Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

DERDİ OLAN NEYLESİN? (1 Kullanıcı)

SevNur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2006
Mesajlar
18
Tepki puanı
0
Puanları
0
''Celadet ve adaletin timsali Yavuz Sultan Selim (rahmetullahi aleyh), Mısır Seferi'nden sonra fethettiği beldede adalet ve otorriteyi tesis için, bir süre kalmak ister.
Bunun için hazırlıklar yapılır ve padişahın otağ-ı humayunu kurulur. Sultanın çadırını temizlemekle vazifeli kadınlardan biri, akşamları çadıra dönen Yavuz'u o gün ilk defa yakından görür ve o andan sonra onun sevgisiyle yanmaya başlar.
Zamanla bu sevgi, bir sevda olur Mısırlı kadının yüreğinde. o düştüğü derdin çaresizliğini bilir; fakat bununla birlikte çare aramaktan geri durmaz.
Bir cuma günü Koca Yavuz çadırdan çıktıktan sonra bir tanıdığına yazdırdığı kağıdı, sultanın yastığının yanına iliştiriverir. Kağıtta; 'DERDİ OLAN NEYLESİN?' yazmaktadır.
Sultan, gece istirahatına çekildiğinde yastığının yanında bulduğu kağıtta yazılı bu ümitsiz cümleye, bir karşılık yazıp yastığının altına bırakır.
Kadıncağız sabah, 'Acaba sultan cevap yazdımı?' heyecanıyla -belki de biraz ümitle- yastığın altına bakar ve kağıdının arkasına bir şeyler yazılmış olduğunu görür.
Sırdaşına okuttuğu bu notta, 'DERDİ OLAN SÖYLESİN!' yazmaktadır. Kadıncağız en azından derdini anlatabileceği düşüncesiyle birazda olsa sevinir, ümitlenir bu cümleye. Fakat padişahın celadeti onu korkutmaktadır.
'Şirlerin pençe-i kahrında lerzan olduğu' Koca Yavuza'a böyle bir şey söylemek kolaymıdır?!..
Bu defa kadın, 'KORKUYORSA NEYLESİN?' yazılı bir kağıt bırakır sultanın yastığının altına ve ertesi günü sabırsızlıkla bekler.
Ertesi sabah yine yastığın altına heyecanla bakar; sultanın kaleminden çıkan, 'HİÇ KORKMASIN, SÖYLESİN!' yazısını görünce kadının ümidi biraz daha artmıştır. Hiç olmazsa kendini yakıp kavuran derdini söyleyecek, kabul görmese de, derdinden bir nebze olsun kurtulacaktır.
Kadıncağız bütün cesaretini toplayıp akşam sultanın gelme vaktinde çadırın girişinde bekler. Birazdan Koca Yavuz, bütün haşmetiyle görünür; halinden, duruşundan kadının kendisine bir şeyler söylemek istediğini fark eder: ' SÖYLE!' der kadına.
Edeble el-pençe duran kadın titremeye başlar ve dizlerinin bağı çözülür.
Padişah gür sesiyle ikinci defa 'SÖYLE!' deyince, kadın, heyecanından sadece; 'EFENDİM!' der ve gerisini getiremez; Koca Sultan'ın celadetinden duyduğu heyecanla yere yığılır ve ruhunu oracıkta Rabb'ine teslim eder.
Herkesi bir telaş ve heyecan sarsa da, gözler Koca Yavuz'dadır. Meseleyi günlerdir hisseden Yavuz'un bu tablo karşısında yüreği yanar, gözleri dolar ve şöyle der: 'HAKİKİ AŞIK ODUR Kİ, SEVDİĞİ UĞRUNA KALBİ DURSUN!' ''
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt