huseyin gazi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 13 Kas 2008
- Mesajlar
- 25
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 66
Lafa bak:
Müslüman siyasetle uğraşmaz!
Ancak yapacağı beş vakit namaz!
Koyun olursan,güden de bulunur,başını kesen de,
Belkide en ağır hesap bu olacak günün birinde!.
Kinim ne partilere,ne de onların amplemine,
Haydi tabip bey bul derdime bir çare..
Derdim var tabip bey ne olur anla beni,
Bir vize ücreti için boşuna vaktim alma.
Nihayetinde hala bir mafya babasıyım;
-Kozları paylaşmayalım seninle işin sonunda.
Acılar sarmış ruhumu unuttum gülmeyi,
Niçin içimde şakıyıp ötmez bülbüller?
Çalılar sarmış dört yanımı, açmaz sümbüller,
Viran olmuş ülkemde artık baykuşlar tüner.
Tilki aslan olmuş,yırtıcı kurt hükümdar,
Ey iblisler... zülümle asla olunmaz payidar!
Yıkılır elbet bir gün tahtınız, tıpkı Fıravun gibi,
Mazlumun sel olan gözyaşı katınca önüne sizi.
Kinim ne vahşi arslandan ne de korkak tilkiden,
Bilmem bu maraza var mı bire reçeten?
Yine bir hal oldu bana,acılarım hergün artıyor,
Bakın şu alem i islam a,gökten kurşun yağıyor.
Tebessüm eden çehre yok,hep analar ağlıyor,
Yıkılan haneler değil, asıl benim yüreğim kanıyor.
Hariçteki düşman aşikar durur, zaten belli,
Ya içimizde kök salmış mikroplara ne demeli ?
Kan emerek beslenirler olmuşlar kelli felli,
Sökemiyorum bedenimden kökleri çok çetrefelli.
Azgın nefislerine kul,Batıya uşak,
Aslını yitirdi bir tuhaf oldu yeni kuşak.
Haramla beslenen bu soysuzlara derim,” yavşak.”.
.Ah... Mümkün olsada bu asalakları bir kovsak...
Üç beş sefilin yaldızlı sözüne nasıl da kandık?
Gaflet yorganı üstümüzde hala uyanamadık.
Talip oluyorlar her daim zillete,
Zulmediyorlar her fırsatta bu millete.
Yüreğimin sancısı başlar ta en tepeden,
Dertlere gark olmuşum şu muflis sistemden...
Ya aşarım bunca badireyi ,çıkarım düzlüğe,
İsyanımla ölürümde teslim olmam sessizliğe!...
Daima ah çekerim sesi duyulmayan çığlıklara,
Münkeratı görüp de ama misali bakanlara.
Ey sukut eden alimler,hocalar;
Hiç mi okumadınız?
Haksızlık karşısında susan olurmuş dilsiz şeytan,
Dile gel konuş;
Sen konuşursan şayet inayet eder alemleriYaratan.
Konuş be adam...ver kürsinin hakkını,yahut in aşağı!
İsterim ki, hiç değilse sizler olmayın zalimlerin uşağı!
Ne kolay bir meslek; efendilere salla başını,
Helal olsun koçum, al maaşını.
Alemi düzeltmek sana mı kaldı?Kıldır beşi,
Bitir işi!
İftira mı ediyorum? Söyleyin varsa sözünüz,
Kalmadı mı yüce ecdadtan azıcık olsun özünüz?
Masal değil okunan,ne de hikaye kitabı Kur an,
Benden hakkıyle korkun diyor alemleri Yaratan!
Söyleyin Allah aşkına taş mı kesildiniz?
Lal mı oldu diliniz,niçin çıkmaz sesiniz?
Şu hale bak,Kral anadan üryan gezer,
Ey millet bakınız, adam çıplak diyemezsin,
Bir avuç eşkiya zorla alır ekmeği elimizden,
Yutkunur derinden,lakin sesini yükseltemezsin.
Marjinal bir gurup oturmuşlar en tepeye,
Cihadın en sevimlisi yapılırmış zalim yöneticiye!
Maksadım gafilleri uyarıp,hak yola davetiye,
Benim asla düşmanlığım yoktur kendi devletime!
Tabip bey....
Fuhuş rezaletini sana anlatmaya dilim varmadı,
Namus tarumar olmuş hayadan eser kalmadı.
Kadın eti en ucuz meta oldu bizim pazarda
Sokaklar yetmiyor, zina icre edilir nice mezarda...
Özgürlük oldu artık hayvanlar gibi çiftleşmek,
Çok eskiden imiş Allahın emri ile evlenmek.
Yerle yeksan olmuş nice kudsi değerler,
Bir zamanlar dünyaya örnek imiş bu yerler.
Şeytanın ordusunda en güçlü fırka,
Çıplak kadınlardan taarruz var ehli imana.
Bu fitnenin adı, bizim alemde, “dişidir”
Onlara karşı koymak Yusuf ların işidir.
Hayat kadını diyorlar bataklıkta yüzene,
Elbet bir kaç sözüm olacak çirkefdeki güzele.
Onlar hayat kadını değil hayatın tam da içinde,
Asıl soysuz dizginleri tutar daima elinde!...
Eti satılan o kadın benim anam, sana da bacı,
Aslında onlar her daim bu milletin baş tacı!...
Sen hiç düşündün mü Hayat kadını ne demek?
Alınan her nefes bin ölüme denk!...
Hangi kadın ister düşsün sefil dereye?
Hele sen bir tanık olsan bunlara yön verene.
Oysa her şey aşikar,
Fuhuş patronu olmuş ülkenin vergi babası,
Boynunda takılı devlet üstün madalyasi!..
Nerede bu tezğahların mucidi kravatlı beyler?
Keşke hayat kadını kadar namuslu olabilseler.!...
Kinim ne masum kadınlara ne de kızlara,
Haydi tabip bey sen bana bir çare ara.
Çirkefe bulaşmadık yerimiz kalmadı,
Seyrederken bu çağdaş ve medeni vahşeti,
Hayret bu ne zillet ?
Bir koca asır geşti hala çilemiz bitmedi...
İltimas,adam kayırmak,her şey caiz,
Kırk bin derdin sebebi kahrolası faiz,
Tozuna bulaşmadık fert mi kaldı?
Korkarım kiyamet vakti iyice yaklaştı!..
.
Yarab Senin adaletinden elbet sual olmaz,
Kitaplardan okudum mazlumun ahı yerde kalmaz.
Tecelli etsin artık İlahı adalet,
Bitsin çilemiz, son bulsun nihayet.
Daha sayacak çoktu,derdim ve sitemim
Deşifre edecektim herşeyini kokuşmuş düzenin
Nice mahrem şeylerde biliyorum nahletmek isterim,
Lakin alnımda nokta nokta terler, kısıldı sesim.
5. bölüm
Sonra tabip;
-Tamam kardeşim dedi,
Aldı beni tam karşısına,
Pür dikkat dinlemişti başını sallaya sallaya.
- Kardeşim;
Belli olur yiğit adam savaş sırasında,
Gerçek dost tanınır ihtiyaç anında,
Nazik ve efendi kişi ancak öfke sırasında,
Mert adamsın aşikar,gayette yiğitsin,
Tanışalım hele bir yol sen nerelisin?
Aslım; Doğulu fakat göçtüm nice diyarlara,
Anam diye sırtımı dayadım buz gibi duvarlara,
Takıldım sonra delice esen kader rüzgarına,
Merak ettim sizin memeleket neresi acaba?
Tabip gülümsedi,
Herkesin beldesi elbet şirindir insana,
Evliyalar diyarı derler eşi yok cihan da,
Bağrında yatar canların piri Mevlana.
Anladım tabip bey sağlam yerdensin,
O şehrin adı yeşil Konya,minareleri inlesin,
Hamd olsun bende nihayet buldum tabibimi,
Yoksa benim bu uzun hikayemi kim dinlesin?
Hoş başladı sohbetimiz, sevdim hekimi,
Gözlerimin içine bakarak sıkıca tuttu elimi,
Kabza tutmuştu avuçlarım parmaklarım tetik,
İçime akmaya başladı şevkat yüklü elektrik.
Doğrusu garip bir reçete yazdı:
Senden soruluncaya kadar susman,
Hayırlıdır susturuluncaya kadar konuşmandan.
Söz ilaca benzer, azından fayda gelir,
İnsana aradığı şeye göre değer verilir.
Küfretme karanlığa,bir mum yak gücün varsa,
Yaşadıklarını bir rüya say, zanna kapılma,
Bu yolda başın kopsa da sakın aldırma.
Dileğin ne ise sabret,bir gün kavuşursun,
Hicranına ortağım sana mujdeler olsun.
Anladım, sen benim ülkemin hayatını okursun !
Çekilen her elemin sonunda ferah gelir,
Sen bir mum yak,gör bak ne meşaleler yükselir.
En tatlı sular karanlık mağaradan doğar,
Senin bu derdin nice hastaları şifaya boğar!...
Dünyada hiçbir küçük şer yoktur ki ,
İçinde nice büyük hayırlar bulunmasın!...
Düzen.... temeli çürük asla seni korkutmasın,
Başını dik tut seni kimse hasta sanmasın.
Aydınlık olacak er geç bir gecenin sabahı,
Tünelin sonunda gözükür ümmetin felahı.
Hasta değilsin, Allah sana hoş kederler vermiş,
Kulum bana böylece birazcık yalvarsın istemiş.
Bu dertler Yaradanı anmak için vesile,
Satma derdini sakın,dünyayı verseler bile.
Sığ vicdanların derdi,ancak şahsi ve ailevi olur,
Engin vicdan sahipleri ise toplumun derdiyle kavrulur.
Bundan böyle iyilerle bir ve beraber ol,
Sakın ha yeis çukurunda kalma,
Yeis,
Dibi görünmeyen iğrenç bataklık,
Ümit ise geniş bir yol, hem kuraklık.
Nefis şeytanı yatar kuytu bir odaya,
Derdin biterse şayet hemen çıkar ortaya.
Her illetin bir şifası vardır ama,
Sen bu dertle yaşa,bırak doktor arama!..
Zira bazan derdin kendisi şifa olur!...
Böylesi hastalık çok nadir bulunur.
Sabırlı ol, acele yapılan her iş şeytandan,
Altı günde halk etmiş yeri göğü Yaratan.
Tomurcuk derdi olmayan ağaç, ancak odun
Dert değil,tazecik filiz senin maksudun!
Eli büyük olan değil, aancak nasibi olan yer,
Mutlaka hayirlara gebe başımızdaki her şer
Belki reçetem ağır oldu,ama yaraya neşter,
Elbet ğünahımıza keffaret olacak bunca şer!
Kin tutma daima affedici ol
Ama sana yapılanları sakın unutma
Reçetemi muska yap, buruşturup atma....
Hüseyin Gazi Şener 2004
Müslüman siyasetle uğraşmaz!
Ancak yapacağı beş vakit namaz!
Koyun olursan,güden de bulunur,başını kesen de,
Belkide en ağır hesap bu olacak günün birinde!.
Kinim ne partilere,ne de onların amplemine,
Haydi tabip bey bul derdime bir çare..
Derdim var tabip bey ne olur anla beni,
Bir vize ücreti için boşuna vaktim alma.
Nihayetinde hala bir mafya babasıyım;
-Kozları paylaşmayalım seninle işin sonunda.
Acılar sarmış ruhumu unuttum gülmeyi,
Niçin içimde şakıyıp ötmez bülbüller?
Çalılar sarmış dört yanımı, açmaz sümbüller,
Viran olmuş ülkemde artık baykuşlar tüner.
Tilki aslan olmuş,yırtıcı kurt hükümdar,
Ey iblisler... zülümle asla olunmaz payidar!
Yıkılır elbet bir gün tahtınız, tıpkı Fıravun gibi,
Mazlumun sel olan gözyaşı katınca önüne sizi.
Kinim ne vahşi arslandan ne de korkak tilkiden,
Bilmem bu maraza var mı bire reçeten?
Yine bir hal oldu bana,acılarım hergün artıyor,
Bakın şu alem i islam a,gökten kurşun yağıyor.
Tebessüm eden çehre yok,hep analar ağlıyor,
Yıkılan haneler değil, asıl benim yüreğim kanıyor.
Hariçteki düşman aşikar durur, zaten belli,
Ya içimizde kök salmış mikroplara ne demeli ?
Kan emerek beslenirler olmuşlar kelli felli,
Sökemiyorum bedenimden kökleri çok çetrefelli.
Azgın nefislerine kul,Batıya uşak,
Aslını yitirdi bir tuhaf oldu yeni kuşak.
Haramla beslenen bu soysuzlara derim,” yavşak.”.
.Ah... Mümkün olsada bu asalakları bir kovsak...
Üç beş sefilin yaldızlı sözüne nasıl da kandık?
Gaflet yorganı üstümüzde hala uyanamadık.
Talip oluyorlar her daim zillete,
Zulmediyorlar her fırsatta bu millete.
Yüreğimin sancısı başlar ta en tepeden,
Dertlere gark olmuşum şu muflis sistemden...
Ya aşarım bunca badireyi ,çıkarım düzlüğe,
İsyanımla ölürümde teslim olmam sessizliğe!...
Daima ah çekerim sesi duyulmayan çığlıklara,
Münkeratı görüp de ama misali bakanlara.
Ey sukut eden alimler,hocalar;
Hiç mi okumadınız?
Haksızlık karşısında susan olurmuş dilsiz şeytan,
Dile gel konuş;
Sen konuşursan şayet inayet eder alemleriYaratan.
Konuş be adam...ver kürsinin hakkını,yahut in aşağı!
İsterim ki, hiç değilse sizler olmayın zalimlerin uşağı!
Ne kolay bir meslek; efendilere salla başını,
Helal olsun koçum, al maaşını.
Alemi düzeltmek sana mı kaldı?Kıldır beşi,
Bitir işi!
İftira mı ediyorum? Söyleyin varsa sözünüz,
Kalmadı mı yüce ecdadtan azıcık olsun özünüz?
Masal değil okunan,ne de hikaye kitabı Kur an,
Benden hakkıyle korkun diyor alemleri Yaratan!
Söyleyin Allah aşkına taş mı kesildiniz?
Lal mı oldu diliniz,niçin çıkmaz sesiniz?
Şu hale bak,Kral anadan üryan gezer,
Ey millet bakınız, adam çıplak diyemezsin,
Bir avuç eşkiya zorla alır ekmeği elimizden,
Yutkunur derinden,lakin sesini yükseltemezsin.
Marjinal bir gurup oturmuşlar en tepeye,
Cihadın en sevimlisi yapılırmış zalim yöneticiye!
Maksadım gafilleri uyarıp,hak yola davetiye,
Benim asla düşmanlığım yoktur kendi devletime!
Tabip bey....
Fuhuş rezaletini sana anlatmaya dilim varmadı,
Namus tarumar olmuş hayadan eser kalmadı.
Kadın eti en ucuz meta oldu bizim pazarda
Sokaklar yetmiyor, zina icre edilir nice mezarda...
Özgürlük oldu artık hayvanlar gibi çiftleşmek,
Çok eskiden imiş Allahın emri ile evlenmek.
Yerle yeksan olmuş nice kudsi değerler,
Bir zamanlar dünyaya örnek imiş bu yerler.
Şeytanın ordusunda en güçlü fırka,
Çıplak kadınlardan taarruz var ehli imana.
Bu fitnenin adı, bizim alemde, “dişidir”
Onlara karşı koymak Yusuf ların işidir.
Hayat kadını diyorlar bataklıkta yüzene,
Elbet bir kaç sözüm olacak çirkefdeki güzele.
Onlar hayat kadını değil hayatın tam da içinde,
Asıl soysuz dizginleri tutar daima elinde!...
Eti satılan o kadın benim anam, sana da bacı,
Aslında onlar her daim bu milletin baş tacı!...
Sen hiç düşündün mü Hayat kadını ne demek?
Alınan her nefes bin ölüme denk!...
Hangi kadın ister düşsün sefil dereye?
Hele sen bir tanık olsan bunlara yön verene.
Oysa her şey aşikar,
Fuhuş patronu olmuş ülkenin vergi babası,
Boynunda takılı devlet üstün madalyasi!..
Nerede bu tezğahların mucidi kravatlı beyler?
Keşke hayat kadını kadar namuslu olabilseler.!...
Kinim ne masum kadınlara ne de kızlara,
Haydi tabip bey sen bana bir çare ara.
Çirkefe bulaşmadık yerimiz kalmadı,
Seyrederken bu çağdaş ve medeni vahşeti,
Hayret bu ne zillet ?
Bir koca asır geşti hala çilemiz bitmedi...
İltimas,adam kayırmak,her şey caiz,
Kırk bin derdin sebebi kahrolası faiz,
Tozuna bulaşmadık fert mi kaldı?
Korkarım kiyamet vakti iyice yaklaştı!..
.
Yarab Senin adaletinden elbet sual olmaz,
Kitaplardan okudum mazlumun ahı yerde kalmaz.
Tecelli etsin artık İlahı adalet,
Bitsin çilemiz, son bulsun nihayet.
Daha sayacak çoktu,derdim ve sitemim
Deşifre edecektim herşeyini kokuşmuş düzenin
Nice mahrem şeylerde biliyorum nahletmek isterim,
Lakin alnımda nokta nokta terler, kısıldı sesim.
5. bölüm
Sonra tabip;
-Tamam kardeşim dedi,
Aldı beni tam karşısına,
Pür dikkat dinlemişti başını sallaya sallaya.
- Kardeşim;
Belli olur yiğit adam savaş sırasında,
Gerçek dost tanınır ihtiyaç anında,
Nazik ve efendi kişi ancak öfke sırasında,
Mert adamsın aşikar,gayette yiğitsin,
Tanışalım hele bir yol sen nerelisin?
Aslım; Doğulu fakat göçtüm nice diyarlara,
Anam diye sırtımı dayadım buz gibi duvarlara,
Takıldım sonra delice esen kader rüzgarına,
Merak ettim sizin memeleket neresi acaba?
Tabip gülümsedi,
Herkesin beldesi elbet şirindir insana,
Evliyalar diyarı derler eşi yok cihan da,
Bağrında yatar canların piri Mevlana.
Anladım tabip bey sağlam yerdensin,
O şehrin adı yeşil Konya,minareleri inlesin,
Hamd olsun bende nihayet buldum tabibimi,
Yoksa benim bu uzun hikayemi kim dinlesin?
Hoş başladı sohbetimiz, sevdim hekimi,
Gözlerimin içine bakarak sıkıca tuttu elimi,
Kabza tutmuştu avuçlarım parmaklarım tetik,
İçime akmaya başladı şevkat yüklü elektrik.
Doğrusu garip bir reçete yazdı:
Senden soruluncaya kadar susman,
Hayırlıdır susturuluncaya kadar konuşmandan.
Söz ilaca benzer, azından fayda gelir,
İnsana aradığı şeye göre değer verilir.
Küfretme karanlığa,bir mum yak gücün varsa,
Yaşadıklarını bir rüya say, zanna kapılma,
Bu yolda başın kopsa da sakın aldırma.
Dileğin ne ise sabret,bir gün kavuşursun,
Hicranına ortağım sana mujdeler olsun.
Anladım, sen benim ülkemin hayatını okursun !
Çekilen her elemin sonunda ferah gelir,
Sen bir mum yak,gör bak ne meşaleler yükselir.
En tatlı sular karanlık mağaradan doğar,
Senin bu derdin nice hastaları şifaya boğar!...
Dünyada hiçbir küçük şer yoktur ki ,
İçinde nice büyük hayırlar bulunmasın!...
Düzen.... temeli çürük asla seni korkutmasın,
Başını dik tut seni kimse hasta sanmasın.
Aydınlık olacak er geç bir gecenin sabahı,
Tünelin sonunda gözükür ümmetin felahı.
Hasta değilsin, Allah sana hoş kederler vermiş,
Kulum bana böylece birazcık yalvarsın istemiş.
Bu dertler Yaradanı anmak için vesile,
Satma derdini sakın,dünyayı verseler bile.
Sığ vicdanların derdi,ancak şahsi ve ailevi olur,
Engin vicdan sahipleri ise toplumun derdiyle kavrulur.
Bundan böyle iyilerle bir ve beraber ol,
Sakın ha yeis çukurunda kalma,
Yeis,
Dibi görünmeyen iğrenç bataklık,
Ümit ise geniş bir yol, hem kuraklık.
Nefis şeytanı yatar kuytu bir odaya,
Derdin biterse şayet hemen çıkar ortaya.
Her illetin bir şifası vardır ama,
Sen bu dertle yaşa,bırak doktor arama!..
Zira bazan derdin kendisi şifa olur!...
Böylesi hastalık çok nadir bulunur.
Sabırlı ol, acele yapılan her iş şeytandan,
Altı günde halk etmiş yeri göğü Yaratan.
Tomurcuk derdi olmayan ağaç, ancak odun
Dert değil,tazecik filiz senin maksudun!
Eli büyük olan değil, aancak nasibi olan yer,
Mutlaka hayirlara gebe başımızdaki her şer
Belki reçetem ağır oldu,ama yaraya neşter,
Elbet ğünahımıza keffaret olacak bunca şer!
Kin tutma daima affedici ol
Ama sana yapılanları sakın unutma
Reçetemi muska yap, buruşturup atma....
Hüseyin Gazi Şener 2004