Şirktir, Dinden çıkarır gibi hükümleri koyarken lütfen dikkatli olalım. Çünkü takva derecesi farklı olan insanların bu hükümlerle hareket ederken doğruyu yaptığını zannederken helak olabilme riski çok fazladır.
Örnek verecek olursak bizler takva derecemize göre,
Şeriat,
Tarikat,
Hakikat,
gibi makamlara ayrılırız. Bu makamların içinde sayısız derecelere de..
Dolayısıyla şeriat kuralları çerçevesinde verilen bir hüküm Hakikatteki Allah dostuna uymaz.
Örneğin şeraitte İHSAN vardır. İbadetleri sanki ALLAH’ın huzurundaymışız gibi yapmak…
Ama Hz. Ali (R.A.) “Ben görmediğim Rabbime ibadet etmem demiş.. Şimdi kim bu sözü şeriate göre yorumlayabilir.? Şirk bile diyen çıkabilir...!
Şeriatte oruçluyken unutarak yemek içmek orucu bozmaz ama, Marifetullah'taki evliya zatın bırakın yemeyi içmeyi bir anlık orucu unutması onun helakına, huzurdan kovulmasına sebep olur.
Şeriata göre namazları kılarken gözümüz açık olmalı değil mi ? Ama Hak dostunun kalp gözü açıktır ve ALLAH’ı müşahede ederken gözleri kapalıdır. Gönül gözüyle kılar namazını.. Açık olursa namazda gözü o zaman Rabbi çok kızar ve gücenir ona.. O'nun için sadece O'nun olduğu namazı kılarken secde yerini görmek teklikten ikiliğe götürür hak dostunu..
Burada anlatmak istediğim en önemli husus bizler manevi eğitim almadan, ehliyetsiz olarak başkalarının yorumladığı ve hüküm verdiği şeyleri burada forumda insanlığa aktarırken sevap kazanmaya çalışırken helak olmayalım.
Bu dinimiz o kadar yüce ve büyük ki, ne yazık ki bizler alim olduğumuzu zannederken halbuki okyanus kenarında kumlarla oynayan çocuklar gibiyiz. Daha okyanusa dalmamışız ama derinlerde gezdiğimizi zannediyoruz.
Peki ne yapmak lazım ???
Hedefimiz sadece ve sadece ALLAH’a ulaşmak ona dost olmak olmalı. Cennet ve Cehennem eğer yaratılmasaydı, dini hükümler olmasaydı bugün acaba kaç kişi ibadet ederdi ? Bu soruyu son zamanlarda nefsime sormaktan kendimi alamıyorum.
Gelin hep beraber manevi eğitimde olalım. Hem dünyamızı hem ahiretimizi güzelleştirelim. Göreceksiniz ki eğitimde olduğunuz süreçte hem dünya işleriniz düzene giriyor, hemde Rabbinizi daha yakın tanımaya başlıyorsunuz..
Aile içi şiddet ve geçimsizlik yok oluyor.. Kötü alışkanlıklar kayboluyor, toplumda ayıplanan biri iken saygı görmeye başlıyorsunuz. Bunun gibi sayısız faydalar..
İşte www.serefcakmak.com sitesindeki günlük dersinizi yaptığınızda, müsbet ilimlerin ve zahiri din bilgilerinin, nasıl hale dönüştürüldüğünü ve nasıl insanlığa faydalı hale getirildiğini, manevi eğitimle, manevi güç desteği ile görecek, yaşayacak ve yeryüzünde herkese isbat edeceksiniz...
Allah yardımcınız olsun.
Foruma kısa zaman içerisinde girmeme rağmen forumda çok fazla konu başlıklarının açıldığını görüyorum. Bunun da nedenini sizlerin insanlığa faydalı olabilmek çabası olarak yorumluyorum.
İçinde bulunduğumuz şu asır… 2000 ‘li yıllar…
İlmin, fennin ve teknolojinin geliştiği, her türlü bilginin Dünyanın dört yanına yayıldığı dönem… Bu konuda insanlık tarihinde, belki de en yüksek nokta…
Kitapların kısa zamanda yazıldığı, değişik dillere çevrilerek, bilgilerin insanlara en kısa zamanda ulaştırıldığı…
Gazete, dergi, telefon, televizyon ve bilgisayar gibi iletişim araçlarıyla, yeryüzünün her yanındaki insanlarla bilgi alış verişinin yapıldığı…
Öğretim kurumlarının sayıca çoğalarak, neredeyse evi kadar insanlara yakın olduğu… Modern ulaşım araçlarıyla kısa zamanda bilgilerle buluşulduğu…
Bilgilerin, uzak diyarlardan, belli kafalardan, belli kitap ve kütüphane içlerinden çıkarak, insanların elindeki cep telefonuna kadar girdiği, bir çağ, bir asır 2000 ‘li yıllar…
Eğer, içinde yaşadığımız şu asırda, gerekli bilgilere ulaşmak, sadece cep telefonunun tuşlarına basacak kadar kolay bir hale gelmişse, insanların bilgisiz ve cahil olduğunu ileri sürmek tabiî ki mümkün değildir…
Dolayısıyla hepimiz bu bilgileri insanlığın daha kolay ulaşabilmesi için internet ortamında emek vererek adeta bir tepside ihtiyacı olana sunuyoruz en azından çabalıyoruz..
Ama ne yazık ki, bizler bazen faydalı olmak adına çok zararlı bilgileri de, bazı olaylar karşısında verilmiş hükümleri de ortaya koyuyoruz. Dinimiz hükümleri hakkında yapılan değerlendirmelerin insanlığı çoğu zaman ALLAH’tan uzaklaştıran, korkutan, Rabbimizi yanlış tanıtan olduğunu ne yazık ki görüyoruz.
Başımıza gelen, yaşadığımız olaylara Haramdır, helaldir, Şirktir, Dinden çıkarır gibi hükümleri koyarken lütfen dikkatli olalım. Çünkü takva derecesi farklı olan insanların bu hükümlerle hareket ederken doğruyu yaptığını zannederken helak olabilme riski çok fazladır.
Örnek verecek olursak bizler takva derecemize göre,
Şeriat,
Tarikat,
Hakikat,
gibi makamlara ayrılırız. Bu makamların içinde sayısız derecelere de..
Dolayısıyla şeriat kuralları çerçevesinde verilen bir hüküm Hakikatteki Allah dostuna uymaz.
Örneğin şeraitte İHSAN vardır. İbadetleri sanki ALLAH’ın huzurundaymışız gibi yapmak…
Ama Hz. Ali (R.A.) “Ben görmediğim Rabbime ibadet etmem demiş.. Şimdi kim bu sözü şeriate göre yorumlayabilir.? Şirk bile diyen çıkabilir...!
Şeriatte oruçluyken unutarak yemek içmek orucu bozmaz ama, Marifetullah'taki evliya zatın bırakın yemeyi içmeyi bir anlık orucu unutması onun helakına, huzurdan kovulmasına sebep olur.
Şeriata göre namazları kılarken gözümüz açık olmalı değil mi ? Ama Hak dostunun kalp gözü açıktır ve ALLAH’ı müşahede ederken gözleri kapalıdır. Gönül gözüyle kılar namazını.. Açık olursa namazda gözü o zaman Rabbi çok kızar ve gücenir ona.. O'nun için sadece O'nun olduğu namazı kılarken secde yerini görmek teklikten ikiliğe götürür hak dostunu..
Burada anlatmak istediğim en önemli husus bizler manevi eğitim almadan, ehliyetsiz olarak başkalarının yorumladığı ve hüküm verdiği şeyleri burada forumda insanlığa aktarırken sevap kazanmaya çalışırken helak olmayalım.
Bu dinimiz o kadar yüce ve büyük ki, ne yazık ki bizler alim olduğumuzu zannederken halbuki okyanus kenarında kumlarla oynayan çocuklar gibiyiz. Daha okyanusa dalmamışız ama derinlerde gezdiğimizi zannediyoruz.
Peki ne yapmak lazım ???
Hedefimiz sadece ve sadece ALLAH’a ulaşmak ona dost olmak olmalı. Cennet ve Cehennem eğer yaratılmasaydı, dini hükümler olmasaydı bugün acaba kaç kişi ibadet ederdi ? Bu soruyu son zamanlarda nefsime sormaktan kendimi alamıyorum.
Gelin hep beraber manevi eğitimde olalım. Hem dünyamızı hem ahiretimizi güzelleştirelim. Göreceksiniz ki eğitimde olduğunuz süreçte hem dünya işleriniz düzene giriyor, hemde Rabbinizi daha yakın tanımaya başlıyorsunuz..
Aile içi şiddet ve geçimsizlik yok oluyor.. Kötü alışkanlıklar kayboluyor, toplumda ayıplanan biri iken saygı görmeye başlıyorsunuz. Bunun gibi sayısız faydalar..
İşte www.serefcakmak.com sitesindeki günlük dersinizi yaptığınızda, müsbet ilimlerin ve zahiri din bilgilerinin, nasıl hale dönüştürüldüğünü ve nasıl insanlığa faydalı hale getirildiğini, manevi eğitimle, manevi güç desteği ile görecek, yaşayacak ve yeryüzünde herkese isbat edeceksiniz...
Allah yardımcınız olsun.