Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Deli ve Edepsiz (1 Kullanıcı)

tuncay147

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2006
Mesajlar
159
Tepki puanı
0
Puanları
0
Hemen her gün gazetelerde tesadüf ederiz. Seksen sabıkalı hırsız, on beş defa hapse girmiş, ıslah olmamış, serseri diye yazarlar. Bir sohbet esnasında yakın bir dostum nakletti:

Bundan otuz yıl evvel, Ankara'nın ilk günlerinde kendi mesleğine uygun iş yapmak üzere sicilli sabıkalı, İstanbul piyasasında şöhret yapmış ipsizin biri şehre dü şer. Burada da rahat durmaz. Her vukuat işleyişinde mahkemeye verilir, vaktin kanunlarına göre para cezasını öder, yeniden rezalete başlarmış.


Tekrar yakalanır, bir gün hapis yatar, ertesi gün çıkar. Meyhanelere girer, ötekine-berikine tecavüz eder, cam-çerçeve kırar, İstanbul'a kaçar. Birkaç gün kendini unutturur, tekrar Ankara'ya döner. Zaten hafif olan para cezasını ödüyor, hapishaneler de bu gibi “lâ yuflihûn ” (iflah olmazlar) güruhu için otel vazifesi görüyor. Polis ne yapacağını şaşırmış...

Günün birinde, yeni bir vukuatla o vaktin polis müdürü olan Dilâver Bey'in huzuruna gelmiş. Islah kabul etmeyen bu serseriyi ıslah etmek ve Ankara muhitinden uzaklaştırmak için Dilâver Bey çare düşünüp dururken, aklına cidden dahiyane denecek bir fikir gelmiş...

İstanbul'a tımarhaneye sevki icab eden bir zırdeli, polisteki hücrelerden birine kapatılmış yatıyormu ş. Malum ya, her deli tımarhaneye gönderilmez. Tımarhanelikler, zırdelilerle hınzırdelilerdir .

Müdür Bey: “Alın şu edepsizi, kapatın delinin yanına!” emrini vermiş. O gece hücreye kapatılan edepsizden delinin perisi hoşlanmamış ve olanca kuvvetiyle üzerine saldırmış. Daracık hücrenin içinde sabahlara kadar alt alta, üst üste bir boğuşmadır gitmi ş. Serseri: “İmdaat, can kurtaran yok mu?” diye avaz avaz bağırdıkça, deli büsbütün çoşup üstüne atılır; burnunu, kulağını, elini ayağını lime lime ısırır. Deli bu, ferman dinler mi? Serserinin pestilini çıkarır. Sabahleyin hücrenin kapısı açılınca can havli ile kendini dışarıya atan serseri, bir daha ortalıkta görünmemek üzere sır olur gider, polis de rahat eder.

Suçluları ıslah için ulema ciltler dolusu nazariyeler döktürürler. Emeklerine yazık! En pratiği yerli usül : Dinsizin hakkından imansız gelirmiş.
 

ummetinfakiri

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ağu 2006
Mesajlar
138
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Deli ve Edepsiz

velinin yapamadığını deli yapmış.. sağolun..
ALLAHA EMANET OLUNUZ..
 

Delete

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2008
Mesajlar
6,076
Tepki puanı
15
Puanları
38
Hemen her gün gazetelerde tesadüf ederiz. Seksen sabıkalı hırsız, on beş defa hapse girmiş, ıslah olmamış, serseri diye yazarlar. Bir sohbet esnasında yakın bir dostum nakletti:

Bundan otuz yıl evvel, Ankara'nın ilk günlerinde kendi mesleğine uygun iş yapmak üzere sicilli sabıkalı, İstanbul piyasasında şöhret yapmış ipsizin biri şehre dü şer. Burada da rahat durmaz. Her vukuat işleyişinde mahkemeye verilir, vaktin kanunlarına göre para cezasını öder, yeniden rezalete başlarmış.


Tekrar yakalanır, bir gün hapis yatar, ertesi gün çıkar. Meyhanelere girer, ötekine-berikine tecavüz eder, cam-çerçeve kırar, İstanbul'a kaçar. Birkaç gün kendini unutturur, tekrar Ankara'ya döner. Zaten hafif olan para cezasını ödüyor, hapishaneler de bu gibi “lâ yuflihûn ” (iflah olmazlar) güruhu için otel vazifesi görüyor. Polis ne yapacağını şaşırmış...

Günün birinde, yeni bir vukuatla o vaktin polis müdürü olan Dilâver Bey'in huzuruna gelmiş. Islah kabul etmeyen bu serseriyi ıslah etmek ve Ankara muhitinden uzaklaştırmak için Dilâver Bey çare düşünüp dururken, aklına cidden dahiyane denecek bir fikir gelmiş...

İstanbul'a tımarhaneye sevki icab eden bir zırdeli, polisteki hücrelerden birine kapatılmış yatıyormu ş. Malum ya, her deli tımarhaneye gönderilmez. Tımarhanelikler, zırdelilerle hınzırdelilerdir .

Müdür Bey: “Alın şu edepsizi, kapatın delinin yanına!” emrini vermiş. O gece hücreye kapatılan edepsizden delinin perisi hoşlanmamış ve olanca kuvvetiyle üzerine saldırmış. Daracık hücrenin içinde sabahlara kadar alt alta, üst üste bir boğuşmadır gitmi ş. Serseri: “İmdaat, can kurtaran yok mu?” diye avaz avaz bağırdıkça, deli büsbütün çoşup üstüne atılır; burnunu, kulağını, elini ayağını lime lime ısırır. Deli bu, ferman dinler mi? Serserinin pestilini çıkarır. Sabahleyin hücrenin kapısı açılınca can havli ile kendini dışarıya atan serseri, bir daha ortalıkta görünmemek üzere sır olur gider, polis de rahat eder.

Suçluları ıslah için ulema ciltler dolusu nazariyeler döktürürler. Emeklerine yazık! En pratiği yerli usül : Dinsizin hakkından imansız gelirmiş.

:) :a21:
Emeklerinize sağlık kardeşim.
Selametle kalın.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt