Atasözümüzdür " davul dengi dengine çalar " demiş atalarımız. Peki davul dengi dengine çalmazsa ne olur? Anlaşmazlık olur, kargaşa olur. Çekişmeler, kavgalar olur.
Dilerseniz bu gerçeği olmuş bir vakaa ile belirtelim.
Veli efendi köyün en zararsızı, en imanlısı, en mütevazi bir adamıydı. Dinine, örfüne sahip, kimseyi incitmeyen, tüm köylünün sempatisini kazanan bir zat-ı muhterem. Ümmi idi, daha evvel köylerinde okul yoktu. Bu yüzden okuma hevesi kursağında kalmıştı. Bundan dolayıdır ki, varını yoğunu seferber edip, oğlu Murat'ı okutmuştu.
Murat büyük insan olmuştu. Fakat, babasından uzak kaldığı için, kendisine pek dini konulardan bahseden olmamıştı. Yüksek okullarda okumuş, orada dudakları rujlu, yanakları balçık balçık boyalı, ardamarları çatlamış, oğlanlarla sıkı fıkı olan, kendilerini başkalarına beğendirmek için, cilvenin envaisini becerebilen, talihsiz hoppa kızlar görmüştü. Bu kızlar köylerindeki tesettürlü, erkeklerden utanan ve kaçan kızlara benzemez di. Bundan dolayıdır ki, o da Leyla isminde oldukça yaltaklık yapan ve oğlanların gözüne girmeye çalışan asri(!) bir kıza vurulmuştu.
Murat yüksek öğretmenlik diplomasını aldığı zaman Leyla'nın daha bir senesi vardı. Bunun için Murat ile sözleşmişler, bir sene sonra kendisi de mezun olduktan sonra evlenip birlikte öğretmenlik yapacaklardı. Murat, okulların tatilinde çarşaf gibi bir diplomayla babası Veli efendinin yanına döndü. Veli efendi çok sevinmişti. O da oğlunu sevindirmek için, köydeki çok edepli ve müslüman olan, Fatma kızı oğluna isteyeceğinin müjdesini vermişti. Fakat, o ne? Murat, buna dudak bükmüştü.
Murat, Fatma'yı cahil bir köylü kızı olarak niteliyor ve kendisi gibi kültürlü olan bir kızla evlenmek istiyordu. Bunu babasına söylemeye utandı, ancak, durumu annesine anlattı. Durum Veli efendiye bildirildi. Hayatta hiç çatmak bilmeyen kaşları çatıldı. Vücuduna gam ve kasavet dalgaları yayıldı. Karısının vasıtasıyla bu işin iyi olmadığını, bu devirde o tür kızların huzur getiremeyeceğini ve buna rızasının olmadığını oğlu Murat'a bildirdi. Heyhat ki, Murat dediğim dedik deyip babasının isteğini reddetti.
Bir yıl sonra Leyla mezun oldu ve Murat ile evlendiler. Veli efendi kahırlandı ve oğlunun düğününe gitmedi. Oğlunun kendisini dinlemediğine kahırlanarak, kısa bir zaman sonra hayata gözlerini yumdu. Murat, babasının öldüğüne çok üzüldü. Leyla ile evlendikten sonra istediğini Leyla hanım da bulamayınca, tamamen huzursuz oldular. Aradan yıllar geçti. Murat'ın bir kızı, bir de oğlu oldu. Fakat, evdeki huzursuzluk sona ermedi. Her gün kavga ve her gün çekişmeler oldu. Murat eski günlerine dönüp, İslami bir hayat yaşamak isterken, Leyla yaşı ilerlediği halde çılgınca yaşamak istiyor ve çocukları da kendisine uydurmaya çalışıyordu.
Kızı büyümüş ve yaşlı öğretmenine vurulmuştu. Murat buna kahırlanıyor, Leyla ise hoş görüyordu. Murat ile Leyla'nın aralarında çıkan kavgayı şiire döktüm ve okuyucu kardeşlerime sunuyorum:
YİRMİNCİ ASRIN AİLE KAVGASI
KIZ BABASINA :
Bey baba üzme canını
Bu asır yirminci asır
Harap etme zamanını
Bu asır yirminci asır
BABA KIZINA :
Olur mu böyle rezalet?
Kaldırıldı örf-ü adet
Medet Rabbim senden medet
Neymiş bu yirminci asır
KIZ BABASINA :
Baba neden kızgın yüzün
Benliğini sarmış hüzün
Oynaşıyla gezmiş kızın
Bu asır yirminci asır
BABA KIZINA :
Bu dert etti beni verem
Öldürecek yoktur çarem
Başkasıyla gezmen haram
Neymiş bu yirminci asır?
KIZ BABASINA :
Haram helal unutuldu
Kızlar kadınlar kurtuldu
Her birisi serbest oldu
Bu asır yirminci asır
BABA KIZINA :
Hazineni verme yele
Kapılma her coşkun sele
Açılıp saçılma ele
Neymiş bu yirminci asır?
KADIN SÖZE KARIŞTI :
Ne olur kızın öğretmeni
Hem de onun flörtmeni
Çileden çıkartma beni
Bu asır yirminci asır
ADAM KARISINA :
Bu büyük bir rezalettir
Cahilliktir, cehalettir
Yok olmaya alamettir
Neymiş bu yirminci asır?
OĞLAN BABASINA :
Okyonusu verme salık
Olmaz orda alabalık
Etme evde kalabalık
Bu asır yirminci asır
BABA OĞLUNA :
Karışma sen bu gidişe
Burnunu sokma her işe
Sende olma bir endişe
Neymiş bu yirminci asır?
KIZ BABASINA :
Her çiçeğe konar arı
Bilmez değilsin bunları
Yaşasın kadın hakları
Bu asır yirminci asır
KADIN KOCASINA :
Dediklerin bize ırak
Çöller susuz toprak kurak
Çocukları serbest bırak
Bu asır yirminci asır
ADAM KARISINA :
İnsafa gel be hey kadın
Dinden çıkmaktır muradın
Oysa müslümandır adın
Neymiş bu yirminci asır?
KIZ BABASINA :
Olmaz olsun böyle akım
Ömrüm oldu zehir zıkkım
Flört yapmak benim hakkım
Bu asır yirminci asır
KADIN KOCASINA :
Senin kafan eski kafa
Düşünceni kaldır rafa
Yeter etme cefr-ü cefa
Bu asır yirminci asır
OĞLAN BABASINA :
Üzüm bağda oldu koruk
Bugün yine gönlüm kırık
Kes sesini be hey moruk
Bu asır yirminci asır
Adam bu söze kudurdu
Bulduğunu yere vurdu
Evin içi harap oldu
İşte yirminci asırda
Kız saldırdı babasına
Oğlan düştü arkasına
Adam kaçtı odasına
İşte yirminci asırda
Kadın saçlarını yoldu
Komşular içeri doldu
Kavga bitti olan oldu
İşte yirminci asırda
Dilerseniz bu gerçeği olmuş bir vakaa ile belirtelim.
Veli efendi köyün en zararsızı, en imanlısı, en mütevazi bir adamıydı. Dinine, örfüne sahip, kimseyi incitmeyen, tüm köylünün sempatisini kazanan bir zat-ı muhterem. Ümmi idi, daha evvel köylerinde okul yoktu. Bu yüzden okuma hevesi kursağında kalmıştı. Bundan dolayıdır ki, varını yoğunu seferber edip, oğlu Murat'ı okutmuştu.
Murat büyük insan olmuştu. Fakat, babasından uzak kaldığı için, kendisine pek dini konulardan bahseden olmamıştı. Yüksek okullarda okumuş, orada dudakları rujlu, yanakları balçık balçık boyalı, ardamarları çatlamış, oğlanlarla sıkı fıkı olan, kendilerini başkalarına beğendirmek için, cilvenin envaisini becerebilen, talihsiz hoppa kızlar görmüştü. Bu kızlar köylerindeki tesettürlü, erkeklerden utanan ve kaçan kızlara benzemez di. Bundan dolayıdır ki, o da Leyla isminde oldukça yaltaklık yapan ve oğlanların gözüne girmeye çalışan asri(!) bir kıza vurulmuştu.
Murat yüksek öğretmenlik diplomasını aldığı zaman Leyla'nın daha bir senesi vardı. Bunun için Murat ile sözleşmişler, bir sene sonra kendisi de mezun olduktan sonra evlenip birlikte öğretmenlik yapacaklardı. Murat, okulların tatilinde çarşaf gibi bir diplomayla babası Veli efendinin yanına döndü. Veli efendi çok sevinmişti. O da oğlunu sevindirmek için, köydeki çok edepli ve müslüman olan, Fatma kızı oğluna isteyeceğinin müjdesini vermişti. Fakat, o ne? Murat, buna dudak bükmüştü.
Murat, Fatma'yı cahil bir köylü kızı olarak niteliyor ve kendisi gibi kültürlü olan bir kızla evlenmek istiyordu. Bunu babasına söylemeye utandı, ancak, durumu annesine anlattı. Durum Veli efendiye bildirildi. Hayatta hiç çatmak bilmeyen kaşları çatıldı. Vücuduna gam ve kasavet dalgaları yayıldı. Karısının vasıtasıyla bu işin iyi olmadığını, bu devirde o tür kızların huzur getiremeyeceğini ve buna rızasının olmadığını oğlu Murat'a bildirdi. Heyhat ki, Murat dediğim dedik deyip babasının isteğini reddetti.
Bir yıl sonra Leyla mezun oldu ve Murat ile evlendiler. Veli efendi kahırlandı ve oğlunun düğününe gitmedi. Oğlunun kendisini dinlemediğine kahırlanarak, kısa bir zaman sonra hayata gözlerini yumdu. Murat, babasının öldüğüne çok üzüldü. Leyla ile evlendikten sonra istediğini Leyla hanım da bulamayınca, tamamen huzursuz oldular. Aradan yıllar geçti. Murat'ın bir kızı, bir de oğlu oldu. Fakat, evdeki huzursuzluk sona ermedi. Her gün kavga ve her gün çekişmeler oldu. Murat eski günlerine dönüp, İslami bir hayat yaşamak isterken, Leyla yaşı ilerlediği halde çılgınca yaşamak istiyor ve çocukları da kendisine uydurmaya çalışıyordu.
Kızı büyümüş ve yaşlı öğretmenine vurulmuştu. Murat buna kahırlanıyor, Leyla ise hoş görüyordu. Murat ile Leyla'nın aralarında çıkan kavgayı şiire döktüm ve okuyucu kardeşlerime sunuyorum:
YİRMİNCİ ASRIN AİLE KAVGASI
KIZ BABASINA :
Bey baba üzme canını
Bu asır yirminci asır
Harap etme zamanını
Bu asır yirminci asır
BABA KIZINA :
Olur mu böyle rezalet?
Kaldırıldı örf-ü adet
Medet Rabbim senden medet
Neymiş bu yirminci asır
KIZ BABASINA :
Baba neden kızgın yüzün
Benliğini sarmış hüzün
Oynaşıyla gezmiş kızın
Bu asır yirminci asır
BABA KIZINA :
Bu dert etti beni verem
Öldürecek yoktur çarem
Başkasıyla gezmen haram
Neymiş bu yirminci asır?
KIZ BABASINA :
Haram helal unutuldu
Kızlar kadınlar kurtuldu
Her birisi serbest oldu
Bu asır yirminci asır
BABA KIZINA :
Hazineni verme yele
Kapılma her coşkun sele
Açılıp saçılma ele
Neymiş bu yirminci asır?
KADIN SÖZE KARIŞTI :
Ne olur kızın öğretmeni
Hem de onun flörtmeni
Çileden çıkartma beni
Bu asır yirminci asır
ADAM KARISINA :
Bu büyük bir rezalettir
Cahilliktir, cehalettir
Yok olmaya alamettir
Neymiş bu yirminci asır?
OĞLAN BABASINA :
Okyonusu verme salık
Olmaz orda alabalık
Etme evde kalabalık
Bu asır yirminci asır
BABA OĞLUNA :
Karışma sen bu gidişe
Burnunu sokma her işe
Sende olma bir endişe
Neymiş bu yirminci asır?
KIZ BABASINA :
Her çiçeğe konar arı
Bilmez değilsin bunları
Yaşasın kadın hakları
Bu asır yirminci asır
KADIN KOCASINA :
Dediklerin bize ırak
Çöller susuz toprak kurak
Çocukları serbest bırak
Bu asır yirminci asır
ADAM KARISINA :
İnsafa gel be hey kadın
Dinden çıkmaktır muradın
Oysa müslümandır adın
Neymiş bu yirminci asır?
KIZ BABASINA :
Olmaz olsun böyle akım
Ömrüm oldu zehir zıkkım
Flört yapmak benim hakkım
Bu asır yirminci asır
KADIN KOCASINA :
Senin kafan eski kafa
Düşünceni kaldır rafa
Yeter etme cefr-ü cefa
Bu asır yirminci asır
OĞLAN BABASINA :
Üzüm bağda oldu koruk
Bugün yine gönlüm kırık
Kes sesini be hey moruk
Bu asır yirminci asır
Adam bu söze kudurdu
Bulduğunu yere vurdu
Evin içi harap oldu
İşte yirminci asırda
Kız saldırdı babasına
Oğlan düştü arkasına
Adam kaçtı odasına
İşte yirminci asırda
Kadın saçlarını yoldu
Komşular içeri doldu
Kavga bitti olan oldu
İşte yirminci asırda