Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

cuma namazı ve zuhr-i ahir (1 Kullanıcı)

galibi400619

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
GÜNCEL MESELELER

M. Es'ad Coşan

CUMA NAMAZI

SORU: Türkiye'de cuma namazı kılınır mı?

CEVAP: Türkiye'de de cuma namazı kılınır, Almanya'da da kılınır, Fransa'da da kılınır, Belçika'da da kılınır... Tarih boyunca Bizans'ta da kılınmış, başka ülkelerde de kılınmıştır. Cuma namazı kılacak kadar bir kalabalık, bir yerde toplanır da kılabilirlerse, cuma namazı kılarlar. Memleket kâfir memleketi, mü'min memleketi, şu veya bu, ne olursa olsun kılınır muhterem kardeşlerim!

Cuma ile oynamayın!.. Cuma namazı önemli bir namazdır, oyuna gelmez!.. Üç defa cumayı kılmayanın kalbi bir mühürlenir; kafası ondan sonra doğru düzgün çalışmaz olur. Feleğini şaşırır, ne yapacağını bilemez, doğruyu göremez. Kalbi mühürlendi mi, gönlü mühürlendi mi, çok fena duruma düşer insan... Cuma namazını kılın!..

Allah-u Teâlâ: "Benim huzuruma geldiniz, namaz kıldınız. Ben size:

(Yâ eyyühellezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes'av ilâ zikrillâhi ve zerül bey') 'Ey imân edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınız zaman, alışverişi bırakın da benim huzuruma gelin!' diye emretmişim. Ondan sonra huzuruma gelmişsiniz, namaz kılmışsınız, ben sizi cezalandırır mıyım?" demez mi?.. Allah'ın huzuruna gelip, camiye gelip namaz kılmak ceza mevzuu olur mu?..

--Efendim, rejim kâfir rejimiyse, şöyleyse, böyleyse?..

--O iş başka... "Almanya'da bile kılınır." diyorum anlasana!.. Almanya'da bile kılıyorlar, kabul olmuyor mu?.. Fenâ mı oluyor, Almanya'da kardeşlerimizin gidip de camilerde namaz kıldığı?.. Çok iyi oluyor.

Bizans'ta da kılmışlar. Arap Camii'ni daha İstanbul fethedilmeden önce yapmışlar da orda cuma namazı kılmışlar. Her yerde kılınır, fırsatı buldu mu, kılınır.

Cuma namazı konusunda bazı sözler çıktı, kimisi kılınmaz dedi, herkesin aklı karıştı. Kimisinin de keyfine uygun geliyor, zaten kılmakta zorluklar var; "Kılmayalım!" deyiveriyorlar. Bir de ona ibadet süsü verildi şimdi, bu devirde... Bazıları o havaya girdiler ama, sonra çoğu helâk oldu. Yavaşladı, azaldı bu akım ama, hâlâ bazı şeyler olabiliyor.

SORU: İslâm alimleri niçin cuma meselesini kendi aralarında halletmiyorlar?

CEVAP: Halledilmiş bir mesele... Bizce halledilmemiş bir tarafı yok... Gazetelerde yazıldı; büyük, itibarlı hoca efendiler "Cuma namazı kılınır." diyorlar. Yâni ittifak var, halledilmiş durumda... Kılınmaz diyen bir kimse bilmiyorum ben... Bazı kimseleri söylüyorlardı, "Şu hoca kılınmazmış demiş." filân diye soruşturduk; "Yok hocam, o da demiyor." dediler.

Tek tük istisnâî bazı kimseler olabiliyor. "Rejim küfür rejimi olduğundan kılmayalım!" filân diyorlar ama, rejimin öyle veya böyle olmasıyla bu işin bir ilgisi yoktur. Bu hususlar fıkıh kitaplarına dayanarak, kaynaklara dayanarak çözümlenir.

Bizim --Allah selâmet versin-- Ekrem Hoca bir kitap yazmıştır cuma namazı hakkında, şöyle bir parmak kalınlığında... Halledilmiş bir konudur. Kardeşimiz, o Ekrem Doğanay'ın cuma namazıyla ilgili kitabını okursa, daha geniş bilgi edinebilir. Gayet güzel fıkhî delilleri de toplamıştır.

Halledilmemiş bir mesele değildir, cuma namazı kılınır. Cuma namazınızı kılın!.. Almanya'da da olsanız kılın, Fransa'da da olsanız kılın!.. Çünkü ben Fransa'ya gittim; orda birçok camilerde cuma namazı kılınıyor. Kıldım ve huzur içinde elhamdü lillâh... Kabul olmadığına dair içimde hiç bir tereddüt belirmedi. Fransa'da da kılınır, Almanya'da da kılınır, Türkiye'de de kılınır, başka yerde de kılınır. "Armudun sapı, üzümün çöpü..." dersen, aç kalırsın; ayvayı yersin o zaman...

SORU: "Bu memlekette cuma namazı kılınmaz!" diyenler var; ne buyurursunuz?

CEVAP: Cuma namazı kılınır. Peygamber Efendimiz'in Mekke'de bulunduğu sırada, müslümanlar daha Medine'de hakim değilken, daha cuma suresi inmeden, sahabe Medine'de cuma namazı kılarlardı. Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'ye hicret ettikten sonra, henüz daha hakimiyet tamamen müslümanların eline geçmeden, Medine-İ Münevvere'ye doğru giderlerken, Kuba mescidinde Cuma suresi nazil oldu. Orda topluca cuma namazı kıldılar.

Onun için, Peygamber Efendimiz'in zamanında da, ondan sonraki zamanlarda da, müslümanların grup teşkil edebildiği yabancı ülkelerde de --meselâ Bizans'ta Konstantıniyye'de-- cuma namazı kılınmıştır. Halen Avrupa'da, Amerika'da, bir çok yerde, hakimiyet müslümanlarda olmadığı halde cuma namazı kılınıyor. Caizdir, kılınır. Allah kabul etsin, ecirleri çok olsun... Müslümanlar haftada bir toplanmış oluyor.

Ve cuma namazı çok muhteşem bir namazdır, çok yerinde bir namazdır. Her cuma müslümanlar bir araya geliyorlar. O kalabalık bir daha kolay kolay başka hiç bir şekilde toplanamıyor. Her cuma camiler tıklım tıklım doluyor.

Ankara'da hatırlarım caddeler dolar. Herkes birer kâğıt alır, karton alır; caddeler dolar. Hacı Bayram Camii'nin çevresinde vs. camilerde... O kalabalığı bir daha nerde yakalayacaksın?.. Cumayı kıldırmayacak olursan, halka tebliği nasıl yapacaksın?..

O bakımdan; ne hikmete uygun, ne akla uygun, ne nakle uygun, ne fıkha uygun, ne tarihe uygun, ne ayete uygun, ne hadise uygun!..

Kılınır, hiç korkmayın!.. O sözlerin hiç kıymeti yok...

SORU: Dârülharbde cuma namazı kılınır mı?

CEVAP: Kılınır. Kılınmış; Abbasiler varken Bizans'ta, Bizanslılarla savaş edilirken bile, Karaköy'deki Arap Camii'nde cuma namazı kılınmıştır. Halihazırda Avrupa ülkelerinde vs. yerlerde de cuma namazları kılınıyor.

Cuma namazları, müslümanların toplanmasına vesile olduğu için, dağınık olmayıp toplu halde bulunmalarına vesile olduğundan faydalıdır. Kılınmasında hikmet vardır, fayda vardır. Tarihen de öyledir, naklen de öyledir, aklen de öyledir. O bakımdan cuma namazları kılınmalıdır.

SORU: Hristiyan bir ülkede cuma namazı kılmak mümkün olmuyorsa, o müslüman ne yapmalıdır?

CEVAP: Hristiyan bir ülkede müslümanlar bir araya gelebilirlerse, kâfi miktarda iseler cuma namazı kılabilirler, kılmaları lâzım!.. Ama olmuyor, kılınamıyorsa; o zaman, öğle namazını kılacak.

SORU: Askeriyede cami yok; fakat, kendi aramızda bölükte bir oda ayırıp vakit namazımızı kılıyoruz. Orada cuma namazı kılabilir miyiz?

CEVAP: Kılamazlar! Çünkü, cuma namazı kılınacak yerin herkese açık olması lâzım!.. Bir cemaat kapalı bir yerde, herkesin giremeyeceği bir yerde, halka açıklık vasfı tahakkuk etmediği için cuma namazı kılamaz!..

Orası kışla olduğundan da herkesi sokmazlar; "Yasak hemşerim, dur, giremezsin!" der kapıdaki... Onun için olmaz!.. Ama, halka açık, herkesin gelmesine uygun bir yer olsaydı, o zaman kılınabilir idi.

http://www.mustafaislamoglu.com/haber_detay.php?haber_id=164

Zühr-i Ahir namazı


Cuma namazından sonra şartlarının yerine getirilmemesi veya başka nedenden dolayı farz derecesinden bir namaz kılınması gerekirmi?Bu namaza zühr-i ahir mi denir? Zühri ahir namazı nedir?


CEVAP: Cuma farzı dışında efendimiz çoklukla sadece iki veya bazen de dört rekat nafile kılardı. Zuhru ahir diye bir namazı asla kılmamıştır. Çünkü bu namaz "öğle namazının farzı"dır. İki farz bir arada olmaz. Fakat Emeviler döneminde bazı alimler onların ardında kıldıkları cumaların sahih olmadığından yola çıkarak öğleyi de kılmışlardır. durum budur.


Prof.dr Zekeriya BEYAZ
Gerçek İslam

Cuma namazı kılamayan bir kişi ne yapmalıdır? Cuma namazı kılan, öğle namazı da kılıyor. Bu nasıl oluyor?

CEVAP: Herhangi bir sebeple cuma namazı kılamayan kimse, normal olarak o günün öğle namazını kılar. Zaten cuma namazı kılan da öğle namazı kılmaz. Camilerde normal cuma namazı kılındıktan sonra, yine kişiler yalnız olarak 10 rekat daha namaz kılıyorlar. Bu namaz sonradan icat edilmiştir. "Eğer cuma namazımız kabul olmadı ise, hiç olmazsa bugünkü öğle namazını kılalım" diyorlar.
Bu düşünce ve uygulama yalnıştır. Çünkü şek ve şüphe üzerine amel olmaz. "Eğer cuma namazının şartları yerine gelmedi ise, dolayısıyla cuma namazı kabul olmadı ise" diye şüphe edilemez. Şüphe varsa o namaz hiç olmaz, o zaman cuma kılmamak, doğrudan öğle namazı kılmak gerekir, cumayı kılmış isek artık ondan şek ve şüphe edemeyiz, "O öğle namazı yerine de geçer" diyeceğiz. Şüphe ile amel olmaz.
İslamiyet' te hep şekil şartlarına bağlamak, manevi yönünü hesaba katmayıp biçimsel yönüne takılmak, dinimizi doğru anlamamak olur. Ameller, niyetlere göredir. Niyetlerimizi düz tutalım.


(049) Cumanın farzı öğle yerine geçiyor mu?

İslam hukuku profesörü Hayrettin Karaman’ın web sitesi

Soru:
Selamun aleykum hocam ben Şafii mezhebine bağlıyım. Cumanın farzı öğle namazı yerine geçiyor mu, geçiyorsa neden cuma farzından sonra bir daha öğle namaz kılıyoruz.

Cevap:
Cuma namazının farzı, öğle namazının farzı yerine geçiyor; bu konuda bir tereddüt ve tartışma yoktur. Tartışılan konu, "kılınan Cuma namazı sahih olmazsa öğle namazı ne olacak?" sorusu içinde yer almaktadır.
İmam Şâfiî'ye göre bir şehirde iki veya daha fazla yerde Cuma kılınmış ise önce kılanların (namazı diğerlerinden önce bitirenlerin) cuması sahihtir. Sonra kılanların cuması olmamıştır (batıldır) ve öğleyi yeniden kılmaları farzdır. Şâfii'ye göre hangisinin önce kıldığı belli değilse, hepsinin öğleyi yeniden kılmaları gerekir.
İmam Şâfiî'den sonra gelen ve ona tâbi bulunan Şâfiî müctehid ve fakihleri yukarıdaki hükmün, "ihtiyaç olmadığı halde cumanın birden fazla camide kılınmış olmasına ait" bulunduğunu; şayet caminin mükelleflere göre küçük olması gibi bir mazeret varsa birden fazla camide kılınabileceğini, böyle olunca da öğle -Cuma namazından sonra- öğle namazının farzını yeniden kılmanın farz olmayacağını, ancak sünnet olabileceğini ifade etmişlerdir.
Hanbelîlerin görüşü de Şâfiîlerinki gibidir.
Bu iki mezhebin tatbikatında Cuma namazı, ihtiyaç olmadığı halde birden fazla camide kılınmışsa ilk kılınandan sonrakiler bâtıl sayılmakta -şüphe halinde; yani hangi cemâatin namaz önce bitirdiğinin bilinmemesi durumunda hepsi bâtıl sayılmakta- ve öğle namazı yeniden kılınmaktadır.
Eğer Cuma namazı ihtiyaca binâen birden fazla camide kılınmış ise bu takdirde bâtıl sayılmamakta, ancak ihtiyaten öğle namazının kılınması tavsiye edilmektedir. Bugün hemen her şehir ve büyük köyün -cumayı kılsın kılmasın- namaz ile mükellef bulunanlarını bir cami almayacağına göre kılınan cumalar Şâfiîlere göre de sahihtir ve öğleyi kılmak farz değildir.
Hanefî mezhebinde tercih edilen görüş, İmam Muhammed'e ait olup "Bir yerleşim yerinde birden fazla camide Cuma namazının kılınabileceği" şeklindedir.
Cuma namazının bazı şartlar üzerinde -yukarıdakine ek- bazı ihtilaflar (ictihad farkları) vardır. Ancak bunlardan birini esas alarak Cumayı terketmek veya kıldıktan sonra -belki sahih olmamıştır diyerek- yeniden bir de öğlenin farzını kılmak doğru değildir. Kılınan Cuma namazının gerçekleşen şartları şu veya bu müctehide göre yeterli ise Cuma namaz sahihtir, öğle namazının da yerine geçmiştir.
Cuma namazının farzı iki rekattır. Bundan önce dört, farzdan sonra da dört rekat namaz kılmanın sünnet olduğuna dair güçlü deliller vardır. Böylece sünneti ve farzıyla beraber Cuma namaz on rekattır. Zuhr-i âhir (son öğle namazı) diye bir namaz yoktur; kılınması uygun değildir. İsteyen Cumadan önce de sonra da istediği kadar nafile namaz kılabilir
 

tevhit06

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Haz 2008
Mesajlar
31
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
69
cuma namazı

cuma namazı

Cuma namazı ve O günkü öğle namazı
Cuma namazından sonra öğle namazı kılmak caiz değildir. Zira malum olduğu üzere Allah’ü teala kullarına bir vakit içerisinde iki farz namazını aynı anda farz kılmamıştır. O halde her kim içinde Cuma namazı kılınan bir cami ve mescitte bulunuyorsa Cuma namazını mutlaka orada cemaatle kılmalıdır. Bununla birlikte bazı şartlar yerine gelmediği için Cuma namazının geçersiz olduğunu düşünüyorsa bu durumda Cuma namazını kılması caiz değildir. Çünkü bu yanlış ta olsa söz konusu kişinin düşüncesine göre meşru olmayan batıl bir ibadete başlamak demektir. Buda Allahu Tealaya bir isyandır. Bu kişi Cuma namazının geçersiz olduğunu bile bile bu namazı kılacak olursa, öğle namazını kılmak onun boynunun borcu olur ve kılması gerekir. Bu kişinin Cuma namazı kılmak için başka insanlarla cemaat oluşturması caiz değildir. Çünkü yaptığı bu iş kendilerinden önce Cuma namazı kılan Müslüman kardeşleri ile bu kimseler arasını ayırmak anlamına gelir.
Eğer kişi kıldığı Cuma namazının sıhhatinden eminse, bu namazdan sonra ne münferiden ne de cemaatle ayrıca bir öğle namazı kılması caiz olmaz. Çünkü bu uygulama ile o, dinen zaruri (bazı fakihlere göre ise kati) olduğu bilinen bir bilgiye muhalif hareket etmiş olur.
Ne sahabilerden ne de müctehit selef imamlardan birinin Cuma namazından sonra öğle namazı kıldıklarına dair her hangi bir rivayet bize ulaşmış değildir. İmam Şafii Bağdat’a geldiğinde orada bir çok cami ve mescit bulunmaktaydı. Ancak ondan, Cuma namazından sonra öğle namazını kıldığına dair bir rivayet gelmemiştir. Eğer böyle bir rivayet olsaydı bile, kendisinin bu davranışı izlenecek, sünnete uygun bir tutum olmazdı.
Cuma namazından sonra öğle namazını kılan kimseler “yaptığımız ilave namaz gibi hayırlı bir husustadır.” Demek suretiyle meseleyi önemsememezlik etmesinler. Çünkü bu yaptıkları Allahu Teala’nın öngörmediği bir ibadeti ihdas etmek anlamı taşıyacağından büyük bir tehlike arzetmektedir. Yegane Şari (Kanun ve yasa koyucu) yüce Allah’tır. Her kim dinde yeni bir şey ihdas etmeye kalkışırsa, Uluhiyet ve Rububiyet konusunda kendisini Allah’a ortak yapmış sayılır. Kimde böyle bir davranışı sergileyen kimseyi onaylarsa onu Allah’a ortak edinmiş olur. Nitekim Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Yoksa onların, dinden, Allah’ın izin vermediği şeyleri dini kaide kılan ortakları mı var?” Şura 21
Peygamber (s.a.v.), Allah’ı bir taraf bırakan haham ve rahipleri rabler edinen ehl-i kitabı şöyle tanımlamaktadır:
“Onlar, onlara (Yahudi ve Hıristiyan din adamlarına) tapmıyorlardı. Ancak onların kendilerine helal kıldığını helal sayıyorlar, yasakladıklarını da haram sayıyorlardı.”[1]
Seyh Muhammed Şemsu’l – Hak El Azim Abadi şöyle demiştir: Cuma namazı öğle namazı yerine geçtiğinden Cuma’dan sonra ayrıca öğle namazının kılınması caiz değildir. Sahabelerden, Tabiinden, Tebe-i tabiinden müctehit ve muhaddis imamların hiç birisinden Cuma namazından sonra öğle namazı kıldığı veya böyle bir namazı emrettiği yolunda her hangi bir rivayet gelmemiştir. Cuma namazından sonra öğle namazının ihtiyaten kılınması, bu namazı kılan kimseyi günahkar yapan bir bid’attir. Kenzu’d Dekaik adlı eserin şerhi niteliğindeki el-Bahru’r Raik’ta da görüldüğü üzere söz konusu bid’ati Hanefilerin muteahhir ulemasından bazıları çıkartmıştır.[2]
Ebu Muaz Seyfullah Erdoğmuş - Sahih İlmihal
[1] Tirmizi (3095), İbn Cerir tefsir 1/81 hadis yolları ve şahitleriyle birlikte hasen derecesindedir.
[2] et-Tahkikatu’l Ula, s.46
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt