Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Deprem İlâhî Bir İkaz ve Ceza mıdır? (1 Kullanıcı)

mustafa11

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2007
Mesajlar
3,063
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
istanbul-maltepe
Web Sitesi
www.mobilyaonarim.com
Allah Teala, asla kullarına zulüm yapmaz ve onların kötülüğünü istemez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler.22 Deprem hadisesini ancak bu Kur'anî bakış açısıyla sağlıklı bir çerçevede değerlendirebiliriz. Şunu hemen belirtelim ki depremin acı bilançosunun altında ağırlıklı olarak beşerî ihmâller vardır. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, Allah tabiat hadiseleri için bazı kurallar koymuştur. İnsanların bu kanunlara uygun olarak hareket etmeleri gerekmektedir. Eğer dere yataklarına ev yaparsanız, selin evleri önüne katmasını Allah'ın bir cezası olarak değerlendiremezsiniz. Keza fay hattı üzerinde olduğu bilinen yerlere depreme dayanıklı evler yapmazsanız, depremde evlerin enkaz haline gelmesine Allah'ın cezası olarak addedemezsiniz. Bunlar insanların ihmâllerinin açık neticeleridir ve sünnetullaha uygun sonuçlardır. Nitekim Kur'an'da; "İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden, karada ve denizde fesat çıkar. Allah da belki dönerler diye, yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır."23 buyurulmaktadır.


Şu halde her doğal afeti ilâhî bir cezalandırma olarak değerlendirme Kur'an açısından doğru bir değerlendirme tarzı olmasa gerektir.


Kur'an-ı Kerim, geçmiş birtakım ümmetlerin davranışları, inkâr ve isyanları sebebiyle toplu ve şiddetli azaba uğratıldıklarını bize haber vermektedir. Mesela; Hz. Nuh, Lut ve Şuayb kavimleri işledikleri hata ve günahları sebebiyle topluca helâk edilmişlerdir. Yüce Allah, bunları kitabında ibret olsun diye zikretmektedir.


Bütün bunlarla birlikte depremleri Allah'ın belirli bir kesime cevabı ve cezası olarak görmek son derece yanlıştır. Bu tarz değerlendirme, sorumluluktan kaçmak ve suçu başkalarına atıp rahatlamak ve deprem gerçeğinin insana ilişkin maddi ve somut gerçekleriyle yüzleşmekten çekinmektir. Gerçeklerle yüzleşmek, çoğu kez insana acı verir, ancak uzun vadede insanların hayrına vesile olur. Şurası iyi bilinmelidir ki hiç kimsenin, bir toplumda meydana gelen afetin, belânın veya musibetin, yaşanan, meydana gelen, ya da süregelen herhangi bir olaya, ya da kişi veya kişilere birebir bağlı olarak meydana geldiğini söylemeye hakkı ve yetkisi yoktur. Müslümanlar, değerlendirmelerinde dinin yasakladığı aşırılıklardan ifrat ve tefritten uzak durmalıdırlar. Aksi yöndeki tutumlar kargaşa ve fitne sebebi olabilir. Bu da bir tür haksızlık ve zulümdür.


Yeri gelmişken birkaç noktayı daha vurgulamakta fayda vardır: Gerçeğe tamamen aykırı olarak, Kur'an-ı Kerim'de depremin vuku bulacağının yazılı olduğu, bazı kimselerin, Kur'an ayetlerine bakarak depremin vaktini ve yerini önceden haber verdiği söylentileri dolaşmaktadır. Bu söylentileri Kur'an ve sünnet çizgisinde temellendirmek mümkün değildir. Müslümanlar bu gibi asılsız ve mesnetsiz iddialara itibar etmemelidirler. Kur'an-ı Kerim surelerinin, ayetlerinin veya kelimelerinin sayılarından yola çıkarak ebcet ve cifir hesabı ile birtakım sonuçlar çıkarmaya kalkışmak, eskilerin tabiriyle "hurufîlik" teşebbüsüdür. Böyle bir şey dine ve Kur'an'a yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Hele hele bu, Kur'an'ın mucizevî bir kitap olduğunu ispat etmek için yapılıyorsa, bilinmelidir ki ilâhî kelâmın buna hiç ihtiyacı yoktur. O'nun bizzat kendisi büyük bir mucizedir. O, bir hidayet kaynağı ve rehberdir. Harflerden hüküm çıkarmak şeklinde zaman zaman görülen eğilim, İslâm'a yabancı olan başka kültürlerin ürünüdür. Bunun İslâm'la ilgisi olamaz. Zira gaybı ancak Allah bilir. Bu noktada İslâm, konuyla ilgili çalışan bilim adamlarının söylediklerine itibar etmemizi telkin etmektedir.

kaynak:A.Hamdi Akseki, Ýslam Dini
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt