Resul Aydın
Kayıtlı Kullanıcı
Yağmura inat , olanca sessizliğimle yürüyordum . Yıldıramayacaktı beni ne yağmur ne kar ne de fırtınalar . Küstah bir başkaldırıştı belki benim yaptığım ama çarem yoktu .
Yaşam , arsız bir yabancı gibi her seferinde beni yenmeye uğraşıyor ...bense hiç açık vermiyordum . Üstüne üstüne gidiyor ,hayattan alacağım olduğunu biliyor ve tüm azmimle tek tek hesaplarımı kapatıyordum .
O akşam iş çıkışı , eve yürüyerek gitmek istediğimi farketmiş ve yollara düşmüştüm . Yağmur büyük bir öfkeyle de yağsa beni caydıramayacaktı . Bilânço çıkaracaktım ... hesaplaşacaktım ... belki biraz da ağlayacaktım .
Yağmur nasılsa gizlerdi ya gözyaşlarımı , işte bu yüzdendi yürümek isteyişim . Şemsiye de istemiyordum , yağmurluk da . Akşamın yoğun siyahı , yağmur , yaşam ve ben başbaşa kalmalıydık . Muammalarımı çözecektim . Yanılgılarımı görecektim . Yaşamakla yükümlü olduklarımın nedenlerini soracak ve cevap isteyecektim .
Sanki zaman durmuş gibiydi . Yüzümdeki ıslaklık yaşlarımı gizliyor ve ben özgürce ağlıyordum . Adımlarımın beni nereye götürdüğünü asla sormadan gidiyordum ıslak yollarda .
Ne kadar sürmüştü bu durum asla bilemeyecektim . Eve döndüğümde , sanki asırlarca yürümüş ve ıslanmış olduğumu hissediyordum sadece , o kadar .
Fakat gülümsüyordum . Hem de müthiş bir keyifle ... Ne tuhaftı ! ... İçimden( ben kendime ne yaptım acaba ) diye geçirdim . Hesabımı bitirmiş miydim yoksa hayatla ?... Kimbilir ?
Tek gerçek vardı hatırladığım . Yaşam bir futbol oyunuydu . Bense kaleci .... Sürekli top yağıyordu kaleme ve ben gol yememeye çalışıyordum yılmadan . Her sorunu çözdüğümde , yenisini beklemeye biraz daha hazırlıklı oluyordum sanki . Direncim artmış ve ben daha dayanıklı bir hale gelmiş olarak , hayatın yeni problemlerini bekliyordum .
İçimden ... ( hadi bakalım , bunu çözdüm ve üstesinden geldim ... ama sen beni sınamakta öyle kararlısın ki , öyleyse hodri meydan .... sapmayacağım ...yılmayacağım ... yoldan çıkmayacağım ...zaaflara düşmeyeceğim ve bana ne yüklersen yükle dimdik ayakta kalacağım .
Hadi gönder yeni dertlerini , bekliyorum . Yüreklice bekliyorum . Ama , beni sınamaktan ne zaman vazgeçeceksin , bunu da çok merak ediyorum !!! ) diyordum . Açık bir meydan okumaydı bu , yaşama karşı .
Oysa , anlamıştım ki zaten ayakta kalabilmek buna bağlıydı . İnatla ve dirençle karşılık vermek gerekiyordu zorluklara . Tökezlemeden , kolaya kaçmadan .
O yağmurlu akşamın üzerinden çoook zaman geçti . Hayattan öğrendiğim bu en güzel felsefem , bana yaşamayı sevdirmeye yetmişti . Artık daima hazırlıklı ve donanımlı olarak bekliyorum hayatın yokuşlarını .
Ve beni bu yokuşların olgunlaştırdığını bilerek yürüyorum .
Yılgınlıkları sildim yaşam sözlüğümden . Hayat daha verimli ve dost artık bana .
Hayatı yüreklice yaşayan herkese , yürekten sevgilerimle !....
Yaşam , arsız bir yabancı gibi her seferinde beni yenmeye uğraşıyor ...bense hiç açık vermiyordum . Üstüne üstüne gidiyor ,hayattan alacağım olduğunu biliyor ve tüm azmimle tek tek hesaplarımı kapatıyordum .
O akşam iş çıkışı , eve yürüyerek gitmek istediğimi farketmiş ve yollara düşmüştüm . Yağmur büyük bir öfkeyle de yağsa beni caydıramayacaktı . Bilânço çıkaracaktım ... hesaplaşacaktım ... belki biraz da ağlayacaktım .
Yağmur nasılsa gizlerdi ya gözyaşlarımı , işte bu yüzdendi yürümek isteyişim . Şemsiye de istemiyordum , yağmurluk da . Akşamın yoğun siyahı , yağmur , yaşam ve ben başbaşa kalmalıydık . Muammalarımı çözecektim . Yanılgılarımı görecektim . Yaşamakla yükümlü olduklarımın nedenlerini soracak ve cevap isteyecektim .
Sanki zaman durmuş gibiydi . Yüzümdeki ıslaklık yaşlarımı gizliyor ve ben özgürce ağlıyordum . Adımlarımın beni nereye götürdüğünü asla sormadan gidiyordum ıslak yollarda .
Ne kadar sürmüştü bu durum asla bilemeyecektim . Eve döndüğümde , sanki asırlarca yürümüş ve ıslanmış olduğumu hissediyordum sadece , o kadar .
Fakat gülümsüyordum . Hem de müthiş bir keyifle ... Ne tuhaftı ! ... İçimden( ben kendime ne yaptım acaba ) diye geçirdim . Hesabımı bitirmiş miydim yoksa hayatla ?... Kimbilir ?
Tek gerçek vardı hatırladığım . Yaşam bir futbol oyunuydu . Bense kaleci .... Sürekli top yağıyordu kaleme ve ben gol yememeye çalışıyordum yılmadan . Her sorunu çözdüğümde , yenisini beklemeye biraz daha hazırlıklı oluyordum sanki . Direncim artmış ve ben daha dayanıklı bir hale gelmiş olarak , hayatın yeni problemlerini bekliyordum .
İçimden ... ( hadi bakalım , bunu çözdüm ve üstesinden geldim ... ama sen beni sınamakta öyle kararlısın ki , öyleyse hodri meydan .... sapmayacağım ...yılmayacağım ... yoldan çıkmayacağım ...zaaflara düşmeyeceğim ve bana ne yüklersen yükle dimdik ayakta kalacağım .
Hadi gönder yeni dertlerini , bekliyorum . Yüreklice bekliyorum . Ama , beni sınamaktan ne zaman vazgeçeceksin , bunu da çok merak ediyorum !!! ) diyordum . Açık bir meydan okumaydı bu , yaşama karşı .
Oysa , anlamıştım ki zaten ayakta kalabilmek buna bağlıydı . İnatla ve dirençle karşılık vermek gerekiyordu zorluklara . Tökezlemeden , kolaya kaçmadan .
O yağmurlu akşamın üzerinden çoook zaman geçti . Hayattan öğrendiğim bu en güzel felsefem , bana yaşamayı sevdirmeye yetmişti . Artık daima hazırlıklı ve donanımlı olarak bekliyorum hayatın yokuşlarını .
Ve beni bu yokuşların olgunlaştırdığını bilerek yürüyorum .
Yılgınlıkları sildim yaşam sözlüğümden . Hayat daha verimli ve dost artık bana .
Hayatı yüreklice yaşayan herkese , yürekten sevgilerimle !....