EbuSüleyman
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 24 Ocak 2010
- Mesajlar
- 47
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 29
CUMA GÜNÜ VE NAMAZI İLE İLGİLİ EHL-İ BEYT’TEN BAZI RİVÂYETLER
İmâm Rızâ’dan (a.s) nakledildiğine göre, Peygamber efendimiz (a.s) buyurdular; “Cuma günü günlerin efendisidir. Allâh, o günde iyiliklerin sevâbını kat-kat verir. Kötülükleri ve günahları siler. O günde dereceler yükseltilir, duâlar kabûl edilir, belâ ve musîbetler giderilir, büyük ihtiyaçlar karşılanır. Allâh, o günün hürmetine bir çoklarını cehennem ateşinden uzaklaştırır. Kim o günün hakkını gözeterek, o güne gereken hürmeti göstererek Allâh’a ihlasla duâ ederse, o kimseyi cehennem ateşinden kurtarmak Allâh’ın üzerine bir haktır. Cuma günü ve gecesinde ölen kimse (gerçekten îmânlı, ihlaslı ve Allâh’ın kullarının haklarına gereken önemi veriyor idiyse) şehîd olarak ölmüş olur ve güven içerisinde dirilir. Kim de o günün hakkını, hürmetini muhâfaza etmez, o günü boşa geçirirse, tevbe etmediği takdirde Allâh’ın onu cehenneme atması Allâh’ın üzerine bir haktır.”[21]
Hünkârı Evliyâ İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdu; “Kim Cuma günü bıyıklarını sünnete uygun bir şekilde kısaltır, tırnaklarını keser, başını yıkar -yahut, sünnet olduğu veçhile boy abdesti alırsa- bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmuş gibi sevab-mükâfât alır.”[22]
Zâhir ve Bâtın’ın kutbu İmâm Cafer Sâdık (a.s)’ın naklettiğine göre, Kâinâtın efendisi Peygamberimiz şöyle buyurdular; “...Cuma günü ve gecesi bana salavât getirmeyi arttırınız.” Soruldu ki: “Ne kadar arttıralım, yâ Resûlallâh?” Buyurdular; “(En az) Yüz kere salavât getiriniz. Fazlası ise daha faziletlidir.”[23]
Soyu necîp İmâm Muhammed Bâkır (a.s) buyurdular; “Allâh; insanlara cumadan cumaya otuzbeş vakit namaz farz kılmıştır. Bunlardan birisini cemaatla kılmalarını emretmiştir. O da Cuma namazıdır. Şu dokuz gurup insana da Cuma namazına katılmama izni vermiştir. Bunlar; Küçük çocuklar (bulûğa ermemiş olanlar), çok yaşlı olanlar, deli olanlar, yolcu olanlar, köle olanlar, kadınlar, hastalar, körler ve Cuma kılınan yere (yaklaşık olarak) Oniki kilometre mesâfeden daha uzakta olanlar. (İki fersahtan daha uzak olanlara)”[24]
Gönül ehlinin İmâmı Cafer Sâdık (a.s) buyurdular; “Cemaat en az beş kişi olunmadığında Cuma namazı farz olmaz.”[25]
Hz. İmâm Muhammed Bâkır (a.s) buyurdular; “Kim peşi peşine üç cumayı (sebepsiz, mazeretsiz, şartlar yerine geldiği halde) terkederse Allâh onun kalbini mühürler.”[26]
İmâm Rızâ’dan (a.s) nakledildiğine göre, Peygamber efendimiz (a.s) buyurdular; “Cuma günü günlerin efendisidir. Allâh, o günde iyiliklerin sevâbını kat-kat verir. Kötülükleri ve günahları siler. O günde dereceler yükseltilir, duâlar kabûl edilir, belâ ve musîbetler giderilir, büyük ihtiyaçlar karşılanır. Allâh, o günün hürmetine bir çoklarını cehennem ateşinden uzaklaştırır. Kim o günün hakkını gözeterek, o güne gereken hürmeti göstererek Allâh’a ihlasla duâ ederse, o kimseyi cehennem ateşinden kurtarmak Allâh’ın üzerine bir haktır. Cuma günü ve gecesinde ölen kimse (gerçekten îmânlı, ihlaslı ve Allâh’ın kullarının haklarına gereken önemi veriyor idiyse) şehîd olarak ölmüş olur ve güven içerisinde dirilir. Kim de o günün hakkını, hürmetini muhâfaza etmez, o günü boşa geçirirse, tevbe etmediği takdirde Allâh’ın onu cehenneme atması Allâh’ın üzerine bir haktır.”[21]
Hünkârı Evliyâ İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdu; “Kim Cuma günü bıyıklarını sünnete uygun bir şekilde kısaltır, tırnaklarını keser, başını yıkar -yahut, sünnet olduğu veçhile boy abdesti alırsa- bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmuş gibi sevab-mükâfât alır.”[22]
Zâhir ve Bâtın’ın kutbu İmâm Cafer Sâdık (a.s)’ın naklettiğine göre, Kâinâtın efendisi Peygamberimiz şöyle buyurdular; “...Cuma günü ve gecesi bana salavât getirmeyi arttırınız.” Soruldu ki: “Ne kadar arttıralım, yâ Resûlallâh?” Buyurdular; “(En az) Yüz kere salavât getiriniz. Fazlası ise daha faziletlidir.”[23]
Soyu necîp İmâm Muhammed Bâkır (a.s) buyurdular; “Allâh; insanlara cumadan cumaya otuzbeş vakit namaz farz kılmıştır. Bunlardan birisini cemaatla kılmalarını emretmiştir. O da Cuma namazıdır. Şu dokuz gurup insana da Cuma namazına katılmama izni vermiştir. Bunlar; Küçük çocuklar (bulûğa ermemiş olanlar), çok yaşlı olanlar, deli olanlar, yolcu olanlar, köle olanlar, kadınlar, hastalar, körler ve Cuma kılınan yere (yaklaşık olarak) Oniki kilometre mesâfeden daha uzakta olanlar. (İki fersahtan daha uzak olanlara)”[24]
Gönül ehlinin İmâmı Cafer Sâdık (a.s) buyurdular; “Cemaat en az beş kişi olunmadığında Cuma namazı farz olmaz.”[25]
Hz. İmâm Muhammed Bâkır (a.s) buyurdular; “Kim peşi peşine üç cumayı (sebepsiz, mazeretsiz, şartlar yerine geldiği halde) terkederse Allâh onun kalbini mühürler.”[26]