s.a kardeşim
öncelikle araştırman ve bulguların için seni tebrik ederim
ancak Deccal hakkındaki meşhur hadislere baktığımızda deccalin bir şahıs olduğu ortaya çıkacaktır
deccal tek gözlü değildir , iki gözü de vardır ancak bir gözü körelmiştir.
Ebû Said el-Hudrî RA'in anlattığına göre, Rasûlüllah SAS'e Deccal'den sormuş. SAS de şu cevabı vermiştir:
"O (Deccal) çıktığı gün (aynen bir insan gibidir) yemek yer. Ben size, onun hakkında, benden önceki peygamberlerden hiçbirinin kendi ümmetine anlatmadığı hususları anlatacağım:
Onun sağ gözü meshedilmiştir, (görmez), pertlektir, göz hadakası yoktur, sanki hadakası cevrim içinde bir balgam gibidir. Sol gözü de inciden bir yıldız gibidir. Onun beraberinde sanki cennet ve ateşin birer misli vardır. Ancak hakikatta ateşi cennet, suyu da ateştir.
Haberiniz olsun! Onun yanında iki kişi vardır; köy halkını inzar ederler. Bu ikisi köyden çıkınca, Deccal'in ashabından ilki oraya girer."
Ebû Saidi el-Hudrî RA anlatıyor: "Rasûlüllah SAS bize Deccal uzerine uzun bir hadis rivayet etti. Bize anlattıkları meyanında şöyle de demişti:
"Deccal, Medine gecitlerine girmesi kendisine haram kılınmış olarak çıkacak. Derken (Medine civarındaki) bazı ekimsiz yerlere kadar gelir. O gün insanların en hayırlısi olan --veya en hayırlılarından-- bir kimse onun karşısına çıkar ve:
"--Sen Rasûlullah SAS'in bize haber verdiği Deccal'sin!" der.
Deccal de (kendi adamlarına):
"--Ben şunu oldürüp sonra da diriltsem ne dersiniz? Bu iste bir süpheye düşer misiniz?" der.
Oradakiler:
"--Hayır!" derler.
Deccal onu öldürür ve sonra diriltir. Diriltildiği zaman, adam:
"--Allah'a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Deccal onu tekrar öldüreyim mi diyerek öldürmek isteyecek, fakat musallat edilmeyecek."Buhari, Fiten 27, Fedailu'l-Medine 9; Müslim, Fiten 112, (2938).
İbn-i Ömer RA anlatıyor: Hayır, Allah'a kasem olsun ki, Rasûlüllah SAS Hazret-i İsâ'nın kızıl çehreli olduğunu söylemedi. Ancak şunu şöyledi:
"Ben bir keresinde uyumuştum. Rüyamda Beytullah'i tavaf ediyordum. O sırada düz saçlı, kumral benizli, başından su akar vaziyette iki kişiye dayanıp ortalarında gitmekte olan birisini gördüm.
'--Bu kim?' dedim.
'--Meryem'in oğlu!' dediler.
Bunun üzerine daha yakından görmek için ilerledim.
Kızıl, iri, kıvırcık saçlı, sağ gözü kör, gözü üzüm gibi pertlek bir adam daha vardı.
'--Bu kim?' dedim.
'--Bu, Deccal!' dediler.
İnsanlardan en çok ona benzeyeni İbn-i Katan'di."
Zuhrî der ki: "İbn-i Katan, câhiliye devrinde vefat eden Huzaalı bir kimseydi."
Buhàrî, Tabi 33, 11, Enbiya, 42, Libas 68, Fiten 26, Müslim, İmam 275,(169);
Muvatta, Sıfatun-Nebî 2, (2, 920).
Hadislerde görüldüğü gibi deccal bir şahıstır
yani sanal ortamı deccal diye nitelendiremeyiz
selametle...