Resul Aydın
Kayıtlı Kullanıcı
Masonlar, insanları İlahi dinlerden uzaklaştırabilmek amacıyla tarifleri karmakarışık pek çok sahte din meydana getirmişler ve bunları 'New Age' adını verdikleri yeni bir akım altında toplamışlardır.
Amaç, materyalizmin ve bunun sözde bilimsel dayanağı olan evrim teorisinin, geri dönüşsüz bir yıkıma uğradığı son dönemlerde manevi bir arayış içine giren insanları çeşitli sapkın yollara sürükleyerek onların İlahi dinlere ve özellikle de en son Hak din olan İslam'a yönelmelerini engellemektir.
Bu suretle, materyalist düşünceden kopmaya başlayan geniş kitlelere, birtakım metafizik söylemlerle süslenmiş, ancak İlahi dinlerden ve İlahi kitaplarda bildirilen Allah inancından bütünüyle uzak, hiçbir sorumluluk, yükümlülük ve teklif içermeyen, yeni bir yaşam ve düşünce sistemi aşılanmaya çalışılmaktadır.
Masonlar bu sapkın akıma dahil olan çok sayıdaki sahte dini, birtakım arayışlar içinde olan insanlara, hak dinlere alternatif yeni birer seçenek olarak sunmaktadır. Her sahte din için Allah'tan başka sahte ilahlar öne sürerler. (Allah'ı tenzih ederiz)
New Age akımı adı altında masonik odakların modelledikleri sapkın inanç sistemlerinden biri de son günlerde medyada adından sıkça söz edilmeye başlanan 'akıllı tasarım' hareketidir.
Bu hareket, evrendeki her şeyin 'akıllı bir tasarım'ın eseri olduğu şeklindeki bir teoriyi savunur. Ancak Yüce Allah'ın varlığını ve her şeyi yarattığı gerçeğini kabul etmez, bu gerçeklerin bilimle bağdaşmayacağını öne sürer. Allah'ın adını, özellikle ve kasıtlı olarak, telaffuz etmekten kaçınır.
Masonlar İslam ülkelerindeki insanları Hak dinden uzaklaştırabilmek için de, kendilerince bu ülkelerin koşullarına en uygun gördükleri 'akıllı tasarım' hareketini seçmişler ve İslam dinine karşı sözde alternatif olarak geliştirdikleri bu hareketi yoğun bir biçimde empoze etmeye başlamışlardır.
Elbette ki, bu hareketi savunurken İslam karşıtı olarak değil, tam tersine masumane hatta dine ve Allah inancına zemin hazırlayan faydalı bir hareket olarak göstermeye çalışırlar. İslam ülkelerine yönelik bir istisna olarak İslami terimleri ve kavramları -istemeyerek de olsa- 'akıllı tasarım' izahlarının arasına katarlar. Bu şekilde, gerçek niyetlerinin deşifre olmasını engellemeyi ve Müslümanlardan gelecek tepki ve itirazları önlemeyi hedeflerler.
Gerçekte ise "ağır ve tedrici geçiş", "ışığı uykulu gözlere yavaş yavaş verme" şeklinde tanımladıkları en klasik masonik yöntemi uygulamakta ve insanları, farkettirmeden batıl bir dinin içine sürüklemeyi hedeflemektedirler.
Oysa bu hareketin Batılı savunucuları bunun din dışı bir düşünce sistemi olduğunu açıkça ifade etmektedirler. Örneğin, "Akıllı tasarım, dine dayanan bir düşünce değil, ama dindar insanlar bu teoriden kendi tartışmalarında yararlanabilirler" açıklaması bunlardan yalnızca bir tanesidir.
'Akıllı tasarım' teorisinin savunucuları, din ile bilimin birbirlerinden ayrılmalarını, bilimin yaratılışı ve semavi dinleri savunmaması gerektiğini iddia ederler.
Kendilerini İlahi dinlerin dışında görüp, açık açık "din bir inanç meselesidir ve bilimin alanına dahil değildir" diyerek, "bilimi dine dayandırmanın yanlış olacağı" yönünde görüş belirtirler.
Nitekim, bu hareketi temsil eden Discovery Enstitüsü'nün resmi internet sitesinde "akıllı tasarım teorisi, yaratılış teorisinin aynısı mıdır?" şeklinde sorulan bir soruya şu şekilde cevap verilmektedir:
Yaratılışçılıktan farklı olarak akıllı tasarımın bilimsel teorisi tasarımın kaynağı hakkında şüphecidir. (Agnostiktir) Ayrıca akıllı tasarımın ne İncil'deki yaratılışı, ne İncil'i ne de başka bir İlahi metni savunma gibi bir misyonu yoktur.
Akıllı Tasarım Teorisi: Deizm'in Farklı Bir Türü...
Hak dinleri ve Allah'ın varlığını kabul etmeyen 'akıllı tasarım' teorisi, soyut ve muğlak bir "tasarımcı" kavramını benimser.
İlgi çekicidir ki, masonlar da aynı mantıkta, eserlerinde kainatı, 'akıllı tasarımcı'nın benzeri 'total bir enerji'nin, 'bir şuur'un yönettiğini söylerler. Bu total enerjinin, şuurun adına da 'Kainatın Ulu Mimarı' derler.
Fakat masonlar, bundan kastedilenin, (Allah'ı tenzih ederiz) kesinlikle Allah olmadığını da özellikle altını çizerek belirtirler.
Görüldüğü gibi aslında 'akıllı tasarım' taraftarları da netice olarak masonik izahlardaki mantığın birebir aynısını savunmaktadırlar denebilir.
Böyle bir düşünce, bir Yaratıcının varlığını kabul eden, ancak İlahi dinlerin varlığını reddeden 'deizm' felsefesiyle birebir benzeşmektedir.
Tarihte, Allah'a inandığını fakat dine ve vahye inanmadığını söyleyen ve kendini "deist" olarak tanımlayan pek çok felsefeci vardır.
Örneğin Heraklit, Descartes, Voltaire, Leibniz meşhur deistlerden bazılarıdır.
Dahası, Voltaire'in İslam'a olan düşmanlığıyla bilinmesi ve tanınmış bir mason olması, ayrıca Descartes'ın da yine tarihi kaynaklarda "Tapınak Şövalyesi" ve yüksek dereceli bir mason olarak geçmesi Deizm felsefesinin masonik kökenini göstermeye yeterlidir.
Masonlar bir "Ulu Mimar"ın varlığını kabul ederken diğer yandan İlahi dinlere gerek olmadığını savunurlar. Akıllı tasarım hareketinin kurucuları da, bir tasarımcının varlığını kabul ederken teorinin din ile bir ilgisinin olmadığını, bu teoriyi savunmak için dindar olmanın gerekmediği tezini savunurlar.
Görüldüğü gibi, akıllı tasarım teorisini destekleyenlerin, deist filozoflardan bir farkının bulunmadığı açıktır. Tarih boyunca Allah'ın emrettiği din ahlakına karşı açıkça veya üstü kapalı şekilde savaş açmış deist felsefelerin sadece isimleri değişmiş, ancak temelde aynı sapkın mantığı savuna gelmişlerdir.
Amaç, materyalizmin ve bunun sözde bilimsel dayanağı olan evrim teorisinin, geri dönüşsüz bir yıkıma uğradığı son dönemlerde manevi bir arayış içine giren insanları çeşitli sapkın yollara sürükleyerek onların İlahi dinlere ve özellikle de en son Hak din olan İslam'a yönelmelerini engellemektir.
Bu suretle, materyalist düşünceden kopmaya başlayan geniş kitlelere, birtakım metafizik söylemlerle süslenmiş, ancak İlahi dinlerden ve İlahi kitaplarda bildirilen Allah inancından bütünüyle uzak, hiçbir sorumluluk, yükümlülük ve teklif içermeyen, yeni bir yaşam ve düşünce sistemi aşılanmaya çalışılmaktadır.
Masonlar bu sapkın akıma dahil olan çok sayıdaki sahte dini, birtakım arayışlar içinde olan insanlara, hak dinlere alternatif yeni birer seçenek olarak sunmaktadır. Her sahte din için Allah'tan başka sahte ilahlar öne sürerler. (Allah'ı tenzih ederiz)
New Age akımı adı altında masonik odakların modelledikleri sapkın inanç sistemlerinden biri de son günlerde medyada adından sıkça söz edilmeye başlanan 'akıllı tasarım' hareketidir.
Bu hareket, evrendeki her şeyin 'akıllı bir tasarım'ın eseri olduğu şeklindeki bir teoriyi savunur. Ancak Yüce Allah'ın varlığını ve her şeyi yarattığı gerçeğini kabul etmez, bu gerçeklerin bilimle bağdaşmayacağını öne sürer. Allah'ın adını, özellikle ve kasıtlı olarak, telaffuz etmekten kaçınır.
Masonlar İslam ülkelerindeki insanları Hak dinden uzaklaştırabilmek için de, kendilerince bu ülkelerin koşullarına en uygun gördükleri 'akıllı tasarım' hareketini seçmişler ve İslam dinine karşı sözde alternatif olarak geliştirdikleri bu hareketi yoğun bir biçimde empoze etmeye başlamışlardır.
Elbette ki, bu hareketi savunurken İslam karşıtı olarak değil, tam tersine masumane hatta dine ve Allah inancına zemin hazırlayan faydalı bir hareket olarak göstermeye çalışırlar. İslam ülkelerine yönelik bir istisna olarak İslami terimleri ve kavramları -istemeyerek de olsa- 'akıllı tasarım' izahlarının arasına katarlar. Bu şekilde, gerçek niyetlerinin deşifre olmasını engellemeyi ve Müslümanlardan gelecek tepki ve itirazları önlemeyi hedeflerler.
Gerçekte ise "ağır ve tedrici geçiş", "ışığı uykulu gözlere yavaş yavaş verme" şeklinde tanımladıkları en klasik masonik yöntemi uygulamakta ve insanları, farkettirmeden batıl bir dinin içine sürüklemeyi hedeflemektedirler.
Oysa bu hareketin Batılı savunucuları bunun din dışı bir düşünce sistemi olduğunu açıkça ifade etmektedirler. Örneğin, "Akıllı tasarım, dine dayanan bir düşünce değil, ama dindar insanlar bu teoriden kendi tartışmalarında yararlanabilirler" açıklaması bunlardan yalnızca bir tanesidir.
'Akıllı tasarım' teorisinin savunucuları, din ile bilimin birbirlerinden ayrılmalarını, bilimin yaratılışı ve semavi dinleri savunmaması gerektiğini iddia ederler.
Kendilerini İlahi dinlerin dışında görüp, açık açık "din bir inanç meselesidir ve bilimin alanına dahil değildir" diyerek, "bilimi dine dayandırmanın yanlış olacağı" yönünde görüş belirtirler.
Nitekim, bu hareketi temsil eden Discovery Enstitüsü'nün resmi internet sitesinde "akıllı tasarım teorisi, yaratılış teorisinin aynısı mıdır?" şeklinde sorulan bir soruya şu şekilde cevap verilmektedir:
Yaratılışçılıktan farklı olarak akıllı tasarımın bilimsel teorisi tasarımın kaynağı hakkında şüphecidir. (Agnostiktir) Ayrıca akıllı tasarımın ne İncil'deki yaratılışı, ne İncil'i ne de başka bir İlahi metni savunma gibi bir misyonu yoktur.
Akıllı Tasarım Teorisi: Deizm'in Farklı Bir Türü...
Hak dinleri ve Allah'ın varlığını kabul etmeyen 'akıllı tasarım' teorisi, soyut ve muğlak bir "tasarımcı" kavramını benimser.
İlgi çekicidir ki, masonlar da aynı mantıkta, eserlerinde kainatı, 'akıllı tasarımcı'nın benzeri 'total bir enerji'nin, 'bir şuur'un yönettiğini söylerler. Bu total enerjinin, şuurun adına da 'Kainatın Ulu Mimarı' derler.
Fakat masonlar, bundan kastedilenin, (Allah'ı tenzih ederiz) kesinlikle Allah olmadığını da özellikle altını çizerek belirtirler.
Görüldüğü gibi aslında 'akıllı tasarım' taraftarları da netice olarak masonik izahlardaki mantığın birebir aynısını savunmaktadırlar denebilir.
Böyle bir düşünce, bir Yaratıcının varlığını kabul eden, ancak İlahi dinlerin varlığını reddeden 'deizm' felsefesiyle birebir benzeşmektedir.
Tarihte, Allah'a inandığını fakat dine ve vahye inanmadığını söyleyen ve kendini "deist" olarak tanımlayan pek çok felsefeci vardır.
Örneğin Heraklit, Descartes, Voltaire, Leibniz meşhur deistlerden bazılarıdır.
Dahası, Voltaire'in İslam'a olan düşmanlığıyla bilinmesi ve tanınmış bir mason olması, ayrıca Descartes'ın da yine tarihi kaynaklarda "Tapınak Şövalyesi" ve yüksek dereceli bir mason olarak geçmesi Deizm felsefesinin masonik kökenini göstermeye yeterlidir.
Masonlar bir "Ulu Mimar"ın varlığını kabul ederken diğer yandan İlahi dinlere gerek olmadığını savunurlar. Akıllı tasarım hareketinin kurucuları da, bir tasarımcının varlığını kabul ederken teorinin din ile bir ilgisinin olmadığını, bu teoriyi savunmak için dindar olmanın gerekmediği tezini savunurlar.
Görüldüğü gibi, akıllı tasarım teorisini destekleyenlerin, deist filozoflardan bir farkının bulunmadığı açıktır. Tarih boyunca Allah'ın emrettiği din ahlakına karşı açıkça veya üstü kapalı şekilde savaş açmış deist felsefelerin sadece isimleri değişmiş, ancak temelde aynı sapkın mantığı savuna gelmişlerdir.