Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Cuma gününüz mübarek olsun efendim... (1 Kullanıcı)

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Dünyada, dertsiz, sıkıntısız insan yoktur. Dünya, mümin için huzur yeri değildir.
Azap yeri de değildir. Esas huzur ve azap yeri, ahirettir. Dünya, ahiretin tarlasıdır.
Yani dünya kazanç yeridir. Dünyada ne ekilirse, ahirette o biçilecektir. Her nimet, bir külfet karşılığıdır. Külfet de sıkıntısız olmaz. Fakire göre, zenginin sıkıntısı daha çok olur. Zengin, arabası ile giderken, benzini biter, arızalanır, tekeri patlar. Yedek parça ve tamirci arar. Bütün bunlar birer sıkıntıdır. Zenginin borçları, alacakları da olur. Alacaklarını toplamak, borçlarını ödemek için devamlı sıkıntı içindedir.
Malı çok olanın, sıkıntısı da çok olur.

Mümin, diğer insanlara göre daha çok sıkıntı çeker.
Çünkü müslüman, komşularının ve diğer insanların eziyetlerine katlanır.
Bunlar da birer sıkıntıdır. Helal kazanmak ve ebedi yurduna azık hazırlamak için yorulur.
Bunlar da birer sıkıntıdır. Müslüman için asıl huzur Cennettedir.
Çünkü dünya, mümin için sıkıntı yeridir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünya müminin zindanı ve kıtlık yıllarıdır.
Dünyadan ayrılınca zindandan ve kıtlıktan kurtulmuş olur.) [Hakim]

Dünyada, müminden bela, sıkıntı eksik olmaz.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin, kertenkele deliğine girse de, ona eza edecek biri musallat olur.) [Beyheki]
Sıkıntılar, musibetler, günahlara kefaret olur.
Sıkıntı istememeli; fakat sıkıntılardan da şikayet etmemelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Belayı nimet, rahatı musibet saymayan, kâmil mümin değildir.) [Taberani]

Dünyanın faydasız eğlenceleri, tatlı sanılan şeyleri, ahiret azabıdır.
Ahiret için çalışırken çekilen sıkıntılar ise, ahiretin en tatlı meyvesidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünyanın tatlılığı, ahiretin acılığıdır. Dünyanın acılığı ise, ahiretin tatlılığıdır.) [Hakim]
Okul, iş hayatı için bir vasıtadır. İmtihanları başarı ile verip okuldan mezun olmak gerekir. Vasıtaya gaye gibi sarılmak, hep okulda kalmayı istemek akıl kârı değildir. Diploma almadan hayata atılmak da iyi değildir. Okula gitmekten gaye, diploma sahibi olmaktır. İşte dünya, bir okul gibidir. İman sahibi olmak da diploma almak gibidir. Talebenin maksadı, okulu başarı ile bitirip hayata atılmaktır. Müminin gayesi de, dünyadan iman ile ahirete gitmektir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünyasını seven, ahiretine, ahiretini seven dünyasına zarar verir.
Devamlı olanı, geçici olana tercih edin!) [Hakim]
Sıkıntılar, müminin günahlarının affına ve ahirette
derecesinin yükselmesine sebep olacağı için bir nimettir.
HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
Beyt tercemesi;
Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime.
 

elifimbenim(MERHUME)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
1,642
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
64
CUMA GÜNÜ DUASI:güllerin duasını duymak, dualara güller açtırmak için

ALLAHIM BU HAYIR MUBAREK CUMA GÜNÜN YÜZÜ SUYU HURMETİNE SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN HATRINA ŞUANDA TÜM SIKINTI ACI KEDER ÇIKMAZDA OLAN DARA DÜŞMÜŞ KULLARINA SEN MERHAMET ET YARABBİM!! BİZLERİ ELLERİMİZ BOŞ ÇEVİRME BİZ GÜNAHKAR KULLARINA SEN MERHAMET ET BAĞIŞLAMASI BOL OLAN RABBİM SENDEN BASKA GİDECEK YERİMİZ YOK ALLAHIM SENDEN BASKA İSTEYECEK DİLEK KAPIMIZ YOKK SEN BİZİ SIKINTILARIMIZDAN İŞLEDİĞİMİZ GÜNAHLARIMIZDAN KURTAR YARABBİM YÜCE ALLAHIM DERT ÇEKEN DERMAN ARAYAN KULLARININ İMDAT ÇIĞLIKLARINA SEN HAYIRLI ÇARELER HAYIRLI GÜNLER NASİİP ET !!! ŞÜKÜRLER OLSUN SANA RABBİM .... ( amin)
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Hayırlı cumalar..

Hayırlı cumalar..

Dünyada en mühim şey; kimi seveceksin, kimi sevmeyeceksin; hangisi iyi, hangisi kötü olduğunu ayırabilmektir. İnsan, bunu kendisi ayıramaz. Onun için, Cenab-ı Peygamber efendimiz ‘aleyhisselatü vesselam’ bile dua ediyorlar: “Allahümme erinel hakkı hakkan ve erinel bâtılı bâtılan”. “Ya rabbi, bana doğruyu doğru, eğriyi eğri bildir” diye dua ediyorlar. Bir insan kötüye iyi diye sarılırsa, kötüyle beraber haşr olur. İyiye düşman olursa Allahın gazabına uğrar. Yanlışa doğru diye sarılırsa, mahvolur. Doğruya yanlış diye saldırırsa dünyasını da ahiretini de yıkar, helak olur. Onun için doğruyu doğru bilmek, eğriyi eğri bilmek, kimin sevilip, kimin sevilmeyeceğini bilmek dünyada en zor ve en mühim meseledir.

Bir büyük zata hep hocanızdan bahs ediyorsunuz, hocanız size ne öğretti, demişler. Buyurmuş ki; Bana hocam bir şey öğretti, o bana yeter. Bu sevilir, bu sevilmez! Bana bunu öğretti. İrşad demek, bu iyi bu kötü’yü söyleyebilmektir. İnsan bunu anlayamaz. İnsan bunu aklıyla, ilmiyle, irfanıyla ayıramaz. Yani, bu Rabbimin sevdiğidir, bu nefsimin sevdiğidir diye insan kendisi ayıramaz… Ancak bir mürşid-i kamilin öğretmesiyle mümkündür..

Abdülhakim efendi hazretleri buyurmuşlar ki; İmam-ı Gazali hazretlerinin İhya-ul Ulum kitabını, bir yahudi muhabbetle sayfalarını çevirse, Cenab-ı Hak son sayfasında imana gelmek nasip eder. Muhabbetten dolayı!.. Eğer bir mü’min, bir kafirin, kitabının sayfalarını muhabbetle çevirirse, son sayfada küfre girme ihtimali vardır. Çünki insanları Allahü tealaya bağlayan, muhabbettir. Bir insan, sevgisini bir kafire bağlarsa ondan etkilenir. Herkes sevdiğiyle beraber haşr olunacaktır. Dolayısıyla, sevgiye çok dikkat etmelidir. Hazreti Ömer radıyallahü anh Basra valisine, mektup yazmış, o yanındaki kafirin işine son ver demiş. Ya Emirel mü’minin, her işimi o yapıyor. Elim, ayağım o! İşi, ticareti bilen o, demiş. Bir daha söylemem, o kafirin işine son ver, ölseydi ne yapacaktın? Bir müslüman koy, buyurmuş. Çünki kafiri takdir edersin, küfre girersin. Ne kabiliyetli adam dersin, mahvolur gidersin. Sevgi çok zordur. Çünki hadis-i şerif var, Cenab-ı Peygamber buyuruyor ki; Kim kimi severse, ahirette onunla beraber olacaktır. Bir muhabbet beslerse, ahirette de beraber olur. Çünki daima kötüler iyileri götürür. Çok tehlikelidir.

İmam-ı Ali Rıza hazretlerine birisi bir mektup yazmış. Efendim bazı suallerim var, hem sormak hem de sizden istifade etmek istiyorum, demiş. Mübarek hemen katırını göndermiş. Çünki hadis-i kudsi'de buyuruluyor ki; Ey Habibim, eğer birisi sana derse ki, "ben dinimden bir şey soracağım", sen ona hizmetçi ol. Dolayısıyla, koskoca imam, katırını göndermiş, kapıda karşılamış. Niye? Dinime ait bir şeyler soracak diye. Çünki Cenab-ı Hak, Cenab-ı Peygambere, "hizmetçi ol", diyor. Hadis-i kudsi bu. Yemeğini kendi hazırlamış, önüne koymuş. Soru cevap, soru cevap… Sonra mübarek kendi yatağını vermiş istirahat etsin diye. Gel gör, adam ben ne imişim! katırını gönderdi, kapıda karşıladı, yemeğini, yatağını verdi. Ben ne imişim derken, İmam-ı Ali Rıza hazretleri, gelmiş. Sen hiçbir şey değilsin. Bizim bu sana yaptığımız, dinimizin icabıdır, misafirperverliğimizdendir. Yoksa senin bir halt olduğundan değildir buyurmuş. Dolayısıyla, Allahü teala Kur’an-ı kerimde buyuruyor ki; Allah indinde derecesi, etiketi, makamı en yüksek olan, Allahtan korkandır. Korkanın alameti, hem namaz kılmaktır hem de Allahın kullarına namazı, yani İslamiyeti yaymaktır. Yoksa, dine hizmet etmeyenin akıbeti, mutlaka hezimettir. Çünki bir farzı yapmamıştır. Bu dinde iki farz, her mü’mine farzdır. Öğrenmek ve öğretmek. Eğer bir yerde Allahü tealanın dinine hizmet varsa, o hizmete iştirak etmek, her mü’minin üzerine farzdır. Bu da üç şekilde olur. Ya bedenen, ya malen, ya da dua ile. Ya rabbi, ben bir şey yapamıyorum, acizim, garibim. Ya rabbi, şu hizmet edenleri muvaffak et, dese, o bile dahil olur.

Allahü teala insanda iki nesne yaratmıştır; Nefs ve ruh. Ruh, can demektir. Can, kalp demektir. Bunların her ikisinin sevdikleri zıttır. Mesela nefs, Allahın düşmanıdır. Namaz kılacağın zaman, kılma şu namazı diye debelenir. Ruh namaz kıldığın zaman, rahatlar. Büyüklerin sohbeti ruhun hoşuna gider, nefs, çırpınan kuş gibi kaçmak ister. Kitap okuyunca ruh sevincinden uçar, nefs, sıkılır. Cenab-ı Hak nefse cennete ait nesneleri sevmemek, ruha da cehenneme gidecekleri sevmemek hilkatini vermiştir. Ahirette kiminle beraber olmak istiyorsan, dünyada onunla beraber ol. Siz, sevgi dairesi içinden çıkamazsınız. Sevgi olduktan sonra, mesafe mühim değildir. Netice: O aşk, o muhabbet olmasaydı, bu kainat yaratılmazdı. Cenab-ı Peygamber aleyhisselatü vesselam miraç gecesi ya rabbi, ümmetim ne olacak dedi. Peygamberin ümmetine olan sevgisi, anne-babanın çocuklarına olan muhabbetinden çok çok daha fazladır. Peygamberimizin ümmetine olan sevgisini nereden anlayacağız? Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem her defasında ümmetim dedi. Miraçta Cenab-ı Hakkın huzuruna kavuştu, ya rabbi, ümmetim ne oldu, dedi. Allahü teala, Ben sana âşıkım, madem bu kadar çok istiyorsun, onlara da namazı farz kıldım. Onlar namaz kıldığı zaman, senin yaptığın miracı yapmış olacaklar ve bütün gök ehlinin sevabını onlara vereceğim buyurdu. Bütün gök ehlinin, bütün meleklerin yaptığı ibadetin sevabı sana veriliyor! Abdülhakim efendi hazretleri buyurmuşlar ki; Eğer benim üzerimden bir vakit namaz geçecekse Allah bin kere canımı alsın. Bir talebesi ev taşırken, eşya çalınmasın diye bir vakit namazını geçirince, buyurmuşlar ki; Keşke malların hepsi çalınsaydı da bir vakit namazın geçmeseydi. Onun için büyüklerimiz buyuruyor ki: "Namaz var hayat var, namaz yok hayat yok". Onun için havada karada denizde hiçbir mazeret ileri sürülmeksizin, dinimizin gösterdiği kolaylıkları da kullanarak namazlarımızı kılmamız lazım. Çünkü İslamiyetin tamamı namaz içerisinde toplanmıştır. Zaten namaz müminin miracıdır. Peygamber efendimizin de miracda çok arzu ettiği, Allahü tealaya kavuşmuş olmanın zevki ve sevinçliliği ümmetinin de yaşamasını istediği için Allahü teala ona olan sevgisinden dolayı müminlere namazı emretti ki; madem öyle diyorsun ümmetin de gelsin miracını yapsın, namazını kılsın....

Dünya ve ahiretde huzur ve saadet isteyen Peygamber efendimizi sallallahü aleyhi ve sellem sevmeli, O'nun sevdiklerini sevip, sevmediklerini sevmemeli, O'na uymalı ve O'nun ve eshabının yolundan gitmelidir. O'nun vârislerinin kıymetini iyi bilmelidir.

Allahü teala' ya emanet olunuz efendim
.[/
CENTER]
HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt