Azerbaycan_li
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 8 Ocak 2010
- Mesajlar
- 1,201
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37
Aslı kendi dilimize ait olmayan bir kelimenin anlamını tespit edebilmek için en uygun ilmi metot, o kelimenin ortaya çıktığı ilk yerdeki aslına dönmemizdir. Böylece hiç kimse kelimelere ve kavramlara keyfi anlamlar verme cüretine kalkışmasın.
Demokrasi kelimesi aslen Yunanca bir kelime olup, “Demos” yani halk kelimesi ile “Kratos“, otorite, yönetim, id
are kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmektedir. Bu iki kelimeden ise, halkın yönetimi, halkın idaresi, halkın otoritesi ve egemenliği anlamına gelen demokrasi kelimesi türemiştir.
Bilindiği üzere Fransız İhtilaline kadar batı dünyasında halkın üzerinde tek egemen güç, kiliseler ve rahiplerdi. Batılı idareciler arkalarına aldıkları kilise desteği ile kendilerinin yeryüzünde Allah’ın birer vekilleri olduklarını iddia ediyorlardı. Bu iddia ile insanların ağızlarını kapatıyorlar, onların üzerlerinde tam anlamıyla tahakküm kurarak, büyük bir zulümle zulmediyorlardı. İnsanların mallarına, topraklarına, kadınlarına ve evlatlarına göz dikerek onları bütün değerlerden yoksun bırakıyorlardı.
Elbette ki bu zulüm bir müddet sonra büyük bir tepkiye neden oldu ve yönetim ile halk arasında çatışmalar ve hatta savaşlar başladı. İşte tam bu noktada filozoflar ve düşünürler kendilerince insanlar için en ideal yönetim sistemini belirleme adına işe koyuldular ve insanların yönetimi için kendisine demokratik düzen denilen bir sistemi ortaya attılar. İşte demokrasinin ilk ortaya çıkışı kısaca bu şekilde gerçekleşmiştir.
Demokrasi kelimesi aslen Yunanca bir kelime olup, “Demos” yani halk kelimesi ile “Kratos“, otorite, yönetim, id
are kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmektedir. Bu iki kelimeden ise, halkın yönetimi, halkın idaresi, halkın otoritesi ve egemenliği anlamına gelen demokrasi kelimesi türemiştir.
Bilindiği üzere Fransız İhtilaline kadar batı dünyasında halkın üzerinde tek egemen güç, kiliseler ve rahiplerdi. Batılı idareciler arkalarına aldıkları kilise desteği ile kendilerinin yeryüzünde Allah’ın birer vekilleri olduklarını iddia ediyorlardı. Bu iddia ile insanların ağızlarını kapatıyorlar, onların üzerlerinde tam anlamıyla tahakküm kurarak, büyük bir zulümle zulmediyorlardı. İnsanların mallarına, topraklarına, kadınlarına ve evlatlarına göz dikerek onları bütün değerlerden yoksun bırakıyorlardı.
Elbette ki bu zulüm bir müddet sonra büyük bir tepkiye neden oldu ve yönetim ile halk arasında çatışmalar ve hatta savaşlar başladı. İşte tam bu noktada filozoflar ve düşünürler kendilerince insanlar için en ideal yönetim sistemini belirleme adına işe koyuldular ve insanların yönetimi için kendisine demokratik düzen denilen bir sistemi ortaya attılar. İşte demokrasinin ilk ortaya çıkışı kısaca bu şekilde gerçekleşmiştir.