DAR AYAKKABI..
>O bayram bana ayakkabi almaya karar verdiler.
>
>Hazir ayakkabi satan magaza yoktu $ehirde. Tek ayakkabi yapan dukkáninda
>ayakkabici ciplak ayagimi bir kartonun uzerine koydu, iyice basmami
>soyledikten sonra agzindaki kur$un kalemi eline alip ayagimin cevresini
>cizdi.
>
>O ayagimin cizildigi karton benim ayakkabi numaramdi.
>
>Gunlerce yeni ayakkabilarimin hayalini kurdum. Babamin anlattigina gore
>ayakkabilarim siyah ve bagcikli
>olacakti.
>
>Kapinin her calini$inda ko$tum.
>
>Ayakkabilarim bayramdan bir gun once geldi, siyah-bagcikli.
>
>O gun onlari giymedim. Bayram gecesi yatagimin altina yerle$tirdim yeni
>ayakkabilarimi.
>
>Arada bir kalkip kutusundan cikartiyor, yere koyuyor, yukaridan, yandan,
>onden bakip duruyordum. Parlak ve yuvarlak burnunu gecenin karanliginda
kim
>bilir kac kez ok$adim.
>
>Uyku girmedi gozume.
>
>
>Sabahleyin ev ahalisi kalktiginda, ayakkabi kutusu kucagimda sandalyede
>oturuyordum ben.
>
>Ayakkabimi babam giydirdi.
>
>Ayagima olmami$ti ayakkabilarim, dardi ve canimi yakmi$ti.
>
>Ama bunu babama soylemedim. O "Sıkıyor mu?" diye sordukca "Hayir"
yanitini
>veriyordum. "Dar, ayagimi acitiyor" desem, geri gidecekti ayakkabilarim
ve
>ayakkabicinin hemen bir yeni ayakkabi yapmasi olanaksizdi.
>
>O bayram sabahi canim yana
>yana yurudum.
>
>Bir sure sonra aci dayanilmaz oldu.
>
>Di$imi sıktım.
>
>Topalladim.
>
>Soranlara "Dizimi vurdum" dedim, ama ayakkabilarimin ayagimi sıktıgını
>kimseye soylemedim.
>
>*
>
>Dogrusunu isterseniz ya$am dar ayakkabiyla yurumektir.
>
>Kimi zaman dar bir maa$, kimi zaman sevimsiz bir i$...
>
>Kimi zaman bir mekan dar ayakkabi olur bize, kimi zaman bir cevre, kimi
>zaman bir sokak, ya da bir $ehir...
>
>Kimi zaman dostluklar, arkada$liklar, beraberlikler bir dar ayakkabiya
>donu$ur.
>
>Kimi zaman zamandir dar ayakkabi, gecmek bilmez.
>
>Kimi zaman zenginlik, kimi zaman ba$inizi koydugunuz yastik...
>
>Caniniz yanar.
>
>
>Topallaya topallaya gidersiniz.
>
>Sonradan ogrendim ya$amin dar ayakkabiyla yurume sanati oldugunu...
>
>Bekir Coskun
>O bayram bana ayakkabi almaya karar verdiler.
>
>Hazir ayakkabi satan magaza yoktu $ehirde. Tek ayakkabi yapan dukkáninda
>ayakkabici ciplak ayagimi bir kartonun uzerine koydu, iyice basmami
>soyledikten sonra agzindaki kur$un kalemi eline alip ayagimin cevresini
>cizdi.
>
>O ayagimin cizildigi karton benim ayakkabi numaramdi.
>
>Gunlerce yeni ayakkabilarimin hayalini kurdum. Babamin anlattigina gore
>ayakkabilarim siyah ve bagcikli
>olacakti.
>
>Kapinin her calini$inda ko$tum.
>
>Ayakkabilarim bayramdan bir gun once geldi, siyah-bagcikli.
>
>O gun onlari giymedim. Bayram gecesi yatagimin altina yerle$tirdim yeni
>ayakkabilarimi.
>
>Arada bir kalkip kutusundan cikartiyor, yere koyuyor, yukaridan, yandan,
>onden bakip duruyordum. Parlak ve yuvarlak burnunu gecenin karanliginda
kim
>bilir kac kez ok$adim.
>
>Uyku girmedi gozume.
>
>
>Sabahleyin ev ahalisi kalktiginda, ayakkabi kutusu kucagimda sandalyede
>oturuyordum ben.
>
>Ayakkabimi babam giydirdi.
>
>Ayagima olmami$ti ayakkabilarim, dardi ve canimi yakmi$ti.
>
>Ama bunu babama soylemedim. O "Sıkıyor mu?" diye sordukca "Hayir"
yanitini
>veriyordum. "Dar, ayagimi acitiyor" desem, geri gidecekti ayakkabilarim
ve
>ayakkabicinin hemen bir yeni ayakkabi yapmasi olanaksizdi.
>
>O bayram sabahi canim yana
>yana yurudum.
>
>Bir sure sonra aci dayanilmaz oldu.
>
>Di$imi sıktım.
>
>Topalladim.
>
>Soranlara "Dizimi vurdum" dedim, ama ayakkabilarimin ayagimi sıktıgını
>kimseye soylemedim.
>
>*
>
>Dogrusunu isterseniz ya$am dar ayakkabiyla yurumektir.
>
>Kimi zaman dar bir maa$, kimi zaman sevimsiz bir i$...
>
>Kimi zaman bir mekan dar ayakkabi olur bize, kimi zaman bir cevre, kimi
>zaman bir sokak, ya da bir $ehir...
>
>Kimi zaman dostluklar, arkada$liklar, beraberlikler bir dar ayakkabiya
>donu$ur.
>
>Kimi zaman zamandir dar ayakkabi, gecmek bilmez.
>
>Kimi zaman zenginlik, kimi zaman ba$inizi koydugunuz yastik...
>
>Caniniz yanar.
>
>
>Topallaya topallaya gidersiniz.
>
>Sonradan ogrendim ya$amin dar ayakkabiyla yurume sanati oldugunu...
>
>Bekir Coskun