Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Deccal'in fitnesinden korunmak (1 Kullanıcı)

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
DECCAL'İN FİTNESİNDEN KORUNMAK

Deccal'in insanları din ahlakından uzaklaştırmak için gösterdiği çaba Allah'ın izniyle samimi olarak iman edenler üzerinde etkili olmayacaktır. Karşısına çıkan her olayı Kuran ahlakı ile değerlendiren, Peygamberimiz (sav)'in sünnetini kendisine rehber edinmiş bir Müslüman, Allah'ın bir nimeti olarak iyiyi kötüden ayırt edecek güçlü bir vicdana ve akla sahip olur. Kuran ayetleri doğrultusunda düşüneceği için, bir olayın neden olabileceği yarar veya zararları, zamanında fark edip gereken tedbirleri en güzel şekilde alabilir. Bu nedenle Deccal çıktığında da salih müminler, Allah'ın izniyle onu hemen tanıyacak ve gerekli tedbirleri alacaklardır.

Allah'a gönülden teslim olmuş, hayatının her anında yalnızca Allah'ın rızasını arayan, Allah'tan saygı dolu bir korkuyla korkup sakınan, Allah'ın Kuran'da emrettiği ahlakı eksiksiz yaşayan müminler Deccal'i ve yalanlarını kolaylıkla teşhis edebileceklerdir.

Bediüzzaman Said Nursi ise, sözlerinde "Deccal'i ahir zaman kişilerinin tanıyacağını" belirterek, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin Deccal'i tanıyıp teşhis edeceklerini açıklamıştır. Hz. Mehdi, Deccal'in fikir sistemine ve fitnesine karşı insanları hak yola çağıracak ancak buna rağmen, kitabın önceki bölümlerinde de açıklandığı gibi, Hz. Mehdi'ye inananlar yine de sayıca çok az olacaktır. İnsanların büyük kısmı Deccal'in yalanlarının etkisi altında kaldıkları için, Deccal'in fitnesine karşı uyarıldıkları halde gerçeği göremeyeceklerdir. (En doğrusunu Allah bilir).

Deccal'in telkinlerine aldanmayan salih müminlerin sayıca az olması ise Kuran ayetleriyle de son derece mutabıktır. Kuran'da insanların çoğunun iman etmeyecekleri, çoğunun elçilere itaat etmeyecekleri bildirilmiştir. Bu ayetlerden bazıları şu şekildedir:

Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu iman edecek değildir. (Yusuf Suresi, 103)

... Bunlar Kitab'ın ayetleridir. Ve sana Rabbinden indirilen haktır. Ancak insanların çoğu iman etmezler. (Rad Suresi, 1)

Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp-düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler. (Furkan Suresi, 50)

Deccal'in gerçek yüzünü gören müminler için ise Allah'ın izniyle onun fitnesinden sakınmak son derece kolay olacaktır. Sevgili Peygamberimiz (sav) hadislerinde, müminlere Deccal'in fitnelerinden ve oyunlarından nasıl korunmaları gerektiğini şöyle haber vermiştir:

Hz. Peygamber (sav), Deccal'in çıkışından önceki kıtlıktan ve zorluklardan bahsediyordu. Bu arada ashab:

"Ya Resulullah! O gün hangi şey daha hayırlıdır?" diye sordular.

"Ehlini sulayan güçlü bir genç. O gün yiyecek bir şey yoktur," buyurdular. Ashab-ı Kiram:

"O halde o gün müminlerin yiyeceği nedir?" diye sordular. Cevaben Hz. Peygamber (sav):

"Tesbih, tekbir, tehlildir," buyurdular.137

(Tesbih: En güzel sıfatlarıyla Allah'ın ismini anmak.

Tekbir: Allah'ın en yüce ve büyük olduğunu anmak.

Tehlil: Allah'ın bir ve tek olduğunu, O'ndan başka İlah olmadığını anmak.)

Elbette Peygamberimiz (sav)'in bu hatırlatması müminler için çok önemli bir rehberdir. Nitekim, Kuran'da da -Peygamberimiz (sav) döneminde müşrikler ve inkarcılarla mücadele ettikleri bir sırada- iman edenlere kurtuluş bulmaları için "Allah'ı çokça zikretmeleri" bildirilmiştir:

Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklılık gösterin ve Allah'ı çokça zikredin. Ki kurtuluş (felah) bulasınız. (Enfal Suresi, 45)

Hadislerde Deccal'in fitnesinin etkisiz hale getirilmesinin bir yolu daha bildirilmiştir: Allah'ın varlığını ve birliğini tüm delilleri ile en güzel şekilde anlatarak tüm insanları imana davet etmek ve dinsizlikle fikri alanda en etkili şekilde mücadele etmek. Ki bu samimi olarak iman eden herkesin üstlenmesi gereken büyük bir sorumluluktur. Ahir zamanda bu sorumluluk Hz. Mehdi'nin önderliğinde gerçekleşecek, Hz. Mehdi insanları samimi imana davet için büyük çaba harcayacak, gerçek din ahlakını tüm insanlara tebliğ edecektir. Büyük İslam alimi İmam Rabbani de, bu konuya şu sözlerle dikkat çekmiştir:

Mütekelliminden ve ilm-i kelam ulemasından (kelam alimlerinden) birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslamiyeyi (iman ve İslam hakikatlerini) delail-i akliye (akli deliller) ile kemal-i vuzuh (en açık şekilde) ile ispat edecek.138

İmam Rabbani, Deccal'e karşı iman hakikatlerini tebliğ etmek suretiyle fikri mücadele içinde olan mübarek bir kişinin ortaya çıkacağından bahsetmektedir. Bu mübarek şahıs, hiçbir şüphe ve itiraza yer bırakmayacak şekilde kesin deliller ile, en etkileyici şekilde Allah'ın varlığını ve birliğini insanlara tebliğ edecek, insanları ahiret gününe karşı uyaracaktır. Tüm kutsal değerleri inkar eden ve insanları da inkara ve din ahlakından uzaklaşmaya yönlendiren Deccal'e karşı yürütülecek en etkili fikri mücadele de hiç şüphesiz bu olacaktır. Müslümanlar Hz. Mehdi'nin önderliğinde, Deccal'e manevi kuvvetle karşı koyacak, insanları hak dini yaşamaya davet ederek Deccaliyet'in etkisini yok etmek için fikri mücadele yürüteceklerdir.

Bu büyük fikri mücadele içinde Müslümanların birlik ruhu içinde olmaları da son derece önemlidir. Peygamberimiz (sav) bir hadisinde, "... Fitnenin girmediği hiçbir ev ve dokunmadığı hiçbir Müslüman kalmaz. Bu durum soyumdan bir adam (Hz. Mehdi) çıkıncaya kadar devam eder..." 139 sözleriyle ahir zamanın müminler için zorlu günler olduğuna dikkat çekmiştir. Bir başka hadiste ise bu çetin koşullardan müminlerin ne şekilde sakınabileceği şöyle haber verilmiştir:

O günlerde araları bozuk olan müminler Deccal'in hedefi olmaktan kurtulamazlar.140

Deccal'in fitnesinden korunmak isteyen müminlerin, birlik ve beraberlik içinde olmaları, tüm Müslümanların kardeş olduğu bilinciyle hareket etmeleri gerektiği Peygamber Efendimiz (sav)'in sözünden de açıkça anlaşılmaktadır. Rabbimiz, Kuran'da, iman edenlerin birbirlerine destek olup dayanışmalarını, aksi takdirde yeryüzünde bozulma ve kargaşa olacağını bildirmiştir

İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)

Bu ahlak gösterildiğinde, Deccal'in karşısında sayıca az olsalar dahi ihlasla gönülden çaba gösteren salih müminler Rabbimiz'den Kuran ahlakını tüm dünyaya hakim kılmasını umut edebilirler. Allah, Kuran'da "nice az topluluğun, sayıca daha fazla ve daha çok imkana sahip topluluklara karşı üstün geldiklerini" haber vermiştir. Hiç şüphesiz bu, samimi olarak iman edenler için hem çok büyük bir müjde hem de çok önemli bir şevk ve heyecan kaynağıdır. Rabbimiz şöyle buyurmuştur

... Muhakkak Allah'a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 249)

137 Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 56-57
138 Nursi, Şualar, s. 152; Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 105
139 Nuaym b. Hammad, vr, 75b; Şaban Döğen, Mehdi ve Deccal, Gençlik Yayınları, 2. Baskı
140 Hakim, Müstedrek, 4:529-530; Şaban Döğen, Mehdi ve Deccal, Gençlik Yayınları, 2. Baskı
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
Ahir zaman şahislari kimlerdir?

Ahir zaman şahislari kimlerdir?

AHİR ZAMAN ŞAHISLARI KİMLERDİR?

İçinde bulunduğumuz asır, Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde ve İslam alimlerinin eserlerinde haber verilen ahir zaman alametlerinin gerçekleştiği müjdeli bir dönemdir. Bu alametlerin birbiri ardınca gerçekleşmesi ile tüm İslam alemi çok kutlu bir bekleyiş içine girmiştir: Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişi, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışı ve İslam ahlakının tüm dünya üzerinde hakim olması.

Ahir zaman, kıyametten önceki son dönem anlamına gelen bir kavramdır. Ahir zamanın özellikleri ve alametleri Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde detaylı olarak tarif edilmiştir. Ahir zamanla ilgili bilgiler, en güvenilir ve temel İslami kaynakların da ana konularından birini oluşturur. Bu kaynaklara dayanarak ahir zamanın ana özelliklerini şu şekilde tarif edebiliriz:

Ahir zaman iki ayrı devirden oluşur. Ahir zamanın ilk devri, ahlaki dejenerasyonun arttığı, açlık ve yokluğun yaşandığı, çatışmaların, anarşi ve kargaşanın insanlara tedirginlik ve korku verdiği, insanların büyük çoğunluğunun sevgisizliğin, acımasızlığın ve bencilliğin acısını yaşadıkları bir dönemdir. Bu devrin ardından, Rabbimiz'in Hz. İsa'yı yeniden dünyaya göndermesi ve Hz. Mehdi'nin insanların hidayetine vesile olmasıyla bu karanlık dönemin son bulacağı "Altınçağ" başlayacaktır. Altınçağ'da Allah'ın izniyle bolluk, bereket, huzur, güvenlik, adalet ve sevgi tüm dünyaya hakim olacaktır.

Ahir zaman çok büyük olayların ve tarihi gelişmelerin yaşanacağı bir dönemdir. Bu değişimlere vesile olacak şahıslar da çok kutlu ve mübarek insanlardır. Ahir zamanın bu mübarek şahıslarından biri olan Hz. İsa, bundan yaklaşık 2000 yıl önce Rabbimiz'in Katına yükseltilmiştir ve Allah'ın takdir ettiği vakit geldiğinde de yeniden dünyaya dönecektir. Hadislerde ve Kuran ayetlerinde haber verilen bilgiler, Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişinin ahir zamanda olacağına işaret etmektedir.

Ayrıca Peygamberimiz (sav), hadis-i şeriflerinde bu dönemde Hz. Mehdi'nin ortaya çıkacağını ve yeryüzünü barış ve adaletle dolduracağını müjdelemiştir. Hz. Mehdi'nin üstün ahlakı ve şerefli mücadelesi hadislerde detaylı olarak haber verilmiştir. Peygamber Efendimiz (sav), salih Müslümanlara Hz. Mehdi ortaya çıktığında ona uymalarını bildirmiştir. Hz. İsa ve Hz. Mehdi, ahir zamanda dinsizliğe karşı fikri mücadele yürütecek, -Allah'ın izniyle- Kuran ahlakının tüm yeryüzüne hakim olmasına vesile olacaklardır.

Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin bu büyük fikri mücadelelerinde karşılarındaki en önemli negatif gücün ne olacağı da hadislerde haber verilmiştir. Bu negatif güç "Deccal"dir. Güvenilir hadislerde ve temel İslami kaynaklarda kıyametin büyük alametlerinden biri olarak sayılan Deccal ismi, "dcl" kökünden gelen "yalancı, hilekar, zihinleri gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, birşeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid (fesadlaştıran) ve kötü kişi" anlamına gelmektedir.

Peygamberimiz (sav)'in sözlerinde Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelişi hakkında; fiziksel özellikleri, nerede ve hangi tarihlerde ortaya çıkacakları, ne gibi faaliyetlerde bulunacakları ve onları diğer insanlardan ayırt eden ve tanınmalarını sağlayacak özellikleri gibi konularda çok detaylı bilgiler verilmiştir. Aynı şekilde hadislerde Deccal'in bu kutlu şahıslara karşı ne gibi yöntemlerle mücadele edeceği, insanları kendi tarafına çekebilmek için hangi ikna metodlarını kullanacağı ve nasıl tanınabileceğine yönelik de pek çok bilgi yer almaktadır.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. İsa, Hz. Mehdi ve Deccal hakkında bu kadar detaylı bilgiler verilmesinin bir hikmeti, ortaya çıktıkları zaman bu kişilerin kolaylıkla tanınabilmelerine yöneliktir. Ancak yaklaşık on dört asırdır beklenmelerine ve haklarında bu kadar çok tanıtıcı bilgi olmasına rağmen, hadislerin işaretlerine göre, bu mübarek şahıslar ve Deccal, ortaya çıkışlarının ilk dönemlerinde insanların büyük bir kısmı tarafından tanınamayacak ya da yanlış tanınacaklardır. Kuşkusuz Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin tanınamamasında, onlara karşı büyük bir mücadele verecek olan Deccal'in büyük etkisi olacaktır. Deccal, ahir zamanda Hz. İsa'nın ve Hz. Mehdi'nin karşısında yer alacak, inkarın insanlar arasında yayılması için mücadele edecek ve insanları kötülüğe sürükleyebilmek için her türlü yola başvuracaktır. Türlü aldatmacalar ve hilelerle kendisini insanlara farklı şekilde tanıtacak, bu nedenle negatif bir güç olduğu da hemen anlaşılamayacak ve Hz. İsa ve Hz. Mehdi gibi o da hemen tanınamayacaktır. Bu şekilde insanların büyük bir kısmını yalanlarıyla etkisi altına alacak ve istediği şekilde yönlendirebilecektir. Hatta insanların büyük çoğunluğu, Deccaliyet'in telkinleriyle, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin karşısında yer alacak ve onlara karşı mücadele edeceklerdir. Bu sebeple ortaya çıkışlarının ilk yıllarında Hz. İsa ve Hz. Mehdi'yi takdir edip, bu mübarek insanları destekleyenlerin sayısı da son derece az olacak, hatta onlara inanan kimselerden de zamanla yanlarından ayrılanlar olacaktır.

Kuşkusuz bu durum son derece şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Çünkü Hz. İsa ve Hz. Mehdi, yalnızca Allah'ın rızasına uyan, tüm insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşu için samimi çaba harcayan, dünyaya huzur, barış, bolluk, bereket getirecek çok hayırlı ve kıymetli insanlardır. Normal şartlarda, ahir zaman alametlerinin birbiri ardınca gerçekleştiği, bu kutlu şahısların ortaya çıkışlarının beklendiği bir dönemde yaşayan tüm Müslümanların, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelişini büyük bir sevinç ve şevkle bekliyor olmaları gerekir. Ortaya çıktıklarında da, yine aynı şevkle, onların üstün ahlaklarını görüp takdir edebilmeleri ve hadislerde bildirilen özelliklerinden onları tanıyabilmeleri gerekir. Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin yapacakları hayırlı faaliyetleri açıkça gören her Müslümanın bu kimselerin yanında olmayı ve onlarla birlikte hareket eden hak topluluğa destek vermeyi istemesi; onlara yardımcı olabilmek için büyük bir şevk ve heyecan içinde birbirleriyle yarışmaları gerekir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, bu durumun tam tersine insanların çok büyük bir bölümü tüm bu gelişmelere şahit olacakları halde, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'yi ya tanıyamayacak ya da çeşitli sebeplerle tanıdıkları halde onlara destek olmaktan ve onların yanlarında yer almaktan kaçınacaklardır.

Hadislerdeki bu işaretler, ahir zaman şahıslarının geliş alametleri, onları diğer insanlardan ayıran özellikleri ve Deccal'in onlara karşı vereceği batıla dayalı mücadelesi hakkında Müslümanların doğru bilgilendirilmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Unutulmamalıdır ki ahir zaman insanların neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zorlanacakları, din ahlakından uzaklaşılmış olunmasının büyük kargaşa ve kaosa neden olduğu bir dönemdir. Bu bilgiler, böyle bir dönemde -Allah'ın izniyle- Müslümanları iyiyi kötüyle karıştırmaktan ve doğru olanı fark edememekten koruyacaktır.

Bu kitabın amacı, Kuran ayetleri, Peygamberimiz (sav)'in hadisleri ve İslam alimlerinin açıklamaları doğrultusunda tüm Müslümanların Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin gelişi ve Deccal hakkında en doğru bilgileri edinebilmelerini sağlayabilmektir. Hz. İsa ve Hz. Mehdi ortaya çıktığında, Müslümanların bu mübarek insanları tanıyıp takdir edebilmelerine engel olabilecek tüm sebepleri açıklığa kavuşturmak, Deccal'in bu yönde başvurabileceği tüm hileli düzenleri deşifre etmek ve böyle tarihi bir olay karşısında Müslümanların büyük bir yanılgıya kapılmalarını önleyebilmektir. Tüm bu bilgileri gözler önüne sererek, tüm Müslümanların bu kıymetli insanların yanında yer alan, onlara en güzel desteği veren kişilerden olmalarına vesile olabilmektir.

Tekrar hatırlatmak gerekir ki, içinde bulunduğumuz dönem, yaklaşık 1400 senedir beklenen tarihi bir dönemdir. Bu nedenle bu gerçeğin şuurunda olan ve Hz. İsa ve Hz. Mehdi gibi mübarek şahıslar çıktığında onların yanında olma şerefine erişmek isteyen tüm Müslümanlar, bu kitapta yer alan bilgileri dikkatlice okumalı ve kendilerini doğruya uymaktan alıkoyabilecek her türlü yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeye karşı dikkatli olmalıdırlar. Bu mübarek insanların tanınmalarını nelerin engelleyebileceğini bilmeli, onları doğru bir şekilde tanıyabilmek için tüm sebeplere sarılmalıdırlar.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt