Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Çocukları Sevme ve Onlarla İlgilenme (1 Kullanıcı)

uzeyr

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ara 2006
Mesajlar
826
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
ESKİŞEHİR

Yüce Allah’ın bizlere bahşettiği en güzel hediyelerden olan çocuklar, sevinç ve neşe kaynağımız, Kur’ân’ın ifadesiyle “göz aydınlığı”mızdır. (Furkân, 25/74) Onlarla neslimizi ve değerlerimizi yaşatır, güç ve canlılık buluruz. Bunu anlamak için insanın hiç çocuk edinememesi veya uzun süre çocuk beklemesi gerekmez.
Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem), her konuda olduğu gibi, çocukları sevme konusunda da bize örnek olmuştur. “Küçüklerimize şefkat göstermeyen bizden değildir” buyuran Peygamberimiz, aralarında ayırım yapmadan sevgi ve şefkatini çocuklara bütün cömertliğiyle açmıştı. O, eğitimiyle, ödüllendirmesiyle, yarıştırmasıyla, başlarını okşamasıyla, şakalaşmasıyla, kucağına ve omzuna alışıyla, onlara yapılan yanlış ve haksızlıkları engelleyişiyle... çocuklara karşı sevgi ve ilgisini ortaya koymuştur.
Kâinatın mayası seygiyle / muhabbetle yoğrulduğu gibi, fıtratımız da sevmeye ve sevilmeye muhtaç olarak yaratılmıştır. Bu ihtiyaç da en çok çocukluk devresinde açık bir şekilde kendini gösterir. Çocuğun sağlam ve sıhhatli bir ruh yapısına sahip olarak yetişmesi, ancak sevgi dolu bir atmosferde büyümesi ile mümkündür. Sevgi çocukların âdeta gıdasıdır. Sevgiden mahrum yetişen çocuk her zaman problemli kişiliğiyle gelişen (daha doğrusu gelişemeyen) bir insan olmaya namzettir.
Fakat şurasını unutmamak gerekir ki, sevgisiz büyüyen bir çocuk nasıl hasta bir ruhla yetişirse; ölçüsüz ve ayarsız bir sevgi ile büyüyen çocuğun da sıhhatli bir ruha sahip olması mümkün değildir. Çünkü kontrolsüz bir sevgi gösterisi, çocuğu şımarık ve sorumsuz yapar. Hatalarından dolayı ikaz etme, disipline alıştırma ve onu belli bir gâyeye hazırlama da çocuğu sevme kapsamına girer.
Çocuklarla ilgilenme ve onları eğitmeye gelince, çocuk yaşı, eğitime en müsait dönemdir. Atalarımız “ağaç yaş iken eğilir” sözünü boşa söylememişlerdir. Onlar âdeta hamur gibidir, elle istenen şekil verilebilir.
Çocukta din duygusu ve Allah inancı ağırlıkla aile ocağında ve anne kucağında belirmeye başlar. Onların ibadetlere ısındırılmaları ve alıştırılmaları, daha küçükken evde ana-babasından gördüğü ibadet şevki ve uygulamalarıyla mümkündür. Bu sebeple aile reisinin zaman zaman ibadetlerini evde yerine getirerek çocuklarını da alıştırması, camiye gidebilecek yaşta ve durumda olanları da tatlılıkla camiye, cemaate götürmeye çalışması din eğitimi açısından oldukça önemlidir. Zira çocukta dinlediklerinden ziyade, gördükleri daha iz bırakıcı olur.
Çocukları yine küçük yaştan itibaren hayata da alıştırmak gerekir. “Daha çocuktur, anlamaz” diyerek onları hayata yabancı bırakmak doğru değildir. Meselâ, dört yaşındaki çocuklar ana-babalarıyla alış-verişe çıkabilirler. Bu onlara çok şey öğretir. Paranın kıymetini anlarlar, her malın ayrı fiyatı olduğunu fark ederler. Kendilerine olan güvenleri artar, başkalarıyla muhatap olmayı öğrenirler, dillerini geliştirirler.
Anneler ve babalar çok zaman önemli bir noktayı unuturlar. Çocuklar sanıldığından daha çok şey anlarlar.
Çocukları severken ve onlarla ilgilenirken şu noktalara dikkat etmemiz oldukça faydalı olacaktır:
Aile fertlerinin birbirine karşı sevgi ve saygı duyduğunu çocuklara hissettirmeliyiz.
Anne-baba, çocuklarının önünde münakaşa ve kavga etmemelidir. Çocukların bu gibi durumlarda sarf edilmesi muhtemel hakaret içeren sözleri duymaları doğru değildir.
Çocukların yanında müstehcen veya gelişi güzel konuşmalar yapılmamalıdır. Zira onlar, ilgilenmiyormuş gibi gözükseler de, konuşulanlara kulak kabartır, daha sonra da, birçok davranışını bu konuşulanlara göre ayarlarlar.
Çocukların bazı yanlış sözlerine veya küçük suçlarına hakaret ve alayla karşılık verilmemelidir. Onların da onurlarının kırılmaması gerektiği unutulmamalıdır.
Çocukların da birbirlerine hakaret etmelerine izin verilmemelidir.
Ortada çocukların işlediği bir suç varsa, suçlu olan araştırılmalı, sadece suçlu olana ceza verilmelidir.
Cezalandırma ve ödüllendirmede âdil olunmalıdır. Bu konuda kardeşler (veya öğrenciler) arasında eşit davranılmalıdır.
Çocuklarımıza, yaratılmışları Yaratan’dan dolayı sevmeyi öğretmeli, anlatmalıyız.
Onlara büyük muamelesi yapmalı, fakat büyüklerden bekleneni istememeliyiz.
Onlara temizlik alışkanlığı kazandırmalıyız, el, yüz, diş, tırnak, elbise, beden ve çevre temizliği konularında onları hassas yetiştirmeliyiz.
Çocuğumuza her konuda olduğu gibi, temiz ve tertipli olmada da örnek olmalıyız. Titiz ve düzenli olmayı seviyorsa onu bu huyundan dolayı tebrik etmeli ve sürekliliğini dilemeliyiz.
Çocuklarımızın her istedikleri yere, kontrolsüz bir şekilde, gitmelerine izin vermemeliyiz. Bulundukları yerleri araştırarak onlarla yakından ilgilenmeli ve (baskıcı bir tutum izlemeden) insiyatifimizi elden bırakmamalıyız.
Çocuklarımızın bütün kusurlarını görüp cezalandırmamalı, bazı ufak kusurlarını görmezlikten gelerek, yanlışını îmâ yoluyla anlatmaya çalışmalıyız.
Bilmeyerek veya istemeyerek yaptığı hatadan dolayı cezalandırma yoluna gitmemeli, ikna ederek hatasını düzeltmesini sağlamalıyız.
Onların eksiklerini ve hatalarını sıkça sayıp dökmekten ziyade sorumluluklarını hatırlatmak daha az can sıkıcı olur.
Çocukları, küçük yaşta öcü, cadı, canavar, gulyabani, hayalet, hortlak gibi hayali ve gerçekdışı şeylerle korkutmamalıyız.
Ulu-orta sorular sorsalar dahi, onların öğrenme meylini kırmadan, anlayabilecekleri şekilde sabırla cevap vermeliyiz
Çocuğa örnek alacağı şahsiyetler olarak kahramanlık, cesaret, yiğitlik, doğruluk ve mertlik timsali kişileri göstermeliyiz.
Çocuğumuzun sosyal faaliyetlerde bulunmasına imkân açmalı, bazı eğitici ve kültürel faaliyetleri takibe ve onlara katılmaya teşvik etmeliyiz.
Çocuğumuzu spor yapmaya teşvik etmeli, müzik zevkini geliştirmeli, kabiliyetine göre en az bir enstrüman kullanmasını sağlamalıyız.
Çocukluğunu yaşamasına, hoplayıp zıplamasına, oynamasına müsaade etmeliyiz.
Seviyeyi fazla düşürmeden onların sorunlarına bir arkadaş gibi yaklaşmalıyız.
Çocuk iyi iş yapınca, güzel huy gösterince, bir iş yapmayı becerince onu övmeli, “aferin, bravo” deyip tebrik etmeli, sevineceği şeylerle ödüllendirmeli, insanların yanında onu övmeliyiz.
Çocuklarımıza başkalarının kazancına göz dikmenin, kıskançlık beslemenin doğru olmadığını, “hak kavramının önemini, helal kazancın gerekliliğini iyi anlatmalıyız.​

Alıntı : Altınoluk Dergisi
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt