
Ve yine kalbin daraldığında;
Ve yine bütün kapılar kapandığında ;
Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde;
Uzun uzun düşün ...
Ve hatırla Yaradanını !...”"Allah c.c kuluna kafi değil mi? "
(Zümer Suresi)
Belki de yaşadıklarını kimsenin yaşamadığını düşünüyorsun? Kendi içinde,
adeta iğne oyası ile işlenmiş dertlerinin gelinlik bir kızın çeyiz
sandığı kadar çok olduğuna inanıyorsun. Binlerce ilmek, binlerce düğüm.
“Nakış nakış işlenmiş dertlerim var” diyorsun kendince. Yaşadığımız
dünyanın en dertli insanın kendin olduğunu sanıyorsun? Kim bilir belki
de öyledir. Belki de Dipsiz kuyulardan sesleniyorsun, hani Yusuf
misâli.. Sesinin duyulmadığını sanıyorsun.
Gordion düğümü olmuş dertlerinin, bir kılıç darbesi ile çözülmesini
bekliyorsun. Böylece nefes almak, biraz rahatlamak istiyorsun Suya
dalıp da boğuluyor gibi olur ya insan, hani birden başını suyun üstüne
çıkarır da derin bir nefes alır da; ‘oh’ der ya, onun gibi derin bir
nefes almak istiyorsun. Biraz ferahlamak Biraz nefes almak Her nefesin
şükrünü ‘bilenlerin’ olduğu da geçiyor
gönlünden. Onları da biliyorsun, tanıyorsun.. Onlar, ne mütebbessim
insanlardı değil mi? Biz niye onlara benzeyemedik? Sahi neden?
Kalbinin sıkışmasından kurtulmak, huzura kavuşmak istiyorsun Bütün bunları hak
ettiğini de düşünüyorsun. Ama bunları hep kendi içinde yaşıyorsun Oysa
o mütebessim insanlar gibi; Allah’ı hatırlayıp, Allah’a güvenip,
Allah’a sığınıp ve içtenlikle, samimi olarak dua ettiğinde yalnız
olmadığını anlayacaksın inşallah. Çünkü Allah var: O, seni duyuyor ve
görüyor Daha ne istiyorsun canım kardeşim Kalbin huzur içinde aç
ellerini duaya O güzel insanlar gibi; korku ve ümit arasında.
Hepimizin üzerinde bazı sorumluluklar var. Gündelik hayatın telaşı hiç bitmiyor
ki. Ama yine de yapmamız gereken şeyler var Onca uğraşmamıza rağmen
bazı şeyler istediğimiz gibi de olmuyor Olabilir Belki de olmaması
bizim için daha hayırlı. Bir de böyle düşün. Bazen bir tokat gibi
yüzümüze vuruyor gerçekler. Ya da gerçek sandığımız şeyler. Aslı öyle
mi acaba? Hz.Hızır’ın hikâyesi geçiyor aklından. Dünyanın bir imtihan
sahası olduğunu düşünüyorsun. Sen bütün samimiyetinle ve saflığınla;
elinden geleni yap! Çünkü Allah var, O, sana çıkış yolu gösterecektir.
İçten, riyasız gözyaşı dök sevgili kardeşim Gece herkes derin
uykulardayken, sen uyanık ol, sessizce göz yaşların yanaklarından
süzülsün Kardeşim, cehennemi söndürecek belki de o bir damla göz
yaşındır değil mi? Doğrusunu en iyi O bilir “Ne kadar da şerre dua
ediyorsunuz, hayra dua ettiğiniz gibi.” Demiyor mu Yüce Allah.
Hastalığına şifa arıyorsun, doktor doktor gezdin. Ağrıların dinmedi. Acının
tarifini belki de sadece sen yapabilecek kadar ‘acıyı’ yaşadın. El aç
Yüce Allah’a, yalvar yakar canım ablam, Allah her derdin devasını
vermiştir. Senin için en iyiyi O, bilir Rahmeti gazabını geçen güzel
Allah’ım inşallah derdine derman olur Eyyüp Peygamberi düşün Eyyüp
Peygamber gibi Allah’a güven, O,’na dayan Çünkü Allah var, O, her
zorluğa karşı bize güç verecektir, çıkış yolu gösterecektir O, senin
hakkında en iyisini bilir… Hadi aç ellerini canım ablam, bizler için de
dua et, biz biliyoruz ki, hastanın duası makbuldür
Ailen oyuncaklar gibi dağılmış, paramparça olmuş olabilir; şu veya bu
sebeple. Sen de oyuncağı kırılan çocuk misali, için için ağlıyorsun.
Hepimiz dünyanın bu kadar sorunu karşısında hep çocuğuz… Biz o çocuk
gözyaşlarındaki saflığa kurban oluruz.. Unutma!.
Gece,uykunun en derin yerinde vuran deprem misali yıkılan duvarlar arasında
kalmış gibisin. Kendini güçsüz ve çaresiz hissediyorsun. Tutunacak bir
ip arıyorsun. Seni kurtaracak o ip, sımsıkı sarıldığın Allah’ın ipidir.
Diğer tutunduğun ipler elinde kalacaktır. Uçları boşluktadır,
biliyorsun...
Annen baban çok uzaktalar, eşin dostun sana yabancı gibi. Hatta aynı yastığa
baş koyduğun eşin o kadar uzakta ki Hayatta tek başına kalmış gibi
duygular içindesin. Hacer misâli o tepeden o tepeye koşuyor gibisin...
Unutma canım kardeşim Allah var, senin en güzel dayanağın, sığınağın.
Yeter ki, Allah’a ram oL
Seherde ellerini aç, samimi olarak yalvar, gözyaşı dök, ah bir bilsen o bir
damla gözyaşının ne kadar değerli olduğunu Bir bilsen Sen, sana düşeni
yap, gerisini O’na bırak. Sıkıntılar içinde olan sadece sen değilsin.
Elleri duaya açılmış milyonlarca kardeşini düşün, duanı onların duaları
arasına kat, herkese dua et, belki o herkesten birinin duası da seni içine alır.
Canım kardeşlerim, hepimizin sıkıntılı anları var. Hepimizin çeşitli
sorunları var. Bazen umutsuzluğa kapıldığımız da oluyor, insanız,
zayıflık gösterebiliriz ama sorunlarla boğuşurken Allah’tan samimiyetle
yardım istemeyi unutmayalım. Sorunlar içinde kaybolmayalım. Belki de o
sorunumuz bizi Allah’a daha da yaklaştırır.
Bak Rabbim ne buyuruyor:
“Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsini Biz sorunlar karşısında sabır göstermezsek, nasıl yarına hazırlanacağız?
Daha önce yaşayanların neler çektiklerini düşün; bin bir işkenceye tabi
tutulanları, evlatları gözü önünde şehit edilenleri, kızgın çöllerde
atlara bağlanıp sürüklenenleri, yerlerinden yurtlarından sürülenleri,
açlıktan karnına taş bağlayanları vs.vs. Daha ne sıkıntılar, neler neler
yaşayanları düşün. Düşün! Ama onlar en zor anlarında bile “Allah var”
deyip sabır gösteriyorlardı. Biliyorlardı ki, Yüce Yaradan onları
görüyor ve duyuyor… Size ne oldu da en ufak sorunda darmadağın
oluyorsunuz? Ne çabuk yıkılıyorsunuz? Hani sabrınız, hani sabrımız?
Rabbimiz ne buyuruyor: “Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de
başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?”
Dua gibi bir silahımız var. Neden ona sarılmayalım, neYüce Rabbimiz “Sabır ve namaz ile Ben’den isteyin, Ben’imle beraber yanında kimseyi anmayın,” demiyor mu?
Öyleyse sevgili kardeşlerim, hadi herkes için dua edelim..
Allah, dualarımızı hayırlısıyla kabul etsin. Amin.
Selamlarımla…